Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 rakımı yükseltti! OĞUZ YILDIZ “Küçücüktüm, küçücüktüm, Oltayı attım denize, Bir üşüşüverdi balıklar, Denizi gördüm...” Maviye tutkunlar bilecektir, yukarıdaki dörtlük Orhan Veli’nin “Macera” adlı şiirinden. Şairin şirine konu olan denize kimimiz doğuştan alışıktık, kimimiz sonradan... Kimimiz denize bir bu kadar yakın olup içine girememekten yakındı... Birileri de tüm engellere karşın “yeklenler fora” diyerek mavinin derinliklerine yöneldi. Oysa ki deniz hep oradaydı... Kendini hiç saklamadı. Sessiz bir sevgili gibi ona ulaşacak, cesaretini toplayıp derinliklerine dalacaklara kucak açmaya hep hazırdı... AYITSIZ KALMAYANLAR... Denizin çağrısını, davetini duyanlar yöneldi maviliklere. Sadun Bora attı temelleri, ardından Alim Sür ve daha niceleri. Karasaldaki yaşamlarını bir süreliğine “donduran”lar akın etti açık denizlere. Yaşamlarında kendilerine “bir iyilik” yapanlar topladı cesaretini yeni bir yaşama yelken açmak için. Artık aşk ve tutkularına bir de mavi ve rüzgarı eklediler. Pupa yelken diyenlere “kayıtsız” kalmayanların sayıları gün geçtikçe arttı. Şanslıların arasına, kendi yaptığı 7.90 metrelik “Kayıtsız 3” teknesiyle dünyayı tek başına dolaşan ve Pasifik Okyanusu’nu geçen ilk Türk ünvanına sahip Özkan Gülkaynak da eklendi. Gülkaynak “masabaşı” işinden istifa edip kolları sıvadı. Doğru dürüst çalışmayan bir telsizle, konumunu “sekstant” kullanarak bulan Gülkaynak, 2009’da Pasaport’tan çıktığı yolculuğunu yine aynı limanda, 3 yıl sonra noktaladı. Karaya çıktıktan sonra boş durmadı. Tecrübelerini “Özgürlük Hattının Batısına” adlı 750 sayfalık kitapta toplayarak, meraklılarla paylaştı. Bizim de rotamız Gülkaynak’la Seferihisar’ın Sığacık Limanı’nda kesişti. Kampa katılanlar teorik eğitimin ardından Layds ve Kayıtsız3 adlı teknelerde pratik yapacak. (www. kayitsiz.com) Gülkaynak EGE C 19 TEMMUZ 2014 CUMARTESİ Kendi yaptığı ‘Kayıtsız 3’ adlı teknesiyle dünyayı tek başına dolaşan denizci, bilgi ve birikimini paylaşmak için Seferihisar’da demirledi. Çapa bu kez denize değil toprağa atıldı... .. E Y E T Ö N A T K A YARIŞM . tılırü olarak yaşa bir ‘yarış’ kültü u ilik uğ nl zc ni ğu de ço k de yü iz kem kursların bü a am l a “Ne yazık ki ül ği ys de O si r. zırlıyo kaynak, “Hep ca yarışlara ha yor” diyen Gül şa ya e yl gençleri yalnız rü e denizcilik kültü i. Elbetyarışmaktan öt iz rim le nç rmeliyiz ge maya yönlendi ılar taçlanilenmeli. Başar rg se er ril te bece ce yarışde tek kanallı, sa k ca An ı. al m dırıl inden öte bir eğitim sistem m çözmaya yönelik le arttırıldığı, prob farkındalıkların nden gesi te üs sorunların n lte ne yö e ey m hedefleyen ler yaratmayı lebilecek genç llanmaya atılmalı. Aklı ku an çöprojelere imza ad lm yı karşısında eiten, sorunlar a gençleri yönl rlukları aşmad . zo di n, de ye ı” fle al de nm ıla i he zümler üretmey emleriyle denizcilik kültürü aş st si direcek eğitim K Özkan Gülkaynak’la ilk buluşmamız denizin aksine 300 metre rakımlı bir tepede oldu. Portakal ve zeytin ağaçlarıyla kaplı 18 dönümlük bir arazide. “Nasıl?” derseniz, hikayeyi Gülkaynak’tan dinleyelim. “Yıllardır düşüncemdi. İstediğim gibi yaşayacağım, kendi “Kayıtsız Cumhuriyet”imi kurmak. Çünkü sembolik de olsa burası benim dünyam oldu. Bunun için zaman gerekiyordu ve kaynak. Geçen yıl kararım netleşti. Kitap gelirlerim ve birikimlerimleri “toprağa” yatırdım. Buradaki amaç, denizi, denizciliği, deniz kültürünü gençlere aşılamak. Yalnızca denizciliği değil, deniz kültürünü, paylaşmayı, iyi insan olmayı, ülkesini sevmesini kısacası insan sevgisini aşılamayı hedefliyorum.” Denizden uzak bu yeri seçmelerindeki hedefin doğa bilincini gençlere aşılamak olduğunu belirten Gülkaynak, “Yalnızca denizi değil, ağacı, toprağı, havayı, suyu kısacası doğayı oluşturan tüm öğeleri ayırt etmeksizin gençlere sevdirmeyi planlıyorum. Gençler burada kampa girecek. Teorik bilgiler alacak. Bilgiler paylaşılacak, çapalar burada atılacak. Dostluklar ve arkadaşlıklar pekişecek. İnsan olmanın erdemi, paylaşmanın güzelliği ve hepsinin getirdiği mutlulukla özgüveni yüksek, kendini seven, akla ve bilime inanan gençler yetiştirilecek” dedi. Kampın yetişkinlere de açık olduğunu bilerten Gülkaynak, “Denizcilik kültürünü geliştirmek için yola çıktığımız kampınızda dar gelirli ailelerin çocuklarından ücret alınmayacak. Burası ticari bir işletme olmayacak. Ancak faliyetlerin sürmesi ve masrafların karşılanması temelinde yetişkinlerden belli ücretler alınıp yine gençler ve çocuklara harcanacak” dedi. Deniz destek seviyesi Dar gelirliyle C M Y B