Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 11 Ekim 2019 Cuma Umutlandıran MEKTUP HABERLER Cezaevinde tutuklu bir kişi, savcıya kayıp olarak aranan küçük İlayda’yı üç arkadaşıyla birlikte kaçırdıklarını itiraf eden mektup yazdı. Jandarma adreste bulunan 17 yaşında bir kıza ulaştı. DNA alınarak Taşçı ailesiyle eşleştirilecek. İzmir'de, 13 yıl önce ailesiyle pikniğe giden ve o zaman 5 yaşında olan İlayda c Taşçı (18), ormanlık alanda esrarengiz şekilde kayboldu. Güvenlik güçlerinin aramasına rağmen bir sonuç alınamadı. Kayıp kız İlayda yıllardır aranırken cezaevinden savcılığa gelen bir ihbar mektubu aileyi yeniden umutlandırdı. MEHMET İNMEZ Tutuklu kişi mektubunda arkadaşlarıyla beraber İlayda’yı kaçırıp Adana’da sakladığını anlattı. İhbar üzerine mektuptaki adrese giden jandarma, 17 yaşlarında bir kız ve annesine ulaştı. Savcılık evdeki kızdan DNA örneği alınmasına karar verdi. Baba Saim Taşçı’dan da DNA alınarak eşleştirilecek. Baba Saim Taşçı, “Yıllardır kızımızı arıyoruz. Her gelen ihbarı değerlendirdik. Yine ihbar bizi umutlandırdı. DNA alınacak” dedi. Yıllarca araştırıldı Buca ilçesinde oturan SaimBedriye Taşçı çifti, 2006 yılında Kaynaklar bölgesindeki piknik alanına gitti. Gün boyunca piknik yapan aile 5 yaşında olan kızları İlayda'nın bir anda ortalıktan kaybolduğunu fark etti. Aramalara rağmen bulunamayan küçük kız jandarma, AFAD ve arama köpekleriyle günlerce arandı. Her yere bakılmasına rağmen en ufak ipucu bulunamadı. İlayda'nın beraber top oynadığı kuzeni, bir kişinin küçük kızı otomobile zorla bindirdiğini iddia etti. Güvenlik kameraları ile olay günü o bölgede bulunan 12 bin 120 kişinin cep telefonlarının kayıtlarını incelendi. 214 şüpheli kişi üzerinde yoğunlaşıldı. Tespit edilen şüphelilerin evleri ve işyerleri arandı. Jandarma, yüzlerce ihbarı değerlendirdi, binlerce kişiyi sorguladı; ancak yıllarca süren araştırmalardan sonuç alınamadı. Cezaevinde tutuklu bulunan bir kişi, İzmir Cumhuriyet Savcılığı’na mektup yazarak 2006 yılında Buca’da kaybolan İlayda Taşçı’yı üç arkadaşı ile birlikte kaçırdıklarını söyledi. Mektubunda iki kişinin adres bilgilerini yazan ihbarcı, arkadaşlarının dışarıda olmasına rağmen kendisine bakmadıkları için ihbar ettiğini söyledi. Savcılık, tutuklunun bulunduğu cezaevinden görüntülü ifadesini aldı. Alınan bilgiler sonrası jandarma, ihbardaki adrese giderek araştırma yaptı. Özel ekip, evde 17 yaşlarında bir kız ve annesi ile karşılaştı. Genç kızın 2010 yılında kimlik çıkardığı belirlenirken, babasının yıllardır kayıp olduğu öğrenildi. DNA örneği alınacak Ailenin ifadelerini şüpheli bulan savcılık, genç kızdan DNA örneği alınmasına karar verdi. Gelen örnekler baba Saim Taşçı’nın DNA’sı ile karşılaştırılacak. Yıllardır kaybolan kızını aramak için yüzlerce ihbara giden, her defasında umutlanan baba Saim Taşçı, “Bu ihbarları çok gördük, her defasında üzüldük. Şuan DNA sonucu gelmeden kesin bir şey diyemem. Belki de arkadaşlarını cezalandırmak için yalan ihbarda bulundu. Her defasında üzülen biz oluyoruz” diye konuştu. Büyümüş halinin robot resimleri yapıldı İZMİR Jandarma Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü uzmanları, küçük kızın vücut gelişimi ve yüz şeklini de hesaplayarak ileri teknoloji ile İlayda’nın bugünkü halinin temsili fotoğrafını yaptı. Kilolu ve zayıf olarak iki ayrı resmi oluşturulan küçük kızın bu fotoğrafları yeniden tüm güvenlik güçlerine dağıtıldı. Ecofest Marmaris başlıyor cEGE Marmaris Belediyesi’nin üretime ve ekolojiye dayalı kent kimliği geliştirme projesinin farkındalık yaratmaya yönelik ilk ve en önemli adımı olan uluslararası ekoloji festivali Ecofest Marmaris, bugün Burunucu Macera Parkı’nda başlıyor. Ecofest Marmaris; çevre farkındalığını geliştirmeye yönelik yaratıcı ve coşkulu etkinlikler, ünlü sanatçılardan tematik konserler, stantlarda sergilenen geniş yelpazede ürünler ve anıtsal sanat eserleriyle konuklarını ağırlayacak. Yeşil ve mavinin her tonunu barındıran Marmaris’in ekolojik özellikleriyle de dünyanın incisi olduğunu söyleyen Marmaris Belediye Başkanı Mehmet Oktay, “Köylerinde hala organik tarımın yapıldığı, dünyanın en kaliteli balının üretildiği, meyvenin dalından koparılıp yenildiği Marmaris’te üretime ve ekolojiye dayalı bir kimlik oluşturmak için yola çıktık. Ecofest de bunun ilk adımı. Herkesi bu renkli festivale bekliyoruz” şeklinde konuştu. Küçük kalplerden, büyük bağış Menteşe Belediyesi’nin sosyal sorumluluk projelerinden birisi olan “El ele butik mağazası”na özel bir kolejin öğrencileri tarafından çocuk kıyafetlerinden oluşan yardım kolisi bağışı yapıydı. Çocukları duyarlı davranışlarından dolayı tebrik eden Menteşe Belediye Başkanı Bahattin Gümüş, “Çocuklar bizim geleceğimiz, yarınlarımız. Ele le yazmayı yeni öğrenen kalpleri minik sevgileri büyük öğrencilerimiz, farkındalık oluşturmak adına bağışladıkları kıyafetler ile hepimize örnek oldular. Hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Onların bağışladığı kıyafetler başka çocukların yüzlerini güldürecek. Mağazamız halkımızın dayanışma ruhuyla büyüyüp, güçleniyor. Yardımların en doğru adreslere gidip yerini bulmasını sağlayan el ele butik mağazamıza, maddi gücü yerinde olan tüm vatandaşlarımızı bağış yapmaya davet ediyorum. Çünkü hayırsever vatandaşlarımızın bağışları sayesinde, ihtiyaç sahibi vatandaşlarımızın yüzleri gülüyor” dedi. Büyükşehir, Muğla’nın Balı için imzaları attı Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün ve S.S. Karabörtlen Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Mehmet Emin Benzer, 95 ortağı olan kooperatifle büyükşehir işbirliği için imzaları attı. Kooperatif ortaklarının ürettiği çiçek balı, Muğla çam balı, petekli bal ve poleni farklı büyüklükteki ambalajlarda satışa sunan S.S. Karabörtlen Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’ne üretim kapasitesini ve kalitesini artırmak amacıyla bal dozajlama modülü, polen kurutma dolabı, güvenlik bandı makinesi, krom çalışma masası desteği sağlanacak. Aydınlı kadınlar birlik oluyor Türkiye'de kooperatifçilik birimi olan tek büyükşehir belediyesi olan Aydın Büyükşehir Belediyesi, kooperatiflere verdiği destekle ev kadınlarının iş sahibi olmasını sağlıyor. Kooperatifler Şube Müdürlüğü tarafından süt üreticilerine süt tankı, çiçek alımı, kadın üreticilere makineteçhizat desteği veriyor. Kadınları desteklemeye devam edeceklerinin altını çizen Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, yakın zamanda yeni kooperatiflerin de kurulacağının müjdesini verdi. Türkiye'de işsizliğin büyük bir sorun olarak ortada durduğunun altını çizen Başkan Çerçioğlu, "Bizler de kadınlarımıza yer ve gerekli teçhizatı tahsis ettik. Bizim kadınlarımız çalışkandır, kendilerine destek verildiğinde neler yapabildiklerini Koçarlı'da görüyoruz” diye konuştu . BİR KELİME BİR CÜMLE DR. SEDEF KABAŞ (İletişim EğitmeniGazeteci Yazar) İletişim: Anlatmak kadar anlama çabasıdır, konuşmak kadar dinleme becerisidir, sözler kadar beden dilini de etkili kullanmaktır, ses kadar sessizliğin gücünden de yararlanmaktır; dış görünüş kadar iç zenginliğin de dışa yansımasıdır. Liderlik: Kaptanın iyisi kötüsü fırtınalı havada, liderin iyisi kötüsü kriz zamanlarında belli olur; herkesin sizi alkışladığı yerde lider olmak kolaydır, mesele tek başına kalmayı göze alacak, tüm zorluklara meydan okuyacak kadar davanızdan vazgeçmeyip mücadeleye cesaretle devam edebilmektir. Medya: Özgür olduğu sürece güçlü, nesnel olduğu sürece inandırıcı, yaratıcı olduğu sürece kalıcı… Sosyal Medya: Her türlü dirence, kısıtlamaya, eleştiriye meydan okuyor ve okumaya devam edecek; güçlü, daha da güçlenecek; yok saymak yerine en etkili şekilde kullanma becerisini geliştirip gücünden faydalanmak gerek. Televizyon: Uzun yıllar haberciliğimi icra ettiğim alan, milyonlara ulaşma aracı, ekranda haber röportajları yapıp siyaset, ekonomi, sanat, spor, medya ve bilim dünyasından nice değerli, gündeme damgasını vurmuş ya da söyleyecek sözü olan kişileri tanıma ve tanıtma fırsatı bulduğum yer; ülkemizde etkisi hala çok yüksek. Kitap: Okumaya zamanım yok diyorlar, oysa okumak zaman kazandırıyor, onca bilgiyi şahsen deneyimleme şansın yok; kitap okuyarak nice bilgiyi, tecrübeyi, yaratıcılığı, yöntemi, çözümü, analizi vb. damıtılmış şekilde alıyorsun; hakiki dost, başarının yardımcı kaynağı, dünyaya açılan pencere. İfade Özgürlüğü: Aslolan düşünce değil ifade özgürlüğüdür, aksi halde düşün ama ifade etme durumu oluşur; gerçi ülkemizde neredeyse düşüncelere bile kelepçe takma hevesi var, eğer imkanları olsa... Basın Özgürlüğü: Gazetecinin halk adına soru sorma, halka gerçekleri aktarma, halkın öğrenmesi gerekenleri ortaya çıkarma; halkın gözü, kulağı, sesi olma özgürlüğüdür; halk basın özgürlüğünü adeta gazetecinin şahsi özgürlüğü gibi algılıyor ve belki de bu yüzden basına gerektiği ölçüde sahip çıkmıyor. Kadın Olmak: Doğumdan ölüme mücadele etmek; doğurmak, sahiplenmek, çoğaltmak, zarif ve zevkli kılmak; zalim olmadan güçlü olmak, sert olmadan sağlam olmak, ezen değil etki eden olmak, salt kazanan değil paylaşan olmak… Adalet: Güçlü devletlerin temeli, özgür bireylerin güvencesi, refah toplumlarının kaldıracıdır; asla güçlünün “sopası”, zalimin “kırbacı”, otoritenin “baskı” aracı değildir, olmamalıdır; kapıdan çıkıp giderse, ev ahalisi kurda kuşa yem olur. Cesaret: Cinsiyeti yoktur; cesaret gerçeklerden, cüret cehaletten beslenir; bu yüzden “cahil cesareti” değil “cahil cüreti” denmelidir. Asalet: Güzelliğin en rafine halidir, azdır, dolayısıyla özgül ağırlığı fazladır; kadına en çok yakışan haldir. Hitabet: Neyi ne kadar iyi yaparsan yap, iyi yaptığını iyi aktarabildiğin kadar varsın, etkili hitap; söz seçimi, diksiyon, ses kullanımı, beden dili, dış görünüş, konu hakimiyeti, kişilik özellikleri gibi pek çok kriterin toplamıdır; ancak en önemli kriter “ne” konuştuğun ve “nasıl” konuştuğundan ziyade “kime” neyi, nasıl konuşacağına dikkat etmek, buna göre hazırlık yapmaktır. Umut: Hava ve su kadar hayatidir; umut varsa mücadele, mücadele varsa zafer vardır; bu yüzden baskı rejimleri önce umudu öldürür, umudunu yitirmiş bireyler mücadele azmini kaybeder, mücadele etme azmini yitirmiş toplumlar üzerinde baskı kurmak ise çok daha kolaydır. Aşk: Bedenlerin tutkulu buluşması, ruhların sevgi ile kucaklaşması, kalp atışlarının vücudunu sarsması, sıfır engel tanıma halidir; bir çeşit deliliktir ama en tatlısından, salt şehvete indirgenemez, herkese de kısmet olmaz; insan aşkı doyasıya yaşamalı, yaşama da aşkla sarılmalıdır. MUZAFFER AYHAN KARA cEGE