Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
HABERLER 3 26 Şubat 2021 Cuma “İnandığın yolda yürü...” sloganı ile donatılmıştı İzmir... AKP’nin Halkapınar Spor Salonu’nda yaptığı kongre öncesinde afişlerde yazan sloganı Erdoğan’ın sözlerine, “inadına yapacağız” olarak yansıyacaktı. Yani çoğulculuk, katılımcılık, istişare, empati, ortak akıl, hak, hukuk, evrensel değerler gibi demokrasinin üzerinde yükseldiği olguları dışlayan bir tek adam söylemi... H “İnandığın yolda yürü” sloganının altını kazıdığınızda ortaya çıkan işte bu otoriter ruh haliydi. Erdoğan’ın bilimle inatlaşarak, halkın talep ve beklentilerini yok sayarak “Kanal İstanbul’u inadına yapacağız” demesi demokrasi ve uygar dünyanın yönetim anlayışı ile nasıl çeliştiğinin de bir göstergesi... Elbette bu zihniyeti yeni fark etmedik... AKP’li yıllar boyunca Erdoğan devletin tüm fren ve balans ayarlarını aşındırıp ortadan kaldırdı... Yani Erdoğan, kendi açısından önünde engel olarak gördüğü tüm denetim mekanizmalarından “kurtulurken”, zaten eksikleri bulunan yaralı demokrasimiz ile hukukun üstünlüğüne ve insan haklarına dayalı devlet modelimiz de bütün savunma sistemlerini kaybetti... Meclis denetimi, Sayıştay, Anayasa Mahkemesi, HSK, sivil toplum, demokratik kitle örgütleri, meslek odaları, ticaret borsaları, sendikalar, üniversiteler, medya sizlere ömür. Erdoğan’ın “inadına yapacağız” TUNCAY MOLLAVEİSOĞLU lebaleb salgını... inadına demokrasi açıklaması yalnızca Kanal İstanbul ile sınırlı bir ifade değil... Türkiye’yi hangi duygu ile yönettiğinin dışa vurumu... ve bu inat, AKP’nin emperyalizmin desteğini alarak Atatürk Türkiyesi ile hesaplaşmasının da bir yansıması... H Sosyal medyada yüzü maske izlerinden çürük içinde kalmış bir sağlık emekçisinin fotoğrafı düştü önüme... Canları pahasına korona belası ile mücadele ediyorlar... Hastanelerde yoğunluğun artması sağlık emekçilerinin ölüm riskini katlıyor... Erdoğan, AKP kongrelerinde lebaleb dolduruyor salonları... İnsanların üst üste yığıldığı bu kongreler pandemiyi artırıyor diyor uzmanlar... Ama nafile... Kanal İstanbul’daki bilimle inatlaşma, ego, inat kongre sürecinde de kendini gösteriyor... Erdoğan, lebaleb salonları doldurmaya devam ediyor... Sokakta seyyar satıcıya maskesiz diye para cezası kesen sistem, AKP kongrelerinde kör, sağır, dilsiz oluveriyor! Devlet sahibine göre işliyor... Oysa ne Erdoğan devletin kendisi, ne de AKP bu ülkenin sahibi... H Lebaleb salgın inadına sürüyor... Karşıdevrimin pervasız saldırılarına bizler de “inadına demokrasi” diyerek direneceğiz. İşsizliğe çözüm BTeusrngeçasSmleoany’dedira:,n üretmek zorundayız “Başka Bir Tarım Mümkün” vizyonu ile yola çıkan Tunç Soyer, ”Bu memleketin kurtuluşu tarımdan geçer” diyerek üreticiye destek oluyor cEGE İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in ilçelerde yatırımları incelemek ve İzmir Tarımı başlıklı vizyon çerçevesindeki çalışmaları anlatmak için başlattığı havza bazlı turlar sürüyor. Bakırçay Havzası turuna Dikili’den başlayan Başkan Tunç Soyer, belediye bürokratları ile birlikte bu kez Bergama’daydı. Mücadele edeceğiz Bergama’da küçük üreticinin emeğinin karşılığını alması gerektiğini vurgulayan Başkan Tunç Soyer, “Üretici yerinde doyabilirse kentteki işsizler ordusuna katılmaz. Bakırçay Havzası’nda küçük üreticinin kooperatif çatısı altında örgütlenmesini, ürünü çeşitlendirmesini sağlarsak, bu üretimin kuraklık ve yoksullukla mücadele edecek noktaya gelmesini mümkün kılarsak başarılı olabiliriz” dedi. Bergama’nın olağanüstü bir coğrafyaya ve tarihsel hazineye ev sahipliği yaptığına da değinen Soyer, “Burada Kozak gibi agro turizmin dünyadaki en güzel örneklerinden biri olma kapasitesine sahip olağanüstü bir yayla var. Yine muazzam tarihi, arkeolojik hazine var. Buna rağmen turizmden aldığı pay çok düşük. Burada hem tarımsal üretimi başka noktaya taşımamız hem de turizmde hak ettiğimiz yere gelmek için kafa yormamız lazım. Bunlar sektör meselesi değil, bunlar memleket meselesi. Bunların önünü açarsak tüm sektörlerin önünü açmış olacağız” dedi. İlçedeki meslek odalarının yöneticilerinin taleplerini tek tek dinleyerek not alan Soyer, üretim yolları başta olmak üzere eksiklikleri hızla tamamlayacaklarını belirtti. Başkan Soyer, ESHOT Genel Müdürlüğü tarafından tamamen yenilenen iki adet otobüsün Bergama Belediyesi’ne teslim törenine de katıldı. Bergama turu kapsamında Bergama Belediye Başkanı Hakan Koştu’yu da ziyaret eden Tunç Soyer, daha sonra çarşıyı gezerek esnafla sohbet etti. Kale Mahallesi Domuz Alanı mevkiinde üretici kadınlarla bir araya gelen Başkan Soyer, kadın üretici pazarını gezdi. “Küçük üreticimiz de ihracatçı olacak” Belediye Başkanı Tunç Soyer ve eşi Neptün Soyer, Çamavlu, Yukarıcuma, Aşağıcuma, Aşağıbey, Demircidere, Göbeller, Yerlitahtacı köylerini ziyaret ederek üreticiler ve bölge halkıyla bir araya geldi. Muhtarların taleplerini de değerlendiren Soyer, gereken çalışmaların hızla yapılacağını bildirdi. Üreticiye hem ürünü yetiştirme hem de pazarlama konusunda destek vereceklerini de aktaran Tunç Soyer, şöyle konuştu: “Sasalı’da kısa bir süre sonra hizmet vermeye başlayacak tarım enstitüsünde ArGe ve ihracat birimi kuruyoruz. Küçük üreticiyi ihracat yapar hale getirmek istiyoruz. Bu toprakta üretilen ürünü tüccar gelip alıyor ve on misli fiyata satıyor. Biz, sizin ürettiğiniz ürünü pazarlamak hatta ihracatını yapmak için ambalajından patentine, coğrafi işaretinden markasına kadar her konuda size yardımcı olacağız. Bu memleketin kurtuluşunun yolu tarımdan geçiyor.” Tunç Soyer Neptün Soyer Bergama’daki fıstıkçamları kesilmesin! türkiye’nin çamfıstığı merkezine taş ocağı projesi Türkiye’nin önemli çamfıstığı üretim merkezlerinden Bergama ilçesindeki Kozak Yaylasında taş ocağı kurulmasına onay verilmesi ve 8 bin 822 fıstıkçamının kesilecek olması kararına bölge halkı ve çevrecilerin tepkisi sürüyor. Bergama Çevre Platformu üyeleri kararı yargıya taşırken, “change.org” üzerinden imza kampanyası başlatarak ağaçların kesilmemesi ve karardan vazgeçilmesini istedi. Göltaş Madencilik Şirketi’nin Kozak Yaylası’nda taşocağı faaliyeti için 14 hektardan izinle 110 hektara çıkarma başvurusunu iki bakanlık onayladı. ÇED raporunda 8 bin 822 fıstıkçamının kesileceği bilgisi yer aldı. Aynı coğrafyada bir başka taşocağına da 240 hektar alanda faaliyet izni verilmişti. Türkiye fıstıkçamı üretiminin yüzde 80’ini karşılayan yöre halkı ve ekolojik yıkımı önlemek için çabalayan Bergamalı çevreciler duruma isyan etti. Fıstıkçamı ağaçlarının kesilmemesi için Bergama Çevre Platformu üyeleri Bergama Kaymakamlığı’na dilekçe verdi. Bergama Çevre Platformu dönem sözcüsü Erol Engel, “Çevre Bakanlığı’nı madencilerin yanında değil doğanın ve halkın yanında yer almaya davet ediyoruz. Bölgede her türlü madencilik faaliyeti için yeni kapasite artışlarına izin verilmemeli Kozak bir an önce “Fıstıkçamı Tabiat Parkı” ilan edilmelidir. Kozak’ta madenciliğin vermiş tahribat tahammül sınırları aşmıştır” dedi. Ağaçların kesilmemesi için hukuk mücadelesi devam ederken çevreciler “change.org” üzerinden imza kampanyası başlattı. “Bergama’daki 8 bin 882 adet fıstıkçamı kesilmesin!” başlıklı açılan kampanya kısa sürede binlerce kişi tarafından imzalandı. Kongre korkuttu, acilen test sayısı artırılmalı Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla İzmir’de gerçekleştirilen İzmir il kongresinde yaşanan görüntüler bilim insanlarını tedirgin etti. Sosyal mesafenin hiçe sayıldığı görüntüleri değerlendiren İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı, “Kapalı alan olmasına rağmen, sosyal mesafeye uyulmayan görüntüleri gördük. Bu bizi kaygılandırdı. İzmir’de vaka sayıları eskiye oranla düşmüştü ve haftalık 1900 seviyesindeydi. Bu toplantı sonrası, 10 gün sonra rakamların artacağını düşünüyorum. Kentte test sayıları acilen artırılmalı ve pozitif vaka sayıları tespit edilmeli” dedi. Sosyal medya ve basına yansıyan kongre görüntülerini değerlendiren İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı, “Toplantıda sosyal mesafe kurallarına uyulmadığı açık ve net olarak belli. Zaten kapalı alan olması riski daha çok artırıyor. Bu görüntüler kaygı verici. Restoranların, kafelerin kapalı olduğu bir dönemde böyle bir toplantı yapılmasına anlam veremiyoruz. İzmir’de vaka sayıları plato olarak devam ediyordu. Haftalık 1900 vaka olarak giderken bu kongre sonrası vaka sayılarının artacağını düşünüyoruz. Virüs almamak için her türlü fedakârlık yapan vatandaş, canlarını hiçe sayarak görev yapan sağlık çalışanları bu görüntülerden de rahatsız oldu ve tepkili” dedi. Kentte 10 gün içerisinde vaka sayılarının artma ihtimalinin yüksek olduğunu sözlerine ekleyen Dr. Çamlı, “Bu görüntüler kaygı verici. Acilen İzmir’de test sayısı artırılmalı. Pozitif olan vaka sayıları tespit edilmeli. Yoksa 10 gün sonra vaka sayıları iki ve üç katına çıkar” diyerek uyarıda bulundu.