22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

c ARALIK PAZARTES EGE Süt sempozyumunun sonuç bildirgesinde sorunun fiyat değil maliyet olduğu vurgulandı PATİKA HALUK IŞIK halukisik@gmail.com Kurtuluş İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)Türkiye'nin 2012 Dünya Kooperatifçilik Yılı'nı boşa harcadığı belirtildi. Tire'de geçen günlerde düzenlenen süt sempozyumunun sonuç bildirgesinde, hayvancılık yapan küçük aile işletmelerinin yaşatılması istenerek, “Bunların yaşaması, kooperatifler ya da birlikler şeklinde örgütlenmeleriyle mümkündür” denildi. Tire Süt Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Eskiyörük, Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Ferdan Çiftçi ve EÜ Tire Kutsan Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Harun Raşit Uysal imzasıyla duyurulan bildirgede, çiğ sütte asıl sorunun fiyat değil yüksek maliyetler olduğu vurgulandı. Bildirgede, “AB’de 73 kuruş olan çiğ sütle, yetiştirici 1 kilo 700 gram yem alırken, ülkemizdeki yetiştirici 83 kuruşla ancak 950 gram yem alabilmektedir” denildi. Tarım, Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı'nın 2010 yılında başlattığı sıfır faizli krediler sonucu hayvancılık sektörüne adım atanların, yüksek maliyetler nedeniyle işletmelerini kapattıkları da anımsatılarak, “Kullandırılan 6.2 milyar lira kredi, sektöre çözüm yerine sorun getirmiş; 80 Yaşında Bir Çocuk Yaroslav Haşek, bildiğiniz ya da şimdi öğreneceğiniz gibi, özellikle “Aslan Asker Şvayk” adlı ve tiyatroya da uyarlanan romanıyla tanınan, ünlü bir yazardır. Bu roman, savaş çığırtkanlığı ve militarizmle “kafa bulmanın” klasiğidir. Haşek, Çek kökenlidir, Kafka’nın çağdaşıdır ve gülmece tarihinin idollerindendir. Şimdi durduk yerde niye ondan söz ediyorum? Açıklayayım. Aydın Belediyesi Şehir Tiyatrosu, kuşkusuz zamanın belediye başkanı İlhami Ortekin’in duruşundan da güç alarak, bir zamanlar çok nitelikli oyunlar sahneler ve yurt içi ve dışına birçok turne gerçekleştirirdi. Bunlardan birinde, Tataristan’ın Bugulma (Bügülme) kentine gitmiştik. Hiç unutamadığım yerlerden biri de, “Haşek Müzesi”ydi. Orta Asya’nın derinliklerindeki bu kentte müze müdürü ve müthiş bir entelektüel olan hanımefendiye (aynı zamanda milletvekili olduğunu öğrenecektim!), “Ne ilgisi var?” mealinde sordum, öyle ya Çekoslavakya neresiydi, Bugulma neresi? Meğer büyük savaşta, Haşek, ta oralara gitmiş ve bir dönem orada yaşamış. O gün, o hanımefendiden vefa, saygı, kültür ve sanatın ulusal ve evrensel anlamı, gelecek kuşaklara bu değerleri taşıma sorumluluğu üstüne, harika bir “ders” dinlemiştim. Kulaklarını saygı ve sevgiyle çınlatıyorum. Her sokak başına, caddelere, meydanlara, ulusal ve evrensel anlamda insanlığa katkıda bulunmuş aziz insanların heykellerini dikerek, sevgi ve minnet duygusunu gösteren bir anlayış, Haşek’in evini, kişisel eşyalarını ve yapıtlarını korumaya almış, onu bir müzeye çevirmişti. Bununla da kalmamış, dünyanın dört bir yanından, Haşek’le koşut düşünen ve üreten sanat insanlarının yapıtlarını da müzeye kazandırmış, o küçük evi, yaşayan bir kültürsanat anıtına çevirmişti. Elbette, örneğin Piyer Loti’nin adını, alakasız birinin adıyla değiştirmek isteyen, kente kimlik ve kişilik kazandırmış insanların heykellerini bile koruyamayan bizler için, bu girişim hayli “absurd”tü. Örneğin, Kurtuluş Savaşının o büyük telaşında, top seslerinin işitildiği başkentte, hiç işi gücü yokmuş gibi Etnografya Müzesi açma gerekçesini, Mustafa Kemal Atatürk’ten sormayı ve yanıtını almayı ıskalamış bizler için, elbette “absurd”ten başka sözcük yoktu. Bu “tuhaf” girişimin başına, müdür olarak bir “milletvekili” getirilmesi meselesine, isterseniz hiç girmeyeyim. Ben ona ne zaman baksam, aklıma Bugulma’daki o ev gelir. Evet, Alsancak’ta adını taşıyan bir sokak var. Aydın’da toplantı salonundan devşirme bir sahneye adı verilmiştir. Evet, en azından bizler, ona sevgimizi, saygımızı göstermekte asla kusur etmeyiz. Çünkü, bizim manevi babamız, ustamız, örneğimiz ve “yaşayan kültürsanat değerimiz”dir. Kimden mi söz ediyorum? Elbette 80 yaşında bir çocuktan ve bilgelik çıtasını çoktan aşmış bir ustadan, elinde büyüdüğümüz Muzaffer İzgü’den... 1933’ün 29 Ekiminde, yani Cumhuriyetin 10. Yılında, hatta annesinin doğum sancısının geçit töreni izlerken başladığı ve eve ancak bandonun yol açması sayesinde ulaşıp, onbeş yirmi dakika sonra, dünyaya “merhaba” diyen Muzaffer İzgü’den... Halkının, sokağın ve yaşamın tam ortasında üreterek duran, büyük itirazların büyük öznesi, Günsel Hanımın sevgili eşi Muzaffer İzgü’den... Geçenlerde, Cumhuriyet Ege’de onunla yapılmış çok hoş bir söyleşi vardı. Ülkesinden ve insanlarından sorumlu “aydın tavrı” ne demektir, hepimize anımsatıyordu. Bulunmalı, okunmalıdır. “Yeryüzü Sahnesi, İzmir” bugünlerde, ustayı “Bütün Bunlar Bize Özgü, Yazan: Muzaffer İzgü” adlı oyunla selamlamaya, doğumunun 80. Yılını kutlamaya hazırlanıyor. Haftaya, oyundan söz edeceğiz. kooperatifte S üt sektöründe kayıt dışılığın önlenmesi, gıda güvenliğinin sağlanması, fiyat istikrarı, üreticinin pazarlama sorununun giderilmesi ve köyden kente göçün önlenmesi için kooperatifleşmenin gerekli olduğu vurgulandı. altında kontrollü bir şekilde toplayan örgütlere daha yüksek teşvik primi verilmelidir. Büyükbaş hayvancılığın yanı sıra küçükbaş hayvancılık da hak ettiği yeri almalıdır. Süt işletmeleri; kayıt dışı çalışarak hileli gıdalar üretenler nedeniyle haksız rekabet ile karşı karşıyadır. Ucuzcu market politikaları nedeniyle bir çok firma ucuz mal elde etmek için katkı maddeleri kullanmakta ve bu durum tüketici sağlığını tehdit etmektedir. süt işletmeleri yetiştiriciye süt parasını 1530 gün aralığında ödedikleri halde, ürünlerinin parasını marketlerden en az 3 ayda alabilmektedir. Medya da çoğunlukla süt ve süt ürünleri ile ilgili uzmanlarından doğru bilgiler almak yerine uzman olmayan kişilerden spekülatif bilgiler alınmakta ve bu durum da tüketiciyi yanlış yönlendirmektedir.” ineklerin kesime gönderilmesi nedeniyle süt hayvancılığımız için yeni bir kriz oluşmuştur. Bu nedenle; sektör desteklenirken para dağıtma yöntemi yerine politika belirlenmesi ve kredilerin ulusal süt politikası aracı olarak uygulanması gerekmektedir” görüşüne yer verildi. Süt sektöründe kayıt dışılığın önlenmesi, gıda güvenliğinin sağlanması, fiyat istikrarı, maliyetlerin düşürülmesi, üreticinin pazarlama sorununun giderilmesi, üretimde planlamanın yapılabilmesi ve köyden kente göçün önlenmesi için ülkemizin koşullarının kooperatifleşmeyi gerekli kıldığı vurgulanan bildirgede, şöyle denildi: “Bu yapılanmanın teşvik edilmesine yönelik; sütünü örgütler kanalıyla pazarlayan üreticiye ve sütü soğuk zincir KOŞULLARIN GEREĞİ Tire Süt Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Eskiyörük ‘Dünya’ onarımda ayraklı Belediyesi Dünya Barış Anıtı’na adını veren küreyi bakıma aldı. 3 aşamalı olarak planlanan bakım programında ilk olarak ışıklandırma daha sonra güvenlik önlemleri ve asansör ele alınacak. Belediye Başkanı Hasan Karabağ, “Çalışmalar tamamlandığında tesis, ışık oyunlarıyla tüm İzmir’den görülebilecek. Ayrıca vatandaşlarımız asansörle yukarı çıkıp İzmir’i seyredebilecekler” dedi. B K A R Ş I YA K A Yeni yılda 30 temel İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Karşıyaka Belediyesi'nin 2013 yılına, başta Sosyal Yaşam Merkezi olmak üzere önemli yatırımların temelini atarak gireceği bildirildi. 156 milyon liralık 2013 bütçesinin yüzde 30'unu yatırımlara ayırdıklarını bildiren Belediye Başkanı Cevat Durak, “9 yıllık görev süremizde 300’ün üzerinde projeyi hayata geçirdik. 250 milyonu kendi kaynaklarıyla olmak üzere, değeri 500 milyon liranın üstünde yatırım gerçekleştirdik. 2013’te de yapımı devam eden 9 büyük projenin açılışını yaparken, 30 projenin de temelini atacağız. Bu projelerden önemli bir bölümünün açılışları da yine aynı yıl içinde olacak” dedi. Açılışı yapılacak projeler arasında Ahmet Piriştina Kültür Merkezi, eski lunapark alanı üzerine yapılan Sosyal Yaşam Alanı, Çarşı Tiyatro, Doğal Afet Eğitim Merkezi, Arşiv Binası, Bostanlı Açıkhava Tiyatrosu, Bahçelievler Balık Satış Merkezi, Temizlik İşleri Tesisi ile Kurban ve Adak Satış Yeri bulunuyor. İZMİR İLK 50'YE GİRDİ Kruvaziyer sezonu kapatıyor İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)İzmir, kruvaziyer turizmde dünyada ilk 50 liman arasına girdi. İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, 20 Aralık itibariyle Alsancak Limanı’na gelen 286 seferle İzmir’i 508 bin kruvaziyer yolcusunun ziyaret ettiğini bildirdi. Kentin, Çeşme ve Dikili limanlarına gelen 48 gemiyle toplam 517 bin turist ağırladığını belirten Demirtaş, “27 Aralık’ta yapılacak son seferle 2012 sezonunu da kapatmış olacağız. Sefer sayısındaki artışa rağmen yolcu sayısı geçtiğimiz yıla göre fazla bir artış göstermedi. Bunda en önemli neden kruvaziyer yolcularının büyük kısmını oluşturan Avrupa ve Amerika’da yaşanan ekonomik kriz nedeniyle insanların tatillerini ertelemeleri” dedi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle