01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

EGE c OCAK AR AMBA Gıda sektörü, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Beyaz ekmeği sofradan kaldıralım’ önerisini değerlendiriyor Siyahbeyaz tartışma eyaz ekmeğe üretim aşamasında pek çok katkı maddesi eklendiği belirtilerek, sağlıklı gıda için kepekli ekmeğe geçilmesi gerektiği vurgulanıyor. Ancak ekmeğin yıllardır poşete sokulamadığı da anımsatılıyor. B HİCRAN ÖZDAMAR Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Sağlığımız için beyaz ekmeği sofralarımızdan kaldırılalım” yaklaşımı genel olarak olumlu karşılık buldu. Ancak ekmeğin bir türlü poşete konulmaması, sağlıklı olup olmadığının sorgulanmasına yol açıyor. 4 Ocak 2012 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Türk Gıda Kodeksi Ekmek ve Ekmek Çeşitleri Tebliği’yle, 1997 yılında getirilen ekmeklerin paket içine alınması uygulaması da kaldırılmıştı. İzmir Fırıncılar Odası Başkanı Necdet Durmuş, yeni tebliğin ardından kentteki fırıncılara yönelik 3 bilgilendirme toplantısı yaptıklarını, 6 hijyen eğitimi verdiklerini söyledi. Başbakan Erdoğan’ın esmer ekmeğe yönelinmesi çağrısını desteklediklerini ancak beyaz ekmeğin de piyasada kalması gerektiğini savunan Durmuş, “Esmer ekmekte katkı kullanılmıyor. Bu nedenle işçilik maliyetleri artacaktır. Bu durum fiyatta çok fazla fark yaratmaz ancak biz yasaklama getirilmemesini istiyoruz. Herkesin isteğine yönelik ekmek çeşidimiz var. 18 – 20 arasında ekmek çeşidi sunuluyor” diye konuştu. Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı ise, beyaz ekmeğin kanseri tetiklediğini belirterek, “Beyazlatmak ve dayanıklılık süresini artırmak amacıyla üretim aşamasında çok yoğun biçimde eklenen katkı maddeleri sağlıkta önemli sorunları yaratmaktadır. Beyaz ekmek, şeker hastalığının yanı sıra aşırı şişmanlığın ortaya çıkmasında birinci etkendir. Beyaz ekmek, tokluk hissi yaratmadığı gibi önemli ölçüde israfa neden olmaktadır” dedi. Türkiye’de beyaz undan yapılmış ekmeklere “Sağlığa Zararlıdır” etiketinin konulması, evlerde tam buğday unundan yapılmış ekmek üretiminin özendirilmesi gerektiğini bildiren Kaymakçı, şunları söyledi: “Türk Gıda Kodeksi, tam buğday unundan yapılmış ekmeği önerecek şekilde değiştirilmelidir. Yerel yönetimler tam buğday unundan yapılmış ekmeğe yönelmelidir. Tohumlukta, hibrit buğday tohumu yerine, yerli buğday çeşitleri ile yerlilerden üretilmiş buğdaylar tercih edilmelidir.” TOKLUK HİSSİ Lozan Antlaşması’yla başlayan mübadelenin üzerinden 90 yıl geçerken, acı anılar nesilden nesile aktarılıyor. Anahtarları boyunlarında EMRE DÖKER Lozan Antlaşması öncesi 30 Ocak 1923 yılında imzalanan sözleşmenin ardından 500 bin Türk, Yunanistan; 850 bin Rum da Türkiye’de yaşadıkları topraklardan zorunlu olarak ayrıldı. Geçen yaklaşık 90 yılda mübadelenin etkileri sürüyor. Türkiye’nin çeşitli bölgelerine yerleştirilenlerin torunları, acıları ve anılarını taze tutuyor. Lozan Mübadilleri Vakfı da, değişimin 90. yıl anısına düzenlediği etkinliklerle buna katkı koyuyor. Anlaşmanın ardından 500 bine yakın Türk, Girit, Rodos, Selanik gibi kentlerden Türkiye’ye gemilerle getirildi. Bir kısmı bulaşıcı hastalıklar ve zorlu koşullar nedeniyle deniz yolculuğunda yaşamını yitirdi. Ülkeye gelebilenler başta İzmir olmak üzere, Ayvalık, İstanbul, Çanakkale, Samsun, Fethiye gibi bölgelere yerleştirildi. Gelmeden önce yaptıkları işine göre yaşam yrıldıkları topraklarda, yaptıkları işe göre yeni yaşam alanlarına dağıtılan mübadillerin torunları, dedelerinin bıraktığı evlerin anahtarlarını, kolye olarak saklıyor. A alanlarına dağıtılan Türkler, aradan geçen 90 yılda bıraktıkları evlerin anahtarlarını, kolye olarak boyunlarında saklıyor. ERAK... Lozan Mübadilleri Vakfı Ege Bölge Temsilcisi Taner Yasav, artık üçüncü kuşakların mübadeleyi daha fazla merak ettiğini ve tarihlerini araştırdıklarını söyledi. Geçmişin kültürel varlıklarını korumak ve geleceğe aktarmak için çalıştıklarını, bu yönde bilimsel çalışmalar, sergiler gerçekleştirdiklerini vurgulayan Yasav, “Yaşanmışlıklar, anılar mübadillerin üçüncü dördüncü kuşak SELÇUK M torunları tarafından merak ediliyor. Bu dünyada fazla görülen bir olay değil. Milyonlarca insan yaşadığı toprakları terk ederek tanımadığı bölgelere geliyor. Böyle olunca bir çok acı ve gözyaşı oluşuyor. Biz o dönemin kültürel değerlerini yaşatabilmek için 90. yıl anısına etkinlikler düzenliyoruz. Mübadil ailelerinin öykülerini Vasıf Çınar Alanı’nda sergileyeceğiz. Ardından bu öyküleri kitap haline getireceğiz. 30 Ocak’ta göç yolunda yaşamını yitirenler, savaşta kaybedilenler anısına Cumhuriyet Alanı’nda saat 11.00’de İzmir Körfezi’ne karanfil atacağız” dedi. Mübadillerin, bir gün geriye dönebilecekleri umuduyla evlerinin anahtarlarını kolyelerine takıp Anadolu’ya geldiklerini, çeyiz sandıklarını taşıyamayacakları için komşularına bıraktıklarını vurgulayan Yasav, “Bu olay iki tarafta da büyük acılar yarattı. Artık acılara değil geleceğimize bakmalıyız. O kültürel değerlerimizi ayakta tutmalıyız” diye konuştu. Yasav BORNOVA Gençler merkezde... İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Bornova Belediyesi’nin gereksinim sahibi üniversite öğrencilerine ve gençlere destek olmak amacıyla açtığı Gençlik Merkezi yoğun ilgi görüyor. Toplantılarını Gençlik Merkezi’nde yapan İzmir Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği Gençlik Kolları üyeleri sağlanan olanaklar nedeniyle Bornova Belediye Başkanı Kamil Okyay Sındır’a teşekkür plaketi verdi. Gençlik kolları adına konuşan Oktay Kanlıoğlu, “Hem bize hem de diğer gençlerin organizasyonları için bu merkezin kapıları açıldı. Bize büyük bir destek verilmiş oldu” dedi. Sındır da Gençlik Merkezi’nin sosyal ve kültürel bir mekan olarak da hizmet vermesini amaçladıklarını söyledi. Sındır, “Bu mekanın özgürce düşüncelerini dile getirebilen, cumhuriyetimize ve onun ilkelerine sahip çıkan gençlerimize yararlı olmasını diliyorum” diye konuştu. ‘Hava neden kirli?’ SELÇUK (Cumhuriyet) Selçuk'ta kış aylarıyla birlikte hava kirliliği üst düzeylere ulaştı. Bunun üzerine yurttaşların, “Selçuk’a neden doğalgaz gelmiyor?” sorularını yanıtlayan Belediye Başkanı Vefa Ülgür, bu konunun belediye ya da bir başka kamu kurumuyla ilgisi olmadığını söyledi. İzmir Doğalgaz Şirketi'nin yatırım yaparken kârzarar dengesi gözettiğini anımsatarak, “Selçuk da İzmir’in doğalgaz lisans alanı içinde. Belediye olarak yıllardır konunun takipçisiyiz. Selçuk’ta doğalgaz alt yapı projelendirme çalışmaları konusunda İzmir Doğalgaz Şirketi'yle işbirliğimiz sürüyor. Ancak şu ana kadarki tablo, şirketin Selçuk’ta 2015’ten önce doğalgaz çalışmasına başlamayacağını gösteriyor” dedi. Selçuk’ta şu an hissedilen hava kirliliğinin İzmir’de doğalgaz olan bölgelerde de yaşandığını belirten Ülgür, şunları söyledi: “Bunun nedeni kalitesiz kömürler. Gerek sosyal yardımlaşmanın dağıttığı gerekse piyasada satılan kömürlerin standardının düşük olması ve gerekli denetimlerin yapılmaması nedeniyle hava kirliliği sürüyor. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle