Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
c A USTOS PAZARTES EGE AĞAÇKAKAN PATİKA HALUK IŞIK halukisik@gmail.com Sanat İçin İtiraz Vakti – 2 Siz bu Patika’yı okurken, ben Silivri Ovasında “5 Ağustos” izlenimlerimi yazıyor olacağım. İyi haberlerle dönmeyi umuyor, diliyorum. Geçen hafta, hükümetten yerel yönetimlere iktidarların ve devletin, sanata bakışını özetleyen bir giriş yapmıştık. Sözü, sanat kurumlarına dair “tasarlandığı yolunda rivayetlerin olduğu yasa” özelinde sürdüreceğiz. Bu nasıl bir yasa tanıtımıdır diye sorarsanız, buyurun o zaman siz anlatın derim. Çünkü nicedir tanık olduğumuz bir anlayış, sanatın ve sanat kurumlarının geleceğini derinden belirleyecek gelişmelerde de gözlemlenmektedir. Bu anlayışı şöyle özetleyebiliriz; hazırlıkları gizli kapaklı sürdür, söylenti uçur, bilgi kirliliği yarat ve oldu bittiye getir. Ya da gelen tepkilere göre, “Yok böyle bir şey” deyip, işin içinden sıyrıl. Demokratik temayüllerle ilgisi olmayan bu süreç, tartışmaya çalıştığımız yasa özelinde de aynen yaşanmaktadır. Her şey bir gazete haberiyle başladı. Aynı zamanda birer Cumhuriyet kurumu olan Devlet Tiyatroları, Devlet Opera ve Balesi, Senfoni Orkestraları ve Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü bünyesindeki kültür ve sanat yapılanmalarının kapatılması anlamına gelen bir yasa hazırlığından “haberdar” olduk. Sanat ve sanatçıyla “münasebetleri” hiç de mutluluk ve umut verici olmayan iktidarın, böylesi bir tasarrufa yönelmesi, kamuoyu açısından şaşırtıcı değildir. Bu yasa ne anlama gelmektedir? Soruyu, hayatın her alanını ve her kurumu, kendi zihniyetine göre biçimleme çabasının, kültür ve sanata yansıması olarak da yanıtlayabiliriz. Özetleyecek olursak, eğer bu yasa çıkarsa; kurumlar il kültür ve turizm müdürlüklerine bağlı birimlere dönüşecek, yeni eleman alınmayacak, var olanlar emekli olmaya teşvik edilecekmiş. Türkiye Sanat Kurumu oluşturulacak, kurumu 11 kişilik bir konsey yürütecek, konseyin ağırlığı hükümetçe atanacaklarda olacakmış. Kurul “her türlü” sanatsal faaliyete destek verecek, gerekli gördüğü hallerde bu desteği geri çekecek, desteği yitirenler üç yıl boyunca yeni bir proje için baş vuramayacakmış. Cumhuriyetin sanat kurumlarının yürürlükteki yasaları ortadan kalkacak, başta sahneleri, tüm malvarlıkları kuruma devredilecekmiş. İl Kültür ve Turizm müdürlüklerinin çalışanı haline dönüşecek sanat emekçilerine ikramiye ödenmeyecek, dışarda iş yapabilecekler ve 15 yılı dolduranlar sanat eğitimi veren kurumlarda eğitici olabileceklermiş. Büyükşehir ve il belediye bütçelerinde, sanatsal etkinlikler için pay ayrılma zorunluluğu getirilecekmiş… Biliyorum, mış’lı, muş’lu bir yasa irdelemesi yapılmaz. Bu denli önemli bir girişim, orada burada yayınlanan parçaların birleştirilmesiyle anlatılmaz. Ama bunun suçu da, bizde olamaz. Başta sayın bakan olmak üzere, yetkili ağızlardan ve resmi biçimde, bu konularda net, sarih ve doyurucu bir açıklama yapıldığını, tartışmaya açıldığı, en azından bilgimiz dahilinde değildir. Üç dört taslak daha olduğunu, orada burada tartışıldığını, kimi ilgililerin bu çalışmalara bilgi ve öneri katkısında bulunduğunu “işittiğimizi” söyleyip, kafaları daha da karıştırmaktan korkarız. Öğrendiğimizce ve anladığımızca, bu yasaya karşı düşünce ve itirazlarımızı yazmayı sürdüreceğiz. Çünkü çıkarılması düşünülen bu yasa, tartışılmayı ve pek çok açıdan itirazı hak etmektedir. Sanat emekçilerimiz, kitle örgütlerimiz, üniversitelerin ilgili bölümleri, yerel yönetimlerimiz ve basın, bu konuda ses yükseltmek ve kamuoyuyla paylaşmak durumundadır. Öte yandan, ille o kurumlarda çalışmak da gerekmez. Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olmak, kültür ve sanat alanında yapılmaya çalışanlara da, duyarlı olmamızı gerektirmektedir. “Sanata Evet!” Şimdi değilse, ne zaman? Limanda işçi sıkıntısı İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Deniz Ticaret Odası (DTO) İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk, İzmir Alsancak Limanı’na yük getiren veya limandan yük alacak gemilere yeterli personel olmaması nedeniyle hizmet veremez noktaya gelindiğini, 2011 yılından itibaren sürmekte olan liman işçisi ve ekipman yetersizliği sorununun artarak devam ettiğini söyledi. Sorunla ilgili Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’na yazıyla başvurduklarını belirten Öztürk, “Aldığımız bilgiye göre, işçi mesai çalışma saatlerinin iş güvenliği gerekçesiyle dolması nedeniyle, işçi bulmakta zorluk çekiliyor. Liman işletmesi özellikle Pazar günü hizmet verememe noktasına gelmiştir. Bayramın ilk günü de çalışılmayacağı için büyük oranda sıkışıklık yaşanacaktır. Daha önce özelleştirilen limanlardan işçi takviyesi yapılmış olmasına rağmen sayı yeterli gelmemekte ve emekli olan işçi sayısı her geçen gün artmaktadır. Her zaman söylediğim gibi, Liman İşletmesi olanaksızlıklara rağmen zoru başarıp, kamu görevi yapmaktadırlar ama işçi probleminden ve eksik makine parkından ötürü hizmet verememesi tüm armatör, ithalat ve ihracatçılarımızı zor duruma sokmakta ve dış ticaretimizi olumsuz yönde etkilemektedir” diye konuştu. TARLAYA ASFALT GELİYOR zmir Büyükşehir Belediyesi, gelecek yerel seçimlerin ardından sınırları içine girecek köy yerleşimlerinin yollarını da asfaltlıyor. Kiraz ve Dikili’deki başlayan çalışmaların, Karaburun, Kınık, Bergama, Beydağ, Tire, Ödemiş ve Çeşme'ye de uzanacağı belirtildi. Belediyeden verilen bilgiye göre geçen aylarda yeni bağlanan ilçe, belde ve köylerde geniş katılımlı toplantılar gerçekleştiren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, bu bölgelerdeki ihtiyaçları yerinde tespit ederek not almıştı. İhtiyaçların aciliyet sırasına göre giderileceğini belirten Kocaoğlu “Yeni bağlanan 9 ilçe, 23 belde ve 400’e yakın köyümüzdeki problemleri aklıselim içinde çözeceğiz” demişti. Bu toplantıların ardından harekete geçen belediye, ihaleye çıkarak ilk etapta Kiraz ve Dikili’de asfaltlama çalışmalarına başladı. Kiraz’da Haliller, Karaburç, Kaleköy, Umurcalı, Merkez Cumhuriyet, Şemsiler, Suludere, Yeniköy, Çömlekçi, Çayağzı köylerini birbirine bağlayan yollarda ve üretim alanlarının ulaşım yollarında 45 kilometrelik asfaltlama çalışmasını sürdüren ekipler, Dikili'de de ilçeyi Çanakkale Karayolu’na bağlayan Kaynarca bölgesinde asfaltlama yapıyor. Burada da toplam 9.5 kilometre uzunluğunda 5 yol yenilenecek. İ Ege’den rekor ihracat İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)Ege İhracatçı Birlikleri, 2013 yılı temmuz ayında yüzde 22’lik artışla 1 milyar 76 milyon 209 bin dolarlık ihracat gerçekleştirerek, rekor kırdı. Bundan önceki aylık bazda en yüksek ihracat ise 1 milyar 68 milyon 965 bin dolarlık tutarla 2012 yılı mart ayında gerçekleştirilmişti. Ege İhracatçı Birlikleri geçen ay, 617 milyon 343 bin dolarlık sanayi ürünleri ihraç etti. Tarım ürünleri ihracatı yüzde 47’lik rekor artışla 362 milyon 204 bin dolara ulaştı. Madencilik ürünleri ihracatı ise yüzde 9’luk artışla 96 milyon 661 bin dolara çıktı. Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği 153 milyon 273 bin dolarlık ihracat rakamıyla yeni rekora en büyük katkıyı koyarken ihracatını yüzde 23 geliştirme başarısı gösterdi. 2013 yılında Türkiye genelinde ihracatını en fazla arttıran birlik olan Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği yüzde 190’lık ihracat artışıyla ihracatını en fazla arttıran sektör olma özelliğini temmuzda da sürdürdü. C MY B