10 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

c EGE AL AÇ AT I KASIM CUMA EGE’den SERDAR KIZIK [email protected] ¦ Baştarafı 1. Sayfada İDEN N O F N SE . . . A Y ’ ATA ZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir Devlet Senfoni Orkestırası (İZDSO), 74. ölüm yıldönümünde Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, bugün vereceği konserle anacak. Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi'ndeki konser saat 20.30'da başlayacak. Şef Ender Sakpınar'ın yöneteceği anlamlı konserde, solistler, basta Tevfik Rodos, sopranoda Eylem Demirhan Duru, İZDSO'yla birlikte sahneyi paylaşacak. Konserde Bozlak,Yunus Emre Oratoryosu No:11, Köroğlu, Karahisar Kalesi, Çanakkale Türküsü, İzmir’in Kavakları, Turgay Erdener’den Sen,sen,sen, Ali Baba ve Kırk Haramiler Operası'ndan Nurcihan Arya, Ninni, Selman Ada, Muammer Sun’dan Sabahın Seherinde, Bozkırın Sesi, Tulug Tırpan’dan Kahraman Türk Kadınları Soprano Arya’sı seslendirilecek. İ İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Kurban Bayramı'nda başlayan “Alaçatı Jazz Rüzgarı” festivali, cazseverleri buluşturmayı sürdürüyor. Program kapsamında bu hafta Fatih Erkoç sahne alacak. Alaçatı Belediyesi, Bu’ra Lokal ve Kesre Otel’in işbirliğinde hazırlanan festival kapsamındaki konser yarın. Erkoç'a klavye de Uraz Kıvaner, saksafonda Engin Recepoğulları, kontrbasta Erdal Akyol, davulda da Ayhan Öztoplu eşlik edecek. Ayrıntılı bilgi www.alacatijazzruzgari.com adresinden edinilebilecek. KONUK HATİCE YÜCEL Cumhuriyet Kadınları... zun ötesine katkısı vardı. Yaptıkları bugünün kuşağına küçük gelse de değerli ve güzeldi. Ev hanımları ise isimsiz kahramanlardı. Ya toplantıya katılmayan çoğunluklar? Buz dağının altındakiler... Onları da biliyor ve anlıyorduk. Evin tek kızı olduğu için okutulmayan Türkbükülü Keleşlerin Zehra yengesi ve Saniye yengesi, gerektiğinde on deve katırıyla Gökçeler’den odun taşımıştır. İrmeler'deki korkularını söylediği türkü ve manilerle bastırmışlardır. Farilyalı Eda yenge, engelli kocasının eksiğini iki kat çalışarak kapatmış, mandalina bahçesini yaşatmıştır. Pınarlıbelenli Çiçek teyze, gençliğini tütün tarlalarında ve halı tezgahlarının başında yitirmiştir. Komşumuz Giritli Naciye teyze PTT müdürü kocasının ve altı çocuğun arkasında anaçlığını sergilemiştir. Annem Zarife Mutlu, dikiş makinesinin koluyla beş dönümlük mandalina bahçesini alabilmiş, üç çocuğuna da yüksek tahsil yaptırabilmiştir. Bodrum benzer örneklerle doludur. Ben bunları cephede savaşanlardan daha güçlü buluyorum. Bu kadınlarla, “Cumhuriyetin kimsesizlerin kimsesi” olması somutlaşmıştır. Bugün esas merak ettiğim, onun nimetlerinden faydalandığı halde onu yok etmek isteyenlere ve görmezden gelenlere tarih ve halk nasıl hesap soracaktır? Peki bu etkinlikteki konuşmalarda Bodrum’a ne düştü? O yıllarda “iki dükkan bir fırın” betimlemesi Bodrum’u anlatmaya yeterli miydi? Hayır, herkeste geçmişe, güzelliklere, doğallığa, temiz denize, bölüşülen balıklara, kapı önündeki sohbetlere ve insani değerlere özlem vardı. Avlu fırınlarında yapılan ev ekmekleri, ocakta çukalede pişen kuru fasulye, dalından koparılmış mandalina, lamba ışığında işlenmiş kaneviçeler... İşte içine Cumhuriyeti de sığdırdığımız üç saatlik “Anılarda Bodrum 5”te bende kalanlar... Fazlası kayıtlara geçti belleklerimizi zenginleştirmek için. Cumhuriyet, kadın ve Bodrum zamana sığmayacak kadar zengin. Bu çalışmalar Bodrum’da kurulacak Etnografya Müzesi için hazırlıklardır. Bunu, Bodrum hak ediyor. Güçlerimizi birleştirerek daha nicelerini gerçekleştirebiliriz. Önümüzde Cumhuriyetin ışığı, üstümüzde Bodrum mavisi, içimizde kadın sevgisiyle yola devam... Bodrum Sözlü Tarih Çalışma Grubu, Cumhuriyetin 89. yılını da hesaba katarak son etkinliğini Bodrumlu Cumhuriyet kadınlarına ayırdı. İyi de etti. Bir davada kadınlar eksilirse, o dava bence de kazanılmaz. İmece ve gönüllülük çerçevesindeki çalışma, kadınların farkındalığından mı, bu yılki Cumhuriyet kutlamalarına konulmak istenen ambargodan mı, yoksa konunun öneminden mi – hepsi bir arada olsa gerek – istenilen sonucu verdi. Meclis salonunun koltukları bu kez Cumhuriyetle büyümüş, onun nimetleriyle güçlenmiş, birbirlerini anlamış, gözü yaşlı, gönlü zengin gerçek cumhuriyet bireyleriyle taçlandı. Her birinin anlattıkları kendine özgü olsa da, paydalarında özveri, istek, inanç, merak, sevgi, korkusuzluk ve Anadolu’nun ana tanrıçalarının mayası vardı. 29 Ekim günü Bodrum, son elli yıldır görmediği bir kalabalığı yaşadı. On binler Cumhuriyet yürüyüşünün tadına doyamamışlardı. Bıraksalar yorgun ayaklarının üstünde Bodrum’dan Ankara’ya kadar yürüyeceklerdi, Samsun’a çıkacaklardı yeniden. Anılarını öyle güzel dillendirdiler ki, Elif’in kağnısı yine çıkardı yola inceden inceden. Kara Fatma dağa çıkardı Aydın’da... Halide Edip miting alanlarına dönerdi... Savaşın bıraktığı yokluğu, acıyı ve cehaleti çekenler de onlardı, Cumhuriyetin erdemini yaşayanlar da... Kimi Atatürk’ü yakından görmüş, kimi piyeslerde oynamış, kiminin başı okşanmış, kimi okumuş, kimi ilk şapkayı takmış, kimi sahneye çıkmış, kimi Girit’te Atatürk’ün ölümüne ağlamış, kiminin annesi belediye başkanı olmuştu. Sonuçta hepsine onun sihirli değneği değmişti. Yokluklar varlığa, karanlıklar aydınlığa, kulluk bireye, savaş barışa dönüşmüştü. “Yeter mi?” diyorum “hayır” diyorlar. Cumhuriyet bir yaşam biçimidir, süreklidir. Kökleri toprağın derinliklerinde, dalları göğe ulaşma sevdasında, yaprakları ve meyveleri herkese yetecek kadar bol. Yalnız, tek yol gösterici bilim. Yeter ki kurt düşmesin gövdesine. Bunu görebilecek göz, duyabilecek kulak, söyleyebilecek dil ve yürek olsun. Çoğu eğitimci ve sağlıkçı olan 25 konuşmacı beşer dakikalık konuşmalarında “Nereden nereye geldik?” sorusunu içtenlikle anlattılar. Her birinin çorbada tu “Kılıçdaroğlu’nun İzmir il başkanlığı ziyaretinde gazeteciler konuyu gündeme getirdi. Adayının Aziz Kocaoğlu olup olmadığı soruldu. 'Soru gelmişse yanıtını siz de biliyorsunuz. Başkan Kocaoğlu’na güveniyoruz. Aziz Bey çalışıyor' dedi. Başka ne diyebilirdi ki, sonuç olarak ortaya bir yanıt. Bu yanıt, iki türlü değerlendirildi. Kimileri Kılıçdaroğlu’nun Kocaoğlu’na yeşil ışık yaktığını söyledi. Kimileri ise doğrudan 'evet' demediği için Kocaoğlu’nun adaylığının düşünülmediğini savundu. Bence ikisi de yanlış bir değerlendirme. Çünkü vakit henüz erken....” ??? Gelelim Kılıçdaroğlu'nun İzmir gezisinde Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer'le otel odasında görüştüğünün anlaşılmasının ardında yaşanan gelişmelere... Geçen Ege ekimizde arkadaşım Hakan Dirik konuyu haberleştirdi. Kılıçdaroğlu, Tunç Soyer buluşması CHP de birbirinden değişik yorumlara yol açtı. Deyim yerindeyse “Soyer kulisleri salladı”. Kocaoğlu bu görüşmeden rahatsız olmadığını açıkladı. Önseçim vurgusu yaptı. Kimileri görüşmenin adaylıkla ilgili olmadığını söyledi, kimileri Kocaoğlu'nun tek seçenek olduğunu belirtti. Soyer'in adaylığını olumlu bulanlar da var, karşı çıkıp, henüz erken olduğunu söyleyenler de. Her şeyden önce adaylık konusunda yeni isimlerin ortaya atılması, CHP açısından olumlu bir gelişme. Seçenek yaratmak ve tartışmak, her zaman tek seçenekten daha olumlu sonuçlar getirir. Büyükşehir adayının kim olacağı konusunda “henüz vakit erken” demiştim. Soyer, adaylık tartışmalarıyla ilgili iki ayrı tepki almış. Kimileri olumlu bulmuş, kimileri ise “erken olduğunu” belirtmiş. Görüşmeye ilişkin ayrıntılı konuşmuyor. Büyükşehir adaylığıyla ilgili yoğunlaşmadığını, tüm enerjisini Seferihisar için harcadığını söylüyor. Ancak KılıçdaroğluSoyer buluşmasının dikkat çekici ve sorgulanması gereken yanları var. Birincisi, görüşme Kılıçdaroğlu'nun danışmanı Serdar Tosun'un da katılımıyla baş başa gerçekleşiyor. Ne il başkanı var, ne de herhangi bir milletvekili. Acaba neden? Beş on dakikalık bir süre değil, Kılıçdaroğlu'nun kaldığı otel odasında ve yaklaşık bir saat sürüyor. Bu sürede salt Seferihisar'ın sorunları ya da Soyer'in ilçesinde yaptığı çalışmalar ele alınmış olamaz. Acaba neden? Adaylık konusuna değinilmemiş olsa da Kılıçdaroğlu'nun onca yerel yöneticisi arasında Soyer'i çağırmasının bir hikmeti olmalı. Acaba bir mesaj mı veriliyor? Kılıçdaroğlu'nun niyeti ne olursa olsun, artık ok yaydan çıkmıştır. Soyer'in adı, bundan sonraki adaylık tartışmalarında vardır artık. Kılıçdaroğlu, yaptığı görüşmenin bu tür sorgulamalara yol açacağını düşünmemiş olabilir mi? Ne dersiniz? RÜ Z G Â R C A Z DA N E S İ YO R c EGE KASIM YIL : CUMA SAYI : İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ORHAN ERİNÇ Genel Yayın Yönetmeni: İBRAHİM YILDIZ Ege Bölge Temsilcisi: SERDAR KIZIK Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: MİYASE İLKNUR Haber Müdürü: YUSUF ÖZKAN Editör: HAKAN DİRİK Görsel Yönetmen: MELİH DÖĞER İlan: ZUHAL ALTUNGÜNEŞ YAYIMLAYAN: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş, Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2. 34381 Şişli/İstanbul İSTANBUL: Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 İZMİR: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Pasaport/İzmir Tel: 0 232 441 12 20 (10) hat Faks: 0 232 441 87 45 BASKI: DPC İzmir Tesisleri Ege Caddesi No: 36 SarnıçGaziemir DAĞITIM: YAYSAT Ege Caddesi No:36 SarnıçGaziemir eposta: [email protected] Cumhuriyet Gazetesi’nin parasız ekidir. Pazartesi, çarşamba ve cuma günleri yayınlanır. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle