22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

TEMMUZ CUMA EGE c Köyler mahalleye dönüşmeden!.. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Bornova Belediye Başkanı Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır, gelecek yerel seçimlerin ardından ilçeye bağlanarak mahalle olacak 12 köy için şimdiden çalışmaya başladıklarını bildirerek, ‘‘Süreklilik sağlamak adına bu çalışmaları başlatmamız köylülerimizin yararına olacaktır’’ dedi. Yeni Büyükşehir Yasası'yla gelecek mart ayında yapılacak seçimlerle birlikte Bornova’ya bağlı 12 köyün tüzel kişiliğinin sona ereceğini ve bu köylerin mahalle olacağını anımsatan Sındır, seçime kadar bu yerleşimlerde bazı sıkıntılar yaşanabileceğini vurguladı. Örnek olarak Karaçam Köyü’nü gösteren Sındır, “Buradaki köylülerimiz, Hazineden kiralayarak çok sayıda badem ağacı diktikleri arazilerin bakımı konusunda desteğe ihtiyaç duyuyor. Onlara hizmet götürmek için belediyeye bağlanıp mahalle olmalarını beklersek o ağaçlar ölecek. İşte bu nedenle bu köylere yapmamız gereken hizmetler var. Karaçam köyümüzdeki çok büyük olmayan bu işle ilgili meclis kararı gerekiyor. Bunu biraz daha genelleştirerek köylerimize hizmet götürebilmek adına meclis kararı aldık. Böylece bu tür sıkıntılı konuları devir öncesinde aşmış olacağız” diye konuştu. Sındır, İzmir İl Özel İdaresi sorumluluğunda olmasına karşın bu köylere oyun alanları, spor aletlerinin bulunduğu parklar yaptıklarını, yerleşimlerin çöplerini düzenli olarak topladıklarına da dikkat çekti. İNSANA ASUMAN DAİR ABACIOĞLU asuabacioglu@yahoo.com Tablo... Şimdi neden Gezi Parkı eylemlerinde bu kadar çok sayıda kadın vardı anladınız mı? Neden o kadar çok sayıda gencecik kız, omuzlarına çantalarını asıp çiçekli elbiseleriyle, şortlarıyla, mini etekleriyle, rüzgarda dalgalanan saçlarıyla sokakları doldurdular ve TOMA’ların karşısında durdular; neden o kadar cesur ve kararlı bir şekilde durdular; şimdi daha iyi anladınız mı? Anneler neden korkarak da olsa kızlarını desteklediler ve sonra onların peşi sıra alanlara koştular dersiniz? Çünkü artık bu bir ölüm kalım meselesiydi. Çünkü kadınlar için bıçak kemiğe dayanmıştı; kadınlar uçurumun eşiğine doğru gidiyordu ve artık var olabilmenin başka yolu kalmamıştı. Çünkü bu bir değil, iki değil; bilmiyorum kaçıncı kezdir böyle; kadın cinsi Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiç bu kadar aşağılanmamıştı. Yüzlerindeki o tiksinme ifadesi eşliğinde sarf edilen ve kadınları hamam böceği gibi uzak durulası, gözden saklanası, eve kapatılası yaratıklar olarak gören zihniyet, hiç bu kadar cüretkar ve aleni bir şekilde ortalığa saçılmamıştı. Kadınları ikinci sınıf gören anlayışın nerelere kadar uzanabileceği bu kadar açığa çıkmamıştı. Şöyle buyurdular son olarak; kadınlar beş altı çocuk doğurmalılar ama bunu gebeliklerini kimseye göstermeden evlerinde oturarak yapmalılar. ‘’Böyle karınla sokakta gezilmez’’ diyor ulemanın biri; hem de devletin televizyonundan yayınlanan bir Ramazan sohbet programında. Karşısındaki spiker ‘’Allah razı olsun’’ diye yanıt veriyor. ‘’Hamileliği davul çalarak ilan etmek bizim terbiyemize aykırıdır’’ diyor sakallı adam. Her şeyden önce bu estetik değilmiş; Hamile kadın çirkindir demeye getiriyor; kimsenin gözüne görünmemeliler yani. Devamı geliyor: ‘’78 aydan sonra anne adayı biraz hava almak için beyinin otomobiline biner, biraz dolaşır’’ . Yani dışarı çıkacaksa da beyinin arabasıyla dolaşacak; yine kimseye görünmeden. Hamilelik bu kadar çirkin ve utanılacak bir şeyse niye kadınlardan beş altı kez bu işi yapmaları isteniyor? Kadınlar, tavuklar gibi kafeslere kapatılıp durmadan çocuk doğurması gereken yaratıklar mı onların gözünde? Bu zat, televizyonlarda kadın bağı reklamlarına da eleştiri getiriyor; ‘’Ayıptır ayıp. Bunun adı realizm değildir. Bunun adı terbiyesizliktir’’ diyor. Terbiyesizlik olan kadın bağı reklamı mı, hamile kadınların sokağa çıkması mı yoksa kadınların adet görmesi mi? Herhalde hepsi. Tam olarak ne zaman başladı bu, bilmiyorum. Sanırım, Sosyal Bilgiler ders kitaplarında doktor, öğretmen, hakim olarak resmedilen kadınları mutfak önlüğüyle yemek ve ütü yaparken, çamaşır yıkarken gösteren resimlerle değiştirilmesiydi ilk başlangıç. Sonra yavaş yavaş gerisi geldi. Bir de baktık ki, üniversite öğretim üyesi bazı kişiler, ‘’Dekolte giyinen kadınların tecavüzü hak ettiklerini’’ söylüyorlar. Bir başbakan yüzünde alaycı bir gülümsemeyle polis şiddetine uğrayan genç kıza yönelik ‘’Kadın mı kız mı bilemiyoruz artık’’ sözlerini sarf ediyor; kadınlara kaç çocuk doğuracaklarını, nasıl doğuracaklarını söylüyor. Kadıköy vapurundan el ele tutuşarak inen kadın ve erkekleri eleştiriyor. Hükümetin bir bakanı, üniversite bahçesinde öğrencilerin kızlı erkekli oturmasının ‘’yoldan çıkarıcı’’ bir durum olduğunu söylüyor. Bir başbakan yardımcısı, kadın milletvekilinin doğrudan gözlerine bakmasından ‘’utandığını’’ dile getiriyor. Ankara metrosunda, ‘’ahlaka aykırı davranılmaması’’ konusunda anonslar yapılıyor; 14 yaşındaki kız çocuğuna tecavüz edenler, ‘’çocuğun rızası olduğu’’ gerekçesiyle serbest bırakılıyor. Kadınlar, bu zihniyetin ipuçlarını giderek daha açık bir şekilde görmeye başladılar. Zaman içinde damla damla biriktirdiler bu ipuçlarını; sonra gelecekte oluşacak resmin bütününü fark ettiler. Bu yüzden kadınlar Gezi Parkı eylemlerinde belirleyici bir rol oynadılar; bu yüzden çoğunlukta ve çok kararlıydılar; oldukları gibi çıktılar sokaklara; olmak istedikleri gibi çıktılar; mini elbiseleri ve şortlarıyla; özgür ve isyankar. Saçlarını rüzgarda savrulmaya bıraktılar. Tablo gibiydiler; çok güzel, çok etkileyici. Bornova Belediye Başkanı Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır, 12 yerleşim için çalışmalara şimdiden başladıklarını söyledi. Urla’ya ilk kazma URLA (Cumhuriyet)Göztepe Spor Kulübü’nün Urla Torasan Mahallesi’nde yapacağı tesis için ilk kazma, önceki gün vuruldu. Torasan Mahallesi’nde düzenlenen temel atma törenine Urla Kaymakamı Şehmus Günaydın, Belediye Başkanı M. Selçuk Karaosmanoğlu, Göztepe Başkanı Hüseyin Altınbaş, kulüp yetkilileri, futbolcular ve çok sayıda taraftar katıldı. Altınbaş yaptığı konuşmada “Bugün Göztepe tarihi açısında çok önemli bir gün. Kulübümüz tarihinde sıralama yapacak olursak kuruluş tarihimiz, aldığımız Cumhurbaşkanlığı ve Türkiye kupaları, Avrupa Fuar Şehirleri Kupasında elde ettiğimiz başarıların ardından tesisleşme bizim için çok önemli bir olaydır. Yapacağımız tesislerle Göztepemizin geleceğinde elde edeceği başarıların en önemli etkeni olacaktır” dedi. 20 dönümlük arazide yapılacak tesiste doğal çim sahaları ile profesyonel futbol takımı için dinlenme ve sağlık odaları, kondisyon salonu, yemekhane, malzemelik, spor salonları, çalışma ofisleri ve toplantı salonları bulunacak. Buzda buluştular İ zmir Büyükşehir Belediyesi’nin kente kazandırdığı buz sporları salonu, buz dansı antrenörlüğü kursuna ev sahipliği yaptı. Türkiye Buz Pateni Federasyonu, ilk kez açtığı Buz Dansı 1. Kademe Yardımcı Antrenör Yetiştirme Kursu için İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Bornova Aşık Veysel Rekreasyon Alanı’ndaki salonunu seçti. Türkiye’nin dört bir yanından gelen 15 antrenör adayı, olimpik başarılara imza atan dünyaca ünlü Rus eğitmen Oleg Voyko’dan eğitim aldı. Antrenör adayları, 12 gün süren teorik ve pratik eğitimin ardından hünerlerini sergiledi. Dünyaca ünlü hocaları karşısında “buz üstünde ter döken” adaylardan başarılı olanlar antrenörlük belgesi alamaya hak kazandı. Voyko, “Kursun, bu kadar güzel şehirde, uluslararası standartları taşıyan pistte düzenlenmesi beni çok mutlu etti. Böyle bir salona sahip oldukları için İzmir’de yaşayanlar çok şanslı. Burada eğitim alan antrenör adayları geleceğin şampiyonlarını yetiştirecek. Türkiye’de çok yetenekli sporcular var” dedi. Arkas’ta milli gurur A rkas Spor'un genç oyuncularından Yiğit Gülmezoğlu ve Gülce Erdemir, iki farklı şampiyonada elde ettikleri başarılarla hem Türkiye'nin hem de mavi beyazlı kulübün gurur kaynağı oldu. Hollanda'da yapılan Avrupa Gençlik Olimpik Oyunları'nda (EYOF) Yıldız Erkek Milli Takım formasını giyen Yiğit Gülmezoğlu, turnuvanın en değerli oyuncusu (MVPMost Valuable Player) seçildi. Romanya'da yapılan Küçük Kızlar Balkan Şampiyonası'nda Ay Yıldızlı ekibimiz birinci olurken, yine Arkas Spor'un voleybolcusu Gülce Erdemir, şampiyonanın en iyi blok yapan sporcusu ödülüne değer görüldü. Kulübün Basın Sözcüsü Uğur Özden, iki oyuncunun aynı zamanda milli takımlarında kaptanlık yaparak önemli bir görevi daha üstlendiklerini belirterek “Yiğit ve Gülce'nin elde ettiği başarılarla gurur duyuyoruz” dedi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle