22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

HABERLER 3 9 Ekim 2020 Cuma Ege’nin cennet güzelliğine beton döküp, şifalı havasını zehirlemek isteyenler durmuyor. Arkalarında memleketi şirket gibi yönetenlerin gücü var... H Muğla’da son olarak 32 saha, jeotermal enerji santralı için katliama açıldı. Turizmin gözbebeği alanlar; Bodrum Mazı, Türkbükü, Dalyan, Datça ve Marmaris... Tarihi Bafa da yağmadan payını alacak... Öyle topraklar ki elinizle kazsanız binlerce yıllık geçmişe dokunuyorsunuz... H Değerli Dostum, CHP’nin Doğa Haklarından sorumlu Genel Başkan yardımcısı gazeteci kökenli Ali Öztunç ile konuşuyorum... Adım adım Ege’yi dolaşıyor. “Dünyanın hiçbir ülkesi tarımda ve turizmde büyük potansiyeli olan cennetine böylesine kıyamaz” diyor. Ege’nin sadece tek bir ilçesi; Kuşadası, Fethiye, Çeşme, Bodrum, Marmaris, Datça, Milas, Didim, Menderes, Seferihisar, Foça, Dikili, Ayvalık... Saymakla bitmez, her biri milyonlarca turisti tek başına çekecek güzelliğe, özelliğe sahip... H Bodrum’da yakın zamanda 1 milyon 100 bin metrekare alan imara açıldı. Havuzcu müteahhitlerin gözü bu alanda planlanan milyar dolarlık rantta. TUNCAY MOLLAVEİSOĞLU Rantın çelik dişlileri aralıksız çalışıyor... Duyduğum kadarı ile kimin nereyi alacağı belli olmuş bile... Ali Öztunç, Bodrum’un beton dökülmemiş son kıyılarından birine bakarken söylüyor, “Burası 3. derece sit alanı. İmara açtılar, simdi Katarlılara satıp sonra kendileri alacaklar. Erdoğan’ın ikinci Kısıklı Villalarını buraya yapmasına engel olacağız...” H Muğla milletvekilleri Süleyman Girgin ve Mürsel Alban... “Yerel yönetimlerin ihalelerden haberleri yok” diyorlar. Alban, jeotermal alanların daha sonra turizm vasfına çevrilip rant sağlanacağını söylüyor. Muğla İl Başkanı Adem Zeybekoğlu iktidarın yerel yönetimleri yok sayarak plan yapmasını eleştiriyor. “Betonlaşmanın nedeni AKP iktidarıdır” diyor... H Caretta carettaların yuvalarının olduğu alanda bile rant projesi planlayan bir iktidar var. Elindeki değerin farkında olmayan... Dünyanın gıpta ile baktığı, doğanın en cömert hali ile Türkiye’ye sunduğu güzelliğe faça atan, kezzap döken bir sorunlu ruh hali... Egeli, rantın dişlilerini sökecektir... Yağmaya, talana dur demek, bu gökkubbe altında nefes alan her yurttaşın boynunun borcudur... Vatikan Büyük yangının ayrıntıları 98 yıl sonra ortaya çıktı belgelerinde büyük İzmir yangını cEGE 1922 yılında meydana gelen, 10 bin kişinin öldüğü ve yaklaşık 4 gün süren “İzmir Yangını”nın ardından yıllar geçmesine rağmen yangınla ilgili ayrıntılar günümüzde de ortaya çıkmaya ve tartışılmaya devam ediyor. Yıllarboyu Tarih Dergisi’nin Vatikan Gizli Arşivi’nde yaptığı araştırmaya göre, İzmir’deki yangının sorumlusu Ermeniler. İzmir’in düşman işgalinden kurtuluşundan birkaç gün sonra gerçekleşen İzmir yangınında, 25 bin ev ve işyeri kullanılamaz hale gelmişti. 2 milyon 600 bin metrekarelik alanın yanmasıyla İzmir’in üçte ikisi kül oldu. 10 bin kişinin can verdiği tahmin edilen yangında cesetlerin günlerce toplanamamasından dolayı tüm şehri sinekler basmış ve olası bir salgın hastalıktan oldukça endişelenilmişti. Vatikan Gizli Arşivi’ni Türkiye’den araştıran ilk tarihçi olan Dr. Rinoldo Marmara, gazeteci Bülent Günal ile birlikte Ermenilerin yangından sorumlu olabileceğine dair önemli bilgiler elde etti. İzmir’de yaşayan din insanlarının Vatikan’a gönderdiği rapor ve mektuplarda çarpıcı açıklamaların yer aldığı “Vatikan Gizli Arşivleri Işığında İzmir Yangını” kitabının bir kısmı gelecek günlerde Yıllarboyu Tarih Dergisi’nde yayımlanacak. Amerikan, İngiliz ve Yunan gazetelerinin Türkleri suçlamasında alınan referans İzmir’deki Amerikan Konsolosu George Horton’ın kaleme aldığı “Asya’nın Belası” adlı kitap ve yangına bizzat tanıklık eden Ermeni asıllı Amerikalı yazar Margaret Housepian’ın “İzmir 1922”, “Bir Şehrin Yok Edilişi” kitabı. Fransız ve İtalyan basını Rumları suçlu bulurken Atatürk’ün yakın arkadaşı Falih Rıfkı Atay “Babanız Atatürk” kitabında yangını Ermenilerin başlattığını söylüyor. Yangınla ilgili en güçlü dayanaklardan biri ise İtalyan İzmir İtfaiye Şefi Paul Grescovich’in Türklerin sorumlu tutulamayacağıyla ilgili yönünde yazdığı rapor. Görgü tanıklarının yazdığı mektuplarda Ermenilerin bomba attığı, kundak malzemelerini sakladığı ve patlamalarla yangının eşzamanda planlanarak başlatıldığı yazıyor. Abdül Batur Engellilere sonuna kadar destek olacağız Türkiye Görme Özürlüler Kitaplığı Derneği (TÜRGÖK) tarafından, İzmir’de 2004 yılında açılan Türkiye’nin ilk ve en büyük görme engelliler kitaplığı, Konak Belediyesi’nin katkılarıyla büyümeye devam ediyor. Konak Belediyesi ile TÜRGÖK arasında imzalanan protokol ile hayata geçen “Bir Kitap Bir Dünya” projesi kapsamında 30 kitap daha kitaplığa eklendi. Ayrıca Konak Belediyesi, TÜRGÖK’ün kurucusu Gültekin Yazgan’ın yazdığı “Kör Uçuş” adlı kitabının 200 adet baskısını ihtiyacı olan vatandaşlara ulaştırmak üzere satın aldı. Konak Belediye Başkanı Abdül Batur, görme engelli çocuklar, gençler ve tüm bireyler için gönüllülük esasına dayalı olarak özverili çalışmalar yapan TÜRGÖK’ün büyük bir övgüyü hak ettiğini söyledi. “Proje kapsamında, eserlerinin Braille alfabesi ile baskısının yapılmasını kabul ederek gönül gözü ile gören vatandaşlara destek olan yazarlara da teşekkür eden Başkan Batur, “Gönüllülük esasını en iyi organize den sivil toplum örgütlerinin başında gelen TÜRGÖK’ün yanında yer almaya devam edeceğiz. Bundan sonra da birlikte yapılacak her türlü projeye açığız. Bizim yapabileceğimiz ne varsa, samimiyetle ve gücümüzün yettiği son noktaya kadar destek olacağız” diye konuştu. cEGE Adrese teslim kadro Sayıştay raporlarında, Kâtip Çelebi Üniversitesi’nde sınavsız atama yapıldığı, Dokuz Eylül Üniversitesi’nin ise 350 milyonluk borç ile zarara uğratıldığı tespit edildi cEGE CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat, Sayıştay Başkanlığı’nın hazırladığı, Kâtip Çelebi Üniversitesi Mahir Polat (İKÇÜ) 2019 Yılı Denetim Raporu’ndaki adrese teslim ilanları Meclis gündemine taşıdı. Kadro oyunu Rapordaki bulgularda “Objektif ve denetlenebilirlik ilkelerine riayet edilmemiş, ilanların büyük çoğunluğunda spesifik ve belli bir kişiyi çağrıştıran şartlar istenmiştir. Bunun sonucunda da alım yapılacak toplam 195 kadronun tamamı için sadece birer kişi başvuru yapabilmiş ve aynı kişiler kadrolara alınmıştır” ifadelerine yer verildi. Sayıştay ayrıca, şube müdürlüğü DEÜ’de 350 milyonluk borç Eski AKP milletvekili Nükhet Hotar’ın yönettiği Dokuz Eylül Üniversitesi’nin 2019 Sayıştay raporu açıkladı. Raporda, üniversitenin borcunun 351 milyon 937 bin TL olduğu bildirildi ve “2018 yıl sonu itibarıyla 233 milyon 317 bin TL olan borç 2019 yıl sonu itibarıyla 351 milyon 937 bin TL’ye yükselmiştir” denildi. Yine raporda, İzmir Sağlık Teknolojileri Geliştirici ve Hızlandırıcısı Projesi’nin gösterilen amaç doğrultusunda çalışmadığı tespit edilmiştir” ifadelerine yer verildi. Raporda ayrıca, ihale hazırlık sürecine gerekli özenin gösterilmemesi sonucunda bazı ihalelerin iptal edildiği belirtildi. kadrolarına, şube müdüründen daha üst görev niteliğinde bulunan kadrolardan sınavsız atama yapılmasıyla ilgili, eşitlik, liyakat ve kariyer ilkeleri çerçevesinde atama yapılması şartları dikkate alınmaksızın atamalar gerçekleştirildiği bulgusuna yer verdi. AKP iktidarının üniversiteler özelinde bir kadro çalışması yaptığını belirten Mahir Polat, “Üniversiteler, gerçekleri arayan, düşünce ve bilim üreten, yayan, en üst düzeyde araştırma ve eğitimin yapıldığı kurumlar iken, AKP iktidarı döneminde üniversitelerin kadroları siyasallaşarak partizanlık, eş dost ve akraba ilişkileri gözetilerek adrese teslim kadro açılarak dolduruluyor. İKÇÜ’deki kadro ilanı ve yerleştirmeler bunun örnekleri. İKÇÜ skandallarla hep gündemde. Bilim ve eğitim yuvası değil, iktidarın arka bahçesi olarak siyasi kadrolar yetiştiriliyor. Olayların bu kadar aleni bir şekilde yapılmasına rağmen herhangi bir soruşturma yok. Sayıştay Raporu’nun hazırlanmasından sonra da üniversitece yayımlanan ‘Öğretim Görevlisi Alım İlanları’ yine eşitlik ve liyakat ilkelerinin gözetilmediğini, anayasaya ve kanunlara aykırı davranışta ısrar edildiğini gösteriyor” diye konuştu. Ömer Günel Ada sanatla şenlenecek Bu yıl ilk kez düzenlenen Uluslararası Kuşadası Neopolis Heykel Sempozyumu başladı. Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel, sanatı sokaklara taşıyan kentlerin büyük bir değer kazandığını belirterek “Kuşadası’na kazandırdığımız her alanın sanatla şekillenmesini istiyoruz” dedi. Toplantıya Mehmet Nuri Göçen Kültür Eğitim ve Sanat Vakfı Başkanı Naile Göçen Çukurova, KUSAV Başkanı Levent Köylü, meclis üyeleri katıldı. Toplantıda konuşan Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel, 25 günlük bu sempozyumun sonunda Kuşadası’na 9 heykel hediye edileceğini kaydederek “Kuşadası’nın değerleri’ teması ile şekillenecek bu heykellerin yeniden inşa edilen alanlarda kullanılacağını söyledi. Sanatı sokaklara taşımak istediklerini ifade eden Günel, “Yeni inşa ettiğimiz ve düzenlediğimiz her alanı sanatla şekillendirmek istiyoruz. Çünkü sanatı sokaklara taşıyan kentlerin büyük bir değer kazandığını biliyoruz. İlgi duyan, merak eden tüm hemşerilerimiz, sempozyum süresince çalışmalarını sürdürecek olan sanatçılarımızın üretim süreçlerine tanıklık edebilirler” dedi. Sempozyuma Rusya’dan Kiril Grekov ile Anna Sosenskaia, Türkiye’den ise İmdat Avcı, Çağdaş Erçelik, Hakan Çınar, Sıtkı Eryılmaz, Roben Divarcı ve küratörlerimiz Özlem ve Hakan Şengönül olmak üzere 9 sanatçı katılıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle