22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

c EGE ŞİİRLE GELEN DOSTLUK... N SAN AR AMBA M aden, İlhan Selçuk, Nadir Nadi, Ümit Yaşar Oğuzcan gibi dönemin önemli isimleriyle sıkı dostluklar kurar. Daha 18 yaşında Varlık Dergisi’nin düzenliği yarışmaya Baudelaire’nin bir şiirinin çevirisiyle katılıp birinci olur. Dönemin büyük şairlerinden Ahmet Muhip Dıranas bu şiiri 20 yıl önce Türkçe’ye kazandırmıştır. Yaşar Nabi’nin çıkardığı dergide iki şiir yan yana konur. Dıranas buna çok bozulur. Ancak, yıllar sonra bir yemekte, kendi yazdığı şiirleri okurken, zaman zaman duraklar. O gece Maden ise, Ahmet Muhip Dıranas’ın ‘Ayaklar’ ve ‘Fahriye Abla’ şiirlerini soluksuz okur. Yıllarca sürecek sıkı dostluk onlara yine şiirle gelmiştir... EGE’den SERDAR KIZIK serdarkizik@cumhuriyet.com.tr ¦ Baştarafı 1. Sayfada Bağdaş Şair, çevirmen ve grafik tasarımcısı Sait Maden’in ‘Simgeler’ adı altında düzenlediği seçkisi İzmir’de kurmuş gizli tanrılar! indirgenmiş gereçlerle yaratılan tek tür. En yalın sanat türü. Budur simgenin amacı çünkü. Bir Simgeyi, “yaşamın her alanında bağdaş kurmuş fikrin, bir buluşun en dolaysız, en yalın, en kesgizli tanrılar” olarak tanımlayan şair, çevirmen ve tirme durumunu, kavranması çaba gerektirmeyen, grafik tasarımcı Sait Maden’in çalışmaları İz her türlü basım yöntemine elverişli ve toplumsal mir’de. bellekte yeretme, tutunma yeteneği yüksek bir çiYaptığı çağdaş çalışmalarla ülkenin modern zim olayını gerçekleştirmek.Düşünün, insan yagrafik tasarımı ve tipografisine önemli katkılar zıyı bulmadan önce simgeyi buldu. Suyu, ağacı, koyan bununla da yetinmeyip, dilimize ka yıldızı, bulutu nasıl bir simgeyle anlatabileceğizandırdığı yabancı şairlerin şiirleriyle Türk oku ni düşündü. Tasarladı bunun biçimini, çağlar borunu tanıştıran Maden’in, “Simgeleryunca uyguladı, sonra da yazıya dönuştürRetrospektif Grafik Ürünler Serdü. Bu yüzdendir ki bir bilgi dagisi” K2 Güncel Sanat Merğarcığıdır simge. 1932 kezi’nde açıldı. Tarihsel sürece bak80 yılı çoktan geritığımızda yeri nedir yılında Çorum’da de bırakan ve hala simgenin toplumkoca bir çınar giların yaşamında? yeryüzü yolculuğuna başlayan, bi bilgisini ve Simgeler her birikimini isçağda bir bileserleri ödüllerle taçlandırılan, 8 bini teyenlerle dirişim aracı paylaşmak olmuştur. Öraşan kitap ve dergi kapağı tasarlayan, için çaba neğin eski harcamayı Türkler, OrCharles Baudelaire’den Pablo Neruda’ya, sürdüren taasya’da, Louis Aragon’dan Federico García Lorca’nın Maden’le konargöçer yaptıkları bir yaşam bişiirlerini dilimize kazandıran şair, çevirmen üzerine koçimini sürdünuştuk. rürken, hayve grafik tasarımcı Sait Maden’in seçkisi, Simgeden vanları bir başbaşlayalım iskasının sürüsüne K2 Güncel Sanat Merkezi’nde terseniz, nedir karışırsa bulması simge, neyi temsil kolay olsun diye, sağizlenime sunuldu. eder? rılarını kendilerine özgü Simge, çevremizi kubir biçimle damgalarlardı. şatan her şeydir. Su, ağaç, Bu uygulama Anadolu'nun yıldız ya da bulut... Tarih kırsal kesimlerinde bugün boyunca her şeyi kendi bile geçerli. Bir başka örkimliğinden soymuş, birer nek, Selçuklular ve Ossimgeye dönüştürmüşüzmanlılar döneminde Ahilik dür. Suyu, ağacı, yıldızı, örgütü kendi bütününü oluşbulutu kendi varlıklarıyla turan her loncaya bir simge değil, simgeleriyle, onlara vermişti. Yeniçerilik örgüyakıştırdığımız adlarla altünü oluşturan her “orta” gılayabiliyoruz ancak. Ad: nın bir simgesi vardı. Bir örsimge. Doğasal, tarihsel nek daha, öküz, insanın evhiçbir olguyu bu olgunun cilleştirdiği en güçlü yaragerçek verileriyle kavratıklardan biri. Gücü anlatyamaz insanoğlu, simgemak için öküz başının biçileriyle kavrar. Simgeler mini kullandı insan, üçgeinsanın her çağda, her topnimsi bir biçimi. Akadca lumda, her koşul içinde “alp” Akdeniz yöresindeyarattığı iletişim biçimleki toplumların hepsinde rinin ilk anahtarları. Toportak bir sözcük. Fenikeli lumlar, geniş boyutlu düaldı bu üçgeni “alf” dedi, şünce ve inanç akımlarıİbrani aldı “alef” dedi, nı benimsemek, sevArap aldı “elif” dedi, mek, savunmak için Yunan aldı “alfa” birer simge uydudedi. Öküzün ya rur, bu simge da gücün simaracılığıyla gesi olan üçBen, ülkemizde grafik sanatının 1950’lerden yaklaşırlar kogen zamanla sonraki ivmesini başından beri yaşayıp izleme ve nuya. Hint “A” harfine bunun gerektirdiği sorumluluğa katılma konumunda bilgeliğinin dönüştü. kaldım. Ödül alan ilk simgem 1955 yılında çizildiğine mandalası, Genç göre, elli yılı aşan bir gözlemci ve uygulamacıyım. Yıllar Hristiyanlatasarımcılaiçinde yüzlerce simge çizdim. Yüzlerce kuruluşun rın haçı, İsra bir notudoğuşuna, batışına tanık oldum. Bunlardan aşağı yukarı yüzde doksanı kısa sürede, üç yıl sonra, beş yıl sonra lam’ın hilâli, nuz varmısilinip gitti. Ülkemiz sağlıklı bir anapara birikimine, iş Rusların orakdır? ve emek örgütlenmesine, para akışına hazır değil çekici gibi. Her Elbette. El daha. İş kuran da, iş gören de sürekli bir çalkantı ülkenin her ulubecerilerini geiçinde gününü kurtarmaya bakıyor. Batının sun bayrağı gibi. liştirsinler. Bilgiyerleşmiş, oturmuş, sarsılmaz bir yapıya Simge tasarlasiyar yeni kuşak kavuşmuş kurumları yok bizde. Bu mayı senfoni besteiçin hem iyi hem de yüzden grafikçi için zor bir lemeye benzetiyor ve kötü. İnsan kendisini bilçalışma ortamı. en yalın sanat türü diye tagisayarın tuşuna dokunmakla nımlıyorsunuz. Simgenin bu geleceği hazırlayamaz. Ne de kayüceliği nereden geliyor? fasını ne de beynini yüksek noktalara çı Çünkü grafikçi için simgenin anlamı çok baş karır. Bu yüzden sıkı bir altyapı için, okumalı, kenka. Simge tasarlamak bir senfoni bestelemek, bir disini geliştirmeli ve bilgisayarı yalnızca bir araç şiir yazmak gibi ciddi, temelden, özgün bir uğ olarak kullanmalılar. Gençler ellerine kalemleriraşı. Plastik sanatların bütün türleri içinde en aza ni alsınlar.Okuyup, araştırıp, çizsinler... OĞUZ YILDIZ gelseydi eğer.... Aradan yüzyıllar geçse de toplumun büyük çoğunluğu onu tanır, bilirdi. Size de bir pay düşerdi... Hemşehrisi olmaktan övünç duyardınız. Yaşadığınız coğrafya ayrı bir anlam taşırdı... M.Ö 800'e uzanan bir öykünüz olurdu. Herkes tanır, kent kimliğinde ayrı bir yeri olur, simgesel özellik kazanırdı. Adına şenlikler, festivaller, yarışmalar düzenlerdiniz. Heykelleri dikilir, adı bir çok yapıya, bölgeye kazınırdı... Çocuklarınıza onu öğretirdiniz... Greklerle, Anadolulu Troia halkı arasında on yıl süren savaşların son kırk günlük bölümünü içeren İlyada ve bu savaştan on yıl sonraki dönemi anlatan Odysseia destanları okullarınızda öğretilirdi... Anadolu’da yaşayan toplulukların yarattığı sanat eserlerinin Yunan sanatı ve ekolü olarak adlandırılmasını eleştiren Sabahattin Eyüpoğlu'nun, Onun için, “Yunan eğilimine karşı bir fikir öne sürmüştür. O Anadoluludur, yani başlangıçtan itibaren bizden birisidir. Kapımızın önüne koyduğumuz ve ismini kitaplarımızdan sildiğimiz Anadolu çocuğudur” dediği, yaygın olarak bilinirdi... Salamis, Atina ve Rodos gibi kentlerin, onu hemşehrileri olarak göstermek için bilim dışı, uyduruk gerekçelere sarıldıklarından haberdar olunurdu... Anlatabilseydiniz eğer, çok uzaklarda yaşasalar da destanlarını okuyanlar, kentinizi görmeye gelirdi... ??? O bizim hemşehrimiz. İzmir Körfezi'nin Meles Çayı kıyılarının, Bornova sırtlarının çocuğu. Dün İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu O'nun adını verdiği gezi ve dinlence alanına götürdü gazetecileri. Eşsiz bir vadide, onun zaman zaman Smyrna'dan çıkıp Bornova sırtlarında konakladığı mağarasını ve çevresini gezdirdi. Kentin dibinde, doğayla baş başa, soluk alınacak bir güzellik, korunarak geliştiriliyor. Bir de müjde verdi. Kentin en merkezi noktalarından birine, Homeros'un heykelinin yapılacağını söyledi. Günümüze kadar uzanan eserleriyle batı edebiyatının ilk yazılı yapıtlarına imza atan Homeros, sen çok yaşa!.. GRAFİKÇİNİN İŞİ ZOR!.. ? “Serçe Sarayları ve Eski Türk Evleri Maket Sergisi”, 16 Nisan’a kadar Güzelbahçe Belediyesi’nde. ? Yaşar Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi öğretim üyesi Umur Türker’in “Zaman Bir Sürpriz Mi?’ adlı resim sergisi, 4 Mayıs’a kadar Selçuk Yaşar Sanat Galerisi’nde. ? Tayfun Kocaman’ın fotoğraf, Serdar Yörük’ün mumlu batik çalışmalarının yer aldığı sergisi, 23 Nisan’a kadar Aphrodisias Sanat Merkezi’nde. c EGE N SAN YIL : AR AMBA SAYI : İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ORHAN ERİNÇ Genel Yayın Yönetmeni: İBRAHİM YILDIZ Ege Bölge Temsilcisi: SERDAR KIZIK Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: AYKUT KÜÇÜKKAYA Haber Müdürü: YUSUF ÖZKAN Editör: HAKAN DİRİK Görsel Yönetmen: OĞUZ YILDIZ İlan: ZUHAL ALTUNGÜNEŞ YAYIMLAYAN: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş, Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2. 34381 Şişli/İstanbul İSTANBUL: Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 İZMİR: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Pasaport/İzmir Tel: 0 232 441 12 20 (10) hat Faks: 0 232 441 87 45 BASKI: DPC İzmir Tesisleri Ege Caddesi No: 36 SarnıçGaziemir DAĞITIM: YAYSAT Ege Caddesi No:36 SarnıçGaziemir eposta: izmir@cumhuriyet.com.tr Cumhuriyet Gazetesi’nin parasız ekidir. Pazartesi, çarşamba ve cuma günleri yayınlanır. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle