22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

HABERLER 310 Ocak 2020 Cuma TUNCAY MOLLAVEİSOĞLU ‘Varlık Fonu’, kimin varlığı?.. Medyanın haber vermek yerine; halkla ilişkiler, PR, tanıtım aygıtına dönüştüğü günlerde Cumhuriyet, gazetecilik çıtasını her geçen gün daha yükseğe taşıyor. Son günlerde Türkiye Varlık Fonu’na büyüteç tutan haberlere imza atık. Türkiye’nin gözbebeği kurumları; THY’den PTT’ye, Çaykur’dan BOTAŞ’a kadar Varlık Fonu’na devredildi. Fona devredilen şirketlerde olağanüstü zararlar meydana geldi. Dolu kasalar boşaldı, şirketlerin değerleri düştü. Sayıştay denetimi ortadan kalkınca içerde ne olup ne bittiği, Meclis’in dolayısı ile milletin gözetiminden çıktı. AKP’li danışman, bürokrat, eski vekil, eş, dost, akraba kim varsa bu kurumlara dolduruldu. Yüksek ballı maaşlar, imkânlar sağlandı. Satın almalarda, ihalelerde yolsuzluklar yapıldı, yapılıyor... Türkiye Varlık Fonu bir fırsat yerine ekonomi için bir tehdit haline geldi. AKP iktidarının dilediğini yapabildiği milyarlarca dolarlık fona dönüştü. H Hazine’nin de durumu farklı değil... Yap işlet devret modeli ile havuz müteahhitlerine olağanüstü imkânlar ve ayrıcalıklar sağlandı. Bu modelin gerekçesi; devletin dev yatırımları yapacak parasının olmamasıydı. Ancak görülen o ki havuzcularda da para yok. Çünkü aralık ayında yapılan bir değişiklikle Hazine, müteahhitlerin tüm kredi yükümlülüklerine kefil oldu! Yani bu şartlarda sizler de köprü, tünel, yol işlerine girebilirsiniz. Nasılsa arkanızda Hazine var! H İktidar yap işlet devret sistemi ile açık ihale yapmadan dilediği firmaları çağırıp milyar dolarlık projeleri verebiliyor. Hazine’yi kefil yapıyorsanız bu projeleri neden açık ihale ile devlet projesi olarak gerçekleştirmediniz? CHP milletvekili Abdüllatif Şener, konu ile ilgili haberimizi Meclis’e soru önergesi olarak taşıdı. Bakalım ne yanıt gelecek? c’e açılan davalar Gazetemizin duayen kalemlerinden Işık Kansu’ya, Ankara’nın kalbine inen hançer kuleler ve perde arkasını anlattığı yazısı nedeniyle dava açıldı. Tazminatın boyutu 2 milyon lira. AKP’ye yakın Mehmet Cengiz de Cumhuriyet Vakfı Başkanı Alev Coşkun ve haberleri ile göz dolduran muhabirimiz Hazal Ocak’a 1 milyon liralık dava açmıştı. Yine özel haberleri ile ses getiren Alican Uludağ ve Seyhan Avşar da hâkim karşısına çıktılar. Mehmet Kızmaz ve Zehra Özdilek de süren davaları ile ilgili adliye koridorlarındaydılar. Milyonluk davalar, Erdoğan’ın işadamlarından oluşan “aile fotoğrafındaki” isimlerden Cihan Kamer’i hatırlattı. Kamer 2006 yılında bana 1’er milyonluk iki dava açmıştı. Ancak o yıllarda savcılar daha özgürdü. Birçok suç duyurusu, belgeleri savcıya gösterdiğimizde dava konusu olmadan kapatılıyordu. Emekli olduktan bir süre sonra vefat eden Cumhuriyet’in gerçek ve yürekli savcılarından biri; “bu boyutta paralarla dava açılması güç gösterisi ve mesajdır” demişti. Savcılar ve hâkimler AKP iktidarının ilk yıllarında bu baskılara direndiler. Verilen “mesajları” görmezden geldiler. Bugün geldiğimiz nokta çok daha vahim; yukarıda adı geçen davalardan bağımsız olarak söylemek zorundayım; meslekte yükselmenin ve yerini korumanın; gazetecileri hapse göndermekle sağlanacağını düşünen sözde hukuk insanları var... Kamu bankaları hükümetin cüzdanı değildir... Üç kamu bankası, yönetiminde damat kayınpeder ikilisinin olduğu Hazine’ye ve Varlık Fonu’na devredildi. Bankalar Saray’a bağlandıktan sonra kârlarında olağanüstü oranda erime meydana geldi. Ziraat Bankası ve Halkbankası’na görev zararı karşılığı 3.6 milyar TL aktarıldı. Kamu bankaları önceki iktidarlar döneminde de siyasetçiişadamı bürokrat üçgeni içinde soyuluyordu. Geri dönmesi imkansız krediler yandaş işadamlarına ve dönemin bazı medya guruplarına aktarılıyordu. AKP iktidarı boyunca da durum değişmedi. Geri dönmesi mümkün olmayan ancak siyasi baskı nedeniyle yüzdürülen, canlı tutulan kredinin miktarı nedir, merak konusu... H Türkiye’yi büyük bunalıma sürükleyen 2001 krizinin arka planını o yıllarda “Güve: Bir Türkiye Filmi” adlı kitapta yazmış, AKP’den önceki iktidarların kamu bankalarını nasıl soyduğunu belgeleri ile anlatmıştım. 2001’de tüm bankalardan kullandırılan ve temerrüde düşen, yani ödenmesi mümkün olmayan kredilerin oranı yüzde 7 idi. Günümüzde yalnızca enerji şirketlerinin tüm bankacılık sistemine olan toplam borcu 50 milyar dolar civarında ve bu borçların ödenmesinde büyük sıkıntılar yaşanıyor. Kamu bankalarının da; çoğunluğu yandaşlardan oluşan ve bugün büyük kriz yaşayan enerji firmalarına açtığı milyar dolarlık krediler var. Enerji firmalarına verilen kredilerin yanı sıra “mega projelere” ve havuz müteahhitlerine aktarılan kredilerin ne durumda olduğunu BDDK murakıplarının incelemesi ve TBMM ile halka bilgi vermesi sorumluluklarının gereği. Bu katlİama kim dur diyecek? Biri parkta oynarken, diğeri havai fişek gösterisi izlerken nereden geldiği belli olmayan maganda kurşunlarının sonucu hayatını kaybetti. Bazıları ise sokak çatışmaları arasında kalarak öldü... cEGE Türkiye genelinde olduğu gibi maalesef İzmir’de de maganda cinayetlerinin önüne geçilemiyor. 2014 yılından bu tarafa Türkiye genelinde 104 kişi magandaların tabancasından çıkan kurşunlarla hayatını kaybederken, İzmir’de ise bu sayı 10’a yaklaştı. 1 hafta önce Karabağlar’da uyuşturucu çeteleri arasında çıkan silahlı çatışmada yoldan geçen biri kurye iki kişi hayatını kaybetti. İki kişinin ölümleri, parkta oynarken nereden geldiği belli olmayan kurşunun beline isabet etmesiyle ölen Umut Ceylan ve 2013 yılında evinin çatısında yılbaşı gecesi havai fişek gösterilerini izlerken gelen kurşunla hayatını kaybeden 11 yaşındaki Arif Dallı’yı akla getirdi. İki çocuğun ölmesi sonrası silahsızlanmaya karşı eylemler yapılırken, tabii ki yine değişen bir şey olmadı. İki çocuğu öldüren tabancayı kullananlar hâlâ yakalanamadı... Maganda kurşunları ile çocuklarını kaybeden aileler ise bu ölümlerin son bulmasını istiyor. Çatışma ortasında İzmir’in Karabağlar ilçesinde uyuşturucu çeteleri arasında çatışma çıktı. Bir otomobili hedef alan saldırganlar çevreye yaylım ateşi açtı. Otomobilden ve çevresinden de karşı ateş Umut Ceylan açılınca çatışma başladı. Otomatik ve uzun namlulu silahların kullanıldığı çatışmada bir restoranda kurye olarak çalışan Sadullah Serkan Kara (32) ile otomobilde bulunan Lokman Çakır (40) hayatını kaybetti. Olayla ilgili, 12 kişi gözaltına alındı. Motosikletli kurye Sadullah Serkan Kara’nın annesi Sebahat Kara, “Benim oğlum herkes tarafından sevilen bir çocuktu. Ayağı taşa değse kıyamazdık. İki tane çocuğu var, benim iki torunum yetim kaldı. Hiçbir suçu, günahı yoktu onun. Ekmeğindeydi, işinde gücündeydi. Evinden işine gider, işinden evine gelirdi. Pırlanta gibi çocuktu. Benim çocuğum suçsuz yere gitti. Katillerinin gereken cezayı almalarını istiyorum. O ve onun gibi gençler gitmesin istiyorum. Gereken ne varsa yapılsın, oğlumun kanı yerde kalmasın. SSSSaaaadddduuuulllllllaaaahhhh SSSSeeeerrrrkkkkaaaannnn KKKKaaaarrrraaaa Cezalarını alsınlar ve başka ailelerin canlarını yakmasınlar istiyorum” dedi. Karabağlar’da, 27 Ağustos 2012 tarihinde, bir parkta oynayan 6 yaşındaki Umut Ceylan, rasgele açılan ateş sonucu beline isabet eden kurşunla hayatını kaybetti. Yapılan balistik incelemede çocuğun ölümüne neden olan kurşunun, Can Kayı’nın tabancasından çıktığı belirlendi. Gözaltına alınan Kayı tutuklandı. Kayı, hakkında “Çocuğu ya da beden ve ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiyi öldürmek” suçundan İzmir 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde, dava açıldı, tutuklandı. Ancak, Yargıtay 1’inci Ceza Dairesi sanığın cep telefonunun sinyal kayıtlarının incelenmesiyle, cinayet saatinde olay yerinden farklı bir yerde olduğunun tespit edildiğini belirtti. Bunun üzerine AAAArrrriiiiffff DDDDaaaalllllllıııı Kayı, önce tahliye edildi, ardından beraat etti. Polis, dosyayla ilgili olarak başka bir delil bulamadı. 2013 yılında, yılbaşı gecesi atılan havai fişek kutlamalarını seyretmek için Bornova’nın Mevlana Mahallesi’ndeki evinin çatısına çıkan Arif Dallı (11), başına isabet eden bir kurşunla ağır şekilde yaralandı. Ege Üniversitesi Hastanesi’nde tedaviye alınan Arif Dallı, 9 gün süren yaşam mücadelesini kaybetti. Arif’in ölümünün ardından başlatılan soruşturmada ilerleme sağlanamadı. Yüzlerce ev, 2 bine yakın kişi sorgulandı. Bölgede bulunan ruhsatlı silahlar incelendi, ancak merminin nereden ve kimden çıktığı tespit edilemedi. Arif Dallı’nın cinayeti faili meçhul ve maganda kurşunuyla ölüm olarak kayıtlara geçti. Zor durumdaki engelli çiftin yüzü gülüyor İnci Oruç Veli Oruç cEGE Konak Belediyesi çetin kış şartlarında tek göz odada, kötü yaşam koşullarıyla mücadele veren engelli karı kocanın imdadına yetişti. Zor şartlar altında yaşamaya çalışan Veli ve İnci Oruç çiftinin tek göz odalarını daha yaşanır hale getirerek yüzlerini güldürdü. İkiçeşmelik’te Güneş Mahallesi’nde aslen dükkân olan tek göz odada yıllardır yaşamlarını idame ettiren Oruç çiftinin artık yüzü gülüyor. Eski ve kullanılamaz eşyaları nedeniyle neredeyse çöp ev haline gelen odaları ilk olarak belediye ekipleri tepeden tırnağa temizlendi. Oda, eski eşyalardan arındırılarak dezenfekte edildi, odanın boya ve badanası yapıldı, ardından “Bizim Ev” ekipleri de bağışlanan, eşyalarla evi yaşanır hale getirdi. 13 yıllık evli Oruç çiftinin çocukları yok. Çift, engelli maaşları ile geçimlerini sağlıyor. Zihinsel engeli olan İnci Oruç (60) ve omurgasında engeli olan Veli Oruç (62) belediyenin aş evi hizmetinden de yararlanacak. Çifte, her gün üç çeşit sıcak yemek verilecek. Öte yandan Oruç çifti, giysi ihtiyacını da belediyenin “Bizim Mağaza” hizmetinden karşılayacak. Temizlenmiş, yeniden düzenlenmiş evlerini gören ve yüzleri gülen Oruç çifti, çok mutlu olduklarını belirterek, teşekkür etti. Menemen’de ‘Üretici Köylü Pazarı’ yola çıktı Yerelden kalkınmayı destekleme, köylerimizin refahı ve köylümüzün üretimine destek olmak amacıyla bugüne kadar birçok proje üreten Menemen Belediyesi yeni bir projeyi daha hayata geçiriyor. Yaz kış açık olacak Üretici Köylü Pazarı’nın, Menemenli üreticilerin yetiştirdikleri yerel ürünleri ve doğal gıdaları Menemen ve İzmir’in dört bir yanından gelen ziyaretçilerle buluşturacakları bir pazar olması hedefleniyor. Haftanın belli günleri belli köylerden gelecek olan üreticilere ev sahipliği yapacak olan pazarda, isteyen her köylünün bir tezgâh sahibi olması hedefleniyor. Köylü ve üreticiyi desteklemek amacıyla çalışmalar yaptıklarını belirten Menemen Belediye Başkanı Serdar Aksoy, yapımına başladıkları Üretici Köylü Pazarı ile üreticinin ürettiği malı aracısız olarak tüketici ile buluşturabileceğini söyledi. Menemen köylüsünü ayağa kaldırmayı amaçladıklarını vurgulayan Başkan Aksoy, “Seçim meydanlarında sözünü verdiğimiz gibi üreticimize destek olmak için elimizden geleni yapıyoruz. Menemen Belediyesi olarak üreticimizle omuz omuzayız” dedi. cEGE ‘Attığın fidan olsun’ Fethiye Belediyesi ve Lokman Hekim Fethiye Belediyespor Basketbol takımı tarafından organize edilen “Attığın fidan olsun” kampanyası kapsamında fidanlar toprakla buluştu. Fethiye’nin dev adamları, Değirmenbaşı mevkiinde yer alan Beşkaza Spor Salonu yanındaki araziye fidan dikti. Fethiye Belediye Başkanı Alim Karaca, “Basketbola ilgiyi çekmek ve farkındalık oluşturmak amacıyla yapılan bir proje. Fethiye’de her geçen gün basketbola olan ilginin arttığını görmekten çok mutlu olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Küçücük bütçelerle burada nelerin oluşturulabileceğini basketbol takımımız ve yönetimdeki değerli arkadaşlarımız gösteriyorlar. Sezon sonunda şampiyon olduğumuz takdirde Süper Lig’de yine buradaki coşkulu taraftarımızla birlikte ve bizler belediye olarak takımımıza destek olmaya devam edeceğiz. Fethiye’de yaşayan tüm sporseverlerimizi 11 Ocak Cumartesi günü maçımıza davet ediyorum” ifadelerini kullandı. cEGE
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle