01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

MAYIS CUMA EGE c İNSANA ASUMAN DAİR ABACIOĞLU [email protected] Kayseri Gibi Olmak “Korkmayın, Türkiye İran gibi olmaz’’ demiş bir kadın köşe yazarı; olsa olsa Kayseri gibi olurmuşuz. Kayseri’ye hiç gitmedim; nasıl bir yerdir bilmiyorum. Kayseri gibi olmakla ne kast ediliyor; tam anlayamadım; pek iyi bir şey değil galiba, ama o kadar da kötü değil anlamı çıkıyor. Ancak biz Kayseri gibi olmak da istemiyor olamaz mıyız? Belki Kayseri’de yaşayanlar da öyle olmak istemiyorlardır; en azından bir bölümü? Bırakın içki yasağını, metroda öpüşme eylemi yapanlara tekbir eşliğinde kasap bıçaklarıyla saldırılmasını falan demek istiyor muhtemelen bu kadın köşe yazarı. Kadın olması, özellikle önemli; bu yüzden ikidir vurguluyorum. Çünkü buradan bakınca topun ağzında olanlar öncelikle kadınlar gibi gözüküyor ve bunun hem de bir hemcinsimiz tarafından küçümsenmesinden hiç hoşlanmıyorum. Belli ki bu kadın yazarla aynı yerden bakmıyoruz olan bitene. Onun sözleri, ‘’Korkma, en fazla ölürsün’’ demek gibi geliyor bana. Ve ölmek istemeyebileceğimiz aklına gelmiyor herhalde. Tedirgin olmayalım mı yani olan bitenlerden? Kadınların son on yılda birkaç kat daha fazla sayıda öldürülmesinden; kız çocuklarının yeni sistemle okula gitme oranlarının düşmesinden; çocuk yaşta evlendirilmelerinden? Korkma bir şey olmaz diye diye geldik bu günlere. Önce üç çocuk yapın dendi kadınlara, sonra sayı altıya çıktı. Şimdi gebelik testi yaptıranlar, takibe alınıyor; eşlerine telefon ediliyor ‘’Bu durumdan haberiniz var mı?’’ diye. Kocanın haberi yoksa ve gebelik başka bir erkektense kadının katline yol açmaz mı bu? O zaman kadının katli caiz mi olacak yani? Kürtajın tümüyle yasaklanmasına az kaldı. Kadınlar, kendi bedenleri üzerindeki özgürlüklerini kaybediyorlar. Bazı bakanlar, boşanmaların artmasından yakınarak ‘’aile kurumunun korunmasından ve sağlamlaştırılmasından’’ söz ediyorlar. Sırada boşanmanın da yasaklanması mı var acaba? Kadınlara, ‘’dayak da yesen, işkence de görsen boşanamazsın’’ mı denilecek? İçlerinde yaşlı başlı eşraftan adamların olduğu toplu tecavüz davalarında, hakimler küçük kız çocukları için ‘’rızası vardı’’ diye kararlar alıyorlar ve ceza indirimine gidiyorlar. Tecavüz sonrası 11 yaşında hamile kalmış kız çocuklarının kemik yaşının 17 olduğunu ispata çalışıyorlar; kız çocuklarını tecavüzcüleri ile evlendirerek sorunu çözdüklerini düşünüyorlar. Bunlar korkutucu değil mi yani? Şiddet gören kadınlar, savcılıktan karakollara, karakollardan savcılıklara top gibi gönderilip duruyorlar ve devlet onları koruyamadığı için ölümden kurtulamıyorlar. Kadın milletvekilleri bile şiddetten payını alıyor ve nedense onlar bile bu sistemde eşleri hakkındaki şikayetlerinden vazgeçmek durumunda kalıyorlar. Bu ülkede eşi ve kızının düğünde oynamasına izin veren erkekler ‘’deyyus’’ olarak tanımlanıyor. Dekolte giyinen kadınların tacizi hak ettiklerine inanılıyor. Kız ve erkeklerin bir üniversitenin bahçesinde birlikte oturmalarının ‘’yoldan çıkarıcı’’ olduğunu düşünen bakanlar var. Metroda, ‘’ahlaka aykırı davranmayın’’ uyarıları yapılmaya başlandı. Bunu protesto için sembolik öpüşme eylemi yapanlara tekbir getirerek satırlarla saldırdılar. Otobüs şoförü, genç bir erkek kız arkadaşının omzuna elini attığı için ‘’Namuslu davran ulan’’ diyerek çifti otobüsten indirdi. Genç bir kızı, şort giydiği için yine bir belediye otobüsünde tokatladılar. İçki satışı ve tüketilmesi yeni yasayla kısıtlandı. Birçok kentte marketlerde içki satılmıyor; restoranlara yeni alkol ruhsatı verilmiyor; içkili restoranlar kent dışına çıkarıldı. Gece saat 22.00’den sabah 06.00’ya kadar alkol alamazsınız. Şimdilik, ‘’İçeceksen git evinde iç’’ deniyor. Yakında tümden yasaklanırsa şaşmam. İzmir’de biz kadınlar, istediğimiz saatte, istediğimiz kişiyle ya da yalnız başımıza Kordon’da içki içebiliyoruz. Kayseri’de kadınlar bunu yapabiliyor mu? Eğer yapamıyorlarsa, kusura bakmayın biz Kayseri gibi olmak istemiyoruz. Bu yüzden bize ‘’korkmayın’’ denmesini kabul etmiyoruz. İzmir Kent Konseyi Kadın Meclisi üyeleri ile ilçelerdeki kadın meclisi üyeleri bir araya geldi. İzmir Kent Konseyi Başkanı Güman Kızıltan, siyasette kadın kontenjanı oluşturulmasına karşı olduğunu belirterek, 'Kadınlar yetenekleriyle, vasıflarıyla, hitabet becerileriyle kontenjan sınırlarına sıkıştırılmamalıdır' dedi. Kadınlar el ele verdi İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)İzmir Kent Konseyi Kadın Meclisi üyeleri, hemcinslerinin yerel siyasette daha fazla söz sahibi olabilmesi için ilçelerde etkinliklerde bulunan kadın meclisleriyle güçbirliği yapıyor. Bu amaçla İzmir Büyükşehir Belediyesi Kent Konseyi Kadın Meclisi ile ilçelerdeki kadın meclisleri “kadın dostu kent” hizmetlerinin yaygınlaştırılması için el ele verdi. Kadınlar, işbirliği ve ortaklıklar geliştirmek, dayanışma sağlamak, bilgi ve deneyim aktarımında bulunmak amacıyla Tarihi Havagazı Fabrikası’nda bir dizi toplantı düzenlendi. Etkinlikte konuşan Türkegül Kocaoğlu, kadınlar olarak pek çok zorluğun üstesinden gelebilecek güce sahip olduklarını söyledi. Kadınların sağlayacakları dayanışmayla birlikte siyasette bugünkünden daha etkin konuma ulaşabileceğini belirterek, “Bizlerin bir tek eksiği var. O da birbirimizi başarı yönünde desteklememek. Bu toplantılar artık bunun da aşıldığını gösteriyor. Bunun en önemli nedeni ise artık kadının kendine olan güvenini kazanması” diye konuştu. İzmir Kent Konseyi Başkanı Güman Kızıltan, siyasette kadın kontenjanı oluşturulmasına karşı olduğunu belirterek, “Kadınlar yetenekleriyle, vasıflarıyla, hitabet becerileriyle kontenjan sınırlarına sıkıştırılmamalıdır. İş dünyasında dev holdinglerin CEO’luğuna gelen, milyonlarca lirayı yöneten kadınların, siyasette başarısız olması mümkün mü?” dedi. İzmir Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Kızbes Aydın da, kadın politikalarının en uzak köylere kadar takipçisi olacaklarını söyledi. NARLIDERE DOLMUŞA BİNECEK! arlıdere Belediyesi, ilçede minibüs seferleri başlattı. Belediyeden yapılan açıklamaya göre Mithatpaşa Caddesi'nin üst bölümlerindeki mahallelerin ulaşım sorunu çözmek için Arıkent, Narbel, Mimkent arasında sefer düzenlenecek. Minibüsçüler ilk seferlerine, pazaryerinde gerçekleştirilen törenle başladı. Balçova Minibüsçüler Odası Başkanı Cemal Külice, “Vatandaşların Narbel ve 2.İnönü mahallerine çıkmada yaşadıkları sorunları yeni hizmete başlayan minibüslerimiz ile ortadan kaldırıyoruz. 9’ar dakika arayla 13 minibüs vatandaşlarımızın hizmetinde olacak” dedi. Narlıdere Belediye Başkanı Abdül Batur, minibüs seferlerinin, huzurevi, polis eğitim merkezi, Demokrasi Meydanı, pazar yeri, Narbel konutlarının bulunduğu güzergâh ile Fahrettin Altay ve Mithatpaşa caddelerini kullanacağını söyledi. Dolmuş ücretinin 1.75 lira olacağını kaydeden Batur, “Muhtarlarımız, vatandaşlarımız ve birçok yerden aldığımız kamu kurum kuruluşlarına ulaşmada yaşanan sıkıntılar bizi bir çözüm arayışına yönlendirdi. İZULAŞ son durak olarak bilinen kaymakamlık bölgesinden, Narlıdere’nin en son bölgesi olan Ilıca mahallesine kadar vatandaşlarımız çok rahat bir şekilde ulaşımlarını sağlayacaklar” diye konuştu. KONTENJANIN ÖTESİ N Cahide Ahmet Dalyanoğlu Ortaokulu’nun düzenlediği Kitap Festivali’nde yazarlar öğrencilerle buluştu Okumayı sevsinler diye! iğli Egekent’teki bağlı Cahide Ahmet Dalyanoğlu Ortaokulu’nun öğrencilere kitap sevgisini kazandırmak amacıyla düzenlediği Kitap Festivali, bugün sona eriyor. Çocuk Edebiyatı ve Çocuk Kitapları temasıyla düzenlenen festivalde, çocuk edebiyatının önemli temsilcileri, öğrencilerle buluştu. Şair Şükrü Erbaş, Aydın Şimşek, Hakan Cem, Muzaffer İzgü, Hüseyin Yurttaş, Bekir Yurdakul, Deniz Moralıgil'in öğrencilerle buluşarak hem söyleşip hem de kitaplarını imzaladılar. Tiyatro Sanatçıları Hamit Demir, Aydın Karataş okuma atöyesi çalışmaları, film gösterilerinin de gerçekleştiği festivale Çiğli halkı, Egekent semtinin çevre okullarda bulunan diğer öğretmen ve öğrencilerle veliler de ilgi gösterdi. Ç Ertuğrul Barka’dan Dedem Gökova rtuğrul Barka’nın ‘Dedem Gökova’ adını verdiği ilk kitabı raflardaki yerini aldı. Yayınevi tarafından basılan ilk kitabında Barka, okurlarına bir çocuğun gözünden yaşanmışlıklarını aktarıyor. Kitabına, ‘bittiğine üzüleceğiniz kısa öyküler’ diye not düşen Barka, çocukluk yıllarındaki hatıralarını, yaşamışlıklarını damıtarak yalın bir biçimde okurlarıyla paylaşıyor. Çizimlerle de desteklenen kitabında hatıralarını kısa kısa öykülerle anlatmayı seçen Barka, “Okumayı sevmeyen insanlar için anılarımı kısa öyküler olarak kaleme aldım. En kısa, en özet, en yalın haliyle. Ne yazık ki okumayı sevmiyoruz” diyor. eknolojinin hızlı gelişiminin insanları esir aldığını ve bunun çağın en önemli sorunlarından biri olduğunu söyleyen Okul Müdürü Sezai Kurtoğlu, “Biz eğitimciler olarak çocuklarımızın teknolojinin olumsuz etkilerinden korunması için çeşitli yollar arıyoruz. Okulumuzdaki eğitim kadromuzla inanıyoruz ki bunu başaracağız. Çocuklarımızı sanal dünyanın sahte mutluluklarından kurtarıp gerçek dünyanın keyifli ve kaliteli yaşamına tutundurmanın en önemli unsurlar olarak fiziksel oyunlar, spor, kitap sevgisi ön plana çıkıyor. Bu konularda okul olarak çalışmalarımız devam ediyor. Bu festival de bu çalışmalarımızdan en önemlisi” dedi. T E BOL BOL KİTAP... Yazar Muzaffer İzgü, söyleşisinde, kitap okumanın insanda ve toplumsal gelişmede önemli etkileri olduğunu dile getirdi. İzgü, öğrencilere bol bol kitap okumaları tavsiyesinde de bulundu. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle