22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

c EYL L CUMA EGE APİKAM Müdürü Gökdemir’in CHP’nin tarihini arşiv belgeleri aşliğinde aktardığı kitap, 9 Eylül’de okurla buluşuyor Cumhuriyetin 90’lık çınarı HAKAN DİRİK 9 Eylül’de 90. kuruluş yıldönümünü kutlayacak CHP’nin tarihi, “Cumhuriyetin 90 Yıllık Çınarı: CHP” adıyla kitaplaştı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun önsözüyle İzmir Büyükşehir Belediyesi Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi Müdürü. Dr. Oktay Gökdemir tarafından hazırlanan kitap, 9 Eylül’de okurla buluşacak. Kitap, CHP tarihinin önemli kilometre taşlarını, dönemin arşiv belgeleri eşliğinde ele alıyor. 16 bölümden oluşan kitapta, CHP’'nin kuruluş dönemi örgütsel tabanı olan Müdafaayı Hukuk cemiyetleri ve bu cemiyetlerden doğan CHP’nin kuruluş süreci, tek parti dönemi ile çok partili hayata geçtikten sonra partide yaşanan gelişmeler aktarılıyor. 1923’ten günümüze CHP İzmir İl Örgütü’nde yaşanan gelişmeler de arşiv kaynakları eşliğinde değerlendiriliyor. Kitap, CHP İl Örgütü’nün 910 Eylül’de İzmir'de yapacağı 90. yıl kuruluş etkinlikleri çerçevesinde partlilere ve kamuoyuna tanıtılacak. Kitaba sunuş yazısı yazan Kılıçdaroğlu, CHP’nin “Türk devrimi”nin en önemli yapı taşı olduğunu vurgu C HP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, kitaba yazdığı sunuşta 'CHP, Türk devriminin en önemli yapı taşıdır. Sahip olduğumuz devasa tarihsel birikimimizi gelecek kuşaklara doğru aktarmalıyız' dedi. baa’dan ‘yurttaş’a, ‘kul’dan özgür ‘birey’e ve ‘ümmet’ten ‘ulus’a geçişin yani Türk devriminin en önemli yapı taşı oldu. CHP’nin tarihsel olarak genlerinde var olan değişim ve bağımsızlık içinde toplumsal devrimler yoluyla ilerleme şiarı; her dönemde günün ve çağın koşullarının gerektirdiği yeni fikir ve düşüncelerin benimsenmesinde öncü oldu. CHP, bu bağlamda yenileşmenin ve sağlıklı değişimin Türkiye'deki geleneğidir. Sahip olduğumuz bu devasa tarihsel birikimimizi ve geleneğimizi gelecek kuşaklara doğru aktarmak; bugünkü CHP kadrolarının en önemli görevleri arasındadır.” layarak, şunları kaydetti: “Bundan 90 yıl önce Kurucu Genel Başkanımız Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde modern, demokratik ve laik Türkiye Cumhuriyeti yaratma umudu ve sevdasıyla yola çıkan CHP, bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin en köklü siyasal partisi olarak tarihinden aldığı güçle, geleceğe emin adımlarla yürümektedir. CHP’nin tarihi, bir anlamda modern Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş, değişim ve gelişme tarihidir. I. Dünya Savaşı sonunda Anadolu’yu dört bir koldan işgal eden emperyalist güçlere karşı sivil direnişin öncülüğünü yapan Müdafaayı Hukuk örgütleri, ulusal bağımsızlık ve ulusal egemenlik temelinde yeni Türk Devleti’nin kuruluş sürecinin en önemli kilometre taşları olmuşlardı. Kurulduğu günden bu yana Türkiye’de hep değişimin öncülüğünü yapan CHP kadroları, ‘te ökdemir, kitabı CHP İzmir İl Örgütü'nün 90. yıl kuruluş etkinlikleri kapsamında hazırladığını ve yaklaşık iki yıllık bir çalışmanın ürünü olduğunu kaydetti. Gökdemir, şunları söyledi: “CHP’nin tarihi doğru anlaşılmadan Türkiye Cumhuriyeti’nin yakın dönem siyasal tarihi de doğru analiz edilemez. Devlet kuran bir siyasal ögüt olarak CHP, Türk siyasi tarihinin en önemli kilometre taşlarından birisidir. Türkiye’yi dünyanın çağdaş değerleriyle buluşturan, yanmış yıkılmış bir imparatorluğun kalıntılarından modern bir ulusdevlet yaratan başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere CHP kadroları ve örgütü, Türkiye tarihinin en önemli özneleri olarak modern Türkiye tarihi içerisinde tarihsel bir konum ve nitelik kazanmışlardır. CHP tarihi bir anlamda modern, laik ve demokratik Türkiye tarihi ile özdeştir. CHP’nin tarihini doğru okumak ve analiz etmek bu bağlamda modern Türkiye tarihinin gelişme ve değişim süreçlerini de birlikte ele almayı zorunlu hale getirmektedir. Bu nedenle CHP’nin kuruluşunun 90. yılında böyle bir çalışmayı yapmak benim içinde büyük bir onurdur.” G AZİZ KOCAOĞLU Adaylık zamanı gelince İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, adaylığını “zamanı gelince” açıklayacağını söyledi. 82. İzmir Enternasyonal Fuarı kapsamında düzenlenen 13. Sinema Burada Festivali'nin açılışında konuşan Kocaoğlu, bu yılki fuara ilişkin “Kendi dönemimim açısından konuştuğumda, son dönemlerin en başarılarından birisi. Daha da büyüterek her sene daha büyüğü ve güzelini düzenleyerek devam edeceğiz” dedi. Seçim sürecine yönelik sorulara “Ben belediye başkanıyım, çalışıyorum işte” diye yanıt verdi. “Süreci Durak’tan Mavişehir tepkisi evre ve Şehircilik Bakanlığı'nın Mavişehir bölgesi için hazırladığı imar planlarına karşı 4 ayrı dava açan Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak, bölge sakinlerinden destek isteyerek, “Bu konuda sizlerle birlikte mücadele etmeliyiz” dedi. Mavişehir 2. Etap’ta Albatros Sitesi’nde yurttaşlarla buluşan Durak, bölge sakinlerinin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan Mavişehir planlarına karşı tepkisini dinledi. Yurttaşlara sürece anlatan Durak, “Bölge için hazırladığımız ve Büyükşehir Belediyemiz tarafından onaylanan planlar, 2011 yılında açılan bir davayla iptal edildi. Bakanlık da, bunun üzerine bir plan hazırladı. Biz de dava açtık ve yürütmeyi durdurma kararı aldık. Bunun üzerine bakanlık, apar topar, 15 gün içinde, yeni bir plan hazırladı. Ona da dava açtık. 5 ay geçmesine rağmen, bir adım ileriye gidilemedi” diye konuştu. Bakanlık tarafından hazırlanan planın inşaat yoğunluğu getirdiğine dikkat çeken Durak, “100 bin metrekarelik inşaat alanı 230 bin metrekareye çıkarılıyor. Biz bakanla görüştük. Düzeltileceği konusunda söz verildi, ama şu ana kadar geri adım atılmadı” dedi. Ç izliyorum, ama ben buradayım, çalışmalarımı sürdürüyorum. Hayatımdan da memnunum” diye konuşan Kocaoğlu, adaylık açıklamasına ilişkin de “Adaylık açıklaması, zamanı gelince. Buradayız, işimizin başındayız, çalışıyoruz, bir şikayetimiz de yok” diye yanıt verdi. KONUK ÖZKAN GÜLKAYNAK Ege’de Balık Çiftlikleri... (1) ilan edilmesi gerekirken, akıntının yeterince akmadığı, derinliklerin yeterince olmadığı, kapalı körfez ve koylar onca uyarımıza rağmen neredeyse 35 yıl gibi kısa bir süre içinde ciddi biçimde tahrip edildi. Güllük körfezi çiftliklerle öylesine dolduruldu ki sonunda sudaki oksijen seviyesi azalarak, üretim yapılamayacak hale geldi. Yetkili birimler yeni bir yasa ile çiftliklerin kıyıdan 0.9 mil açığa ve 30 metre derinliğe taşınmasını uygun buldu. Yaklaşık 5 yıl önce başlatılan bu uygulamanın ne kadar yanlış olduğunu çeşitli vesilelerle belirtmemize rağmen sonunda kısa sürede karar alındı ve koylarımızdaki yanlış uygulama, kıyıdan sadece 0.9 mil açığa taşınarak tahribat misliyle arttırıldı. Yani evin içindeki pislik, kapının önüne süpürülmeye başlandı. Mesele çözülmüş gibi göründüğü için Ildır körfezi ve Güllük körfezlerinde kafes sayıları hızla arttırıldı, çiftlikler Ege’nin neredeyse tamamına kanser hücreleri gibi yayıldı. Çiftliklerin zarar verdiği tek olgu deniz suyu olmadı, kıyıda, hatta halen koylarda bulunan, son derece özensiz ve ilkel koşullarla yapılmış alt yapı tesisleri yem depoları ayrı bir tahribat oluşturdu. Bir çok yerde çevreye savrulan yemler nedeniyle kedi büyüklüğünde fareler türemiş, deniz tabanı oto lastiklerinden ağ parçalarına şişe atıklarından poşetlere kadar adeta çöplüğe dönmüş Değerli Dostlar, Ege denizinde Balık çiftlikleri 1995 yılından sonra yaygınlaşmaya başladı. O dönemde mevcut yasa çiftliklerin, koyların içine veya kıyıların yakınına yapılmasına olanak tanıyordu.Çiftlikler henüz kurulmaya bile başlamadan, dünyanın en berrak suyuna sahip olan Ege’nin kristalize sularını nasıl bulandıracağını,deniz tabanını, kıyıları nasıl kirleteceğini, karalarda ilkel koşullarda oluşturulan alt yapı tesislerinin çevreyi nasıl olumsuz etkileyeceğini, tüm bunların üretimden/kazançtan çok mevcut değerlerimizi misli ile yok edeceğini defalarca yazıp, gündeme getirmeye çalışmıştık. Dünyanın en çekici kıyılarına ve berrak sularına sahip olan Ege denizinin bir çok bölümü milli park durumda. 0.9 mil zorunluluğuna adalar dahil olmadığı için ne yazık ki doğal değeri son derece yüksek bazı adalarımızın üzerinde ve koylarında üretim yapılmaktadır, halk buralara yaklaştırılmamaktadır. Deniz tabanı buralarda yarım metreye yakın tortu ve atık ile kaplanmıştır. Balık çiftlikleri, çevresindeki ekosisteme zarar verdiği için bazı deniz canlılarının yaşamlarını olumsuz yönde etkilemiştir. Aynı zamanda bazı bölgelerde, körfezlerde çok yoğun üretim yapıldığından deniz trafiği özellikle geceleri tecrübeli denizciler tarafından bile zor hale gelmiştir. Ege, çiftlik yapmaya pek uygun bir deniz değildir. Tarihiyle, biçimiyle, dantel gibi koylarıyla ve berrak sulara sahip olmasıyla dünyada eşi benzeri olmayan bir doğa değerine sahiptir. Ne yazık ki üniversitelerimiz bile bunun farkında değildir. Gelgit azlığından akıntı neredeyse oluşmamaktadır. Bu ne EKOSİSTEME ZARAR VERİYOR denle su sirkülasyonu çok azdır ve kendini temizlemesi daha zordur. Sığacık Körfezi’nde doğa harikası bir fiyort olan Kokar veya Gök Liman, deniz tabanının her türlü atıkla dolduğu, içinde yem depolarının, dev iş teknelerinin, kamyonların cirit attığı, kıyıda barakadan beter tesislerin bulunduğu bir hale getirilmiştir. Bu tür yerler kimsenin malı veya kullanım alanı olmamalıdır. Gelecek kuşaklara tertemiz teslim edilecek düzeyde korunmalıdır. 10 bin adet orkinostan oluşan bir çiftlik, 500 bin insanın tuvaletinin denize basılmışlığı ile aynı olumsuz etkileri ortaya koyar. Sığacık Körfezi kapalı ve akıntının bulunmadığı bir körfezdir. Üstelik hali hazırda çok fazla zarar görmemiştir. Bu nedenle balık çiftliği üretim alanı ilan edilmesi yanlıştır. Çiftliklerin sayısı artırılmamalı, orkinos çiftliği yapımı kesinlikle düşünülmemelidir. Yoksa bir önemli değerimiz daha kaybedilecektir. ÜRETİM ALANI İLAN EDİLMEMELİ AÇIĞA TAŞINDILAR... C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle