17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

5 milyon ağaç tehlikede! ÇANAKKALE (Cumhuriyet) Çanakkale İl Genel Meclisi CHP Grup Başkanvekili Hicri Nalbant, AKP’nin zeytinlikleri maden ve enerji yatırımlarına açmak istemesi nedeniyle Çanakkale’de 5 milyondan fazla zeytin ağacının tehdit altında olduğunu söyledi. Yeni yasa tasarısıyla zeytinliklerin, “kirli sanayilerin” talanına açık hale getirildiğine dikkat çeken Nalbant, “25 dönümün altındaki yerler, zeytinlik sayılmıyor. Türkiye’deki zeytinliklerin ortalama büyüklükleri 12 dönümdür. Neredeyse yüzde 80’i zeytinlik kapsamı dışına çıkarılıyor” dedi. Çanakkale’de de 321 bin dönümlük alanda zeytincilik yapıldığını bildirerek, şunları söyledi: “Bu rakam Türkiye’deki zeytinlik alanların yüzde 5,1’ine denk gelmektedir. Yıllık zeytin üretimi 90 bin160 bin ton arasında değişmektedir. Yıllık yağ üretimi 32 bin ton dolayındadır. 10 bin ton da yıllık sofralık zeytin üretimi yapılmaktadır. Görüldüğü gibi zeytinin Çanakkale için önemi büyüktür. Zeytin üreticilerini, ziraat odalarını, ticaret borsasını, bu değişikliğe ‘dur’ demek için göreve çağırıyoruz.” Kadınlara kucak açtılar Konak Belediyesi, kurduğu Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürlüğü’nde sosyal ve psikolojik desteğin yanı sıra mesleki eğitim verecek. Belediyenin bundan sonraki adımı da kadın sığınma evi olacak. 3 Mavi bayrak gururu Türkiye 2014’te mavi bayraklı plaj sayısını 397’e çıkardı. 4 Cennet buna değer İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Sıkı, İzmir Kuşcenneti’nin milli park ilan edilmesi çalışmalarının tamamlanmasını beklediklerini söyledi. İzmir’e komşu illerden Balıkesir’de 2, Manisa’da 1, Aydın’da 1 ve Muğla’da 1 milli park olduğunu anımsatan Sıkı, “Buna karşın İzmir’de hiç milli park yok. İzmir Kuşcenneti, Türkiye’de görülen 474 kuş türünden 291 farklı kuşun yaşadığı ve 107 kuş türünün kuluçkaya yattığı, dünyada soyları azalan tepeli pelikan ve flamingoların ürediği önemli yerlerden biri olması nedeniyle, milli park olmayı fazlasıyla hak eden değerli bir sulak alandır” dedi. EGE EMRE DÖKER Koza Altın şirketinin, Bergama Kozak Yaylası’nın eteklerinde bulunan 60 nüfuslu Kapıkaya Köyü’nde altın madeni işletmek için ÇED süreci başlatması yöre halkını tedirgin etti. Kapıkaya Köyü Muhtarı Mustafa Özdemir, çam ağaçlarının arasında ve açık ocak yöntemiyle işletilecek madenle ilgili kimseye bilgi verilmemesine tepki gösterdi. Bergama Çevre Platformu Sözcüsü Erol Engel de, daha önce aynı firma tarafından yapılan ocak başvurularını yargı kararıyla durdurduklarını belirterek, “Bu girişim Kozak’a yönelik saldırının ikinci adımıdır. Çukuralan’daki altın madeninin ardından burada da açık ocak işletmesi açacaklar” dedi. Koza Altın’ın ÇED başvurusunu C 2 AĞUSTOS 2014 CUMARTESİ / YIL : 10 / SAYI : 815 Koza’nın, Çukuralan’dan sonra Kapıkaya Köyü sınırlarında işletmek istediği altın madeni için ÇED sürecini başlatması, yöre halkını ve çevrecileri tedirgin etti Kozak’a yeni saldırı Bergama Çevre Platformu Sözcüsü Erol Engel, açılmak istenen yeni ocak alanının, daha önce yargı kararıyla durdurdukları yerlere çok yakın olduğunu söyledi. Engel, ‘Asıl hedef Kozak Yaylası’ dedi değerlendiren Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın, dosyayı 16 Temmuz 2014 tarihinde uygun bulduğu belirtildi. Çam ormanlarının arasındaki köye yönelik bu girişim, bölge halkını ve çevre örgütlerini telaşlandırdı. NDEMİK ÖRTÜ Bergama Çevre Platformu Sözcüsü Erol Engel, bölgede endemik özellikli bitkilerin ve çam ormanlarının olduğunu vurgulayarak, “Kozak Yaylası’nın çam ormanları, oradan başlıyor. Daha önce aynı firmaya ait üç farklı ocakla ilgili yürütmeyi durdurma kararı aldırmıştık. Çukuralan’daki ocakta rezerv bitmeye başlamış olmalı ki, yargının da arkasından dolanarak bu bölgede ocak açmak istiyorlar” dedi. Yeni ocak için başvurulan alanın, yargının durdurma kararı verdiği diğer ocaklara çok yakın olduğuna da dikkat çeken Engel, şunları söyledi: “Cemaathükümet hesaplaşması sırasında bu firmanın Çukuralan’daki madeni geçenlerde 15 gün ara verdi. Sonra yollarına tam gaz devam ediyorlar. Burada endişemiz asıl Yukarıbey Köyü, Kozak’ın merkezi. Asıl hedef Kozak yaylası. Önce Çukuralan’dan başladılar şimdi de Kozak’ın eteklerini delecekler. Yavaş yavaş yaylayı avuçlarının içine almaya çalışıyorlar. Bu Kozak’a yönelik taarruzun ikinci adımıdır. Orada ‘Yoksul köylüyü işe alacağız’ vaadinde bulunabilirler ancak bu durum uzun vadede köylüye de bir şey kazandırmaz. Bu girişim doğa harikası bu alanları talan etmenin ilk adımı. ÇED toplantısında köylülerle birlikte biz de gereken tavrı koyacağız. Bunun ötesinde toprağına, geleceğine sahip çıkacak kararlı insanların olduğunu göstermek istiyoruz.” AKİR AYLIĞI... Bergama Kapıkaya Köyü Muhtarı E F Mustafa Özdemir de, kurulmak istenilen altın madeniyle ilgili kendilerine bilgi verilmemesinden yakındı. “Bize iyi kötü bir haber verilmesi lazım” diyen Özdemir, “Bu madenin köyümüze ve çevremize zararı olacağını düşünüyoruz. Köyün neresinde yapılacağını bilmiyoruz. 60 nüfusu olan bir köyüz. Herkes ya fakir aylığıyla ya da emekli maaşıyla geçiniyor. Burada madene hükümet izin veriyor. Biz dirensek ne olur? Bu zararlı madenlere izin veren AKP hükümeti. Bir şey zararlıysa en başta hükümetin müsaade etmemesi gerekir. Türkiye’de zengin işini götürüyor. Türkiye’nin adaleti bu zaten. Zengin her yerde filmini çeviriyor. Biz burada topla tüfekle karşı da gelsek zengin yapacağını yapar” diye konuştu. MEHMET ALİ SU SAM Her yere santral olmaz! İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) TBMM Enerji ve Tabii Kaynaklar Komisyonu Üyesi, CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın enerji santrali ve maden ruhsatları politikasını eleştirerek, “Hükümet enerji arz güvenliğinde düştüğü açmazdan kurtulmak için doğayı ve çevreyi tahrip etmekten kaçınmıyor. Her talep edilen yere santral izni ya da maden ruhsatı veriliyor” dedi. Türkiye’nin yerli kaynaklarla enerji üretimini arttırması gerektiğini söyleyen Susam, “Elbette rüzgâr ve hidroelektrik santrallerinin sayısının artması, Türkiye’nin kendi enerjisini üretmesi son derece önemlidir. Ancak bunu yaparken işin kolaycılığına kaçarak, yerleşim yeri içlerine kadar verilen rüzgâr enerjisi (RES) ya da hidroelektrik santralleri (HES) İzmir’den Artvin’e, Bursa’dan Tunceli’ye herkesin protestolarına neden oluyor” diye konuştu. EGE ’den Sığacık’a ‘sihir’ dokununca İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir Büyükşehir ve Seferihisar belediyelerinin Sığacık Kaleiçi’nde sürdürdüğü yenileme ve düzenleme çalışmaları, tarihi bölgenin çehresini değiştirmeye başladı. Kent turizminin gelişmesi ve bölgedeki dokunun korunarak yenilenmesi için başlayan çalışmaların, bu yıl içinde tamamlanması planlanıyor. Ahşap ağırlıklı düzenlemelere eşlik eden rengarenk çiçekler, Sığacık sokaklarını süslüyor. Proje kapsamında bugüne kadar, cephelerde niteliğini kaybetmiş olan sıvalar ve alt malzemelerin onarımları gerçekleştirildi. Bölgede bulunan Teos taşları cephede korunarak restorasyon ilkeleri doğrultusunda temizlendi ve gün yüzüne çıkarıldı. Cephede bulunan malzemelerde derin kırılma, kopma ve eksilmenin görüldüğü yerlerde yenilemeler yapıldı. Kapı, pencere. çatı ve kepenklere müdahale edildi, elektrik ve su bağlantıları yapıldı. Yağmur suları, açık kanal sistemiyle denize yönlendirildi. Serdar Kızık [email protected] Yıkmalı!.. İnsan sağlığı, yaşanan kentin ve bölgenin çevresel özellikleriyle doğrudan ilişkili. Kentin havası, suyu, altyapısı, trafiği, ulaşımı, barınma kalitesi, kirlilikten arındırılması, yeşil alan dokusu, güvenliğinden tutun da daha bir dizi n Devamı SAYFA 2’de C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle