17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

c 20 AĞUSTOS 2012 PAZARTESİ EGE Ne kadar yazabilirim, sonuna dek gidebilir miHALUK IŞIK yim, bilemiyorum. İki satır sonra “Hepsi bu” deyip, [email protected] Patika’yı bu haftalık olmadık yerinde kesersem, bağışlayınız. Çok kederliyim, üzgün, kırgın ve daha bir çok şey. Belki derin bir yalnızlık ve kimseKenter. Asla bir benzeri yeryüzüne sizlik hali içindeyim. Bilemiyorum... gelmeyecek, insanlığa bu topraklaÖlümün doğallıyla, yaşadığımız rın en nitelikli armağanlarından biri, iklimin absurdlüğü müdür bu kedeusta, öğretmen ve sanatı aracılığıyrin nedeni? Bu çelişkinin önce, en la yaşama seslenmeyi başarmış bir değerli, en seçkin insanlarımızı elimizden alması mıdır, duyduğum öf düşünür... Öğrencisi değildim, ama bir oyuncu için replik yazmanın ankenin nedeni? Ne bileyim, ağzını lamını, onu izlerkendinlerken öğher açışta Türkçeyi mahvetmekle rendim. Yazarı da olamadım, bir mantığı tersyüz etmek arasında gioyunumu yönetmedi, oynamadı, dip gelen saçma sapan bir politikayaşam böyle bir olanak veremedi. cıyı, kimbilir daha ne kadar dinleAma bir koltuktan ibaret sahne düyiptahammül edebileceğimi bilmezlikle; örneğin Müşfik Kenter gibi zeninde, ya da karikatürden ibaret bir göstermeliğin önünde, bir oyunbir ustayı, yalnızca kayıtlara alınmış cuyu “oynatacak” bir oyunun, nasıl haliyle işitip izleyebileceğimi, ama yazılacağına dair çok ders aldım. bir daha sahnede kanlı canlı göreAldıklarımı yazdıklarıma yansıtabilmeyeceğimi bilmek arasındaki, hadim mi, yansıtabilir miyim? Bilemizin çelişki midir, beni böyle konuşyorum... turan? Bilemiyorum... Müşfik Kenter, bitmeyen bir dersGenciyle yaşlısıyla, tanınmışıyla tir, elbette bu mesleği canıyla, ruadı bile duyulmamışıyla, elbette huyla, bilinciyle yapan her tiyatrocu “her ölüm erken ölümdür” hayıflaniçin. Sadece eyleyen için mi, ne malarımızla, ne çok insanımızı gönmünasebet! Bugün tiyatro (?) adına derdik, gönderiyoruz, göndermekyapılan herzeleri izleyicisine yutturteyiz sonsuzluğa. Yakın zamanda maya çalışan, bu oyunların (?) ve bir yerde, belki de Patika’da, şöyle oyunculukların (?) pazarlanması yazdığımı anımsıyorum; “Sonsuzluk için, halk dalkavukluğunun en pessahnesinde öyle biriktiler ki, bir gün paye örneklerini vererek, sahne, öldüğümüzde aralarında yer bulapara, manşet, ekran saçarak suç bilmek için, şimdi yaşarken çok çaortaklığı yapanların, eh kimseler kulışmak gerekiyor.” Ergin Orbey ussura bakmasın, izlediğini oyun ve tanın ardından yazmıştım galiba. oyunculuk sanan izleyicilerin (?) de, Güngör Dilmen’in ardından da olaiçleri rahat olsun. Çünkü bir turnubilir. Bilemiyorum... sol, mihenk taşı, laboratuvar, kısaNereden aklıma geldiyse, şimdi ca harika bir kıyaslama ve oranlaben sanat ve sanatçı düşmanı olma örneğinden kurtulmuş durumsaydım, “Siz onların yazıp çizerken, dalar. Müşfik Kenter’den. Amma nelerin peşinde olduklarını bilmezabarttı mı dedirtirim böyle sözlerle, siniz” mealinde tuhaflıklar dillendiçok mu öfkeli oldu, pek mi kızdırıren bir insansız ve insafsız olsayrım kimilerini? Bilemiyorum... Açıkdım, her ölen için yeniden ve yeniçası, şu an ve şu saatte, umurumda den “Birinden daha kurtulduk” sebile değil. vinciyle, şükür nöbetlerine girer 80 yaşındaydı. Fotoğraflarına bamiydim? Giriyorlar mıdır acaba? Bikıyorum. “Herkes bir yaştan sonra, lemiyorum... yüzünden sorumludur” derler. MüşÖyle doğal, öyle içten, öyle yalın fik Kenter’in yüzü... Ne genç, ne yaoynardı ki... “Oyunculuk buysa, ben kışıklı, ne damıtılmış, ne muhteşem de yaparım” diyen bir izleyicisinin bir duruş! sözlerini, “Yaşamımın en güzel arİnsan olduğumuzu ve gereğini mağanı” diye tanımlardı Müşfik hep anımsatacaktır. Biliyorum... ‘0’ faizle hayvan alanlar, ödeme zamanı gelince sektörden çekiliyor PATİKA Kredili inekler satışta G irdi maliyetlerinin yükselmesi ancak süt fiyatlarının sabit kalması, kaba yem açığıyla beraber yeni bir hayvancılık krizi kapıya dayandı. kredi gerçek üreticilere verilmeliydi. Yapay bir fiyat artışı oldu. Fiyatlar 7 bin liraya kadar çıktı. Şimdiyse hayvan fiyatlarında düşüş var. Bunun iyi bir ders olması gerekir. Biz şu anda kendi hayvanımızın karnını doyuramıyoruz. Ciddi bir kaba yem açığı ve hayvan fazlalığı var” diye konuştu. Aydın Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Sedat Güngör, sektörün krize doğru gittiğini söyledi. Güngör, “Üreticimiz, maliyetlerin artması nedeniyle süt ve etten para kazanamaz durumda. Yüzde 60 yem gideri var. Saman fiyatlarında da büyük bir artış var. Maliyet artışları hayvancılıkta zorlanmaya başladı. Hayvanlarını kestirme yoluna gitmeye başladı. Süt fiyatlarında artış yok. 80 kuruş süt fiyatı. Süt fiyatlarının en az bir lira olması gerekir” dedi. HİCRAN ÖZDAMAR Müşfik ve Usta... Hayvancılık sektörü yeni bir krizin eşiğine sürükleniyor. Süt fiyatlarında istenilen dengenin sağlanamaması, yem fiyatlarındaki artış, girdi maliyetlerinin her geçen yükselmesi üreticileri, hayvanlarını satmaya zorluyor. 2010 yılında Tarım Bakanlığı'nın uyguladığı sıfır faizli krediyle, hayvancılık sektörüne girenler, bu alandan ilk kaçan isimler oluyor. Krediyle birlikte fiyatı 7 bin liraya yükselen büyükbaş hayvanlara, 3 bin liraya alıcı bulunmaya çalışılıyor. Tire Süt Müstahsilleri Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Eskiyörük, üreticilerin para kazanamaz duruma geldiğine dikkat çekerek, “4 yıl önce süt krizini yaşadık. Şimdi de yem krizi yaşanıyor. Sıfır faizli krediyle 7 bin liraya alınan hayvanlar, şimdi kesimhanelere gidiyor. Para kazanamayan üretimden vazgeçiyor. Üreticiler, yemden kıstı, süt verimi düştü. Devletin acilen önlem alması gerekir. Yoksa 2008 krizinden daha ağır bir kriz bizi bekliyor” dedi. APAY FİYAT Eski İzmir Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Başkanı Halil Tokoğlu da, büyükbaş hayvanlığın 'kafeste kanarya beslemeye benzemeyeceğini' belirtti. Tokoğlu, “Fiyatlar biraz artınca para kazanmak isteyen kapital sahipleri hayvancılığa girdi. Hayvancılık çok karlı bir iş değildir. Sıfır faizli SATIŞLAR BAŞLADI Tarım Bakanlığı'nın 2010 yılında vermeye başladığı sıfır faizli hayvancılık kredisinin krizi körükleyen etkenler arasında yer aldığını kaydeden Güngör, “Kredi kullananların, geri ödeme dönemi geldi. Zaten kredi aldıklarında bu işi yapmaları için gerekli bir ortam yoktu. Şimdi satışlar başladı. Saman ithalatı da geçici bir çözüm. çözüm olarak üreticilerin rahatlatılması gerek. Banka borcu baskısından kurtarılması gerekir. Yoksa kış aylarına girerken, krizin etkilerini iyice hissedeceğiz” dedi. Y ZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)Gaziemir Atıfbey Mahallesi'nde ilçenin ikinci büyük meydanı oluşturuluyor. Yapımına başlanan 8 bin 300 metrekarelik meydan, çevresindeki yol, çevre ve otopark düzenlemesiyle bölgenin çehresinin olumlu yönde değiştirilmesi öngörülüyor. bölgenin çehresini değiştirecek. Kente estetik ve kimlik kazandırmak istediklerini kaydeden Gaziemir Belediye Başkanı Halil İbrahim Şenol, “Meydanda sergi amaçlı 13 adet ışıklı pano bulunacak. 4 kamelya ve oturma alanlarının dışında, resim ve sergi alanları da yapılacak meydan, görselliği ve aydınlatmasıyla bölgenin çehresini tamamen değiştirecek. Meydanın çevresinde iki ayrı yeşil alan düzenlemesi yapacağız. Kentler meydanlarıyla anılır. İlçeye kimlik ve estetik kazandıracak diğer proje ve çalışmalarımızla, Gaziemir’de bu kültürü oluşturacağız. Yeni projelerimiz yolda” diye konuştu. İR’E M E İ Z GA K ESTETİ SYON A R E P O İ İzmir, İstanbul, Ankara’daki satış noktalarımızda ve Türkiye’nin her yerinden havale ile siparişlerinizde % 30 in di ri m kitap.cumhuriyeti.com.tr Bir çocuk daha okusun diye 21.YÜZYIL EĞİTİM VE KÜLTÜR VAKFI (YEKÜV) Tel: 0212 274 15 02 0212 213 74 02 Fax: 0212 275 52 44 www.yekuv.org • [email protected] Vakıflar Bankası: Osmanbey Şubesi : 00158007287986476 C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle