Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 Haziran 2019 CUMA SAYI 8 52 Cumhuriyet Gazetesi’nin ücretsiz ekidir AB ile işbirliği için dev adımlar İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Brüksel’de Avrupa Bölgeler Komitesi bünyesindeki Türkiye ile Çalışmalar Grubu’nun 22. toplantısına katıldı. Aynı zamanda SODEM’in (Sosyal Demokrat Belediyeler Derneği) başkanlığını da yapan Soyer, Brüksel’de Avrupa Birliği nezdinde üst düzey temaslarda bulundu. Toplantıda bir konuşma yapan Soyer’in genç işsizliğin çözümüne ilişkin öneri ve değerlendirmeleri büyük ilgi topladı. Türk şehirleri ve AB arasındaki işbirliğinin tesisinde etkili olabilecek konuları üç başlık altında toplayan Soyer, “Yerel Yönetimlerin, Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı’na (IPA) artan katılımının yeni bütçe döneminde AB fonlarının etkinliğini artıracağına inanıyoruz. İkinci olarak istatistikler ‘Sınır Ötesi İşbirliği’nin genişleme ülkeleri ile üye ülkeler arasındaki olumlu etkisini ortaya koymaktadır. Üçüncü olarak, dikkatinizi ‘Bölgesel İşbirliği Programı’na çekmek istiyorum. Bu programlar, sınırlar ötesindeki yerel aktörler arasında çok taraflı ortak eylemlerin ve politika değişimlerinin uygulanması için bir çerçeve sunmaktadır. Bu programlar, paydaşların genç işsizliği üzerinde çalışmasına olanak sağlayabilir” dedi. Soyer, genç işsizliği ile mücadele konusunda AvrupaAkdeniz Bölgesel ve Yerel Meclisi’ni (ARLEM) işaret etti. l Cumhuriyet EGE Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, GÖREVDEKİ İKİNCİ DÖNEMİNİ ANLATTI Muğla ham bir elmas HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK >>AYDIN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI ÖZLEM ÇERÇİOĞLU yazdı 3’te “Bir kuyumcunun eline devasa bir elmas vermişsiniz ve o kuyumcu o elması ustalıkla yontacak... Küçük bir hatası o büyük değeri ortadan kaldırabilir... Ben de böyle hissediyorum “ diyor Dr. Osman Gürün. Muğla’yı ham bir elmasa benzeten Gürün ile büyükşehirdeki ikinci dönemini, doğayı nasıl koruyacağını ve hayallerini konuştuk. n 20 yıl doktor olarak ve 20 yılı aşkın süredir de Belediye Başkanı olarak Muğla’ya hizmet ediyorsunuz. Size ne ifade ediyor Muğla, nasıl tanımlarsınız? Anadolu medeniyetlerinin izlerini coğrafyasında, sevgi, hoşgörü ve güler yüzlü anlayı şı insanlarında yaşatan bir şehirde yaşıyoruz. Muğla burada doğanlar için ve sonradan gelip, görüp, beğenip yerleşenler için vazgeçilmez bir şehir. Yaşanacak ve yaşanılacak bir şehir olan Muğla çocuklarımıza bırakacağımız en güzel mirasımız. Muğla, Karya ve Likyalılardan günümüze bize emanet olan, verimli toprakları ile halkını doyuran, eşsiz güzellikleri ile de kendine hayran bırakan, Atatürk’ün izinde, özgürlüklerin ve demokrasinin şehri. n Muğla’nın en çok korunmaya ihtiyacı var. Rantın dişlileri kemirmeye başlamış bile cennet toprakları. Neler yapıyorsunuz korumak için? 1480 kilometre eşsiz kıyı uzunluğu, yüz de 68 orman varlığı ve 13 bin 247 kilometrekare yüzölçümü içerisinde korunması gereken hassas alanları ile Muğla özel bir coğrafya. Ülkemizin her karış toprağı gibi Muğlamızı korumak için de yasaların bize verdiği yetkileri ve hizmetlerimizi sonuna kadar kullanıyoruz. Çevreden başlarsak katı atık düzenli depolama tesisleri ile Muğlamızın çöp sorununu çözüyor, vahşi depolama alanlarını da rehabilite ederek doğaya kazandırıyoruz. Çöpten elektrik üretiyoruz. Geri dönüşüme önem veriyoruz. Büyükşehirlerde ilk olan hizmetimizle kıyılardan teknelerimizle atık topluyoruz. >> Devamı 3’te Daha ne kadarGÖÇMEN ÇOCUKLAR, EGE’Yİ CEHENNEME ÇEVİREN POLİTİKALARIN KURBANI YAZLIK HEMŞEHRİ SANDIĞA >>MUĞLA BAROSU BAŞKANI CUMHUR UZUN yazdı 2’de SEFERİHİSAR ARTIK LAVANTA KENTİ >>2’de HONAMLI KEÇİLERİ YÜZLERİ GÜLDÜRDÜ >> 3’te seyredeceksiniz? Ne Aylan bebeği unutabiliriz, kör vicdanların kıyılarına vuran, ne Ege’nin cennet sularını cehenneme çeviren politikaları... Bodrum’da yine bir tekne battı. Yine minik bedenler, büyüklerin umut ruletinin kurbanı oldu! Ege tek yürek olup insan tacirlerine nefes aldırmayarak ve göçe neden olan siyasetin hesabını sorarak yüzyılın son korkunç hikâyesini değiştirebilir. YURTTAŞLAR SERİNHİSAR’DAKİ TAŞ OCAĞINA KARŞI BİRLEŞTİ Nefes bile alamıyoruz Denizli’nin Serinhisar ilçesindeki taşocağı şantiyesi alanının genişletilmesi için şirket yetkililerince düzenlenen Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) toplantısı, yurttaşların protestosu nedeniyle yapılamadı. Gençlik ve Kültür Merkezi’ndeki toplantıya şirket yetkilileri, Denizli Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü temsilcisi ile Serinhisarlılar ve çok sayıda çevreci katıldı. Toplantı başlamadan salona gelen yaklaşık 200 kişi, elleriyle masalara vurarak, protestoya başladı. İlçe sakinlerinden Cemile Koyun, taşocakları nedeniyle rahat nefes alamadıklarını be lirterek, “Tozlar nedeniyle hasta oluyoruz. Artık horoz sesiyle uyanmak istiyoruz” diye konuştu. Ayşe Fatma Gülgüç de akciğer rahatsızlığı bulunduğuna dikkat çekerek “Taşocaklarının neden olduğu tozdan nefes alamaz hale geldik. Bahçemde yetişen kirazların toz nedeniyle kalitesi düştü, elimde kaldı” dedi. Protesto sırasında ilçe sakinleri, tabakları da masalara vurarak, kırdı. İlçe sakinlerinin eylemi, yaklaşık 2 saat sürerken, şirket yetkililerinin gerginlik yüzünden ayrılmasıyla toplantı yapılamadı. l Cumhuriyet EGE Suda bitkin haldeydiler... Sahil Güvenlik botları kaçak göç laşmak için gelen emperyalist güçlerin kâr hırsları insan kaçakçıların men taşıyan teknenin kinden daha mı masum? battığı ihbarından sadece 8 dakika sonra yanlarına varmıştı... Hiçbi TUNCAY MOLLAVEİSOĞLU Aylan bebek aklımızı başımıza getirdi mi? Hâlâ dalgaların arasında ha rinde can yeleği yoktu... Son yata tutunmaya çalışan yavru bir gayretle güvenlik güçle caklar, analar, babaların acı rinin uzattığı ellere, fırlattığı ları üzerinden insan kaçakçı can simitlerine sarıldılar. Yu larına lanet okumakla meşgu nan adalarına geçmek isteyen lüz. Ya onları kaçakçıların ku umut yolcularının korkunç cağına atan düzen. Ya uygar hikâyesi, bir kez daha kendini lık adına süslü kavramları ağ tekrar ediyordu... Aşırı yük ne zından bırakmazken, petrolün deni ile 43 yolcu taşıyan tekne ve enerji kontrolünün vaat et batmış, 1’i kadın 3’ü çocuk 12 tiği güç ve kâr hırsıyla bölgeyi kişi Ege’nin 30 metre derinli yangına, savaşa, göçe ve ölüme ğinde hayatını kaybetmişti. sürükleyen uluslararası sömü Oysa, Türkiye’den rü düzeni?” Yunanistan’a geçmeyi başa Bölgede barışı kuracak bir ranların sayısız hikâyelerini siyaseti hâkim kılmadıkça göç dinlemişlerdi yolculuk boyun ve ardından gelen acıları yok ca... Kendi canları ile birlikte etmenin mümkün olmayacağı çocuklarının da hayatını umu nı söyleyen Tezcan, “Türkiye, da yolculuğun kumar masası İran, Irak ve Suriye bir araya na koymuşlardı. gelerek Ortadoğu Barış ve İş Tıpkı diğerleri gibi... Tek tek birliği Teşkilatı (OBİT) kurma yazmaya sayfalar yetmez... Ön lı ve sorunu bölge dayanışma ce Egeliler alıştı ölüm haberlerine... Ardından bu büyük insanlık acısı toplu olarak düşmeye başladı kayıtlara... Bu hafta Bodrum’dan 4 mil açıkta batan tekne biliyoruz ki, son olmayacak! Kendi hayatları üzerinde söz hakkı olmayan masum yavrular, büyüklerin cehenneme çevirdiği dünyada öldükleri ile kalacak... sı içinde çözmelidir. Bunu yapamazsak göçe sebep olanların göçmenlere kapıları kapattığı bir düzenin acısını çocuklar çekmeye devam eder” diyor. İYİ Parti milletvekili Aytun Çıray ise mevcut iktidarı sorumlu tutuyor. Çıray, “Dış politikamızı Suriye ve Ortadoğu bataklığında her geçen gün biraz daha derine batıranlardır. Bu yanlışta diretmek korkarım Umut tacirlerinin büyük vurgunu! İnsan kaçakçılarının her seferde servet kazandıkları bir ticaretten söz ediyorum. Avrupa’ya geçmek için hayatını riske edenlerin elde avuçta ne varsa verdiğini yazmaya gerek yok sanıyorum. Bodrum’da batan son tekneden kurtulanlar, kişi başı 5 bin Avro verdik bundan sonra da yaşamak ve ayakta kalmak için birçok insanın ölümü göze almasına yol açacak. Türkiye Cumhuriyetini paralize eden bu bedeli çok yüksek dış politika anlayışından derhal vazgeçilmesi, Cumhuriyetin kurucu, hayat dolu dış politika vizyonuna dönülmesi gerekiyor” diyor. Hesap sorulmalı lerini söylediler insan tacirle Efelerin Egesi, Çanak rine. Yani tek seferde 200 bin kale’den İzmir, Muğla, Aydın’a Avro’luk kirliadiahlaksızacı kadar... Tek yürek olup kıyıla masız bir “kazanç” söz konu rında yaşanan trajedinin, yüz su. Rantın büyüklüğü kaçak yılın en büyük insanlık felake çılığın bu en korkunç türünü tinin çözümünü birlikte ara besliyor. malıdır. Emniyet’e insan ka CHP PM üyesi ve Aydın Mil çakçılığı ile mücadelede des letvekili Bülent Tezcan’la ko tek olacak yöntemler geliştiril nuşuyorum. Tezcan, “Yaşanan melidir. Göç yaratan politika faciaların sorumlusu sadece lardan, göçten beslenen siya insan kaçakçıları mı” diye so setten, göçü yönetemeyen hü ruyor ve ekliyor: “Bölgeyi pay kümetten hesap sorulmalıdır.