14 Haziran 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

c A USTOS AR AMBA EGE Emek ve Demokrasi Platformu, yetkilileri önlem almaya çağırdı SPOR GÜNDEMİ NÜVİT TOKDEMİR [email protected] Aliağa’dan P latformdan yapılan açıklamada, gemi söküm tesislerinde son 8 ayda 6 işçinin yaşamını yitirdiği kaydedilerek, iş cinayetlerinin önüne geçilmesi istendi. ‘söküm’ çığlığı İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)Aliağa Emek ve Demokrasi Platformu, son 8 ayda 6 işçinin yaşamını yitirdiği ilçedeki gemi söküm tesisleriyle ilgili tüm sorumluları, bir an önce önlem almaya çağırdı. Platformdan yapılan yazılı açıklamada, tesislerde insana ve çevreye duyarlı bir üretimin gerçekleştirilmesi istenerek, “Aliağa işçi ölüm haberleriyle güne başlamasın. Önlemler alınarak üretim gerçekleşsin. Ancak ne yazık ki yine ölüm haberleriyle, çığlıklarla uyanıyoruz”denildi. AZA DEĞİL Son olarak İtalya’dan Aliağa Gemi Söküm Tesisleri’ne getirilen “Quail Cruises” adlı kruvaziyer gemisinin makine dairesinde biriken suyu boşaltmak için çalışan işçilerden 2’sinin yaşamını yitirdiğinin anımsatıldığı açıklamada, şu görüşlere yer verildi: “Doğan Balcı ile Davut Özdemir yaşamlarını yitirdi. Zehirlenen ve durumları ağır olduğu belirtilen diğer işçilerden Ahmet Acet Ege Üniversitesi’ne, Nuri Çetin ise Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi. Gemide söküm yapabilmek için firma tarafından, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ile Aliağa Gemi Sökümcüleri Derneği'nden gerekli izinlerin alınmadığı öne sürülüyor. Sökümü yapılacak gemide gaz ölçümü ve radyasyon kontrollerinin de yapılmadığı iddia ediliyor. Daha çok para kazanma hırsı ile gerekli önlemlerin alınmamaması, cinayete davetiye çıkarmaktır. Yetkilileri uyarıyoruz. Bu iş cinayetlerine kaza deyip üstünü örtmek, cinayete ortak olmaktır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı iş cinayetlerini ve ona yol açan koşulları görmezden geliyor. Gemi söküm tesisleri kurulduğundan bu yana iş kazalarıyla ilgili hiçbir tutanak tutmayan, hiçbir ceza vermeyen, istatistik düzenlemeyen, işçilerin ölmesini hiç önemsemeyen bir hükümetle karşı karşıyayız. Emek ve Demokrasi Platformu olarak, partilerine bakılmaksızın bütün İzmir milletvekillerini Aliağa’ya çağırıyoruz.” Yasaklarla Başlayan Sezon!.. Futbolda yeni sezon heyecanı tribünlere getirilen bir takım yasaklarla başlayacak!.. İlk örneği GalatasarayFenerbahçe Süper Kupa karşılaşmasında olduğu gibi... İlk Güvenlik Kurulu kararlarıyla, tribünlere girebilecek olan malzemelerin listesi çıkarılacak!.. Davul, bir standart ölçüsünde olacak!.. Afiş ve flamalar öncelikle “siyasal” çağrışım taşımayacak!.. Sloganlar, tepkiler yine “siyasal" etkileşim yaratmayacak; tribünlerde karmaşa yartanlar söylemlere göre "sonuçlarına katlanacaklar"!.. Yasaklar öyle bir boyuta ulaşacak ki... Yine ilk örneği Kayseri'de olduğu gibi, naklen yayın kuruluşları, olası bir tepkiye karşı ses düzenlerini yaşananların "dışa yansımaması için" düzenlemek durumunda kalacaklar!.. Kısacası, yasaklarla çevrelenmiş "futbol sezonu" başlıyor!.. İnsanın "futbol şölenine buyrun" diyesi varken, hevesi kursağında kalıyor!.. Ah şu yasakçı düşünce yok mu? ??? Ve hiç beklemediğiniz bir anda değil, alenen tribün kapısına geldiğinizde "alkolmetreyi" üfleyeceksiniz!.. Taraftarı olduğunuz takımın maçına ancak alkolmetre "sıfır" gösterirse girebileceksiniz!.. Statlara girişte alkol ölçümünün hukuka ve insan haklarına aykırı bir uygulama olduğunu söylüyor hukukçular... Hürriyet.com'da Av. Turgut Kazan, uygulamanın, "toplumu baskı altına alma girişimi" ve "insan hakları ihlali" olduğunu savunurken, Kayseri'de uygulamayla karşılaşanların dava hakkı doğduğunu anlatıyor... 6222 sayılı yasa maddesinde, "Alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde etkisinde olduğu açıkça anlaşılan kişi, spor alanlarına alınmaz" diyor... Aynı haberde maddeyi yorumlayan Av. Fırat Epözdemir, "Ortada bir belirsizlik var. Buna göre sahaya giren herkesin, sporcular, teknik adamlar ve benzeri kişilerin de bu kontrele tabi tutulması gerekir. Ayrıca bununla ile ilgili bir yönetmelik yok. Yönetmelik olsa bile yasaya aykırılığı gündeme getirir" görüşünü savunuyor!.. Okuduklarımızdan anladığımız odur ki... Statlara girişte "alkol ölçümü" de hukuka ve insan haklarına aykırı, ayrıca da suç!.. Türkiye'de sporu tüm birimleriyle incelediğinizde, hele ki şu son dönemde bir doğru görebildiğinizi söyleyebilir misiniz? ??? Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, yaptığı açıklamaların "Taraftara tehdit" olarak değerlendirilmesine tepki göstermiş!.. "Futbol taraftarı arasına nifak sokanlar bedelini öder" sözlerinin "tehdit" olarak algılanmasına kızıyor Bakan Kılıç!.. Tribünde şiddetin ve küfürün önüne geçebilmenin yolu yasakçı uygulamalardan geçmiyor!.. "Önlem" almak ile "yasak" koymayı birbirinden ayırmak gerekiyor!.. Statlardaki özel güvenliği de kaldırıp, direk polisi devreye soktuğunuzda, bunun bir hazırlığının yapılmış olmasıyla birlikte, "spor psikolojisi" eğitiminden geçirilmiş ekiplerin görev almasının daha çözümsel bir sonuç olduğunu hem bakanlık hem de Türkiye Futbol Federasyonu görmeli!.. Tribünlerdeki taraftar kitleleri, aralarındaki "şiddete ve küfüre" odaklı azınlığı ayıklamak için zaten hem sözbirliği hem de eylem birliği içerisinde!.. Son üç aylık süreçte omuz omuza vermeleri iyiye yorulmalı... Bakanlık ve TFF elbette taraftarlar ile de doğru iletişime geçmeli... Gördükleri baskıyı, polisin kendilerine karşı tavrını, deplasman yakınmalarını, tribün yerleşim istemlerini anlamalı!.. Ve hepsinden önemlisi de "kendi şovlarını yapan" yönetici kadrolarının taraftar üzerindeki etkisini silmeli!.. İşte o zaman "yasakları" değil de, "futbol şöleninde alınmış önlemlere" ilişkin, doğru sonuçlarına vurgu yapan yazılar yazarız!.. Çok mu zor algıyı değiştirmek? e V olar yatır S K örgü kurd ziya verd İç K İŞÇİ GÜVENLİĞİ PİYASALAŞTI HP İzmir İl Başkanı Ali Engin, Aliağa Gemi Söküm Tesisleri'nde meydana gelen ölümlü kazalarla ilgili dün ilçe başkanlığında basın toplantısı gerçekleştirdi. İl Yönetim Kurulu Üyesi Ülkümen Rodoplu, eski Aliağa Belediye Başkanı ve milletvekili Hakkı Ülkü'nün de katıldığı toplantıda Engin, “İş Güvenliği Kanunu, böyle önemli bir konuyu adeta piyasalaştırmıştır. Devlet işyeri denetimleri yapamaz haldedir, yeterli elemanımız yok açıklamasına sığınıyorlar” dedi. Engin parti olarak, meydana gelen iş kazasıyla ilgili gemi söküm firmalarını doğrudan suçlamak istemediklerini de vurgulayarak, “Bu konuda biz orada iş yapan, vergi veren, iş üreten firmalarımızla ilgili bir spekülasyona da neden olmak istemiyoruz. Önümüzdeki aylarda mutlaka bu süreç devam edecektir. Ama şunu söyleyebilirim ki başta tersaneler, TOKİ inşaatları olmak üzere temmuz ayında, sadece 1 ayda 41 yurttaşımız iş kazalarında can vermiş. Bunların, yine bilirkişi raporlarında, tamamına yakınının önlenebilir kazalar olduğu ortaya çıkmış” diye konuştu. (Fotoğraf: ŞAHAP AVCI) C Karabağlar ‘risk’ peşinde İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) 106 hektarı Karabağlar’ın Osman Aksüner, Aşık Veysel ve Aydın mahallelerinde olan toplam 191 hektarın “riskli alan” ilan edilmesi, Karabağlar Belediyesi’ni harekete geçirdi. Belediye Başkanı Sıtkı Kürüm, İzmir Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Müdürlüğü’ne yetki devri için başvurduklarını belirterek, “Bu bölge için üzerinde 4,5 yıldır çalıştığımız, modern şehircilik anlayışıyla hazırlanan projelerimizi hayata geçirmek istiyoruz” dedi. Geçtiğimiz mart ayında İzmir Ticaret Odası ve Buca Belediyesi ile bir protokol imzaladıklarını anımsatan Kürüm, Resmi Gazete’de yayınlanan Bakanlar Kurulu kararıyla, bu alanda kentsel dönüşüm sürecinin başladığını söyledi. Kararın ardından bölgede faaliyet gösteren esnaf ve İzmir Mobilyacılar Odası temsilcileriyle biraraya gelen Kürüm, şunları söyledi: “Esnafımız da çok heyecanlı ve istekli. Bizim sınırlarımızda olan 106 hektarlık bölge için 4.5 yıldır üzerinde çalıştığımız, planlama çalışmaları, projeler var. Bu bölgeyi modern kent kimliğine uygun, showroomları, otelleri, restoranları, eğitim kurumları ile yılın 365 günü açık, fuara dönüştürecek projelerimizi hayata geçirmek istiyoruz. Karabağlar, mobilyanın başkenti olacak. Bu hedeflerimiz doğrultusunda, İzmir Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Müdürlüğü ile de görüşmeler yaptık, yetki devri için başvuruda bulunduk. Bakanlıktan, yetkilerini bize devretmesini talep ettik. Bakanlıkla işbirliği içinde bölgenin yeniden düzenlemesini yapmak istiyoruz.” Enerjisi kendinden... uğla Belediyesi Atık Su Arıtma tesisi bugüne kadar 49 megawatt enerji ürettiği açıklandı. Belediyeden verilen bilgiye göre, tesis, Türkiye'deki en modern arıtmalardan biri olarak kabul ediliyor. Günlük 6 bin metreküp atıksu arıtımı gerçekleştiriyor. Devreye alındığı günden bugüne 2 milyon 75 bin 229 metreküp atık suyu arıtan tesis, enerji gereksiniminin yüzde 30'unu kendi karşıladı. M C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle