22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

HABERLER 3 23 Ekim 2020 Cuma Halka eziyet eden bir kötü yönetim... 28’i İzmir’de Türkiye genelinde 70 kişi kaçak alkolden öldü... Neden? Çünkü gerçeğini alacak paraları yoktu... Alkollü içeceklere uyguladığı olağanüstü vergi yükü ile merdiven altı üretimi hükümet adeta teşvik ediyor! Kötü yönetimin faturasını insanlar canları ile ödüyor... H Yalnızca alkolde değil. Hayat her alanda öylesine pahalı ki, her yaştan yurttaş bir kâbusu yaşam kabul etmiş kendine... Artık parası olanın sağlığı, parası olanın eğitimi, parası olanın mutluluğu var memlekette. TUNCAY MOLLAVEİSOĞLU Çözeceğim diyenler öne çıksın... Hatta parası olanın adaleti! Çalışmak, emek vermek karın tokluğu bile sağlamıyor! Yapılan araştırmalar güvenli gıdaya erişmekte Türkiye’nin büyük sorunları olduğunu gösteriyor. Tıpkı alkolde olduğu gibi en temel gıda ürünlerinde bile halkın geniş kesimi merdiven altı ucuz, tehlikeli hatta zehirli gıdaya mahkum! Sağlıklı gıda tüketmek için toplumun en zengin yüzde 10’u arasında olmak zorundasınız! Dünyanın en bereketli topraklarında ilkelliğin, bilgisizliğin çölleştiren yoksunluğunu yaşıyoruz. H Elektrik fiyatlarına bakın... Londra’da yaşayan orta halli bir kişi maaşının yüzde biri kadar elektrik faturası ödüyor. Türkiye’de faturalar benzer bir kıyas ile 10 katını buluyor! Hem yaşam standardı yüksek hem de Türkiye’deki eşdeğer meslektaşından 10 kat daha ucuz fatura ödüyor “elin insanı”... Gıda harcamalarında da durum benzer... Aradaki fark; hırsızlığın, yolsuzluğun, kötü yönetimlerin cezasıdır Türk insanına... Ege’de ekonomi durdu, tarihin en kötü günleri yaşanıyor Memleketin dört bir yanında olduğu gibi Ege’de de çok ciddi bir üretim krizi yaşanıyor. 1950 yılından beri türlü krizler atlatmış ancak üretimine ara vermemiş, istihdamı koruyup büyütmüş bir işletme daha çarklarını durdurma kararı aldı... Düşünün 70 yıl, onlarca iktidar görmüş, üç kuşak ayakta kalmış bir üretici AKP’nin neden olduğu kötü yönetim krizine dayanamıyor ve havlu atıyor. Yine İzmir’de istatistiklere göre bir yıl içinde kurulan iki işletmeden biri kapatmak zorunda kaldı. Genç işsizlerin en yoğun yaşadığı illerden biri İzmir. Ortalama 3 bin TL maaş ile açlık sınırında yaşayan milyonlara Saray’ın söyleyecek sözü kalmadı. H Türkiye yalnızca uluslararası siyasette değil ekonomide de büyük bir yalnızlığa sürüklenmiş durumda... İç piyasada yaprak kımıldamıyor, ihracat sizlere ömür... Yaşanan ekonomik krize bir de devletin kurumlarının çökmesi, sistem ve yönetim krizi eklendi. Çare, bilenlerin iktidar olmasında... Bilenlerin muhalefette öne çıkmasında... Muhalefetin, toplumun yakıcı sorunlarının üzerine siyaset ve çözüm oluşturmasında... Çare, çözeceğine inanmakta ve inandırıcı olmakta... Bir annenin çaresİzlİğİ Oğlunu 24 saat yatağa elleri ve ayaklarından bağlamak zorunda kalan gözü yaşlı anne Arzu Külter, devletten evladının tam teşekküllü hastanede tedavi edilmesini istedi İzmir’in Yenişehir semtinde yaşayan anne Arzu Külter, otizmli 14 yaşındaki oğlu Emircan Külter’i kendisine ve çevresine zarar vermemesi için zincir ve iple yatağa bağlıyor. Öfke krizleri geçiren oğlunu gözyaşları içerisinde 24 saat yatağa bağlayan annenin tek istediği çocuğunun tam teşekküllü bir hastanede tedavi edilmesi. c Mehmet İnmez Havale geçirdi Emircan Külter, 8 yıl önce geçirdiği havale sonrası otizm teşhisi konuldu. Babası çalışmayan ve imkânsızlıklar içerisinde tek odalı evde yaşam mücadelesi veren aile, oğlunu yıllardır devlet hastanelerine götürerek tedavi ettirmeye çalıştı. Ancak ailenin iddiasına göre, gittikleri bütün hastaneler tam teşhis koymadığı için hastalığı her geçen gün ilerledi. Küçük Emircan zamanla saldırganlaşmaya ve kendine zarar vermeye başlayınca aile zincir ve iple yatağa bağladı. Çaresiz kalan anne Arzu Külter, 6 yıldır oğlunu gece gündüz ip ve zincirle yatağa bağlayarak bakmak zorunda kaldı. Evladını mecbur kaldığı için zincirlediğini anlatan anne Arzu Külter, “Oğluma otizm tanısı konuldu ama tam tedavi edilmedi. Hangi hastaneye götürsem ilaç yazıp gönderiyorlar. ‘Sen eve götür, saldırganlaşırsa bağla’ diyorlar sadece. Ben mecbur kaldığım ve kendisine zarar vermemesi için bağlamak zorunda kaldım. İstemeyerek beni çok dövdü. Hatta kendisini pencereden atmak üzereyken yakaladım. Hangi anne oğlunu bu halde bırakmak ister. O zincirler oğlumun şifası. Eğer bağlamazsam kendini öldürür. Hastaneye kendi imkânlarımla götürüyorum. Sıra beklerken sandalyeye veya masanın ayağına zincirliyorum. Bu bana acı veriyor. Oğlum gözümün önünde eriyor ve çok acı çekiyor” dedi. Devlet büyüklerinin yardım etmesini isteyen anne Külter, “Ben oğluma bakmaktan kaçınmıyorum. Sadece tam teşekküllü hastanede tedavi edilsin. Yoksa oğlumu benden almasınlar. Devlet bir anneden daha iyi bakamaz çocuğuna. Ben sadece tedavi edilmesini istiyorum. Devlet oğlumun ellerindeki ve ayaklarındaki zinciri çıkarmasına yardımcı olsun” diyerek sesinin duyulmasını istedi. YYYYYaaaaavvvvvuuuuuzzzzz SSSSSeeeeellllliiiiimmmmm KKKKKöööööşşşşşgggggeeeeerrrrr TTTTTuuuuunnnnnççççç SSSSSoooooyyyyyeeeeerrrrr Vali’den CHP’li belediyelere övgü İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin de üyesi olduğu Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği'nin 34. olağan meclis toplantısı yapıldı. Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ise sağlıklı bir kent yaratmak için yerel yönetimlere önemli görevler düştüğünün altını çizerek kentlerin ve içinde yaşayan yurttaşların koşullarını iyileştirmeye yönelik bütüncül ve sürdürülebilir bir stratejinin önemine değindi. Başkan Soyer, “İzmirlilerin refahını artırarak ve bu refahın adil paylaşımını sağlayan, sosyal adalet ve dayanışmayı güçlendiren, eşitsizlikleri kaldırıp hizmetlere erişimi sağlayan, katılımcılığı ve yaşam kalitesini artıran şeffaf bir yönetim anlayışı en temel ilkemiz. İçinden geçtiğimiz bu zor ve çetrefilli pandemi sürecinde de kriz belediyeciliği uygulamamız ile İzmir’in sağlıklı bir kent olması mücadelesini büyütmeye devam ettik. Toplantımız, ülkemizde yaşanabilir, doğaya ve çevreye duyarlı, planlı, katılımcı, eşitlik ve adalet ilkelerini esas alan, tarihi ve kültürel mirasımıza sahip çıkan sürdürülebilir sağlıklı kentler yaratmak için ortak mücadelemizi büyütmemize önemli katkılar sağlayacak”dedi. İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger birçok kentte plansız yapılaşma nedeniyle vatandaşların kaliteli ve sağlıklı yaşayamadıklarını belirterek kentleri yaşanabilir halde tutmak için merkezi ve yerel yönetimle beraber sivil toplum kuruluşları ve özel sektörün işbirliğinin gerekliliğine dikkat çekti. Köşger, valilik olarak belediyelerin yaptığı çalışmaları büyük bir memnuniyetle izlediklerini söyledi. Büyükşehir,“İzmir’de Sosyal Mesafe ve Bisiklet Yolları”, “Tarımsal Tahmin ve Erken Uyarı Sistemi”, “Pandemide Ruh Sağlığımızı Koruyoruz” ve “Halkın Bakkalı” projeleri ile Jüri Özel Ödülü’nü aldı. 35 bin esere dijital erişim ÖÖÖÖÖzzzzzgggggüüüüürrrrr EEEEEkkkkkmmmmmeeeeekkkkkçççççiiiiioooooğğğğğllllluuuuu Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin kentte kazandırdığı en önemli yatırımlarından olan ve Türkiye’nin eğitime verdiği desteklerle ismini ölümsüzleştirdiği Türkan Saylan’ın adının yaşatıldığı Çağdaş Yaşam Merkezi, bünyesindeki kütüphanelerle bilginin de merkezi olacak. Muğla Büyükşehir Belediyesi Kütüphanesi, Çocuk Kütüphanesi, Ünal Türkeş Muğla Tarih Kitaplığı ve Oktay Akbal Edebiyat Kütüphanesi ile yaklaşık 35 bin yazılı esere ev sahipliği yapacak olan Türkan Saylan Çağdaş Yaşam Merkezi, dijital olarak da okuyuculara bilgiye erişim imkânı verecek şekilde tasarlandı. Kütüphanelerin hâlâ önemini koruduğunu söyleyen Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün, Türkan Saylan Çağdaş Yaşam Merkezi’nde oluşturdukları kütüphanelerle her yaştan vatandaşı her türlü bilgiye kolayca ulaştıracaklarını belirtti. Başkan Gürün, “Kentimizde bir Çağdaş Yaşam Merkezi hayal ettik. Farklı etkinlikler, aktivitelerin ve her yaştan hemşerimizin bir araya geleceği, eğitimin, sosyalleşmenin, bilginin, sporun, söyleşilerin yapılabileceği bir merkez. Hayalimizi hayata geçirdik ve hemşerilerimizin oyları ile bu merkeze bir eğitim neferi, ömrünü ‘kardelen’lere adamış bir Cumhuriyet aydınının ismini verdik. Türkan Saylan Çağdaş Yaşam Merkezi’miz farklı özellikleri ile hemşerilerimizin sosyal hayatına renk katması, keyifli vakit geçirmesi için tasarlandı. İçerisindeki 4 kütüphanesi de her yaştan vatandaşımız bilgiye erişimini kolaylaştırmak için oluşturuldu. Muğla Sevdalısı çok değerli gazeteci yazar Oktay Akbal, Muğlamızın hafızası çok değerli Ünal Türkeş isimleri ve arşivleri de bu merkezimizde bir kez daha ölümsüzleşti. Kütüphanelerimiz fikri, irfanı ve vicdanı hür nesillerin yetişmesi için çok önemli bir kaynak olacak” dedi. EKMAS Mavişehir’de yaşam başladı Ekmas Yapı’nın Karşıyaka’da başlattığı EKMAS Mavişehir Projesi’nde yaşam başladı. Ekmas Group bünyesinde faaliyet gösteren yapı şirketinin başarıyla tamamladığı 1+1, 2+1, 3+1 ve 4+1 seçeneklerinden oluşan 51 konutlu projeden konut sahibi olanlar evlerine kavuştu. EKMAS Mavişehir Projesi ile İzmirliye ev değil, yaşam tarzı sunduklarını belirten Ekmas Group Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Ekmekçioğlu, yeni projeler için şimdiden somut adımlar attıklarını kaydetti. En başından bu yana söz konusu proje ile insanlara dört duvar değil, kaliteli bir yaşam tarzı sunduklarını vurgulayan Ekmekçioğlu, “İzmir’deki insanların hak ettiği bir yaşam tarzı, prestij ve konfor var. Biz yaptığımız diğer projelerde olduğu gibi Mavişehir’de de bunu sağlamak için çalıştık. Burada yaptığımız tüm tasarımlar konfor, estetik, güvenlik ve incelik isteyen kişileri düşünerek yaratıldı. Haziran ayı itibarıyla konut sahipleri evlerini teslim alarak burada yaşamaya başladı” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle