Katalog

DİKKAT KAPLUMBAĞA VAR! UŞADASI (Cumhuriyet) Kuşadası’nın dünyaca ünlü Kadınlar Denizi Plajı'na yumurtalarını bırakan Caretta Caretta türü deniz kaplumbağaları korumaya alındı. Yuvaya zarar verilmemesi için alan tel örgülerle çevrildi. Ayrıca Kadınlar Denizi'ne gelen yerli ve yabancı konukları deniz kaplumbağaları konusunda bilgilendirmek amacıyla, Kuşadası Belediyesi tarafından Türkçeİngilizce bilgilendirme tabelası yaptırıldı. K c DİREN KAZDAĞLARI... EGE TEMMUZ CUMA YIL : SAYI : Ç ANAKKALE (Cumhuriyet) Kepez Kayısı Festivali'nde, Kazdağları'ndaki altın arama çalışmaları pankartlarla protesto edildi. Çanakkale Çevre Platformu üyeleri, “Diren Kazdağları”, “Kazdağları Çığlık Atıyor”, “Sağlığımızı, Çevremizi, Kentimizi, Onurumuzu Savunuyoruz” yazılı pankartlar açtı. Kepez Belediye Başkanı Ömer Faruk Mutan da, Kazdağları'nın önemine dikkat çekerek, altın arama çalışmalarına izin veren AKP hükümetinin poitikalarını eleştirdi. Mutan, Kazdağları'nda altın arayan çok uluslu tekellerinin doğayı bozmaya çalıştığını belirterek, “Doğa laf olsun diye korunmaz. Ova önemli, Kazdağları önemli. Altın yenir mi? Ama kayısı yenir” dedi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Çandarlı açıklarındaki tankere ilişkin İzmir Barosu’nun bilgi edinme istemini reddetti Bakanlık Alba’yı gizliyor EMRE DÖKER Dikili’ye bağlı Çandarlı beldesi açıklarında söküm için bekletilen “Alba” adlı tankerden sızan petrolden “pis kokular” geliyor. Tehlikeli atık taşıdığı için ithalatı bile yasak olan gemiyle ilgili, İzmir Barosu’nun Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na yaptığı başvuruya, “Sizin dava açma ehliyetiniz bile yok, bilgi alamazsınız” yanıtı verildi. İzmir Barosu Başkanı Sema Pekdaş, “Bakanlık olayı örtbas etmeye çalışıyor. Bilgi Edinme Yasası kapsamında hakkımızı sonuna kadar kullanacağız. Gerekirse idari yargıya başvuracağız” dedi. Aliağa’daki gemi söküm tesisleri, tehlikeli atık petrol taşıdığı için çevre İ zmir Barosu Başkanı Pekdaş, tehlikeli atık barındıran geminin peşini bırakmayacaklarını belirterek, bakanlığın 'Dava açma ehliyetiniz bile yok, bilgi alamazsınız' yaklaşımının da 'kabul edilemez' olduğunu vurguladı. ve şehircilik il müdürlüğünden alamadıkları Alba’nın söküm iznini, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan almayı başarmıştı. Ancak geçen nisan ayında meydana gelen kaza sonucu Alba’dan sızan petrol, Çandarlı sahillerini kaplamıştı. Bunun üzerine bakanlık, verilen izni iptal etmek zorunda kaldı. İzmir Barosu da, yaşanan gelişmelerin ardından bakanlığa, Bilgi Edinme Yasası kapsamında başvurdu. Ancak Ancak bakanlık, İzmir Barosu’na 1 Temmuz’da gönderdiği yanıtta, “baronun dava açma ehliyeti olmadığı gerekçesiyle” bilgi vermedi. Ortada bir çevre felaketi olduğunu, Türkiye’ye girmesi yasak olan tankerin Aliağa’ya nasıl geldiğini sorduklarını belirten İzmir Barosu Başkanı Sema Pekdaş, “Bakanlık, bize kabul edilmeyecek bir yanıt verdi. ‘Son zamanlarda zaten sizin çevre konularında açtığınız davalar reddediliyor. Dava hakkı bile bulunmayan bir kuruma bilgi ÖRTBAS KUŞKUSU veremeyiz’ dediler. Bizim çevreyle ilgili baro olarak açtığımız davaların bir kısmı halen görülüyor. Taraf ehliyetimiz var görülüyor. Bakanlık, Bilgi Edinme Yasası’nı da, Anayasa’yı da ihlal ediyor. Çandarlı sahillerinin petrolle dolmuş olması çevre felaketidir. Herkesin bilgi edinme hakkına sahip olduğu konularda baronun hakkının olmadığını söylemek mümkün değildir” dedi. Geminin ithalatı ve söküm izinleri konusunda hukuksuzluk yaşandığının açıkça ortada olduğunu, bakanlığın bunun üzerine örtmeye çabaladığını da savunan Pekdaş, şunları söyledi: “İthalatı bile mümkün olmayan bir petrol tankeri ülkemize sokuluyor ve sökümünün çevreyi kirleteceği bilinmesine karşın 8 ay tersanede bekletiliyor. Bir takım iltimaslarla, aracılıklarla izin alınıyor. Burada hukuksuzluk varsa, bunu baronun takip etmesi çok doğaldır. Bu iş baronun ödevidir. Bu yaşananlar son iki yıldır karşı karşıya kaldığımız davalardaki husumet, ehliyet tartışmasının devamıdır. Bu, baroları hukuk mücadelesinde etkisiz hale getirmeye, baroları, bertaraf etmeye yönelik girişimlerin bir parçasıdır. Bu yazıya karşı 15 gün içinde Bilgi Edinme Kurulu’na itiraz edeceğiz. İdari yargıya da başvuracağız.” ENDEKSTE GERİLEME YENİ RANT KAPISI Çevrede sınıfta kaldık İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)CHP İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “En çevreci hükümet biziz” açıklamalarına tepki göstererek, “Türkiye’nin Dünya Çevre Endeksi’nde 49’dan 109’a gerilemesi çevrecilik midir?” diye sordu. Erdoğan'ın “En çevreci hükümet biziz”, “Ben çevrecinin daniskasıyım”, “Böyle Taksim Meydanı'na çıkıp orada nara atmakla çevrecilik olmuyor...” sözlerini anımsatan Yüksel, buna karşın AKP döneminde Türkiye’nin çevrecilik konusunda gerilediğine dikkat çekti. RAK GİBİ... Başbakan Erdoğan'ın yanıtlaması istemiyle soru önergesi veren Yüksel, şunları söyledi: “Yale Üniversitesi’nin Dünya Çevre Performansı Endeksi’ne göre Türkiye çevre sağlığı ve doğa korumada 2006 yılında 133 ülke içinde 49. sırada yer alırken, 2012 yılında 132 ülke içinde 109. sıraya gerilemiştir. Biyoçeşitlilik ve doğal alanları koruma kategorisinde ise 132 ülke içinde 121’inci olan Türkiye, dünyadaki ülkelerin yüzde 92’sinin gerisinde kalarak Eritre, Haiti, Moldovya, Libya ve Irak gibi en kötü durumdaki ülkelerin içinde yer almıştır. Çevrecilik, Türkiye’yi Dünya Çevre Endeksi’nde 49. Sıradan 109. sıraya geriletmek midir?” Yandaşlar meraya açılıyor İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, AKP'nin yeni rant kapısı olarak meraları gördüğünü vurgulayarak, “Anayasa’nın koruyucu hükmüne rağmen meralar köylülerin elinden alınıp, imara açılmaktadır” dedi. Anayasa'nın 45'inci maddesinın, meraların korunması konusunda devlete görev yüklediğini vurgulayan Çam, “Ancak şimdi AKP hükümeti, Anayasaya ve yasalara aykırı bir biçimde yurttaşlarımızın, köylümüzün yıllardır kullandıkları meraları imara açmaktadır. Amaç, bu meraları, yaylaları, kışlakları köylünün elinden almak, yandaş ve çıkar çevrelerine yeni rant alanları yaratmaktır. Daha önce çıkarılan 2B yasası ile köylünün ekip biçtiği alanlar belirlenen yüksek bedeller nedeniyle el değiştirmektedir. Bu yeni düzenlemeyle ise köylümüze son ve öldürücü darbe vurulmaktadır” dedi. Üreticilerin hızla tarımdan uzaklaştığını belirten Çam, “2000 yılında tarımdan geçimini sağlayan çiftçi sayısı 7.8 milyon iken, 2011 sonunda 6.1 milyon kişi olmuştur. Yani 1.7 milyon çiftçi tarımdan kopmuştur. 2000 yılında tarımın istihdamdaki payı yüzde 36 iken 2011 sonunda yüzde 25.5'e düşmüştür. Son 10 yılda toplam işlenen alanlar yaklaşık 2.5 milyon hektar azaldı. Bu dönemde çiftçiler Türkiye'de 10 ilin yüzölçümü kadar yani 3,3 milyon hektar araziyi işlemekten vazgeçmiştir” diye konuştu. I Pazarlar geceye kaydı ZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Sıcak yaz günlerinin iyiden iyiye kendini hissettirmesiyle, İ İzmir'deki turizm yörelerindeki gece pazarları da konuklarını ağırlamaya başladı. Urla Belediyesi tarafından 1997 yılında 20 tezgahla başlayan Çeşmealtı Pazarı, bu yıl 175 tezgahla hizmet vermeye devam ediyor. Antikacısından, kuru yemişçisine, tekstilinden, bijutericisine dek bir çok alanda hizmet veren pazar, yoğun ilgi görüyor. Güzelbahçe Belediyesi de, Yalı Mahallesi'nde vapur iskelesinin bulunduğu alanı, gece pazarına dönüştürdü. 100'e yakın standın bulunduğu pazarda, şair ve yazarlar da okuyucularıyla buluşuyor. C MY B