01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

EGE I Baştarafı 1. Sayfada c MART AR AMBA SERDAR KIZIK EGE’den [email protected] İZDOB, geçtiğimiz aylarda gündemi uzunca bir süre meşgul eden “Muhteşem Süleyman”ı sahnelemiş ve sanatseverlerin büyük beğenisini kazanmıştı. İzmir Devlet Opera ve Balesi Müdürü ve Sanat Yönetmeni Aytül Büyükşaraç: Her yerde kiracıyız! OĞUZ YILDIZ İzmir Devlet Opera ve Balesi (İZDOB), bu yıl da birbirinden nitelikli çalışmalarıyla kentlinin karşısına çıkmayı sürdürüyor. Sanatın siyasete “malzeme” yapılmasının moda olduğu günümüzde ülke gündemini uzunca bir süre meşgul eden, tartışmalara yol açan “Muhteşem Süleyman”ı da sahneye koyan İZDOB’un müdürü ve sanat yönetmeni Aytül Büyükşaraç’la kurumun yaptıklarını ve yapacaklarını konuştuk. İzmir Devlet Opera ve Balesi, sizin tanımınızla “ezber bozan bir anlayışla” eserler sahneliyor. Ayrıca bu sezon iki eserin dünya prömiyerini gerçekleştirdiniz. Bu cesaretin ve heyecanın kaynağı nedir? Sanatın siyaset malzemesi olarak kul Gücümüzü, cesaretimizi ve helanıldığı günümüzde sizler, Muhteşem yecanımızı elbette İzmirli sanatseSüleyman’ı sahnelediniz. Bu konuyla ilgiverlerden alıyoruz. Ülkemizi ve ülli görüşleriniz nelerdir? kemize ait değerleri ortaya koymada Sanat insanla var; rengi keşfedeli satereddüt etmiyoruz. Tereddüt edersek nırım yüz bin yıl oldu; bu demektir ki yüz dünyaya varlığımızı, eserlerimizi nabin yıldır sanat yapıyoruz. Sanatın siyaset sıl gösterebileceğiz ki? Bizim için inmalzemesi olması da son derece doğal. Bisani ve estetik değerler en temel zim işimiz sanat yapmak; işimizi yapıyoruz süzgeç. Temel estetik değerlere ayyani. Diğer tüm yeni eserlerde olduğu gikırılık içermeyen eserleri sahneleme bi büyük bir heyecan içinde, estetik kaygı konusunda hiçbir sakınca görmüyoduyumsayarak, biraz da yeterince ilgi ve/veya beğeni olup olmayacağı endişesi ruz. Yine de olası tehlikeleri de göiçinde yaptık. Amacımız da hedefimiz de güğüslemeye hazırız. Aşağı yukarı dört zel sanat yapmaktı. Bunu başardığımızı düyüz yıldır bu sanat yapılıyor; dünya şünüyorum. Kim bilir; belki de on yıllar sonprömiyeri yapılan pek çok eser sahra yaptıklarımız büyük övgü veya yergiyle nelenmesinin hemen ardından çok anılacak. Ancak biz korkuyla davransaydık ağır eleştirilerle yüz yüze kalmış. Hathiçbir şey yapamazdık. Tabi bir itirafta da ta bazılarının bir kez daha sahne üsbulunmalıyım. (Programa aldığımız tüm tüne çıkamayacağı savlanmış. Ancak eserler için geçerli bu değerlendirme) Kagelin görün ki, bir kez daha sahneye rar aşamasında büyük mücadeleler verigetirilemez denen bazı eserler, bugün yorum; hem kendi içimde, hem de çalışma tüm dünyada en çok sahnelenen arkadaşlarımla ilişkilerde. Sonuç iyi oldueserler arasında yer alıyor. Kültür payğunda da hepimiz çok ama çok mutlu olulaşılarak çoğalan, tanınan bir durum yoruz; her şeye değdi diyoruz. içeriyor. Örneğin, Adnan Saygun’un, Nevit Kodallı’nın, Cemal Reşit Rey’in, Ferit Tüzün’ün, Selman Ada’nın, Turgay Erdener’in, Çetin Işıközlü’nün, leri yapmaya zorluyor. Böylece ait olma eylemi Tevfik Akbaşlı’nın ve daha adını sayabileceğim hem bizim için hem de izleyicimiz için değer kabüyük bestecilerimizin eserlerini biz sahnele zanıyor; bir birimizi etkileyerek, zaman zaman mezsek, dünya onları nasıl öğrenecek. Biz sa yönlendirerek, sanatın engin güzelliği içinde yaşamaya devam ediyoruz. natçıların en baştaki görevi kendimize Sanatın toplum üzerindeki ait değerleri dünyayla paylaşmak. psikolojik etkisi, yararları Bakın geçen yıllarda sahve sağlıklı bir toplum nelediğimiz Aşkı MemAHA NE oluşturmadaki rolü? nu operası, Kösem İnsanın en temel Sultan balesi, bu gereksinmelerinin sezon Şu Çılgın içindedir sanat. Kurumun hem sanatçısı hem de yöneticisi olarak Türkler operası Eğitim ne ölİZDOB’un sorunları nelerdir? ve en son sahçüde önemliynelediğimiz İşte bu soruyu yanıtlamak için onlarca sayfayı se, ekonomi Muhteşem dolduracak şey söyleyebilirim. Bir kere opera bale ne ölçüde Süleyman. yapacak binamız yok İzmir’de. Daha ne söyleyeyim! önemliyse, Hemen hepOndan fazla mekanda çalışma ve temsiller yapıyoruz. güvenlik ne si sanatseZaman ve enerji kaybını düşünebiliyor musunuz! ö l ç ü d e verlerin büKendimize ait bir metrekare yerimiz yok. Her yerde önemliyse yük ilgi ve kiracıyız… Bu konu söylediğim gibi sorun olmaktan çok sanat da en beğenisini kaöte bir şey. Ancak inancım ve dileğim o ki; kentimiz az onlar kadar zandı. önemli. Bu inyakın gelecekte donanımlı bir mekana sahip Kentlinin sanlığın ortak olacak; orada dünya opera ve bale dağarının İZDOB’a bakıgörüşüdür. Bu kobaşyapıtlarını büyük bir gururla şını nasıl değerlennuda söylenecek sahneleyeceğiz ve kentimiz, ülkemiz diriyorsunuz? hiçbir söz yeterli olyeryüzünde daha çok bilinir En başta söyledim: mayacaktır. Bir düşünün; hale gelecek. Gücümüzü İzmirli sanatseOtello seyreden bir sanatsever, verlerden alıyoruz. Harika bir baoradaki Iago karakterinin varlığınğımız var sanatseverlerimizle. İyi yaptığımızda dan haberdarken, ilkel benliğindeki kötülükler da, yeterince iyi yapamadığımızda da bire bir tep törpülenmez mi? Sanat, sanat kurumları ve saki alıyoruz. Bu iletişim bizi sürekli değerlendir natsal üretim, ülkelerin en olmazsa olmaz temel me yapmaya, gerekli veya zorunlu düzenleme değerlerinin başında gelir. SÖYLEYEYİM!.. D acımasız bir talana hazırlanıyorlar. Korumayı değil, yok etmeyi amaçlıyorlar. Yasa çıkarsa, özel çevre koruma bölgeleri ve milli parklar gibi ender ekosistemlere müdahalenin önü açılacak... Bölgemizde yağmalanan eşsiz alanlardan birisi de Karaburun. Yarımada, balık çiftlikleri, rüzgâr santralleri (RES) ve maden işletmelerinin baskısı altında. Karaburun’un dar yollarında devasa TIR’lar çalışıyor, doğayı kemiren dinozorlar gibi. Öte yandan garip bir çelişki. Arkadaşımız Yusuf Özkan geçen ay yazdı; Karaburun’da garip bir “koruma” çelişkisi var. İzmir Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, yarımadanın Özel Çevre Koruma Bölgesi (ÖÇKB) ilan edilmesi için hazırladığı ön raporu, Tabiat Varlıkları Koruma Genel Müdürlüğü’ne gönderdi. Keşke olsa. Ama yarımada halkı yaşananlara bakıp, dudak ucuyla gülümsüyor. Örneğin, Kararubun Belediye Başkanı Serdar Yasa, gelişmeyi, “Eşeğimiz çalınıyor bulunca da seviniyoruz” diye yorumluyor... ??? Oysa Karaburun Yarımadası, denize dik inen dağların ve çok sayıda kayalık koyların derin denizle çevrelendiği, doğal ve arkeolojik SİT alanlarını da barındıran nadir güzellikte bir coğrafya. Anadolu’nun en eski yerleşim yerlerinden Karaburun, kendisiyle özdeşleşen, Homeros’un ünlü eseri Odysseia’nın Rüzgarlı Mimas’ı “Mimas Dağı” ve adını Narsisus’tan alan “Nergis” çiçeğiyle mitolojideki yerini bugüne taşıdı. ??? Karaburun zengin ekosistemi ve kültürel yaşamı göreceli olarak korunabilmiş ender bölgelerden. “Sıfır Yok Oluş Bölgesi” içinde ve “Başka Yerde Olmayanlar” sınıflandırmasında dünyada önemli bölgeler içinde... Karada ve denizlerde çok çeşitli ve ender hayvan türleriyle 200’ü aşkın önemli kuş türünü barındırıyor. “Ada Martısı” nesli tükenmekte olanlar sınıflandırmasında ve küresel ölçekte koruma altında. Nesli tükenmekte olan ve uluslararası düzeyde koruma altına alınan Akdeniz foklarının (Monachus monachus) üreme ve yaşam alanı. “Yılan Kartalı”, “Küçük Kerkenez”, “Ada Doğanı” gibi kuşlar, uluslararası ölçekte azalan türler sıralamasında yer alıyor. 15 endemik ve 4 nadir tür barındırıyor. Kıyı ve denizaltı yapısı, yine koruma altında olan denizlerin akciğeri deniz çayırları (posidonia oceanica)... Buna karşın acımasız bir talanla yüz yüze... Bölgeyi tehdit eden unsurların başında balık çiftlikleri geliyor. Ildırı’dan Balıklıova’ya kadar balık çiftliklerinin kuşatmasında. İşletmeler Akdeniz fokunun üreme ve yaşam alanlarını, deniz çayırlarını işgal ediyor. Ekosisteme zarar verirken, yerel halkın geçim kaynaklarını tehdit ediyor. Mermer, taş ve mıcır ocakları ayrı bir sorun. Organik tarım ve alternatif turizm odaklı gelişimi baltalıyor. Diğer bir sorun da RES’ler... Karaburun Kent Konseyi, RES'lerin, sosyo kültürel doku, yerelin ekonomik ihtiyaçları, yaşamsal gereksinimleri, doğa, bitki ve hayvan toplulukları göz ardı edilerek kurulduğunu vurguluyor. Yöre halkının iki temel geçim kaynağı olan keçi yetiştiriciliği ve zeytinciliğe büyük zarar verdiğine dikkat çekiyor. Bu çerçevede, yeni RES yatırımlarına izin verilmemesi, projelerinin durdurulması, inşaatı devam edenlerin denetlenmesi ve neden oldukları zararların tazmini için çalışıyor kent konseyi... Bütün bu gerekçelerle, ekosistemle biyolojik çeşitliliğin korunmasını, ekonomik kalkınma ve kültürel değerlerin devamlılığıyla birlikte ele alan temel bir yaklaşım olan Biyosfer Rezerv Alanı modeli üstünde yoğunlaşıyorlar. Destek gerekiyor... ‘ S A N A T I N , S İ Y A S E T M A L Z E M E S İ O L M A S I D O Ğ A L’ EGE Editör: HAKAN DİRİK c MART YIL : AR AMBA SAYI : İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ORHAN ERİNÇ Genel Yayın Yönetmeni: İBRAHİM YILDIZ Ege Bölge Temsilcisi: SERDAR KIZIK Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: MİYASE İLKNUR Haber Müdürü: YUSUF ÖZKAN Görsel Yönetmen: OĞUZ YILDIZ İlan: ZUHAL ALTUNGÜNEŞ YAYIMLAYAN: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş, Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2. 34381 Şişli/İstanbul İSTANBUL: Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 İZMİR: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Pasaport/İzmir Tel: 0 232 441 12 20 (10) hat Faks: 0 232 441 87 45 BASKI: DPC İzmir Tesisleri Ege Caddesi No: 36 SarnıçGaziemir DAĞITIM: YAYSAT Ege Caddesi No:36 SarnıçGaziemir eposta: [email protected] Cumhuriyet Gazetesi’nin parasız ekidir. Pazartesi, çarşamba ve cuma günleri yayınlanır. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle