02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4 SAYFA GÜNCEL Salıda Bir Alanya FEYZİ AÇIKALIN 25 OCAK 2011 SALI G NİHAT TOKLU G GÜRSU KUNT G PELİN GEL AĞAN [email protected] okaktaki yurttaş ya da sıradan bir işletmeci, konut satın alacaksa ne yapar? Öncelikle sağlam ve güvenilir olup olmadığına bakar. İmar durumunu inceler. İmar açısından sıkıntısı bulunup bulunmadığını araştırır. Bu anlamda ilk başvurulacak kapıların başında ilgili belediyeler gelir. Uzun süreli işyeri kiralayıp, tadilat gerektiren yatırım yapacak olanlarda mutlaka belediyenin ilgili birimine uğrayıp yapı hakkında bilgi edinirler. Benzeri işlemi yapacak olan belediyenin ise bu konularda daha özenli davranması beklenir.Yapının durumu hakkında uzmanlarına geniş kapsamlı araştırma yaptır Boşuna ödenen kiranın sorumlusu kim? D İsa Yıldırım S disiplinlik A dıktan sonra kiralama ya da satın alma işlemini gerçekleştirir. Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin Kültür Sineması ile ilgili başına gelenleri duB yunca, “Bu nasıl bir iştir” demeden kendimizi alamadık. Belediye, burnunun dibindeki sinemayı 5 yıllığına kiraladı. Bunu da E yaklaşık bir ay önce, “Eski Kültür Sineması Büyükşehir Kültür Merkezi oluyor” diye duyurdu. Duyuruda 850 kişilik salon ile 3 bin metre karelik kapalı alanın kültürel faaliyetlerde kullanılacağı bildirildi. Hatta Büyükşehir Belediyesi Kültür Dairesi’nin tabelası bile binaya asıldı. Sonra ne oldu? Yapının kolonlarında sıkıntı olduğu gerekçesi ile Büyükşehir’in projeden vazgeçtiği ortaya çıktı. Bu arada ödenen 30 ya da 40 bin liralık ilk ayın kirasına oldu. Bina sahibinin bu parayı geri vermeK si herhalde beklenmez. Mülk sahibi, “Kiralarken aklınız nerdeydi?” dese belediye yetkilileri ne diyebilecekler. 5 yıllık kirayı talep etmese iyidir. Duyumlarımıza göre, B “Ben teslim ettiğimde bina sağlamdı” diyesiymiş. Eh ne dese haklı. Belediyelerin kadrosunun işbilir bilirdik. Ama güvendiğimiz dağlara kar yağdı. Herhalde Büyükşehir’i yönetenler,yapıyı kiralayan bürokrata bunun hesabını soracaktır. Sorması gerekmez mi? Islığın Getirdikleri evcut milletvekilleri arasında yaprak dökümü başladı. Partisinden ilk ayrılan AKP Antalya Milletvekili Yusuf Ziya İrbeç oldu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın politikalarını ağır şekilde suçlayarak istifa etti. İrbeç’in listeye giremememe tehlikesi nedeni ile istifa ettiğine inanılıyor. Belirttiği diğer gerekçelerin inandırıcılığı tartışılıyor. Halen bağımsız olan Yusuf Ziya İrbeç’in MHP yolunda olduğu söyleniyor. AKP’de çizik yemesi olasılığı olan diğer Antalya Milletvekilinin Dr. Abdurrahman Arıcı olacağı söyleniyor. Duyumlara göre Arıcı’nın yerine meslektaşı Dr. Aziz Akkaya’nın listeye alınabileceği konuşuluyor. Dr. Akkaya’nın liberal kesimlerle, güneydoğu seçmenine yakınlığının yıldızını parlattığı söyleniyor. M Arıcı’nın yerine Akkaya arayolları’nın Antalya kent girişinde ağır yük taşıyan araçları denetlemek için bir kantarı var. Kepezaltı’ndaki kantarda denetlenen araçlar, yönetmelikte belirlenen tonajın üzerinde yükleri varsa cezalandırılıyorlar. Korkuteli ya da Burdur üzerinden gelen yük araçları eskiden denetimden kaçmak için Kızıllı Varsak arasındaki orman yolunu kullanırlardı. Kamyoncular arasında bu güzergahın K adı, “Kaçak Yolu”na çıkmıştı. Ama bu hat mesafeyi biraz artırıyordu. Üstelik zaman zaman jandarma denetimi ile karşılaşılıyordu. Kapasitelerinin üzerinde yük alarak K Yeni Kaçak Yol ksu Belediye Başkanı İsa Yıldırım’ın MHP İl Disiplin Kurulu’na sevk edildiğini duyduk. Gerekçeyi bilmiyoruz ama büyük olasılıkla son günlerde basına yansıyan yabancı kadınlarla birlikte çektirdiği yaş günü fotoğrafları olabilir. MHP yöneticilerinin bir bölümü, başına buyruk olduğu gerekçesi ile İsa Yıldırım’dan rahatsızdı. Bakalım disiplin kurulundan nasıl bir ceza çıkacak. İhracı bile olabilir. yönetmelikleri çiğneyen, yollara hasar veren ağır tonajlı araç sürücüleri yeni bir K “Kaçak Yolu” bulmuşlar. Kepez Belediyesi’nin Duacı Kütükçü arasına açtığı yolu kullanmaya başladılar. 20 25 ton yük alması gerekirken bunun iki katı 40 45 ton malzeme ile yola çıkan araçlar, bu hatta cirit atıyor. Kepezaltı’ndaki kantarda denetim yapıldığı saatlerde Yeni Kaçak Yolu’nda trafik artıyor. Sürücüler bir şekilde denetim saatlerinden haberdar oluyorlar. Yollarda büyük hasar yapan, trafik güvenliğini tehdit eden bu araçlara karşı acilen önlem alınması gerekiyor. Levent Kıldır nereli? umhuriyet Akdeniz’de geçtiğimiz günlerde yayınlanan milletvekili aday adayı listesinde Levent Kıldır, CHP’nin Finike temsilcileri arasında yazılmıştı. Uzun süredir partisinin tüm etkinliklerine katılması ile dikkat çeken Kıldır, bu tanımlamaya katılmıyor. Finike’nin yanı sıra Alanya ve Manavgat dahil değişik ilçelerde yakın akrabalarının olduğunu, kendisinin her yerde görebildiğini söylüyor. Anlaşılan Makine Mühendisi Levent Kıldır’a, tek bir ilçenin değil tüm ilçelerin adayı demek daha doğru olacak. C ilimin ucunu ikişer parmağımla bükerek ıslık çalmayı ilkokula başlarken öğrendim. Yuhalama daha sonra geldi… Sinemanın kötü adamı Ahmet Tarık Tekçe film çekmeye Alanya’ya gelmişti. Elebaşımız, Alanya Kaymakamı Nihat Oğuz Bor’un büyük oğlu Doğan bizi örgütlemiş, planı detaylandırmıştı! Tekçe karşıdan görününce, duvarın arkasına saklanmış olan biz kopiller hep bir ağızdan adamcağıza “yuuuh” diye bağırdık. Neye uğradığını şaşıran aktrise yaptıklarının cezasını vermiştik! İlk ve son örgütlü yuhalamam buydu. Sonrakiler maçlarda geldi… Protestolardaki ortak neden haksızlığa uğrama düşüncesiydi. Maçı yöneten “İğde bademler!” taraf tutuyorsa yuhluyorduk. Bir de kışkırtılırsak… Rakip takım oyuncusunun bize dönüp, şortunun ön kısmını düzeltmesi bir tribünü ayağa kaldırabilirdi. Kışkırtma, senden olmadığını varsaydığın hakemin davranışından daha farklı olduğu için ıslıkla yetinilmez, küfredilirdi… Protestolar plansızdı. Daha önceden tanımasan da, senden olduğunu bildiğin, tuttuğun takımının sizi aidiyet duygularıyla bağladığı yandaşıyla beraberce, sana karşı olana verdiğin tepki çok çabuk gelişirdi. Yanındakinden alınan güç dalgası hızlı yayılırdı. O yıllarda ülke ikiye bölünmemişti. Siyasetçiden, örneğin “İti ite kırdırıyorum” bile diyerek nefretleri üstüne çeken Demirel’den korkulmaz; örgütlü sendikalar, öğrenciler, işçiler salonlarda, sokakta ona tepki verirlerdi. Daha doğrusu, sözgelimi Demirel, insanları sindirmek için faşizan baskılar uygulamayı devlet politikası olarak yerleştirmemişti. Demirel’in çanak yalayıcıları ona yaranmak için kraldan çok kralcı olmazlardı. O beğenmediğimiz ülkemizde demokrasi vardı; gazeteler, gazeteciler vardı satılmamış… Spor idarecilerinde de ayın oyun yoktu. Spor kulüplerinin vergilerinden, borçlarından arınabilmesi için devletluya yağ çekmesine gerek yoktu; çünkü o yıllarda böylesine muazzam bütçelerle oynanmazdı. Spor idarecileri devletle olan kişisel iş ilişkilerini spora alet etmezlerdi. Siyasetçi, bilerek muğlâk bıraktığı, adını tam koymadığı, çözüme ulaştırmadığı ilişkiyi ilerde bir tehdit öğesi gibi kullanmayı düşünmezdi. Çok canlar yandı Türkiye’de ama insanlar bugün olduğu kadar hiç korkmadılar; sinmediler… Birbirinin ardına ancak sığınarak ıslıklamayı düşünmediler. Şimdi ise Türkiye’nin yarısı nefret ediyor ve ıslıklıyor, yarısı ise tapıyor; ortası yok! Yakın vadede de görünmüyor! HER ŞEYİN BAŞI SAĞLIK (0 242) 248 00 57 İLAN SERVİSİ C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle