Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
İyi ki İzmir’in ağaç altı ile yatak odası konusuna takılmış bir emniyet müdürü yok... Ağaç altında oda arayışı! ASUMAN ABACIOĞLU Bursa Emniyet Müdürü Ali Osman Kahya, tarihe geçecek bir söz etti ve “Ağaçların altı yatak odası gibi’’ dedi. Öylesine söylenmiş gibiydi bu sözler ama Türk basını bu tür açıklamaları hiç kaçırmaz; bu defa da bu sözlerin arkasındaki zihniyetin önemini yakalayarak takdir edilecek bir gazetecilik örneği gösterdi; hak ettiği vurguyu yaparak yorumsuz olarak gazete sayfalarında yer verdi. Pek yorum da gerektirmiyordu çünkü. Aslına bakarsanız hepi topu ikiüç cümleydi emniyet müdürünün söyledikleri. Ancak içeriği ve yansıttığı düşünme tarzı açısından oldukça büyük bir öneme sahipti. Tıpkı Münevver olayında İstanbul Emniyet Müdürü’nün o dönemde sarf ettiği sözler gibiydi. Bir genç kız erkek arkadaşı tarafından hunharca öldürülmüştü ve gündemde üst sıralarda yer alan olayla ilgili Celalettin Cerrah, “Bir genç kızın gecenin o saatinde erkek arkadaşının evinde işi ne?’’ demişti. Sanki bu olayda tek sorun buymuş gibi. Bazı sözler işte böyle ağızdan bir kere çıktı mı kolay kolay geri alınamaz; üstü örtülemez; görmezden gelinemez. Az ve özdürler; masumca, üzerinde fazla düşünülmeden söylenseler de aslında derinlerinde çok şey ifade ederler. laşılamayan diğer bir nokta da, parklarda, ağaç altlarında oturan her çift fuhuş mu yapıyor? Fuhuş yapmasa da ağaç altında oturan çiftler sayın emniyet müdürünün kanına mı dokunuyor? Yasalar neye izin vermiyor; çiftlerin ağaç altında oturmasına mı yoksa ağaç altında çiftlerin oturmasına kolluk kuvvetlerinin müdahale etmesine mi? Gönüllü olmak derken sayın emniyet müdürü sadece gönülsüz gezen çiftlere mi müdahale etme yetkisine sahip olduğunu anlatmak istiyor; gönülsüz olunduğunda zaten bunun adı taciz olmuyor mu? Çiftler ağaç altı yerine kanepelerde otursalar bir problem olmayacak mı? Yoksa çiftlerin ortalık yerde gezinmesi mi rahatsızlık yaratıyor? İşte bakın bu sözler nasıl da kafamızı karıştırıyor? Birileri bir laf ediyor ve biz bir türlü işin içinden çıkamıyoruz. Nereden bakarsanız bakın ortada bir tuhaflık var. Hazırlıklı olmak açısından bu soruları soruyorum; olur da yarın öbür gün İzmir’de de bir emniyet müdürü çıkıp böyle şeyler söylerse diye. Çünkü İzmir’de de bir kültürpark var ve özellikle bahar gelince sadece kültürpark değil bütün deniz kıyıları, bütün ağaç altları, Kordon’daki bütün banklar, çimenler, cafeler, birahaneler, lokantalar, çay bahçeleri çiftlerle dolar. Buranın havasından mıdır nedir insanlar birbirlerine sevgilerini göstermekten kaçınmazlar. Şimdi el ele, göz göze, sarmaş dolaş ortalarda dolaşan bütün çiftlere yatak odanıza gidin mi diyeceğiz? Bakalım herkesin yatak odası var mı? tirmiş emniyet müdürü bu sözleri. Muhtarlar, ormanlık alanlarda, parklarda bahçelerde fuhuş yapılmasından rahatsızmışlar; tam da yaraya parmak basmışlar bu yakınmalarla farkında olmadan. Emniyet müdürü de bundan pek rahatsızmış meğer; “Ben de gezmeye çıkınca, bu tür görüntülere tanık oluyorum. Ağaçların altında çift var. Bunlar benim kanıma dokunuyor, ama iki taraf gönüllü olunca yapacak bir şey yok. Yasalar buna izin vermiyor. Biz kolluk görevlisi olarak onları uyarıyoruz.” Şimdi birilerinin bize bu sözleri açıklaması lazım çünkü tam olarak anlaşılamıyor. Öncelikle ülkemizde fuhuş yapmak serbest anlamına mı geliyor? Bu yüzden mi kolluk güçleri müdahale edemiyorlar? An H UZUR TOPLANTISI... Muhtarlarla yaptığı “Huzur’’ toplantısında dile ge ağaç altı arar; malum yaz ayları çok sıcak geçer buralarda; gölgede bazen 45 dereceyi bulduğu bile olur. O zaman herkes ağaç altına sığınır; hatta ağaçların altında yatıp uyur. Bizim buralarda ağaç altları çok makbuldur. Kimse de kimseye karışmaz; sadece ağaç altını kim kapacak rekabeti olur. Hatta geceleri serin diye bazıları yatak odası yerine balkonlarda, teraslarda, çatılarda uyur. Bu yüzden iyi ki diyorum, ağaç altı ile yatak odası konusuna takılmış bir emniyet müdürümüz yoktur. M AKBUL... İşin ilginç tarafı, yaz gelince İzmir’de herkes bir C MY B C MY B