Katalog

c A USTOS CUMA EGE Tartan dosyayı aldı İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan, İzmir Büyükşehir Belediyesi başkan adaylığını resmileştiriyor. Tartan'ın, CHP İzmir İl Başkanlığı'ndan aday adaylığı dosyası aldığı bildirildi. Tartan, kamuoyu yoklamalarında mevcut başkan Aziz Kocaoğlu ile kendisinin ön planda olduğunu dile getiriyordu. CHP'de adaylık başvurularının 2 Eylül'de sona ereceği açıklanmıştı. İNSANA DAİR ASUMAN ABACIOĞLU asuabacioglu@yahoo.com Bitaraf Olan Bertaraf Olur! şok edici bir gerçeği ifade ediyor. İnsanların hayatı alt üst oluyor; yaptıkları ise sadece Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda yer alan ifade özgürlüğünü kullanmak. Bir gün sokakta bir gösteri yürüyüşüne katıldığınız ya da bir tweet attığınız için gözaltına alınabilir, hakkınızda terörist olduğunuza ilişkin bir iddianame hazırlanabilir ve 20 yıl hapis istemiyle yargılanabilirsiniz. Bu, o kadar kolay olabilecek bir şey artık bu ülkede. Bırakın artık muhalif olmayı; eskiden beri sürdürdüğünüz yaşam tarzı bile bundan sonraki hayatınızda ayak bağı olabilecek gibi görünüyor. İzmir’de CHP’de politika yapmaya soyunan bir aday önündeki içki bardağını fotoğrafta çıkmasın diye yanındakinin önüne itiyorsa, vay halimize. ‘’Bizimkiler’’ böyle yapıyorsa sanırım, “onlar’’ açısından “birlikte hoşgörü içinde yan yana yaşayabilme’’ gibi bir ideali çoktan kaybettik demektir. “Onlar’’ bizi bu halimizle istemiyorlar. Giyim tarzımızı, yaşam biçimimizi kabul edilebilir bulmuyorlar. Biz ise öylesine sinmişiz ki, içki bardağını önümüzden uzaklaştırıyoruz. En çok da kadınları ilgilendiriyor bu durum. Kadınları görünmez kılmak istiyorlar çünkü onlara “günah’’ buldukları duyguları çağrıştırıyorlar. Anlaşılan o ki kadınlara, “günahkar’’ olmayan bir gözle bakamıyorlar. Evlerimize kapatmak istiyorlar bizi; yolda, sokakta, ofiste, mecliste, otobüslerde, vapurlarda, plajda, spor müsabakalarında kadın görmek istemiyorlar. Önce kılık kıyafetleri gerekçe gösterecekler sonra da tümden varlığımızı. Bu, artık bir var olma sorunu; ne siyasi görüşümüz, ne bitmeyen metro, ne yapılmayan yollar, ne toplanmayan çöpler, ne büyüme oranı, ne enflasyon ne de kişi başına düşen milli gelir. Önümüzde seçimler var; seçiminiz bundan sonra bu toplumda var olup olamayacağınızı belirleyecek. Şimdilik durum böyle. Şenol bir dönem daha istedi İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Gaziemir Belediye Başkanı Halil İbrahim Şenol, yeniden aday olabilmek için dosyasını ilçe başkanlığına verdi. Burada yaptığı açıklamada, “Belediyecilik kaldırım, yol yapmak değildir. Beş yıl daha göreve devam diyerek projelerin sonuçlanmasını istiyorum. Bugüne kadar bizden desteğini esirgemeyen Gaziemir halkına teşekkür ederek bir dönem daha görev yapmak istiyorum” dedi. İlçe Başkanı Umut Tekin de, Şenol’un görev süresinde başlarını öne eğdirmediğini söyledi. Çiçek rozeti taktı İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Daha önce DP'den istifa eden Tire Belediye Başkanı Tayfur Çiçek, CHP rozeti taktı. Tansfere CHP'li eski bakanlardan Halil Çulhaoğlu ile başkan aday adayları Mustafa Güngör, Hüseyin Hapçı ve Ali Doğu karşı çıktı. Çulhaoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yakın olduğu iddia edilen müteahhit Gürsel Erol'un Çiçek'in adaylığı konusunda "ticaret, siyaset" ilişkisi içinde olduğunu ileri sürdü. Tirelilerin Çiçek'i istemediğini, AKP'nin kendisini kabul etmediği için CHP'ye yöneldiğini, aday gösterilmesi durumunda genel merkez önünde “duran adam” eylemi yapacaklarını söyledi. İddiaları rozet takma töreninde yanıtlayan Çiçek, Kılıçdaroğlu'nun da kendisini daha önce partiye davet ettiğini dile getirerek “Kendisine ‘biraz karışık durum var. Bahçe temizliği gerekiyor’ dedim. Sözlerim o zaman da çarpıtıldı. Neyi kastettiğimiz ortaya çıkıyor. Söylenenlerin tamamına yakını yalan. Hele hele AK Parti’nin kapısına gidip beni ‘aday yapın’ demedik. Bunu herkes iyi biliyor” dedi. İl Başkanı Ali Engin de iddiaları duygusal çıkış olarak değerlendirerek, kimsenin gözünün yaşına bakmayacaklarını söyledi. Artık muhalif olmanız bile gerekmiyor bu ülkede, dışlanmanız için; onlardan olmamanız yetiyor. Ne yazık ki ‘’biz’’ ve ‘’onlar’’ diye bir durum oluştu işte böyle; kapanması çok zor bir uçurum var ve bizim bile ifadelerimize yerleşiyor biz ve onlar diye bir ayrım. Bu ayrımı yapanlar, körükleyenler ve toplumu iki keskin gruba bölmek için her fırsatı kullananlar hedeflerine ulaşmış görünüyor. Şimdi onların ağzında bir zamanların o meşhur deyimi; “Bitaraf olanlar bertaraf olur’’. Siyasi görüşü, ideolojik yaklaşımı olmayanlar bile “onlardan’’ olmadıkları için iş bulamıyorlar, işlerinden atılıyorlar ya da serbest meslek sahibi olanlar bu piyasada iş yapamıyorlar. Ya onlardan olacaksın ya da var olamayacaksın. Arada bir yerde olmanıza tahammülleri yok; arada bir yerlerdeyseniz, muhalif olmasanız bile onlar gibi bir yaşam sürdürmüyorsanız hakim adayı Didem gibi kendi kendinizi yok etmekten başka çare bırakmıyorlar size. İşin kötüsü, farkında olmadan bir korku yerleşti üstümüze; giderek alıştırdılar bizi bu korkunun üzerimize sinmesine. İzmir gibi bir kentte bile insanlar fotoğraf çekilirken içki kadehlerini kendi önlerinden uzaklaştırıyorlar. Ne olur ne olmaz; yarın bir gün aleyhte kanıt olarak kullanılabilir. Sosyal paylaşım sitelerinde beğendiklerimize dikkat ediyoruz; izleniyor olma duygusu çok bilindik bir gerçek ve normal bir durum oldu; arkadaşlarımızla sohbet ederken cep telefonlarını başka odalara koyuyoruz; dinliyorlardır diye; sanırsınız dünyanın en kötü komplosunu hazırlıyoruz konu komşularımızla birlikte. Bir öğretmenin tatil günü piknikte rakı içtiği için soruşturmaya uğradığını unutmadık. Gazeteciler kendilerini sansürlüyorlar, içgüdüsel olarak. Ertuğrul Özkök, dün Hürriyet’te çıkan yazısında itiraf ediyor; “öyle sinmişim ki sesimi çıkarmam’’. Bu sözleri sanki çok normal bir durummuş gibi okuyor ve başımızı sallıyoruz ciddiyetle; oysa aslında C MY B