Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
C 4 EGE 3 OCAK 2015 CUMARTES Küçük Menderes’te sarı isyan! Küçük Menderes Havzası’nda Tarih ve Doğa Katliamına Hayır Platformu Dönem Sözcüsü Özkan Akgün, bölgenin yılda 3 milyar dolarlık tarımsal üretim potansiyeli olduğunu vurguladı l Bozdağlar’ın Alaşehir’den Kemalpaşa’ya uzanan 17 noktasında altın ve gümüş madeni için arama ruhsatı verildi. Bunlardan 3’ü Küçük Menderes Havzası’nda. Bölgenin Türkiye ekonomisindeki rolüne dikkat çeken yurttaşlar, ‘Toprağın üstü altından çok daha değerli’ yorumunu yapıyor. Madencilik çalışmalarıyla 70 endemik türün yok olmasından da endişe ediliyor. YUSUF ÖZKAN ÖDEMİŞ Bergama’da Ovacık ve Kozak Yaylası, İzmir’de Efemçukuru, Urla, Karaburun, Aliağa, Çeşme, Manisa’da Çaldağı, Yırca, Gördes... Doğayı koruma mücadeleleriyle ön plana çıkan ve ilk anda akıllara gelen Ege’nin belli başlı yerleşimleri... Eğer geri adım atılmazsa ya da“saldırganlar” püskürtülmezse, listeye Ödemiş de girecek gibi... Manisa Alaşehir’den İzmir Kemalpaşa’ya doğru denize dik konumda uzanan Bozdağlar’ın 17 farklı noktasında, altın ve gümüş madeni için arama yapılıyor. Madencilerin en fazla tehdit ettiği Ödemiş’te ise yurttaşlar, önlemlerini şimdiden almanın derdinde. “Sarı Öküz”ü verdikten sonra, her şeyin çok geç olacağının farkındalar. “Sarı Öküz” öyküsünü bilmeyen yoktur! Yine de kısaca anımsatalım: Ormanın birinde aslanlar toplanmış, “Hesapta kralız, hepimiz açlıktan öleceğiz. Hangi hayvana saldırsak kaçıyor, oysa öküzler tam dişimize göre” diyerek, tilkiden yardım istemişler. Öküzlerin yanına giden tilki,“Aslında aslanlar sizi çok seviyor yalnızca aranızdaki şu sarı öküzden tahrik oluyorlar. Verin de kurtulun” demiş. “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” mantığıyla Sarı Öküz’ün gözden çıkarılmasının ardından da, sıra benekliye, tombul olana, burnu beyaz olana, kuyruğu kısa olana gelmiş... Ödemiş’in “sarı öküz”leri, Boğdağlar’ın ilçeye bakan yamaçlarında, Gölcük Gölü’nün hemen altında bulunuyor. Tarihi Birgi beldesi sınırlarını da kapsayan 3 arama ruhsatlı alanının toplam büyüklüğü, 65 bin dönümün üzerinde. ÇED sürecinin başladığı alan ise Oğuzlar ve Bayırlı köyleri arasındaki 216 dönümlük yer. Doğanın tüm güzelliklerini, renklerini barındıran bu coğrafya, başta zeytin olmak üzere on binlerce ağaca ev sahipliği yapıyor. Bölgeyi, Küçük Menderes Havzası’nda Tarih ve Doğa Katliamına Hayır Platformu (HAVZAPLAT) Dönem Sözcüsü, Ziraat Mühendisi Özkan Akgün’le dolaşıyoruz. Kendisi de Bozdağlı olan Akgün, geçen günlerde gerçekleştirdikleri eyleme, yeterli organizasyon yapılmamasına karşın kendiliğinden yaklaşık 2 bin kişinin katılmasının çok önemli olduğunu vurguluyor. Mücadelelerini “siyaset üstü” diye tanımlayarak, “Toprak gittiğinde, şeriat isteyen adam bile bundan etkilenecek” yorumunu yapıyor. Yörede ilk madencilik çalışmaları 2011’de başlamış. Kök Madencilik firmasına, Birgi’nin üzerindeki 5 bin 300 dekarlık alanda arama ruhsatı verilince, HAVZAPLAT da bir karşı duruş olarak yaşama geçirilmiş. arasında ADD’den EğitimSen ve Eğitimİş’e kadar çok sayıda sivil toplum kuruluşuyla meslek örgütü bulunuyor. Zaman içinde Kök firması feshedilip Bozdağ Madencilik şirketine dönüşmüş. Daha sonra da bölgeye Koza Altın ve Abdullah Şentürk Madencilik el atmış. Ancak son yaşanan siyasi gelişmelerin ardından Koza Grubu da ÇED sürecini durdurmak zorunda kalmış. Akgün, Koza’nın arama sahasının akıbetini ve bölgeye kimin el attığını bilmediklerini söylüyor. 2011’de arama ruhsatı alan Kök Madencilik, 8 yılda 5 milyar dolarlık altın çıkarmayı hedeflemiş. Oysa havzadaki yıllık tarımsal üretim değerinin 3 milyar dolar olduğu vurguluyor. Akgün, konuya ilişkin şu noktalara dikkat çekiyor: “Küçük Menderes Havzası, Türkiye tarım topraklarının binde 4’ünü oluşturmasına karşın, tarımsal üretimin yüzde 5’i burada gerçekleştiriliyor. Yılda 3 milyar dolarlık tarımsal değer üretiliyor. Ülkemiz incirinin yüzde 8’i, kestanesinin yüzde 6’sı, patatesinin yüzde 10’u buradan karşılanıyor. Aşırı meyve fidanlarının yarısı burada üretiliyor. Bozdağlar, 70 endemik tür bitkinin bulunduğu tek bölge. Bunlardan 3’ü, madencilik yapılmak istenen Kemer ve Yılanlı bölgesinde yaşıyor. 150 bini Ödemiş’te olmak üzere havzarda 250 bin büyükbaş hayvan bulunuyor. Türkiye süt üretiminin yüzde 10’unu bu havza karşılıyor.” HAVZAPLAT bünyesinde bilim kurulu oluşturduklarını, mücadelelerini bu kuruldan gelecek verilere dayanarak yürüttüklerini söyleyen Akgün, “Havzada toprağın üstü, altından çok daha değerli. Bunu rakamlarla da açıkça ortaya koyuyoruz. Bu coğrafyada yaşıyoruz, sürdürülebilir yaşamı önemsiyoruz. Denize dik inen Bozdağların iki yanında (Gediz ve Küçük Menderes ovaları), milyonlarca yıl içinde çok özel bir mikroklima oluşmuş. Bu özel doğaya kısa vadeli çıkarlar için müdahale yapılırsa, bir daha asla geriye dönülemez. O nedenle madencilik çalışmalarından vazgeçilmelidir. Bozdağların önemli bir kısmı Milli Park ve tarımsal koruma alanı ilan edilmelidir. Yasal, yönetsel boşluklardan yararlanarak buralarda işletme ruhsatı verilirse, ‘sarı öküz’ örneği gibi ipin ucu kaçacak” diyor. Sırtını Bozdağ’a yaslayan yerleşimlerden Oğuzlar Köyü’nde, günlük yaşam olağan akışı içinde sürüyor. Tarımla uğraşan yöre halkı, madenlerin üretime başlaması durumunda, yaşanacak olumsuzluklardan en fazla etkilenecek kesimlerin başında geliyor. SOMA’YA DÖNÜŞMESİN 3 SİYASET ÜSTÜ 0 Mart seçimlerinin ardından mahalleye dönüşen Gölcük’ün Muhtarı Ferit Aynalı da, söz konusu firmaların 500 bin insanın geleceğini tehdit ettiğini söylüyor. “Ödemiş Soma’ya dönüşmesin” diyen Aynalı, “Çünkü bir buçuk milyon dekarlık tarım alanının, madenlerin ağır metali ve harfiyat artıklarıyla yavaş yavaş yok olma riski var. Devletin DSİ aracılığıyla, ciddi bilimsel projelerle bölgedeki su kaynaklarına yönelik, milyonlarca lira aktararak yaptığı tarımsal sulama baraj ve göletleri, tarımsal üretimle birlikte tehdit altına girecek. Yaşamımızn kaynağı olan topraklarmızdan ürettiklerimizin, toprağın altındaki madenlerden çok daha değerli olduğu düşünüyoruz” diye konuşuyor. Birgi risk altında Celal Bayar Üniversitesi Öğretim Görevlisi Jeomorfolog Serdar Vardar da, yaptığı araştırmalara dayanarak, Bozdağlar’ın Ödemiş’e bakan bölgelerine yapılacak küçük müdahelelerin bile büyük yamaç hareketlerine neden olabileceğini vurguladı. Bu bölgenin kütle hareketlerini kolaylaştıracak özel bir kayaç dokusuna sahip olduğunu belirten Vardar, sık sık büyük ölçekli heyelanlar oluştuğunu anımsattı. Vardar 2011 tarihli raporunda, şu görüşlere yer veriyor: “Birgi ve Bozdağlar’ın güney yamaçlarında işletilecek bir altın madeni yamaçlarda zaten kendi içinde zor dengelenen kütle hareketlerini ciddi ölçüde etkileyecektir. Bu durumda Birgi Deresi vadisinin doğal dengesi ve morfolojisi tamamen bozulacaktır. Ayrıca, işletilen maden alanından gelecek her türlü atık çatlaklı sistemin etkisi ile yeraltı sularına karışacaktır. Alanın litolojisi gereği altın işletmesinin etkisi sadece Birgi’yi değil, tüm Küçük Menderes Havzası’nı kolayca etkileyecektir. Yamaçlarda meydana gelebilecek bu değişim, başta zeytin, ceviz, kestane ve incir olmak üzere dikili alanları tümüyle olumsuz etkileyecektir. Nihayetinde Birgi’ye ulaşan derenin havzası tümüyle etkilenmiş olacaktır. Birgi yaşanamaz hale gelecek ve bölgede hastalık vakalarında artış önemli oranda artışlar ve sıçramalar gözlemlenecektir. Birgi ve yakın çevresi bu durumda tamamen terk edilmekle karşı karşıya gelecektir.” YILDA 3 MİLYAR DOLAR HAVZAPLAT Dönem Sözcüsü Özkan Akgün, Bozdağlar’ın iki yakasındaki Küçük Menderes ve Gediz ovalarının, çok özel bir mikroklimaya sahip olduğunu anımsatıyor. AKP’Lİ BAŞKAN NE YAPACAK? Ö demiş Belediyesi, son yerel seçimlerin ardından CHP’den AKP’li Mahmut Badem yönetimine geçti. Badem’in Koza Altın’a karşı mücadele sözü, meclis tutanaklarına da geçti. Ancak Koza’nın son gelişmelerin ardından ÇED sürecini durdurması, AKP’ye yakın şirketlerin arama çalışmalarını sürdürmesi üzerine, “Altıncılara göğsümü siper ederim diyordun, hâlâ aynı noktada mısın?” diye görüşü sorulan Badem, tavrını değiştirmeyeceğini öne sürdü. Ödemiş halkı, şimdi “başkanının” ne yapacağını merak ediyor... C M Y B