Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
EK M CUMARTES Esnaf ÖZCAN ÖZGÜR MUĞLATurizmin Antalya’dan sonraki armadası Muğla’da işler kötü gidiyor. Yılın ilk sekiz ayında toplam bin 376 esnaf, işlerinin kötü gitmesi nedeniyle kepenk kapatmak zorunda kaldı. Esnaf temsilcileri, bundan her şey dahil sistemini sorumlu tutuyor. Muğla genelinde 307 esnafla Marmaris, en fazla işyerinin kapandığı ilçe oldu. Marmaris’i, Muğla merkez 107, Bodrum 203, Dalaman 49, Datça 36, Fethiye 210, Kavaklıdere 16, Köyceğiz 54, Milas 155, Ortaca 66, Ula 43, Yatağan 58 işyeriyle izledi. OTA GEREKLİLİĞİ Muğla Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Şükrü Ayyıldız, her şey dahil sistem oteller olduğu sürece işyerini kapatmak zorunda kalan esnafın sayısının yıl sonuna kadar artacağını ileri sürdü. Bu sisteme kota getirilmesi gerektiğini savunan Ayyıldız, şunları söyledi: “500 yatak kapasitenin altındaki otellerde her şey dahil sisteminin uygulanmaması için hazırladıkları bilgilendirme dosyalarını Başbakanlık, Kültür ve Turizm Bakanlığı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlıkları’na sunduk. Dünyada her şey dahil sistemi ile turizm yapan ülkelere baktığınızda 70 Avro altında konaklama verilmezken Muğla’nın turistik yerlerinde 3 ile 10 avro arası fiyat uygulanıyor. Bu fiyatlara da son dakika olarak bilinen kalitesi düşük turist gelmekte. Bedavaya gelen turistler, otelden dışarı çıkmayınca hem ülkemize döviz girdisi sağlanamıyor hem de esnafımız kazanamıyor. Esnaf kazanamayınca kepenk kapatmak zorunda kalıyor.” EGE Her şey dahil sistemi, turizm beldelerindeki esnafa zor günler yaşatıyor ÖZKAN GÜLKAYNAK* KONUK c Marina Gerçeği... Marinalar eğlence, alış veriş merkezleri değil, teknelerin barındıkları ve ihtiyaçlarının giderildiği yapılardır. Marinalara, temel amacın dışına çıkılarak alışveriş merkezleri, masaj salonları, buhar odaları gibi eklentiler, fiziksel, ruhsal, düşünsel, özetle bireysel gelişimi sağlayan genel denizcilik faaliyetlerine fayda sağlamaz, hatta zarar verir. Marinaların temel faaliyetleri dışında donatılması, aşırı yapılaşması, yörede çevre kirliliğine yol açar. Türkiye'deki marinalar, abartılı konfor nedeniyle ayrı, kendine özgü, garip bir denizcilik kültürüne bürünmüştür. Bireysel gelişimi sağlayan denizcilik faaliyetleri yerine konformist bir anlayışı ,bir tüketim denizciliği olgusunu yaratmıştır. Bu tarz bir denizcilik sunumu ne gençleri doğru yöne teşvik eder, ne de yüksek fiyatlarından dolayı alt gelir gruplarının denizcilik yapmasına fırsat verir. Denizcilik fiziksel, düşünsel ve ruhsal gelişimi sağlayan en etkili uğraşlardan biridir. Bu fırsatı insanlarımıza en uygun biçimde sunmak şüphesiz devletin görevidir. Bu konuda devlet, kendini denizciliğe adamış insanların/kurumların fikirlerine danışmaktan çekinmemelidir. Eğer denizcilik sadece üst gelir guruplarına bir lüks uğraş, prestij ve keyf maksatlı sunuluyorsa, ki maalesef şu anda Türkiye'de durum budur, bu bazı kesimler için keyifli bir uğraş olmaktan öteye gidemez,yaratacağı sosyal fayda ise minumum düzeyde kalır. Marina gibi büyük yatırımların 25 yıllığına yüksek vergilerle özel sektöre kiralanması ise yatırımcının haklı olarak arz talep dengesini gözeterek kimsenin gözünün yaşına bakmadan fiyat arttırması gerçeğini, hatta kaçınılmazlığı durumunu ortaya koymaktadır. Bu nedenle asıl çabanın ve politikaların devlet eliyle yürütülmesi esas olmalıdır. Türkiye de devlet, tüccar zihniyetiyle davranmaktan, ana hedef olarak sermayeye hizmet etmekten, her değeri paraya dönüştürmekten vazgeçmediği, toplumun bireysel gelişimine katkı ve teşvik sunma alışkanlığını geliştiremediği sürece marina fiyatları hep yüksek kalacaktır. Marinaların sayısının artmasıyla denizcilikte kayda değer bir ilerleme olmamıştır. Türkiye'ye özgü çoğu zamanını marinalarda denizcilik yapma maksatları dışında geçiren bir kitlenin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Dünyanın en güzel kıyı şeridine sahip Türkiye'nin, milli park ilan edilmesi gereken kıyılarını, yaz sıcaklarında cayır cayır yanacak biçimde, binlerce metreküp beton doldurarak marina yapmak, benim içime sindirebileceğim bir şey değildir. Marinalar doğa, tarih vb gibi emsalsiz değerin uzağında yapılmalıdır. Gökova'da, Göcek'te çam ağaçlarının altına, koyların içine marina yapmak, bence denizciliğe hizmet değil, olsa olsa oradaki doğanın katliamına yol açacaktır. Mesela Haliç gibi tarihi dokusu olan bir bölgeye marina yapılmamalıdır. Çamların altına marina yapılmamalıdır. İzmir Karşıyaka sahiline marina yapılacağı haberi kulağıma geliyor. Bu Karşıyaka'nın sahil dokusuna büyük bir ihanet olur. Denizciliğe değil, olsa olsa lüks tüketim alanlarına yer açılır. Karşıyaka Belediye Başkanı Sayın Cevat Durak'la geçen yıl görüşerek Bostanlı sahilinin taranarak kazıklar çakılıp, aralarına 1000'den fazla teknenin bağlayabileceğini, bunun için bir gram bile beton dökülmesine gerek olmadığını hatırlatmıştım. Bu biçimde alargada kışlayacak teknelerin ihtiyaçları, belediyenin bir motoru ile küçük bir ücret ile karşılanabilir. Marinalar artık, çoğunlukla gösterişe dayalı, iş bağlamaya, hatta denizcilikten başka amaçlarla denizcilik yapmak isteyen teknelere açılmıştır. En ağır kapitalist koşullar bile eğitimli, iyi niyetli ve vicdanlı uygulamalar ile yumuşatılabilir. Ama kişisel gelişimi alt düzeylerde bulunan toplumlara kapitalizm pompalandığı zaman, değerlerinden uzaklaşan, hızla çürüyen toplum ve denizcilik yapısı başlar. Ne yazık ki kapitalizmin etik değerleri yok edeceği gerçeği de işin bir başka boyutudur. * Yelkenliyle dünyayı dolaşan Türk denizcilerden kepenk kapatıyor K Kurban turizmciyi sevindirdi 9 günlük Kurban Bayramı tatili, turizmcinin yüzünü güldürdü. Güney Ege’de doluluk oranlarının tam kapasiteye yaklaştığı belirtiliyor. Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) Marmaris Bölgesel Yürütme Kurulu Başkanı İsmail Özbozdağ, yabancı turistlerin Marmaris’teki nitelikli yatakları yüzde 60’lar düzeyinde doldurduğunu belirterek, “Kalan bölümü de bayram tatili nedeniyle yerli turist doldurmuş durumda” dedi. Bodrum Turistik Otelciler Derneği (BODER) Başkanı Halil Özyurt da, “Bu yıl Kurban Bayramı’nda, çifte bayram yaşıyoruz. 9 günlük tatil ilaç gibi geldi. Havaların da mevsim normallerine dönmesiyle, şu anda rezervasyonlar dolmak üzere” diye konuştu. C MY B