Katalog

c 20 ŞUBAT 2012 PAZARTESİ EGE Evler, Semtler, Kentler... Güngör HALUK IŞIK Tekçe’nin “Zafir Konağında Bir halukisik@gmail.com Tuhaf Zaman”ını okumadım, adeta dinledim. çalışıyorken... Evet, tam Yazarlarımızın yürekleri ve zamanında okudum, sizler kalemleri çok yaşasın, de okumalısınız. gönderilen ve okunmayı Tekçe, çocukluk ve ilk bekleyen yapıtlar oldukça gençlik yıllarının öyküsünü birikti. Zaman içinde hepsini anlatmakla yetinmiyor. anmaya ve değerlendirmeye İstanbul’da yan yana iki çalışacağım. konağı, yaşayan ve gelip Güngör Tekçe, günümüz geçen insanları, dünden edebiyatının önemli bir adı yarına o insanların hali pür olmasının yanında, İzmir’e mealini anlatırken, sizi çok rengini düşüren, kişisel uzun bir yolculuğa çıkarıyor. yaşamımda çok önemli yeri Bu yolculuk, Abdülhamit olan insanların başında gelir. döneminden Mustafa Kemal “Abicimli ablacımlı” ilişkileri çağlarına, oradan günümüze sevmeyen biri olarak uğrayıp, bizi bizle baş başa söyleyebilirim ki, “Ağabey” bırakıyor. Yalnızca konak diye seslendiğim ender sakinlerinin değil, bir ülkenin insanlarımdandır. Uzun yıllar değişim ve dönüşümünü, bu İzmir Radyosunun drama esnada unutulanları, yöneticiliğini yapan Tekçe ile ıskalananları, ihmal yazarlık serüvenimin hemen edilenleri, bir insan başlarında tanıştım. GSF galerisinde dolaştırarak Tiyatro Bölümündeki yazarlık anlatıyor. Bu galeride Nazım öğretmenim Turgut Hikmet’ten Suna Kan’a, Ebul Özakman, öğrencisini Hasan Şazeli’den Ayşe okuldan mezun edip gerisini Osmanoğlu’na, Zafir düşünmeyenlerden değildi. ailesinin birbirinden çarpıcı Yaşamın içinde, gördüğümüz insanlarından Mehmet Ali eğitime yakışır biçimde Laga’ya, yüzlerce insanla konumlanmamızı gözetirdi. karşılaşıyorsunuz. Böylece Bu nedenle, elim kaleme anlatılanlar, Tekçe’nin anıları alışmamışken, beni de olmaktan çıkıp, bir devre, TRT’ye yönlendirdi. Acısıyla “bir tuhaf zaman”a tanıklığa tatlısıyla, TRT yıllarım birkaç dönüşüyor. Gayrı resmi tarih kitaba sığabilecek serüvenle mi dersiniz, tarihsel bir doludur. TRT ikinci otopsi mi dersiniz, bir okulumsa, Tekçe de onun solukta okuduğunuz ve başöğretmenidir. Hep telaşlı, bitmesini istemediğiniz anılar titiz, sinirli, yerinde toplamı, birden sizin duramayan bu sevgili insanı, öykünüz haline elbette o dönemlerde sağlıklı dönüşüyor. Elbette irdeleyemiyor, zaman zaman geçmişe saygınız, kızıyor, ama müthiş bir iyi bugüne kaygınız ve niyetle beni yönlendirmeye geleceğe dair çalıştığını hissediyordum. sorumluluğunuz varsa... Bugün anlıyorum ki, 12 Tekçe’nin şairlikten Eylül ve devamının kaynaklanan imge ve dil vahşiliğinde, biz yazar zenginliğiyle, dramatik kurgu adaylarını koruyup ustalığının harmanlanması gözetecek bir “Güngör ise, “ne anlattığın önemlidir, Ağabey” bulmak, ne ama nasıl anlattığın daha da büyük bir şansmış. Şimdi önemlidir” ilkesini, bir daha Bodrum’dadır Tekçe Ailesi haklı çıkarıyor. ve gidip biraz daha “ders” Ben “Zafir Konağında Bir almak, artık ertelenemez bir Tuhaf Zaman”ı okurken, farzdır. Yakup Kadri’den uyarlayıp “Zafir Konağında Bir Tuhaf ödül aldığım “Kiralık Zaman”ı, tam da şu kentsel Konak”tan, Zeliha ve Nafia yenileme muhabbetlerinin Teyzelerimin Karataş’taki ayyuka çıktığı zamanlarda evlerine; onlarca evde okumak, ilginç bir rastlantıdır bıraktığım yaşanmışlıklardan, benim için. Hele yakın hala direnmeye çalışan “kent zamanda, “41 Semt 41 ve kentlilik ruhu”na, büyük Yazar, İzmir’im” yolculuklara çıktım. serisinde çocukluğumun Bir daha anladım ki, kendi semtlerini anlattığım “Çınarlıyolculuğunu göze alamayan Mersinli”nin mürekkebi insanlar ve ülkeleri, kurumamışken, vandalca başkalarının çizdiği rotalarda kıydığımız “kent ruhu”na ve biçtiği yaşamlarda ağıtlar yakıyorken, kaybolup gitmeye gördüğüm tuhaflıkları kırık mahkumdur... dökük anlatmaya 3 PATİKA Muğla’ya ören müzesi Belediye Başkanı Gürün, kentteki 195 ören yerinden örneklerin sergileneceği bir müze oluşturmak istediklerini söyledi ÖZCAN ÖZGÜR MUĞLA Muğla Belediye Başkanı Osman Gürün, ören yeri açısından Türkiye'nin en zengin kentlerinden biri olduklarını kaydederek, “Muğla'ya 195 ören yerinden örneklerin yer alacağı bir müze kurulmalı. Bu müze kent merkezini ilgi odağı haline getirir” dedi. Gürün, belediyenin geçen yılki çalışmalarını geçtiğimiz günlerde yaptığı toplantıyla değerlendirdi. Zahire pazarı restorasyonu, Arasta 1. etap çalışmaları, bisiklet yolu projesi, Mobolla Ören yeri yürüyüş yolu, yeşil alanlar, kültür şenliği, sosyal aktiviteler ve alt yapı çalışmaları hakkında bilgi verdi. Bu yılki yapılacak yatırımlarla ilgili de bilgi veren Gürün, merkez, Yatağan, Ula ve Kavaklıdere belediyelerinin çöp deponi sorununu çözecek alan ile ilgili olarak önümüzdeki günlerde ihaleye çıkılacağını, kurulacak sistemle içinde metan gazından elektrik üretimi, ayrıştırma tesisi ve geri kazanım olan modern bir tesise kavuşacaklarını belirtti. Kentsel Bunun için de yasal mevzuatın değişmesi gerekiyor. Bu mevzuat değişikliğini bekliyoruz. Mezbaha tesisimizde 105 megavat gücünde güneş enerjisinden elektrik üretim sistemi kurulacak. Tesisin yıllık elektrik tüketim gideri 210 bin kilovatsaat saat olup, yüzde 75'i olan 160 bin kilovat enerjiyi güneşten üreteceğiz. Böylelikle yılda elektrik faturalarından 40 bin liraya varan tasarruf sağlanacak" dedi. Gürün, Muğla'nın altyapı ve kanalizasyon işi ile ilgili açılan davaların sürdüğünü de anımsatarak, “Kamu zararı oluştuğu iddiası ile evsel atık bağlama ihalesinde yürütmeyi durdurma kararı çıktı. Mahkeme safhası devam ediyor. Arıtma şu anda bitti. İşletmeye hazır hale geldi. 900 abone bağlantısı yapıldı. Asgari sistemin çalışması için bu yeterli. Fakat kamu zararı diyerek dava açanlar mahkemenin de sonucuna katlanmak zorunda. Biz adli sürece saygılıyız. Herkesin dava açma özgürlüğü var. Fakat dava sonucunu da katlanmaz zorundalar" diye konuştu. Muğla Belediye Başkanı Osman Gürün, 500 dönümlük alana kuracakları güneş tarlasının Türkiye'ye örnek olacağını kaydetti. SİT alanında koruma altında bulunan 4 bin 400 ev olduğunu, bunlardan 377'sinin ise birinci derecede tescilli olduğunu bildirdi. Güney Ege Kalkınma Ajansı'ndan alınan projeyle mevcut mezbahanın tüm elektrik ihtiyacını karşılayacak projede GÜNEŞ TARLASI ihale aşamasına geldiklerini belirten Gürün, "Belediye, valilik, İl Özel İdare ve Ticaret ve Sanayi Odası'na ait Düzeyn mevkisindeki 500 dönümlük alana güneş tarlası kurarak güneş enerjisinden elektrik üreteceğiz. Günlük ortalama 8.5 saat güneşleme süresi bulunan ilimizde Türkiye'ye örnek olacak bir projeyi hayata geçireceğiz. İlçenin ilk yerleşimi olan Yukarıköy, bölgedeki tüm yapılarla birlikte 'yaşayan müze' anlayışıyla düzenlenecek Narlıdere tarihine dönüyor İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Narlıdere’nin ilk yerleşim yeri olan Tahtacı Türkmen Alevilerinin kurduğu Yukarıköy Mahallesi, tarihine uygun olarak yeniden düzenleniyor. 10 bin 800 metrekarelik alanı kapsayan proje çerçevesinde, bölgede yer alan 103 ev restore edilecek. Yukarıköy’ün yaşantısı, tarihi, gelenek, göreneklerini anlatacak proje kapsamında kültür ve sanat merkezi, kafeteryalar, butik oteller kurularak , “yaşayan müze” anlayışıyla İzmir turizminden pay alınması hedefleniyor. 2005 yılında Yukarıköy’ün eski dokusunu korumak için çalışmaları başlatan Narlıdere Belediyesi, İzmir 1 No’lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’na başvurdu. Kurul, Yukarıköy'ü SİT ilan etti. 1874 yılında yapılan, ancak yıllar içinde atıl duruma düşen cemevi müzeye dönüştürüldü. Koruma planlarını hazırlanan bölgenin, meydan düzenlemesi yapıldı. Proje çalışmalarının 2012 yılı sonuna tamamlanması planlanıyor. Ardından, uygulama projesine geçilerek, bölge 2014 yılında turizme kazandırılacak. Narlıdere’nin tarihine sahip çıkmak ve çekim merkezi haline getirmek için yola çıktıklarını vurgulayan Narlıdere Belediye restorasyonuyla ilçemiz içinde küçük eski köy parçası olarak korumaya hedefledik. Narlıdere deyince insanlarımızın aklına emlak, konforlu binalar geliyor. Fakat biz Narlıdere’yi otobandan geçerken görülecek, ev alıp yaşanacak güzel bir ilçe imajı dışında, tarihi ve turistik yönleriyle, insanlarımızı ağırlayabileceğimiz zengin yaşayan bir müze olarak sunmayı planlıyoruz. Yukarıköy’de 100 civarında binayı restore edeceğiz. Diğerleri de tarihi özelliği olmasa da onlara da o görüntü verilecek. Buradaki yaşayan vatandaşların hem sosyal hem kültürel hem de ticari yaşamına da bir aktivite getirecek. Kafeteryalar, el becerilerinin sergileneceği stantlar, belediyeye ait kültür evi, nikâh salonu, seminer salonuyla Narlıdere’nin içinde turizme dönük bir çalışma olacak” diye konuştu. Belediye Başkanı Batur, ‘Narlıdere’yi otobandan geçerken görülecek, ev alıp yaşanacak güzel bir ilçe imajı dışına taşımak istiyoruz’ dedi. Başkanı Abdül Batur, “Proje tamamladığında Yukarıköy’e gelenler, Narlıdere’nin ilk kurulduğu yeri, tarihini, kültürünü, yaşayan geleneklerini yaşama ve görme fırsatını bulacaklar” dedi. Batur, “Yukarıköy’ü kültür evleriyle, Narlıdere’nin geçmişini yansıtacak konutların PROF. DR. NURETTİN DEMİR: P roje tamamladığında Narlıdere’ye gelenler ilçenin ilk kurulduğu yeri, tarihini, kültürünü, geleneklerini yaşama ve görme fırsatını bulacaklar. ‘KÖYLERİ karanlık basmış’ MUĞLA (Cumhuriyet) CHP Muğla Milletvekili Prof. Dr. Nurettin Demir, elektrikte özelleştirmelerin ardından Denizli, Aydın ve Muğla’daki sokakların karanlıkta kaldığını söyledi. Denizli, Aydın ve Muğla’nın elektrik dağıtım ihalesini alan şirketin, köy sokaklarının aydınlatılmasından vazgeçtiğini belirterek, “Ülkemizin en önemli KİT’lerinden birini özelleştiren mevcut hükümetin Aydın, Muğla ve Denizli elektriğini özelleştirerek daha iyi hizmet üretileceğini vaat etmesine karşın, köylünün yaşadığı gerçek bu vaatlerin tutulmadığını göstermektedir” dedi. Bu üç kentin elektrik dağıtım işini alan AYDEM’in kamu sektörünün yok edilen TEK’ini aratır hale geldiğini vurgulayan Demir, “Konuyu çok yakında TBMM’ye soru önergesi halinde getireceğim” diye konuştu. Op.Dr. Salih SADIK Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Tam Gün Muayene 0 232 463 27 22 0 232 422 66 55 www.salihsadik.com.tr C MY B C MY B