22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

EGE’DE HABER ege@cumhuriyet.com.tr 314 HAZİRAN 2019 CUMA MONTENEGRO VİETNAM HA LONG KOYU TAYVAN Bodrum limitini doldurdu Dünyanın En Güzel Koyları Birliği 14’üncü Dünya Kongresi Taiwan’ın Penghu adasında yapıldı. Kongrede yapılan genel kurulda daha önce bu birliğin başkanlığını da yapan Bodrumlu turizmci Galip Gür’e birlik genel sekreterliği görevi verildi. Bodrum’un Türkiye’den tek üye olduğu Birlik’te, Gür’ün yeni görevi Bodrum’un dünyada daha ön plana çıkmasında etkili olacak. Gür’le birliği ve Bodrum’u konuştuk. n Galip Bey öncelikle bize Dünyanın En Güzel Koyları Birliği hakkında bilgi verirmisiniz? Galip Gür Dünyanın en güzel koyları birliği fikri ilk olarak Fransa’nın Vannes kentinde yaşayan ve aynı zamanda bir gezginci olan Jean Manquat tarafından ortaya atılmıştır. Vietnam’ın Ha Long koyunu keşfeden Manquat Vannes kentine döndükten sonra turizm bürosu yetkilileri ile birlikte Halong Koyu ile Morbihan Koyu’nun kardeş koy olmasını gündeme getirmiştir. 12 Kasım 1996 yılında ilk olarak Londra’da bu kuruluşun ilk görüşmeleri Fransızlar tarafından yapılır. 10 Mart 1997 tarihinde ise Berlin’de bu birlik kurulur. Birliğin şu anda 26 ülkeden 45 üyesi bulunmaktadır. Bodrum bu birliğe Türkiye’den tek üyedir. Ben bu birlikte çeşitli görevlerde bulunduktan sonra 2013 yılında Dünya başkanlığına seçildim ve bu görevimi 2015 yılı sonuna kadar devam ettirdim. Halen birliğin Ge nel Sekreterlik görevini sürdü latmaya çalışıyoruz, lütfen bi rüyorum. zi özel kılan değerlerin farkında n Bu birliğin amacı nedir? olun ve başka yerlere benzeme Bizim bu birliğe üye olmamı ye çalışmayın. zın Bodrum’a ne gibi faydası n Bodrum koylarının ortak var biraz açıklarmısınız? sorunları nelerdir? Gür Birliğimiz kuruluşun Gür Turizm ile ticaret yan dan buyana 14 kez Dünya yana çok hassa dengede seyre kongresi gerçekleştirdi. Bun den iki önemli olgu. Şayet bir lardan 2 önemli organizasyona da Bodrum Belediyesi 2005 Galip Gür şekilde turizmin ticari yönü ağır basmaya başladığı zaman ve 2012 yıllarında ev sahipliği o belde gerçek özelliklerini yi yaptı. Birliğin kuruluş amacı koylar ara tirmeye başlıyor; çünkü o işin içine kâr sında işbirliği sağlayıp ortak sorunla giriyor rant giriyor. Böylelikle o yöre rın çözümünde yardımcı olmak, koyla nin doğası ve kültür özellikleri geri pla rın doğal değerleri ve kültürleriyle dün na atılmış oluyor. Bodrum’da olduğu gi yaya tanıtılmasına olanak sağlamak, bu bi. Bodrum bana göre turizmde açılım li koyların turizmle iç içe gelişirken sahip mitini çoktan doldurdu. Burayı yöneten olduğu eşsiz güzelliklerin ve değerlerin ve karar mekanizmasında olan insan olumsuz yönde etkilenmesini önlemek lara verdiğimiz mesaj şu: Bodrum’a ar ve bunun dünyanın diğer koylarına da tık bir şey yapmayın. Yani bundan son örnek olmasını sağlamaktır. ra yapacağınız en iyi icraat bir şey yap n ‘En Güzel Koy’u nasıl tanımlıyor mamak. Var olanı değerlendirin, iyileş sunuz? tirin, güzelleştirin, mevcut kaliteyi artı Gür Ben en güzel koyu diğerlerine rın, kötü olanı ayıklayın. Şahsi menfa göre “farklı ve özel” olarak değerlendiri atları olanların yörenin güzelliklerini ti yorum. Bir koyun diğerlerine göre farklı caret ve rant uğruna kullanmasına izin olması gerektiğini düşünüyorum.Bir ko vermeyin. ya gidersiniz cam gibi bir denizi vardır, Koylarımızın dünyada gerçekten bir bir başka koyun ise belki çok berrak bir eşi yok. Bu güzellikleri bozmaya hiçbiri denizi yoktur ama farklı bir özelliği ile mizin hakkı ve yetkisi olmaması gerek size büyüler. Örneğin Bodrum çok fark tiğini düşünüyorum. lı bir güzel, insanlar burada farklı güzel Bodrum olarak, büyük turizm merkez likler buluyorlar ve onun için geliyorlar. leri olan yerlere özendik. Farklı değerle Eğer siz bu farkı ortadan kaldırırsanız re sahip olduğumuzun farkına varama sıradan bir koy olmaya mahkumsunuz. dık. Bu değerleri ortaya çıkaracağımıza, Bizde kurumlara ve yetkililere bunu an özenti ile başka şeyler yaptık. Turizm adına fark yaratan başka bir yönü olmayan yerler, değişik mimari tarzlı binalarla insanların dikkatini çekmeye ilgi odağı olmaya çalışıyor. Oysa çok farklı bir yer olan Bodrum, kitle turizmi olmadan, kendi olanakları ile Bodrum’a gelen turistlere yönelmeliydi. n Koylarımızın korunması için tavsiyeleriniz neler? Bodrum’un en büyük şansı Gökova, Milas ve Marmaris’le paylaştığı bu muhteşem koy, gerçekten de dünyanın en güzel koylarından biri. Denize kadar inen ormanlarıyla yeşil ve mavi gerçek anlamda burada kucaklaşır. Mavi yolculuğa yaptıklarımız ise akıl alır gibi değil. Görevim gereği dünyada birçok üyemizi ziyaret etme fırsatı buldum. Bizim sahip olduğumuz doğal güzellikler çok az ülkede var. Katıldığım kongrelerde hep Bodrum’un ne kadar güzel koylara sahip olduğundan bahsediliyor ne kadar güzel otelleri veya marinaları olduğundan değil çünkü bunlar her ülkede var. Özellikle doğal güzelliğe sahip olmayan yerler turist çekebilmek için otel ve marina gibi yatırımlara ağırlık veriyorlar. Biz ise bu doğal güzelliklerin en mükemmeline sahip olduğumuz halde buralara başka sektörleri sokarak kendi kendimizi baltalamaya çalışıyoruz. Bu koylardaki her türlü yapılaşmanın derhal durdurulması ve dünyaca ünlü Mavi Yolculuk konseptinin sürdürülmesi için bütün tedbirlerin alınması gerekir. İnsanlar bu koyları doğal ve bakir olduğu için tercih ediyor. Muğla’nın bitkileri çay olup demlenecek, çiçekleri parfüm olup şişelere dolacak Bu proje çok güzel kokuyor “Koku Vadisi” koydular adını... Muğla’nın dağlarında, ovalarında yetişen birbirinden güzel desenli ve kokulu bitkilerin ekonomik değerinden faydalanmak amacı ile bir proje geliştirildi. Kooperatifleşmeyi kırsalda kalkınmanın öncüsü yapan belediye başkanı Dr. Osman Gürün “üreticilerin gelir düzeyi artacak” diyor. Muğla’nın eşsiz güzellikteki topraklarında çiçeğin, bitkinin her türlüsü yetişiyor. Muğla Büyükşehir Belediyesi tarımsal kalkınmayı ve kooperatiflerle işbirliğini geliştirmek için güzel kokan bir projeyi hayata geçiriyor. Merkez Menteşe Tarımsal Kalkınma Kooperatifi ile Büyükşehir Belediyesi’nin imzaladığı protokole göre tıbbi aromatik bitki yetiştiriciliği ve bu bitkilerden katma değeri yüksek ürün üretimi konusunda işbirliği yapılacak. Üreticilerin gelir düzeyleri artırılacak Koku Vadisi 27 dönüm arazi üzerinde kurulacak. Tıbbi aromatik bitkiler çiftliğinin ağırlıklı üretimi lavanta üzerine olacak. Ayrıca kekik, adaçayı, nane, biberiye, mercanköşk, limonotu gibi bitkiler de yetiştirilecek. Bitkiler; uçucu yağ, kozmetik ürünleri, sabun, bitki çayı gibi pazar payı yüksek katma değerli ürünlere dönüştürülecek. Muğla Büyükşehir Belediyesi’ne ait seralarda üretilen tıbbiaromatik bitki fideleri, kooperatif ortağı olan üreticilere bedelsiz olarak verilecek. Büyükşehir belediyesine ait kurutma tesisi ve distilasyon ünitesi de proje kapsamında hizmet verecek. Merkez Menteşe Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’nin 23’ü kadın 44 ortağı var. Kooperatif Başkanı Bahar Öksüz Ekim, kadın ortak sayısını çoğaltacaklarını söylüyor; “ Muğla, Türkiye’nin en önemli turizm merkezlerinden biri olmasının yanında aynı zamanda bir tarım kentidir. Muğla iklimi ve rakım farklılıkla rı ile tarımsal ürün çeşitliliği açısından çok zengin bir bölgemizdir. Ancak tarımsal ürünlere katma değer yaratmakta ve bunu pazara ulaştırmakta sıkıntılar yaşıyoruz. Kooperatif çatısı altında örgütlenmenin çözüm yolu olduğuna inandığımız için Muğla Büyükşehir Belediyesi ile Koku Vadisi projesi kapsamında işbirliği protokolü imzaladık. Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin topraktan başlayarak, katma değerli ürün üretimi ve ürünlerin pazara sunulması aşamalarında güçlü desteği ile bölgemizin tıbbi aromatik bitki yetiştiriciliği potansiyelinin değerlendirilmesini sağlayacağız. Bu işbirliği için başta Muğla Büyükşehir Belediye Başkanımız Dr. Osman Gürün olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ederim.” Gürün: Toprağımızı koruyacağız Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün bir projeyi daha kooperatif üzerinden hayata geçirdiği için mutluydu... Gürün, “Muğla’nın dağlarında açan çiçeklerimiz, bitkilerimiz vatandaşlarımıza çay, kozmetik ürünleri olarak geri dönecek” diyor. Türkiye’de ve Muğla’da tarımsal üretimin artması, üreten köylünün tekrar milletin efendisi olması için kooperatifleşmenin çok önemli olduğunu söyleyen Gürün, Büyükşehir ve kooperatif işbirliği ile Muğla’da üreticinin ve vatandaşların kazanacağını belirtiyor. Başkan Gürün, “Tarım kenti olan Muğla’mızda Büyükşehir Belediyesi olarak üreticilerimizin toprağında kalması, üretmesi ve alın terinin karşılığını alması için projeler üretiyoruz. Bu konuda en büyük destekçimiz kooperatiflerimiz. Koku Vadisi projemizde Menteşe Tarımsal Kalkınma Kooperatifi”mizle işbirliği yapacağız. Birlikte üreteceğiz. Muğla üretecek, üreticimiz kazanacak” diyor. BAŞKANLAR YAZIYOR AHMET ARAS Bodrum Belediye Başkanı Bodrum en çok ‘deniz’ demektir Kültürü denizle yoğrulan, özgür ruhlu, mutlu ve coşkulu insanların kenti Bodrum’dan sıcacık bir “Merhaba”. Bodrum, Türkiye’nin ve hatta belki de yeryüzünün en özel coğrafyasıdır. Özellikle yurdun batı kesimlerinde yaşayıp da Bodrum’a yolu düşmeyen insan neredeyse yok gibidir. Bunun nedeni, bu çok özel yarımadanın doğasından, kültüründen ve derinliğinden gelen cazibesidir. Bu öyle bir enerjidir ki, gelen herkeste iz bırakır, kitaplara, mısralara, şarkılara konu olur. Tıpkı sürgüne geldiği topraklara sevdalanıp, o mavinin, o toprağın, o havanın hasretini yaşayarak aramızdan ayrılan Cevat Şakir gibi... “Hiç’liğin Hükümdarı” Neyzen Tevfik gibi... Tarihin babası Herodot gibi. Bodrum tarih demektir, kültür demektir, deniz demektir. Ama en çok “deniz” demektir. Ben denizlerde büyüdüm. Dedem, 1700’lü yıllarda Mora’dan Bodrum’a gelerek yerleşmiş ve bugün Milta Bodrum Marina’nın olduğu yerde kalıntıları bulunan Osmanlı Tersanesi’ni kuran Kaptanı Derya Cafer Paşa’dır. Onun babası da İskele Meydanı’ndaki camiye adını veren Kızılhisarlı Mustafa Paşa idi. İşin özü, ekmeğini denizden çıkaran bir aileden geliyorum... Bu yüzden denizi kaybettiğimizde, Bodrum’u kaybedeceğimizi çok iyi biliyorum. Bodrum bugün tüm dünyada “Mavi Yolculuk’la tanınır. Halikarnas Balıkçısı’nın 1940’larda başlattığı, aralarında Sabahattin Eyüboğlu, Azra Erhat, Bedri Rahmi, Vedat Günyol gibi Gökova kıyılarında eski Anadolu uygarlıklarının izlerini arayan aydınlarla süregelen bu sonsuz “gidiş”ler, “medeniyetin doğudan batıya gittiğine inanan” mavi bir kuşağın mirasıdır bize. Sadece Mavi Yolculuk değildir Bodrum’u denizle iç içe yaşatan olgu... Gökova’nın eşsiz kıyıları, koyları, ekmeğini denizden çıkaran nice süngercinin hayat hikâyelerine tanıklık eder. Bugün Bodrum’da tekne turizmini başlatan da işte o “gangava” denilen küçük süngerci tekneleridir. Uçsuz bucaksız deryalara atılmış bir başka imzadır Bodrum’da üretilen guletler, aynakıçlar, tirhandiller... Bugün turizme ve dünyaya kazandırılacağı günü bekleyen yat imalat sektörünün temellerini işte o ahşap teknelere alın terini döken ustalar, emekçiler atmıştır. O değerli nesil, Bodrum’un yat turizmini yüceltecek ve değerlendirecek yeni hizmet elemanlarının da öncüsü olmuştur. Bodrum deniz demektir. Denizle dost olmayanların, eşsiz koyların güzelliklerini “mavi” gidişlerle keşfetme şansı bulamayanların anlayamayacağı bir manası vardır bu kentin. İşte o nedenle gözümüzden bile sakınırız biz Bodrum’un kıyılarını, koylarını, dağlarını, ormanlarını. Elbette gelişimden yana hiçbir kaygımız yoktur. Ama biliriz ki bu doğayı, bu çevreyi koruyamazsak bir anda elimizden gider büyüsü, enerjisi. En çok da denizi kaybedersek kaybederiz Bodrum’u. Bir kenti var eden onun karakteridir, kimliğidir. Büyümek elbette kaçınılmazdır. Ancak karakterini yitirmeden, özünü muhafaza ederek büyüyebilmektir aslolan. Böylesine özel bir yerin belediye başkanı olmaktan büyük bir gurur ve mutluluk duyuyorum. Sorumluluğun büyüklüğünü iliklerime kadar hissediyor ve yaşıyorum. 300 yıl önce buralara gelip yerleşen dedelerime, ekmek teknelerinde çileli yolculuklara çıkan deniz gurbetçisi süngercilere, Bodrum Cup gibi görkemli bir organizasyonun çoban ateşini yakan ahşap tekne ustalarına, kuru incir, defne, harnup ticareti yaparak Bodrum’un ticaret hayatına yön veren emekçilerine, yokluk yıllarında peksimet hamuru yoğurup çocuklarının karnını doyuran Bodrum kadınlarına borç ödeme vaktinin geldiğine ve hatta geçmekte olduğuna inanıyorum. Ve bunun tek yolunun, “doğal” ve “yerel” olanı koruyarak yaşatmaktan geçtiğine inanıyorum. Sevgiyle kalın.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle