01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

c EGE HAZ RAN AR AMBA ANMA ETKİNLİĞİ Noyan Özkan’ı anlamak... G eçirdiği kalp krizi ardından yaşamını yitiren, Türkiye çevre hareketinin önde gelen isimlerinden Avukat Noyan Özkan, “5 Haziran Dünya Çevre Günü”nde, sevenleri ve dava arkadaşları tarafından anılıyor. Bugün Atatürk Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilecek etkinlikte, Özkan'la ilgili anılar paylaşılacak ve yanı sıra sağlıklı çevrede yaşam hakkı, çevre mücadelesi konularında fikirler ele alınacak. Programın teması “Noyan Özkan'ı Anmak MüTürkiye çevre cadelesini Anlamak” olarak hareketinin önde belirlendi. Etkinliğin ilk oturugelen mu 13.0014.00 saatleri araisimlerinden sında, “Çevre Hakkı ve UyÖzkan, bugün gulama Pratiği” konusuyla AKM'deki gerçekleştirilecek. Oturum etkinlikte avukat Cem Altıparmak taraanılacak. fından yönetilirken, Prof. Dr. Nükhet Yılmaz Turgut ve avukat Emre Baturay Altınok konuşmacı olacaklar. İkinci oturum “Çevre Koruma ve Ekoloji Mücadelesi Protesto ve Direnme Hakkı” konusuyla 14.1515.45 saatleri arasında yapılacak. Avukat İbrahim Arzuk'un moderatörlüğündeki etkinlikte gazeteci İbrahim Günel, avukat Fevzi Özlüer ve gazeteci Özgür Gürbüz konuşmacı olacak. Üçüncü oturum 16.0018.00 saatleri arasında gerçekleştirilecek ve konusu “Noyan Özkan ile Anılar” olacak. TIBBİYELİ DÜKKANI... C C MY B Ege Derneği, 'mücadeleci çevreci' yönünün vurgulanması için ölümünün 50. yıldönümünde çalışma başlattı. Manisa Tarzanı D canlanıyor! HAKAN DİRİK Döneminde yaptığı çevre eylemleri ve sert çıkışlarıyla Manisa'da “Taksim ruhu” estiren Manisa Tarzanı, bu özelliğiyle yeniden geniş kitlelere tanıtılmaya çalışılıyor. Son yıllarda Manisa Tarzanı'nın popüler bir figüre dönüştürülerek “mücadeleci çevreci” kimliğinin göz ardı edilmesinden rahatsız olan Ege Derneği, ölümünün 50. yıldönümünde, ona ilişkin bilgileri yeniden derleyip, süzgeçten geçirerek yayınladı. Asıl adı Ahmeddin Carlak olan çevreci kişilikle ilgili Aralık 1986'da kitap yayınlayan Hakkı Avan, Olağan yaşam akışını bedensel dayanıklılıkla alt etme çabası, ağaç külltünü özümsemesi, bitmeyen bir yeşil tutdkusu Manisa Tarzanı'nı adeta bir söylence kişiliğine büründürmüştür. Onun geniş tanınmışlığa, unutulmazlığa erişmesinde belirleyici etken, bir ülküyü, bir amacı tek başına gerçekleştirme başarısıdır. Bu durum, bir çevre önderinin doğmasını sağlamıştır” diyor. Ege Derneği'nin çabasıyla, kitabını yeni bilgiler ışığında güncelleyen Avan, yeni baskıda şunları kaydediyor: “Ağaç sevgisinin simgesi, çevreci akımın doğal önderi Manisa Tarzanı'nı aramızdan ayrılışının 50. yıldönümünde andığımız günlerde Manisa, bütün Gediz Havzası ve ülkemiz ciddi çevre sorunlarıyla karşı karşıya. Bu sorunları tartışmak, çözüm önerileri geliştirerek hayata geçirmek, onu anmanın, anarken anlamanın ve 'Tarzan kültürü'nü yaşatmanın biricik yolu.” IRMIZI ŞERİTLİ İSTİKLAL MADALYASI Manisa Tarzanı'nı efsaneleştiren pek çok anekdot var. Eski Manisa Belediye Başkanı Ertuğrul Dayıoğlu'nun onun hakkında anlattıklarından biri: Kimseden maddi bir şey aldığını, kabul ettiğini gören olmamıştır. Kişisel ihtiyaçlarını en aza indirmişti. Sadece ağaç sevgisi yolunda Manisalıların manevi desteğine ihtiyacı vardı. Bir gün, 'Dayı, ben dünyanın en zengin adamıyım. Her ay ihtiyaçlarımdan fazla iki yüz lira gelirim var. (Öldüğü güne kadar Manisa Belediyesi'nden 200 lira aylık almakta idi.) Onassis, dünya ticaret filosunun üçte ikisine sahip, geri kalanını da ele geçirmeye çalışıyor. Milyonlarca liraya ihtiyacı var, parası yok; fakir zavallı. Sen, benim gibi ihtiyacından fazla para kazanan bir insan göstersene!' demişti. Tarzan'ın bunu çok parası olduğu havası içinde yapması, halk arasında bankalarda, gerçekten çok parası olduğu kanısını uyandırmıştı. Ancak ölümünde, çok değer ver diği 'Kırmızı Şeritli İstiklâl Madalyası'ndan başka hiçbir varlığının bulunmadığı anlaşıldı. K ayoğlu'ndan bir başka anı: Tarzan'ın dağcılarla gezide olduğu bir sırada, dönemin valisi Niyazi Araz, Manisa'da İbrahim Gökçen Bulvarı'ndaki birçok ağacı kestirmişti. Tarzan geziden döndüğünde, bu durumdan dolayı hasta gibiydi. Kıvranıyordu, 'Gitti delikanlı evlâtlarım!' diyerek. Şehrin merkezinden geçen bulvarın açılışında yine ağaçların kesilmesi gerekmişti. İşçiler baltalarıyla işe girişmişlerdi ki, Tarzan hışımla işçilerin üzerine yürümüş ve hepsini korkutup kaçırmıştı. Sonra da bu işe son verilmesi için, Manisa'da bulunan dönemin bakanlarından 'Evlatlarım gidiyor, bana yardım edin. Manisa'yı çöle çevirecekler. Ağaç kıymeti bilmiyorlar' diye yardım istedi. Tarzan'ın bu feryadını gören Muammer Bey, Vali'ye telefon etmişti. İşin bundan sonrası adeta bir komediye dönüştü. İşçiler tarafından köküne zarar verilmeden köklenen ağaçlar, yükleyici makinalarıyla kaldırılıp, kışlada askerlerin açtığı çukurlara götürülüp dikiliyordu. Bu iş günlerce sürdü. Halk, Tarzan'ı tebrik ederek, bu olayı deyimlendirdi: 'Tarzan, Vali'ye kök söktürüyor!' Buna karşın Tarzan üzgündü: Dayı, bu yaşta ve mevsimde, bu ağaçların tutmayacağını ben de biliyorum. Lâkin bu kişilere ağacın kıymetini öğretmiş oluyorum, bu da beni teselli ediyor. ge Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde burslu okuyan öğrencilere yardım amacıyla Ege Tıbbiyeliler Dükkanı açıldı. Hastane zemin katında açılan “Ege Tıbbiyeliler Dükkanı’nda hatıra eşyaları ve aksesuarlar satılacak. Ege Tıbbiyeliler Derneği tarafından açılan dükkanda; bardaktan kaleme, anahtarlıktan tişörte birçok anı eşyası ve aksesuar yer alacak. Dükkanın açılış töreninde konuşan EÜ Rektörü Prof. Dr. Candeğer Yılmaz, “Ege Tıbbiyeliler Derneği, hareket noktası öğretim üyeleri olarak başlayan zaten öğrencisine destek veren bir birliktelik. Kuruluş amacı sosyal bir dayanışma olan bu birlikteliğe sosyal bir katkıda eklenerek başka bir boyuta doğru değişti. Bu yalnız tıp fakültesine özgü bir birliktelik olmaktan çıktı Ege Üniversitesi’nin de bir çıkış noktası haline gelmiş oldu” dedi. E Yarımada ranta tepkili HP İzmir milletvekilleri Alaattin Yüksel, Musa Çam ve Hülya Güven ile PM Üyesi Nazlı Işık, Dünya Çevre Günü öncesinde, sorunları giderek artan Karaburun’u ziyaret etti. Taksim Gezi Parkı olaylarını anımsatan CHP'liler, yarımadanın rant için hiçe sayılmasına karşı yöre halkının tepkili olduğuna dikkat çekti. Mordoğan ve Karaburun belediye başkanlarıyla partililerin katıldığı toplantıda, yöre köylülerinin yıllardır mücadele verdiği çevre sorunları ve bunların çözüm yolları tartışıldı. Yarımada halkının balık çiftlikleri, yasa dışı balık avcılığı, taş ocakları ve gelişigüzel dikilen rüzgâr santrallerinden yakındığını bildiren Hülya Güven, “Rüzgâr enerji santrallerine ya da girişimciliğe karşı değiliz. Ancak bu kendine has özelikleri olan cennet mekanın rant uğruna bu iş için seçilmiş olması ve burada yaşayan yurttaşlarla konuşulmadan, tartışılmadan durmadan sayılarının artırılarak köylerin içine kadar gelmesi, çok üzücü. Karaburun yok olmadan harekete geçilmeli” dedi. VALİYE KÖK SÖKTÜRÜYOR
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle