01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

c HAZ RAN CUMA EGE İNSANA ASUMAN Özgürlük dağda serbest! Tire’de kaymakamlık, basın açıklaması yapılamayacak yerleri olabildiğince geniş tuttu EMRE DÖKER Tire Kaymakamlığı, ilçe genelinde “huzur ve güvenliğin” sağlanması için basın açıklaması ve yürüyüş yapılacak yerleri açıkladı. Buna göre neredeyse bir tek dağlarda açıklama yapma olanağı tanındı. Eğitim sendikaların tepki gösterdiği kararda, basın açıklaması yapılması yasaklanan yerler arasında, ilkokul, ortaokul, lise, yüksekokul önleri, binaları ve müştemilatları, siyasi parti önleri, mabet önleri, genel yollar gösterildi. Edinilen bilgiye göre kaymakamlık, 24 Haziran’da Tire Belediyesi hoparlörlerinden yaptırdığı anonsta, 2911 Sayılı Toplantı, Gösteri ve Yürüyüşleri DAİR ABACIOĞLU [email protected] Gençleri Anlama Kılavuzu İktidar, gezi direnişini anlamaya çalışıyor; ya da öyle bir görüntü vermeyi hedefliyorlar. Gazete haberlerine bakılacak olursa ‘’gençleri anlamak’’ üzere çeşitli araştırmalar yaptırıyorlar. Anlaşılan çok zorlanıyorlar. Oysa aslında çok basit; ben özet olarak anlatabilirim. Bunun için sosyolog, psikolog olmaya falan gerek yok. Çünkü onları bizim neslin ana babaları yetiştirdi; genelde birbirimize benzeriz; aramızda çok fark yok. Çocuklarımızı yetiştirme tarzımızın genel çerçevesi üç aşağı beş yukarı aynıdır. Bu çerçevenin genel kuralı ise; kendi ana babalarımızın bizi yetiştirme tarzının tam tersini yapmaktır. Biz eğitim uzmanı olmasak da öncelikle bunu bildik ve bunu uyguladık. Aslında bu eğitim yolunu uygulamak hiç de kolay olmadı; biz çocuklarımızı yetiştirirken zor olanı seçtik. Neredeyse bebekken başladılar bize itiraz etmeye; onlara her sınır çizdiğimizde nedenlerini anlattık; gerekçelerini sıraladık. Özgürlüklerinin sınırları bizimkiler kadar dar ve kısıtlı değildi. Soru sormalarını engellemedik; sorularına doğru ve açık yanıtlar verdik. Sınırlarını öylesine zorladılar ki bazen çaresiz kaldık yeni sınırlar örmekte. Kendi ana babalarımızın çocuklarını korumak adına en kolay yol olarak başvurdukları ‘’anlamsız yasakları’’, biz kendi çocuklarımız için özgürlüklerini ve özgüvenlerini yıkmamak adına kullanmadık. Bu yüzden evlerimizde kaygılarımızın içinde boğularak bekledik onların dönüşünü. Biz yetişirken ‘’ergen olma’’ lüksümüz yoktu; bizim çocuklarımız ergenliği çatır çatır yaşadılar ve yaşattılar bize. Özgür ve özgüvenli bu nesle, öğretmenler bile alışkın değildi; kuralları eskisi kadar katı olmasa da çocuklarımız eğitimin köhnemiş yapısından öndeydiler. Derslerde ’’Neden’’ diye başlayan sorularına mantıklı yanıtlar alamadıklarında öğretmenleri çileden çıkarıyorlardı. Defalarca çağrıldık okula; fikir tartışmasının saygısızlık olmadığını anlatmaya çalıştık. Zaman zaman yanlışlar yaptık; doğruları onlarla birlikte öğrendik. Sabır taşı olsa çatlardı; biz sabretmeyi onlardan öğrendik. Çocuklarımızı anlamaya çalışıyorlar ya; başta şunu bilsinler; biz onlara çok emek verdik. İyi eğitim alsınlar diye hafta sonlarımızı dil kurslarında, spor antremanlarında, piyano derslerinde geçirdik. Lise ve üniversite sınavlarına hazırlanmaları için dershanelere, özel derslere büyük paralar döktük. Onlar başkalarının paralarıyla yurt dışında okutulmuyorlar; kendi bileklerinin hakkıyla kazandıkları üniversitelerde okuyorlar. Dindarlığı kimseye bırakmayanlar bilsinler ki, ‘’kindar bir nesil’’ yetiştirmedik. Bizim çocuklarımız, sevgiyle büyüdü; kinle ve düşmanlıkla değil; onlara bir fiske bile vurmadık. Eğer öfke duydukları bir şey varsa o da insana, doğaya ve hayvanlara uygulanan şiddettir. Çocuklarımız, aynı sıralarda okudukları, bir yarış atı gibi sokuldukları sınavlarda kendilerine rakip olan arkadaşları için bile haset duygusu beslemediler. Onların arkadaşlık duyguları, ne siyasi birlikteliğe, ne de cemaat ortaklığına bağlıydı; insanları insan oldukları için sevdiler. Bizim çocuklarımız gezi parkındaki üç beş ağaç için alanlara indiklerinde, özgürlükleri için biber gazında boğulduklarında, tazyikli sularla yerlerde sürüklendiklerinde, polis şiddeti altında kafaları gözleri patladığında itiraf etmeliyim ki içim yanıyor. Bizim yetiştirmek için o kadar emek verdiğimiz çocuklarımızı sokaklarda telef ediyorlar; biz yaptık onları böyle; bizim suçumuz. Şimdi yine iş başa düşüyor; evde oturtamadığımız için düşeceğiz onların ardına; meydanlara, karakollara, mahkeme salonlarına. ‘’Sizinle gurur duyuyoruz, aferin çocuklar’’ demek yetmez. Şimdi onlara sahip çıkmak gerek. ivil toplum kuruluşlarının tepki gösterdiği kararda, basın açıklaması yapılması yasaklanan yerler arasında, ilkokul, ortaokul, lise, yüksekokul önleri, binaları ve müştemilatları, siyasi parti önleri, mabet önleri, genel yollar sayıldı. Yasası’yla basın açıklaması ve yürüyüş yapılamayacak yerleri duyurdu. Eğitim Sen Tire Temsilciliği’nin emniyet yetkililerinden edindiği yasaklanan yerler listesinde, kamu kurum ve kuruluşlarının içerisi, müştemilatları ve önleri, siyasi parti binalarının önleri, ilkokul, ortaokul, lise ve yüksekokul önlerinde, bahçelerinde ve müştemilatında, genel yollar ve ve mabet önleri yer aldı. Eğitim Sen Tire İlçe Başkanı Eyüp Aksoy, bu yasaklamanın altında kibirli bakış açısının ve hukuk tanımamazlığın olduğunu söyledi. Mevcut yasada, alanlar ve yolları kullanabileceklerine ilişkin açık hükümlerin yer aldığını belirten Aksoy, “Devletin S mülki amirleri, ‘ben devletin değil iktidarın memuruyum, iktidara karşı yapılacak demokratik ve barışçı eylemleri tehlikeli bulurum ve yasaklarım’ diyerek safını netleştirmiştir” dedi. Gezi Parkı’yla başlayan halk isyanının baskı altına alınmak istendiğini de vurgulayan Aksoy, “Bizim demokratik eylemlerimiz tehlikeli bulunmuş ki, yapılan anonsla baskılama, sindirme ve tehdit etme yoluna gidilmiştir. Basın açıklaması yapmak için izin alınmasına gerek yok. Çünkü bu bir hak olarak yasalarda var. Bu yasakları getirenler anayasa suçu işliyor ve keyfi davranıyor” diye konuştu. SİNDİRME... SAFINI NETLEŞTİRDİ İzmir Büyükşehir Belediyesi, Urla Belediyesi ve Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği (ETO) işbirliğinde kurulan ekolojik pazar, Urla'da törenle açıldı. Düzenlenen törene Urla Belediye Başkanı Selçuk Karaosmanoğlu, İzmir Büyükşehir Belediyesi Tarım, Park ve Bahçeler Daire Başkanı Ziya Çavdar, ETO Başkanı Atilla Ertem, belediye bürokratları, üreticiler ve çok sayıda vatandaş katıldı. Urla Belediyesi’nin karşısındaki eski tamirhane binasında kurulan “Ekopazar Urla”nın açılışında konuşan Urla Belediye Başkanı Selçuk Karaosmanoğlu, “Pek çok yiyecek, içecek maddesinde yapay ürünün kullanılması, kimyasallarla üretim yapılması sağlığı tehdit ediyor. Bu durum bizlerde çevre bilincinin oluşmasına ve dikkatli olmamıza yol açtı. Bu yoldan ilerleyerek İzmir Büyükşehir Belediyesi ile birlikte çalışarak bu pazarı halkımıza kazandırdık. Buradaki ürünler ve ürün çeşidi inşallah daha da artarak sizlerin hizmetine sunulacak. Fiyattan ziyade sağlığımız önemli, bunu hiçbir zaman göz ardı etmemeliyiz” diye konuştu. Pazar, çarşamba günleri kurulacak. EKOPAZAR AÇILDI YARIMADA TAŞ İSTEMİYOR Karaburun Kent Konseyi, Mordoğan'da kurulmak istenen taş ocağına karşı çıktı. Beldenin Yenicebelen Dağı bölgesinde işletilmek istenen tesisin doğaya zarar vereceği vurgulanan açıklamada, “Yerleşim alanlarına çok yakın mesafede, Mordoğan beldesine içme suyu sağlayan rezerv alanları üzerinde ve yüzlerce yetişmiş zeytin ağaçlarının bulunduğu alanda işletilmesine izin verilen işletmenin, kapasite artırımı ve kırmaeleme tesisi projesi bölge için çok büyük tehdittir” denildi. Sındır enerji yönetiminde İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)Bornova Belediye Başkanı Kamil Okyay Sındır, Avrupa Enerji Kentleri Ağı (EnergyCities) Başkan Yardımcılığı’na seçildi. Avrupa’da 30 ülkeden bine yakın yerel yönetimi temsil eden Avrupa Enerji Kentleri Ağı (EnergyCities) Yönetim Kurulu’na geçen nisan ayında seçilen Sındır, ilk yönetim kurulu toplantısında da başkan yardımcılığı görevini aldı. EnergyCities, sürdürülebilir enerji alanında katılımcı kentlerin rolünü ve kapasitesini geliştirme amacıyla 1990’da kuruldu. Birliğin amaçları arasında, çevrenin korunması ve kentsel politikalar konularında yerel, ulusal ve Avrupa Birliği politikalarına yön vermek de bulunuyor. ...... ‘KÖRFEZ YUNUSU’ RAYA ÇIK TI 20 bin İzmirlinin oylarıyla adı “Körfez Yunusu” olarak belirlenen İZBAN’ın 40 adet EMU tren setinde ilk çeker, Güney Kore’de rayların üzerine çıktı. İZBAN Yönetim Kurulu Üyesi Selçuk Sert, Genel Müdür Yardımcısı Sönmez Alev ve Teknik Bakım Müdürü Enis Tanık, Hyundai Rotem firmasındaki imalat çalışmalarının ve tip testlerinin son durumunu inceledi. Alev, “İlk etapta en az 2 set Körfez Yunusu, 2014’ün ilk çeyreğinde İzmir’de olacak, bunun sözünü aldık” dedi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle