22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

C 4 EGE 7 HAZ RAN 2014 CUMARTES Efemçukuru’ndan Aliağa’ya, Bergama Kozak Yaylası’ndan Uşak Kışladağ’a dek bir çok yerde mücadele yürütülüyor Çevrenin umudu Gezi HAKAN DİRİK Dünya Çevre Günü; AKP’nin çevreyi, doğayı geri plana iten çılgın projeleri, hemen her su birikintisi üzerine kurulmak istenen HES’ler, nükleer santral dayatmaları, başta altın ve gümüş olmak üzere çevreyi hiçe sayarak yapılan madencilik uygulamaları gibi olumsuz örneklerin gölgesi altında kutlanırken, “üç beş ağaç için” başlayan Gezi süreci, önümüzdeki dönem çevre mücadelesi için umut olarak görülüyor. İzmir Barosu Kent ve Çevre Komisyonu’ndan sorumlu yönetim kurulu üyesi Ayşegül Altınbaş, çevre sorunlarını “kamusal alan” perspektifinde değerlendirmek gerektiğini, bu yüzden Gezi’de tavan yapan duyarlılığın büyük önem taşıdığını vurguladı. Altınbaş, “Kamusal alan, insanlığın soyunu sürdürmesi için geliştirdiği bir kavram. Aslında analığın garantisidir. Onların yaşamını sürdürebilmesi, korunabilmesi için asgari koşulların, yani yeterince toprak, su ve benzeri gereksinimlerinin karşılanabilmesi için ortaya çıkarılmış. Günümüze yansımasına baktığımızda, bu yüzden sahillerin, parkların, suların özel mülkiyete konu edilemeyeceğini söylüyoruz. Çocuklarımız, torunlarımız denizden balık avlayabilsin, dereler özgür aksın, ormanlar olsun ki temiz hava alabilsinler” diye konuştu. Gezi’den sonra artık kimsenin çevre mücadelesine dudak bükemeyeceğini kaydeden Altınbaş, “İnsanlar artık karar süreçlerinde katılımcı olmaları gerektiğini anladı. Sokakta ortasında çocuğu döverek öldüren bir zihniyetin neler yapabileceğini gördüler. Ancak bunun yanı sıra kaynaklar azaldıkça sermaye, kendine göre boş duran milli parklara, denizlere, akan sulara göz dikiyor. Ama artık yurttaşlar direnme ve dayanışma hakkını kullanıyor. Herkes, yöresinin yazgısında söz sahibi olmak istiyor. Bu yüzden istedikleri gibi at oynatamayacaklar” dedi. TALAN ÖRNEKLERİ ülkenin inden Aliağa, Talan örnekler n n en önde gele kirlilikle boğuşa D elliği anıştay n. Hatta, bu öz de rin le m şi rle ye laşık 25 yıl belgelendi. Yak tarafından da n termik yapılmak istene önce bölgeye rulurken n zinciri oluştu santral için insa kirlilik yükünü “Aliağa artık ek n da y’ ta ış an D ysa o tarihten rarı çıkmıştı. O ka ” , az m ıra ld ka haddehaneler lik fabrikaları, çe ir m in de in a er nr sl so si gemi söküm te istenen petro kimya ve ak lm pı ya i arttı. Yen sayısı arttı da ni iz ni aldı, rdan üçü ÇED termik santralla e geçti. İzmir bitti ve faaliyet birinin inşaatı fabrikasında eski bir kurşun Gaziemir’deki çukuru taya çıktı. Efem nükleer atık or re ge ksinimini ir’in içme suyu m İz de in es lg madeni bö raj yerine altın karşılayacak ba tercih ediliyor. ANALIĞIN GARANTİSİ... Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi sözcülerinden Arif Ali Cangı, “Gezi sürecinin en önemli kazanımlarından biri, ekolojinin, kent yaşamına dair politikalarda ön sıraya geçmesidir. Ekoloji mücadelesinin aynı zamanda bir demokrasi mücadelesi olduğu herkesçe görülmüştür” dedi. Gezi’nin ardında köklü bir çevre mücadelesi olduğunu dile getiren Cangı, “Örneğin, yirmi üç yıl önce Konak’tan Aliağa’ya kadar el ele oluşturdukları insan zinciriyle ilk kömür yakıtlı termik santralı engelleyen İzmirliler var, Türkiye ekoloji hareketinin başlangıcı olarak nitelendirebileceğimiz Bergama Köylü Hareketi var. Gezi’de, derelerine sahip çıkan Karadenizlilerin, Erzurum Tortum’daki jandarma müdahalesine karşı yaşam alanını savunan Leyla’nın ve Bergama’da ağır bedeller ödeyen Sebahat Teyze’nin dik duruşunu, adını dahi bilmediğimiz binlerce yaşam savunucusunun çabalarını ve emeklerini görebiliriz” diye konuştu. Bunlara karşın çevreye yönelik saldırıların dinmek bilmediğini kaydeden Cangı, ülkenin dört bir yanındaki doğa talanı uygulamalarını aktardı. Yasa ve yönetmeliklerdeki değişikliklerle AKP’nin yeni talanlara zemin hazırladığını vurgulayan Cangı, şunları söyledi: “Otoyollar, kömür yakıtlı termik santraller, Akkuyu ve Sinop’ta anlaşmaları yapılan, arkasının geleceği söylenen nükleer santraller, Kanal İstanbul, İzmirİstanbul arasına yapılan otoyol ve körfez geçişi, İzmir Körfezi’ne köprü/tüp geçidin bulunduğu 35 proje, Kazdağları’nda, Bergama ve Kozak Yaylası’nda, İzmir’in su havzası olan Efemçukuru’nda, Uşak Kışladağı’nda, Artvin’de, Erzincan’da, Gümüşhane’de ve daha pek çok yerde altın madenciliğiyle, tam bir çılgınlık hali yaşıyoruz.” ÇILGINLIK HALİ Çevre ve Ekoloji Hareketi Avukatları’ndan Hande Atay, 12 Eylül referandumunun, Türkiye’deki çevre mücadelesinin hukuki ayağına büyük zarar verdiğini vurguladı. AKP hükümetinin getirdiği yasa değişikliklerinin ardından “içtihatların” da değişmeye başladığını dile getirdi. Çevreye zarar veren şirketlerin devlet gücünü, kolluk kuvvetlerini yanına alması nedeniyle çevre alanındaki davaların idare hukukundan ceza hukukuna kaydığını belirten Atay, “Çünkü artık doğasını savunan insanlar; 80 yaşındaki teyzeler, amcalar doğrudan kaba kuvvete maruz kalıyor, kötü muamele görüyor. Eskiden şirketler, bu insanları tazminat davalarıyla korkutmaya çalışıyordu, şimdi ceza davalarıyla doğrudan üstüne geliyorlar. Kendi topraklarını, havalarını sularını korudukları için insanlara polise mukavemet gibi suçlardan dava açılıyor” dedi Hande Atay, Gezi sürecinde kentin kırdan kopmuş olan bağlarının yeniden canlandığını belirtti. Gezi’de geçmiş dönem çevre mücadelelerinin de “selamlandığını” anımsatarak “Karadeniz’de HES’lere, İzmir’de altın madenlerine, Mersin’de nükleer santrallere karşı yürütülen mücadelelerin birbiriyle bağlantısı vardır. Ekoloji, hep bir yan dal gibi göründü, oysa yaşamın varlık koşulu çevredir. Gezi’yle birlikte bunlar hatırlandı. Türkiye’nin en büyük metropolünde birkaç ağaç nedeniyle başlayan süreçte kır ve kentteki mücadelelerin birbirinden ayrı olmadığı görüldü. Bu birlik, geleceğe yönelik umudumuzdur” diye konuştu. DOĞAYI SAVUNAN CEZALANDIRILIYOR BÜYÜK RAMAZAN   NDİRİMİ : 15 Haziran’a kadar ödeyin, %30 indirim kazanın! * Natur-Med sağlık programından  yarar görebilecek bazı rahatsızlıklar Fazla kilo - Kireçlenme - Kemik erimesi -  Sindirim problemleri - Roma6zma - Yüksek  tansiyon - Alerji As=m - Ağrı - Kronik  yorgunluk - Depresyon - Diyabet - Dolaşım  sorunları - Cilt hastalıkları - Eklem  problemleri - Kas-iskelet sistemi hastalıkları  Konsantrasyon bozukluğu - Saç ve =rnak  zayışığı  Selülit - Cinsel sorunlar - Uyku  bozuklukları - Stres Günlük Program (Ana Kür PakeB)  06:30-08:00 Orman yürüyüşü   08:00-09:00 Termal havuzlar ve yüzme havuzu  09:00-09:20 Nefes egzersizi ve sağlık semineri  09:15-10:30 KahvalD 12:00-13:00 Pilates & Yoga  13:00-14:00 Öğle yemeği 16:00-16:20 Su içi grup jimnasPği  18:00-19:00 Sağlık Seminerleri  19:00-20:00 Akşam yemeği 20:30-22:30 Film gösterimleri Doktor görüşmeleri, Ştness salonu kullanımı, içme  kürleri, haWada 1 masaj, sauna ve hamam kullanımı kür  misaŞrlerine ücretsizdir. Oksijen ozon tedavisi, kolon  hidroterapi, vakum masajları, lenf drenajı masajı,  vitamin-mineral tedavileri, arınma diyeP doktor  görüşmesinden sonra önerilecek program dahilinde  uygulanır. *İndirim 26.06-26.07 arasında yapılacak  en az 3 gecelik konaklamalarda geçerlidir.  NaturMed Doğal Tedavi ve Termal Kür Merkezi DavutlarKuşadası Tel: 0 256 657 22 80 6571741 Web: www.naturmed.com.tr Email: info@naturmed.com.tr C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle