Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ARALIK Büyükşehirin körfez tasarımı kapsamında projelendirdiği alan için Özelleştirme İdaresi de harekete geçti PAZARTES EGE c Pasaport’ta karmaşa ihalesi EMRE DÖKER İzmir kıyı şeridinin tasarlanması için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'yla İzmir Büyükşehir Belediyesi ayrı ayrı çalışma yürütürken, tüm bu süreçlerin dışındaki Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nın Pasaport İskelesi'nin de içinde yer aldığı bölgeyi satışa çıkarmak istemesi, yeni bir krizin habercisi olarak yorumlandı. Özelleştirme İdaresi, Pasaport İskelesi'ne yat limanı yapmak için harekete geçti. Pasaport İskelesi'nin işletme hakkı devri yöntemiyle özelleştirilmesinde idareye yardımcı olunması amacıyla, danışman görevlendirilme ihalesi açılacağını duyurdu. Bu ihalenin son başvuru tarihi 21 Ocak olarak açıklandı. Daha önce İzmir Büyükşehir Belediyesi'yle Özelleştirme İdaresi Başkanlığı bir çok kez karşı karşıya gelmişti. Plan yapma yetkisi bulunan idare, büyükşehirin projelerini görmezden gelerek kendi planlarını hazırlamıştı. K entin kıyı şeridinin tasarlanması için belediye ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, birbirinden bağımsız çalışmalar yürütürken Özelleştirme İdaresi'nin de devreye girmesi yeni bir krizin habercisi olarak yorumlanıyor. Eski Şehir Plancıları Odası İzmir Şube Başkanı Gökhan Erkan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın kıyı alanlarıyla ilgili Dikili'den Selçuk'a kadar devam eden Bütünleşik Kıyı Alanları Projesi yürüttüğünü söyledi. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin de kıyı tasarım projesi hazırladığını anımsatan Erkan şimdi de Özelleştirme İdaresi'nin bunlardan bağımsız olarak bu alanı yat limanı yapmak için harekete geçtiğini vurguladı. Bütüncül yaklaşım yerine parça parça satış yönteminin doğru olmadığını vurgulayan Erkan, “Kurumlar arasında eşgüdüm olacağı söylenirken, birbirine tezat üç çalışma yürütülüyor. Böylece kapsamlı çalışmalar bir kenara atılacak. Kıyıyı bütün olarak ele almaktansa yamalarla uğraşan, parça parça birbirinden kopuk projeler, ihaleler, inşaatlar İzmir'e zarar veriyor” dedi. İzmir Körfezi ve Çevresi Tasarım Projesi'nin Konak'tan Pasaport'a kadar olan bölümünü hazırlayan ekibin grup koordinatörü Mimar Nevzat Sayın da, Pasaport İske lesi'nin olduğu bölümün yat limanı olarak belirlendiğini dile getirdi. Sayın, “Kim orayla ilgili çalışma yaparsa, hazırladığımız fikir projesinin içine girebilir. Biz ne belediyeyiz ne özelleştirme idaresiyiz. Biz sadece işimize konsantre olmuş bir mimarlık grubuyuz. Kim yaparsa yapsın biz doğru olanı önerdik” diye konuştu. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ise, Özelletirme İdaresi yetkilileriyle her zaman görüştüğünü, ancak alana ilişkin projeyi görmeden açıklama yapamayacağını söyledi. Kocaoğlu, “Proje önümüze gelecek, artısını eksisini inceleyeceğiz. Bu kentin büyümesini istiyoruz. En çok da biz istiyoruz. Onun için şimdiden görmediğim bir projeye karşı çıkmam. Merkezi hükümetin, ilerde yeni sorunlar açmayacağını gördüğüm her türlü projesine de sonuna kadar destek veriyorum, verdim, vereceğim” dedi. ÖNÜMÜZE GELSİN... Bu bir yeni yıl yazısı. İyi ATİKA HALUK IŞIK de, Patikanın ilgi alanı halukisik@gmail.com bağlamında, önce geçtiğimiz yılı tanımlamamız gerekmiyor mu? “Kültürsüzlük Kültürü”nün yaşam biçimi haline gelmesi için, bilge; “Bu kadar cehalet, ancak ürküten, utandıran ve mide bu kadar tahsille mümkündür!” bulandıran ne varsa yapılan bir Daha ne desin? 2013’e bu yoğun yıldı desek, nasıl olur? Peki, bu ve gerici bir rüzgar altında belirleme yalnızca 2012’yi mi giriyoruz. Bu rüzgardan, bireysel ilgilendiriyor? Elbette, hayır. ve toplumsal bahçe temizliği Şikayet edenlere adres olarak beklemek için, ya birinci sınıf “Küçük Turgut”u göstermek, aymaz, ya da suç ortağı olmak şikayet ettiğini “Bahtsız bedevi” gerekir. olarak tanımlamak, şikayet Lümpen ucuz, yavan ve gerekçesini “Belki ben de bir karı sakildir. Neyi niye sevdiğini ya da buldum…” diyerek, özlü biçimde savunduğunu anlatmaktan dillendirdiğini sanmak… acizdir. Duygusaldır, kaypaktır, Uzatmayalım, yakın tarihin politiktir. Siyasi duruşuyla hava bohçasına elimizi sokup, rasgele atsa da, gereklerini seçtiğimiz bu tavır demetinin düşünemeyecek kadar, gündelik ortak paydası nedir? Tek ikballer peşinde olan bir kelimeyle, lümpenlik! Bu tavırlara zavallıdır. İşte bu yüzden egemen olan zihniyeti, cinsiyet acımasızdır. Ötekileştirir, ayrımcılığı, mantık sığlığı, şiddet itibarsızlaştırır, iktidar şansı dili ve antidemokratik ideoloji bulduğu alanlarda karşıtlarını olarak tanımlamak, “acımadan yok etmek”ten başka “gerçekçiliğin” hakkını teslim çaresi yoktur. İnançtan etmektir. coğrafyaya, tarih bilincinden Kendini “Rol model” olarak insani tüm değerlere, hiçbir sunan, sunulan ya da aidiyet duygusundan söz taraftarlarınca “lanse” edilen edilemez. Lümpenlik, diline figürlerin bu tavırları, aynı pelesenk ettiği tüm değerleri, ne zamanda tasarladıklarısu anlama geldiklerini düşünmeden, taşıdıkları toplumsal modelin çarçur etmektir. İki yüzlü ve çok vardığı sonucu göstermektedir. standartlıdır, kaygandır, elde Öyle ya, bu karşılıklı kabul tutulamaz. Bugün söylediğini, olmasa, bu kadar taraftar, yarın reddedebilir. Mağduriyet seçmen, izleyici ya da alkış söylemi, onun sıcak yatağı ve toplayabilirler miydi? Birbirlerinin yorganıdır. Sorunların muhatabı nedeni ve sonucudurlar. olduğunu söyleyecek, ne sınıfsal, Sokağından devlet dağının ne kültürel, ne entelektüel bilinç zirvesine, gazete sütunlarından ve tavrı olmadığından, sürekli televizyon ekranlarına, bir ülkeye ağlar ve sızlanır. Lümpen, bir böylesine bir tavır egemen başka lümpenin güdümüne oluyorsa ve bu egemenlik muhtaçtır, ona karşı kul köle, insafsızca pompalanıyorsa, ahval kendinden aşağı olana tiran ve ve istikbal, pek de parlak ağababa olmaya, sadakasına değildir. muhtaç kılmaya zorunludur. Gündem lümpen tarafından İklimi yakaladığında, bilime, belirleniyorsa, orada bilim, sanat, sanata, hukuka, emeğe, eğitime, eğitim, basın, insan hakları, insan haklarına saldırır. Bir hukuk, demokrasi ya yenilmiş ya lümpenin yaşamak için, başka da yozlaşmış demektir. Ki, ikisi şansı yoktur. İşte böyle böyle de aynı anlama gelir. varolur, “kültürsüzlüğün kültürü”. Kültürsüzlüğün kültürüdür Ne demişti Nazım? “Günler egemen olan. Hangi rengi, hangi ağır, günler ölüm haberleriyle partiyi, hangi loncayı seçerse geliyor. Düşman haşin, zalim ve seçsin, bütün lümpenler aynı kurnaz…” Görmemek, ortaklığı paylaşırlar: kültürsüzlük. Diplomayla, makamla, yaşla, körleşmektir. cinsiyetle bir ilgisi yoktur. Yeni yılda, böylesi yazılar Diploması olup olmadığı belirsiz yazmak ya da okumak zorunda lümpenler bir yana, işte demiş kalmamayı dilerim. P Kültürsüzlük Kültürü C MY B