Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
HABERLER 3 22 Ocak 2021 Cuma EBA için 2 kilometre yürüyorlar Kemalpaşa Hamzababa Mahallesi’nde yaşayan 14 öğrenci, evlerinde internet çekmediği için naylon barakada eğitim almak zorunda. Kış şartlarında zor durumda kalan öğrenciler, barakada eğitim değil, evde eğitim için seslerini duyurmak istiyor Koronavirüs nedeniyle okullar kapanınca yüz yüze eğitim yapılamadı. Milli Eğitim Bakanlığı, EBA sistemi üzerinden öğrencilerin evlerinde internete bağlanıp derse girmelerini ve takip etmelerini istedi. Ancak, İzmir’in Kemalpaşa ilçesi Hamzababa Mahallesi’nde oturan ilkokul, ortaokul ve lise öğrencileri evlerinde internet çekmediği için EBA’ya günlerdir bağlanamadı. Muhtar Ali Ercan Özer, defalarca ilgili kurumlara yazı yazdı, internet erişiminin sağlanmasını istedi. Ancak 8 ay geçmesine rağmen bir sonuç alamadı. c Mehmet İnmez Ali Ercan Özer Soğuk baraka Çocukların eğitimden geri kalmamasını isteyen aile ve muhtar, ellerinde cep telefonları ile internet çeken yer aradı. Sonunda, mahallenin 2 kilometre uzağında bulunan tepede çektiğini tespit etti ve etrafı naylonla çevrili, zemini halı ile kaplı bir baraka yaptı. Yaşları 7 ile 16 arasında değişen 14 öğrencinin soğuk ve yağmur olmasına rağmen kısıtlı imkânlarda EBA’ya girip canlı derse katılmaları sağlandı. Öğrencilerin dağın tepesinde barakada eğitim almalarının 2021 Türkiyesinde utanç verici bir durum olduğunu ifade eden Hamzababa mahalle muhtarı Ali Ercan Özer, “8 aydır buraya internet getiremedik. Tabletleri olmadığı için cep telefonlarından girmeye çalışıyorlar. Burası dağ köyü değil. Türkiye’nin geleceği gençlerin yerde ve baraka içerisinde ders almasını vicdanlara sığmaz. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, gelsin burada öğrencilerin baraka okullarını görsün. Biz, devletten buraya internetin getirilmesini istiyoruz. Çocuklarımız çoban değil, öğretmen, doktor, bilim adamı olsun” diyerek internet sorununun çözülmesini istedi. İnşaat Mühendisi Şeref Alpago, hasarlı binalarla ilgili izlenecek yolu anlattı CuMHurİyet ege gündeMe taşıMıştı Yapıları yıkalım mı güçlendirelim mi? cEGE Seferihisar açıklarında 30 Ekim’de yaşanan 6.9 büyüklüğündeki yıkıcı depremin ardından vatandaşlar güvenli konut arayışına girdi. Evlerinin depreme karşı riskli olması nedeniyle yer değiştirmek isteyenler ve binalarında hasar oluşan yurttaşların yaşadığı zorlukları, binaların kentsel dönüşüm sürecini ve konut alımı sırasında dikkat edilmesi gereken konuları, İzmir Ekonomi Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Mimarlık Bölümü Öğretim Görevlisi İnşaat Mühendisi Şeref Alpago’ya sorduk. Bir çatlak önemli Alpago, depreme dayanıklı ve sağlıklı yapılarda oturmanın herkesin temel hakkı olduğunun altını çizerek, yurttaşların yaşadıkları binayı mutlaka testten geçirmesi gerektiğini söyledi. İnşaat Mühendisleri Odası’nın projelendirme ve yapı alanlarında bir havuz oluşturduğunu dile getiren Alpago, “Vatandaşlar İnşaat Mühendisleri Odası’na ulaşıp binalarıyla ilgili sağlamlık testi isterlerse cüzi bir ücret karşılığında bu işlemi yapabilirler. Bu işlem Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kanalı ile de yapılabilir. Orta ve az hasarlı konut sahipleri, aldıkları raporla Şeref Alpago hareket edebilirler. Binaların hasar raporu yeterli değil. Orta hasarlı binalarda zemin de sağlam değilse güçlendirmenin bir anlamı olmaz. Güçlendirme çalışması yapılmış ancak bir sonraki depremde yıkılan bina örnekleri var. Az hasarlı binalarda da uzman görüşünün alınması gerek. Binadaki bir çatlağın bile bir teknik gözün görmesi lazım” dedi. 17 Ağustos 1999’da yaşanan Gölcük depreminin Türkiye'nin yapı stoku için milat olduğunu kaydeden Alpago, “Bu tarihten itibaren yapılan yapılarda beton kalitesi ve zemin etüdü standartları getirildi. 2018 yönetmeliğinde kriterler biraz daha sertleşti. Çok yüksek katlı binalarda üniversiteden bilir kişilerle çalışma yapılması zorunlu tutuldu. Bu da elimizi rahatlatan bir faktör. 1999 yılından önce yapılan tüm binaların ve zeminlerinin test edilmesi gerekiyor. Bu konuda bir zorunluluk olması gerekiyor. Bu işlemler için yine bakanlık, belediyeler ve odaların birlikte hareket etmeli” ifadelerini kullandı. Orta ve az hasarlı binaların dönüşümü için yurttaşlara ekonomik kaynak sağlanması gerektiğini ifade eden Alpago, “Dönüşüm çalışmalarıyla ilgili temel nokta para. Herkesin bir ev yaptıracak parayı bulması kolay değil. Vatandaşın elinde dönüşüme yetecek para olursa bu konu kendiliğinden çözülür. Eğer bütçelendirme, kredi imkânları sağlanabilirse vatandaşların uzlaşması sağlanır” diye konuştu. Alpago, yurttaşların konut satın alırken dikkat etmesi gereken noktalara ilişkin ise “Vatandaş ev alırken önce, ‘Bunu kim yaptı? Daha önce yaptığı projeler ne durumda’ sorularını mutlaka sormalı. Ardından bölgenin zeminine bakılması lazım. Sağlam zeminli bölgeler tercih edilmeli. Alınacak evin beton kırım raporlarına kadar istenebilir, bu raporlar incelendikten sonra karar verilir. Birçok raporun oturma raporu eksik oluyor. Bu rapor da mutlaka sorulmalı, raporu olan evler tercih edilmeli” dedi. Hayvan otlatırken üç kitap yazdı Muğla’nın Kavaklıdere ilçesinde yaşayan ve iki odalı evde 6 kişi kaldıklarını söyleyen 17 yaşındaki lise öğrencisi Hatice Öztürk, Akdora, Üftade ve Sükutu Aşk isimli 3 roman yazdı. İlk kitabını 14 yaşında telefonu olmadığı için eliyle yazdığını belirten Öztürk, hayvan otlatırken 3 kitap kaleme aldığını, kitaplarının basılması için desteğe ihtiyacı olduğunu söyledi. Lises 12. sınıf öğrencisi Hatice Öztürk, “3 yaşındayken çok fazla hayal kurardım. Rehberlik öğretmenimle görüşmelerim sonucu kitap yazmaya karar Hatice verdim. 14 yaşında ilk kitabım Öztürk olan kadına şiddet ve aşk konulu Akdora’yı kaleme aldım. Telefonum olmadığı için yaklaşık 150 sayfalık kitabımı elimle yazdım. İkinci kitabım yaklaşık 190 sayfa olan Üftade'yi telefonumla yazdım. Son kitabım Sükutu Aşk’ı ise 2020 yılında kaleme aldım. Ben yazmaya hiç küsmedim. Umudumu da hiç kaybetmedim” diye ifade etti. Marmaris’te 37 yıldır kömür yakmak yasak Marmaris ilçesinde, 37 yıldır kömür kullanımının yasak olmasıyla birlikte belediye ekipleri kontrollerini sıklaştırdı. Kömür yakma yasağının uyulduğu ilçede karbonmonoksit zehirlenmesi ve ölüm vakası yaşanmadı. Belediye Meclisi tarafından 20 Eylül 1984 tarihinde oybirliği ile alınan kararla, 13 kırsal mahalle dahil olmak üzere kömür yakılması yasaklanmasına karar verildi. 37 yıldır kömür yakılmayan ilçe merkezi ve kırsal mahallelerinde havanın soğumasıyla ısınma ihtiyacı arttı. Kömür kullanımı şikâyetlerin artması üzerine belediye ekipleri harekete geçti. Odun satışı yapılan işletmeler ile şüphelendikleri evlerde kontroller yapıldı. Yıllarca devam eden bu kararın en güzel yasaklardan biri olduğunu söyleyen Marmaris Belediyesi Zabıta Müdürü Erkan Ünver, “Kömür yasağına Marmarisliler uydukları için 37 yıldır zehirlenme ve ölüm vakası yaşanmadı. Marmaris’in temiz havasına zarar verdirmemek için yasağı titizlikle devam ettiriyoruz. İlçemizde kalorifer, elektrikli aletler ve odun yakılarak ısınma ihtiyacı karşılanıyor” dedi. Yeşile zarar verecek JES’e geçit yok! cEGE Orhanlı köylüleri, ormanlarını tehlikeye sokan jeotermal santral projesine karşı çıkarak, jeotermal sondajların durdurulması için dava açtı. Seferihisar Belediye Başkanı İsmail Yetişkin’in de destekleriyle asırlık zeytin ağaçlarıyla dolu olan yaşam alanlarını korumak için sürecin sonuna kadar takipçisi olacaklarını söyledi. Destek oldu Seferihisar Belediye Başkanı İsmail Yetişkin Seferihisar’a zarar verecek hiçbir projeye geçit vermeyeceklerinin altını çizerek “Orhanlı köyümüzde yapılması planlanan jeotermal santral projesi, temiz havamıza, pek çok tarım ürünümüzün üretildiği alana ve içme suyu kaynaklarımıza kadar zarar verecek. Köydeki sondaj faaliyetlerinin, proje sahası ile alakası olmayan 2016 tarihli Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) gerekli değildir kararı gerekçe gösterilerek, ÇED sürecinin dışında bırakıldığını öğrendik. Bundan sonra köylüler ve Orhanlı Köyü Kültür Doğa Gençlik ve Spor Kulübü Derneği, bu proje için 2020 Eylül ayında verilen ÇED kapsam dışı kararının ve ÇED gerekli değildir kararının iptali için dava açtı. Orkinos çiftliğine karşı verdiğimiz haklı mücadeleyi kazandığımız gibi JES’e de geçit vermeyeceğiz” diye konuştu. Ahmet Öküzcüoğlu 18 aylık çalışmalarını pankartla anlattı CHP’li Alaşehir Belediye Başkanlığını kazanan Ahmet Öküzcüoğlu 134 milyon TL borçla devraldığı belediyede bir yandan borçları öderken bir yandan da ilçeye yeni yatırımlar kazandırdı. 18 aylık çalışmalarını ve ödediği borçları sergileyen pankartı belediye binasına asan Başkan Ahmet Öküzcüoğlu, “Şeffaf olacağımızı, belediyemizin saydam olacağını beyan etmiştik. Geldiğimizde 122 milyon 900 bin TL olarak açıkladığımız borçlarımız, geçmiş döneme ait borçlarla birlikte, toplam 134 milyonu aşmıştı. 18 ay itibarıyla borcumuzu 104 milyon civarına düşürerek yaklaşık 30 milyon TL borç ödemesi gerçekleştirdik” dedi. Borç öderken Alaşehir için yatırımlara devam ettiğini belirten Başkan Öküzcüoğlu, “30 milyon lira yatırım yaptık. Alaşehir Belediyesi’ni Manisa'nın en zengin ilçeleri arasında göreceksiniz. Her yıl bu tabloyu asacağız ve belediyemizin gelirlerini de artırmaya devam edeceğiz. Her şey güzel oluyor, inşallah güzel eylemeye de devam edeceğiz” dedi.