Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
c 8 EKİM 2012 PAZARTESİ EGE Savaşa Hayır! Özal’lı yılların “1 koyacağız, 3 HALUK IŞIK alacağız” sevdası içinde, Körfez halukisik@gmail.com krizine balıklama daldık. Emperyalizmin Boytchev’den Miller’e... Bunlar küresel kasası çıkarlarını koruyup, dışımızdan. Turgut Özakman’dan Ürdün, Kuveyt, Katar gibi Haldun Taner’e, Aziz Nesin’den ülkelerin zararını öderken; biz Can Yücel’e, Sermet Çağan’dan elimizde 35 milyar dolarlık Vasıf Öngören’e... Bunlar da faturayla kalakaldık. Elbette, içimizden. Kısaca, sanatımızın şaşaalı bir vizyonun, vahim bir ustalarının temel izleği “Savaş”tır, lezyona döndüğünü, biz sıradan savaşa karşı kesin bir karşı insanlar yıllar sonra anlayacaktık. duruştur. Biz tiyatrodan örnek Cumhurbaşkanının şortla tören verdik, siz tüm sanat dallarında mangası selamlamasına durumun böyle olduğunu, zaten gülerken, renkli kanallardan keyif biliyorsunuz. Sanatı ve sanatçıyı derliyor, mahalle bakkalımıza “İki “düşman” görenlerin üstündeki ekmek bir sigara alacağım, yirmi örtüyü kaldırın, içlerinde şiddetin, dolar bozabilir misin?” diye hava ucuz hamasiyetin, ölüm karası atmanın gururunu sürüyorduk. ruhun, görgüsüzlüğün ve yok Bunlara dair belge, bilgi, yapıt etmeyi kışkırtan, yok olmayı gereğince vardır. Belleksizliği sözümona kutsayan akıl zorlayıp, biraz araştırma yapmak tutulmasının kıvrandığını yeter. Böyle bir araştırma, söz görürsünüz. konusu yılların önemli bir yasağını Geçtiğimiz günlerde, anımsamamıza da yarayacaktır; repertuvarımıza dair bu soruya “Savaşa Hayır” deme yasağı! verdiğim yanıt şöyleydi: “Kurşun Askerin Utancı”nı o “Biz ölürsek öngörülerimizden dönemlerde yazdım. Tobavölürüz… “Yeryüzü Sahnesi, Ankara Çankaya Belediyesi İzmir”, yetişkin oyunu: Ölü Çocuk Oyunları Yazım Kadınların Şarkısı. Dünyanın Yarışmasında “Büyük Ödül” alan bütün Bosnalarında savaşın tüm oyunum, o günden bugüne cehennemini yaşayan kadınlar sayısız tiyatro tarafından için bir ağıt… Çocuk Oyunu: sahnelendi. Şimdi “Yeryüzü Kurşun Askerin Utancı. Savaş Sahnesi, İzmir” tarafından, isteyen Pinoşeler kimseyi çocuklarımıza ulaştırılmaktadır. kandırmasın, Hitmus Krallıklarını Kısaca savaş düşkünü bir kraliçenin, asıl mesleği palyaçoluk asla Hitmuspin yapamasın diye... Savaş belası yeryüzünden olan birini “seni eğlence işleri kalksın, barış ateşlerini önce bu bakanı yapacağım” diye kandırıp oyunların rüzgarıyla, “bir daha kurşun asker yapmasını; yeni yaşanmayacak” sevinciyle silahlar ve askerler ararken, Barış, tutuşturacağız. Biz bu oyunları, o Sevgi ve izleyici çocuklar yüzden sahneliyoruz!” sayesinde planlarının Bu oyunlara, Dido Sotiriyu bozulmasını, en azından orada teyzemizin Benden Selam Hitmus Krallığında savaşın Söyle Anadolu'ya adlı büyük yenilmesini anlatır. yapıtını ekleme uğraşındayız. İşte bu oyunum “Savaşa Hayır” demenin yasaklandığı o günlerde, Sanatın vahim tuzağı popülizmdir, örneklerini bol bol İsmet İnönü Sanat Merkezi'nde izliyorsunuz. Sanatı insani bir binlerce çocuğa sahnelenecekti. eyleme dönüştüren ise, Oyunun sonunda sahneye çıkıp, konusuyla tarihseli, sözüyle izleyiciyi selamlayacaktım. evrenseli yakalamasıdır. Yalvardılar, “Yasağı biliyorsun, Küreselleşmenin bin belasını, aman!” dediler. Çıktım. Benden sanatın bir anlık evrensel önce çocuklar başladı, ortalığı duruşu defeder. Savaşa “hayır” “Savaşa hayır!” çığlıklarımızla demek, o yüzden insanlık yıktık. Sonra? Uzun süre, kimse gereğidir. Bunu, en az sanat beni sahneye çağırmayacaktı. Ne karşıtları kadar, kendini sanatla günler... tanımlayanların anımsamasında Sanat, yalnızca yaşamı ve büyük yarar vardır. İlle de insanı savunur. O yüzden, savaş “evrensel bir önsöz” karşıtlığı genetiktir, kendisinin bile isteniyorsa, Mustafa Kemal engelleyemeyeceği doğal bir Atatürk gerekeni söylemiştir: reflekstir. Aristophanes’ten “Yurtta Barış, Dünyada Barış!” Euripides’e, Brecht’ten Gorki’ye, 3 PATİKA Gelecek haftalarda Gediz, Akdeniz ve Boğaziçi dağıtım şirketleri de elden çıkarılacak Zamlar özelleştirme dinlemiyor HİCRAN ÖZDAMAR Elektrik tüketim bedellerine ve doğalgaza art arda zam yapılırken, AKP iktidarı kamunun elinde kalan son elektrik dağıtım şirketlerini özelleştirmek için engel tanımıyor. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın (ÖİB) ilanına göre, şirketlerin Gediz Elektrik Dağıtım AŞ için 5 Ekim saat 16.00'ya dek ön yeterlilik başvurusu yapmaları gerekiyor. Özelleştirme sürecinde bulunan Boğaziçi Elektrik Dağıtım AŞ için 12 firma 30 milyon dolar, Akdeniz Elektrik Dağıtım AŞ’ye yönelik de 9 firma 15 milyon dolarlık teminat bedelini vererek sürece dahil oldu. Gediz Elektrik Dağıtım AŞ için süre 5 Ekim’de dolacak. Ön yeterlilik değerlendirmesi sonucunda bu kriterleri taşıdığına karar verilen katılımcılar, tekliflerini Akdeniz Elektrik Dağıtım AŞ için en geç 6 Kasım 2012, Boğaziçi Elektrik Dağıtım AŞ için en geç 13 Kasım 2012 ve Gediz Elektrik Dağıtım AŞ yönelik de en geç 20 Kasım 2012 günü saat 16.00’ya kadar kapalı bir zarf içerisinde ÖİB’ye sunacak. Elektrik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Eğitim Sorumlusu Talat Canpolat, özelleştirme sürecinin “çılgınlıkla” yürütüldüğünü belirterek, “Türkiye’de enerji, sağlık, eğitim gibi temel politikalar devlet eliyle yürütülmeli. Ancak özelleştirme süreci bütün çılgınlığıyla devam ediyor. Özelleştirme ve piyasacı anlayışla zamların arkası da kesilmeyecektir” dedi. Elektrik tüketim bedellerine yönelik zamların ciddi boyutlara varan bütçe açığından kaynaklandığını, özelleştirme bedellerinin iktidar için büyük bir önem taşımadığını kaydeden Canpolat, asıl hedefin bu kurumları ne pahasına olursa olsun özelleştirmek olduğunu söyledi. Enerji ithalatına 55 milyar doları bulan ödemeler yapıldığını, bunun karşılığının yurttaşlardan alındığını belirten Canpolat, yurttaşlarda zamların “normal” olduğuna yönelik bir algı oluşturulduğunu kaydetti. CHP MİLLETVEKİLİ TÜRELİ: Bu ne yaman çelişki? İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) CHP İzmir Milletvekili, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi Rahmi Aşkın Türeli, Türkiye’de kentsel dönüşüm açısından en öncelikli illerden birinin İzmir olduğunun açıklanmasına karşın, bu kentteki yıkımlara sadece iki kamu binasından başlanacak olmasının ciddi çelişki doğurduğunu söyledi. Türeli ayrıca, Türkiye’de 7 milyon konutun elden geçirileceği açıklamasını da hatırlatarak, bu binaların kaçının İzmir’de bulunduğunu ve kentsel dönüşüme harcanacak 400 milyar doların ne kadarının İzmir’e ayrılacağını sordu. Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın yanıtlaması istemiyle yazılı soru önergesi veren Türeli, İzmir’e göre daha az deprem riski taşıyan ve nüfus açısından çok daha gerilerde olan bir çok ilde başlatılan yıkımları eleştirildi. Türeli, önergesinde şu görüşlere yer verdi: “İzmir’de kentsel dönüşüm çalışmaları kapsamında yıkılması kararlaştırılan kamu binalarının sayısı kaçtır? İzmir’deki çalışmaların 72 daireden oluşan 2 askeri binada başlatılmasının sebepleri nelerdir? Çalışmaların sadece 2 kamu binasıyla sınırlı tutulmasının daha önce yaptığınız ‘İzmir’i kentsel dönüşümde listenin en başına yazdık’ açıklamasıyla çeliştiğini düşünüyor musunuz? Türkiye genelinde 7 milyon bina elden geçirileceğine göre bu binalardan kaçı İzmir’de bulunmaktadır? Kentsel dönüşüme harcanacak 400 milyar doların ne kadarlık bir bölümü İzmir’deki çalışmalar için ayrılmıştır? Dünyanın ve ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik koşullar dikkate alındığında İzmir ve Türkiye’deki kentsel dönüşüm çalışmaları için gerekli olan 400 milyar doların finansmanını nasıl sağlamayı düşünüyorsunuz? İzmir Büyükşehir Belediyesinin Bakanlar Kurulu onayını bekleyen kentsel dönüşüm projelerinden bugüne kadar kaçı onaylanmıştır? Onaylanmamış projelerin sayısı ve onaylanmama gerekçeleri nedir?” İzmir Milli Kütüphane’nin 100. yaşı, bugün etkinliklerle kutlanacak Kütüphane dalya dedi İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir Milli Kütüphane 100. yaşını, bugün başlayacak özel etkinliklerle kutlayacak. İzmir Milli Kütüphane Vakfı Başkanı Ulvi Tuğ, kütüphanenin, İzmirli aydınların öncülüğünde 1912'deki kuruluşunun hemen ardından yıllarca hem kentte yaşayanlara, hem de gezici kütüphaneler aracılığıyla bölge köylerine hizmet verdiğini anımsattı. Şimdi yalnızca araştırmacıların yararlandığı kütüphanenin bugünkü binasının yetersiz kaldığını vurgulayan Tuğ, İzmir'deki kurumlardan gelecek destekle mevcut binayı bir kitap müzesine dönüştürmeyi hedeflediklerini söyledi. Puğ, kütüphanenin 100. yaşını kutlamaktan mutluluk duyduklarını belirterek, şöyle konuştu: “1912 yılında, aralarında Celal Bayar, Celal Saygun, Süleyman Ferit Eczacıbaşı, Küçük Talat gibi İzmir’in siyasetine, sanatına ve ekonomisine katkıda bulunmuş kişilerden oluşan bir avuç İzmirli aydının ibret verici gayretleriyle kurulan İzmir Milli Kütüphanesi, İzmir’in 100 yıllık tarihi bir çınarıdır. İzmir Milli Kütüphanesi, sahibi bulunduğu Cumhuriyet mimarisinin en güzel örneklerinden olan binası ve Elhamra Sineması'yla birlikte yaklaşın 800 bin kitap, Cumhuriyet'in kuruluşundan bu yana süregelen gazete ve dergi koleksiyonları, 4 bini aşkın orijinal el yazması ve taş baskı eserleriyle gerçek bir kültür hazinesidir. 100. kuruluş yıldönümümüzde İzmir Milli Kütüphanesi’nin tarihine ve büyüklüğüne yakışır şekilde bir kutlama haftası düzenliyoruz. Bekçiliğini yapmakta olduğumuz bu büyük hazinenin gerçek sahipleri olan siz değerli İzmirlileri ücretsiz ve halka açık olarak,aşağıda ki program dahilinde gerçekleştireceğimiz tüm etkinliklerimize bekliyoruz.” Kutlama programı kapsamında bugün saat 10.00'da Atatürk Anıtı'na çelenk konulduktan sonra Vasıf Çırnar Meydanı'nda fotoğraf sergisi açılacak. Aynı yerde Anadolu Filarmoni Orkestrası'nın konseri de gerçekleştirilecek. Ahmed Adnan Saygun Kültür Merkezi'nde saat 20.30'da da !Bir İzmir Rüyası IIŞiirler ve Şarkılarla İzmir” etkinliği yapılacak. 12 Ekim'e dek çeşitli sergiler, belgesel gösterileri ve “Çağdaşlaşma Hareketinde İzmir ve Milli Kütüphane” konulu sempozyum yapılacak. İzmir, İstanbul, Ankara’daki satış noktalarımızda ve Türkiye’nin her yerinden havale ile siparişlerinizde DEMİR YASA TEKLİFİ VERDİ Göcek ilçe olsun MUĞLA (Cumhuriyet) CHP Muğla Milletvekili Prof. Dr. Nurettin Demir, Muğla'da Göcek adıyla bir ilçe kurulması ve Dalaman'a bağlı Bağlı Çöğmen, Kavacık, Sabunlu ve Darıyeri köylerinin bu yeni ilçeye bağlanması için TBMM'ye yasa teklifi verdi. Göcek'in sahip olduğu turizm potansiyeli ve nüfusuyla özel bir öneme sahip olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Demir, yasa teklifinde “Göcek’in nüfusu, Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2011 yılı adrese dayalı nüfus kayıt sistemi verilerine göre 2 bin 183’ü erkek, bin 979’u kadın olmak üzere toplam 4 bin 162’dir. Nüfus sayısı, yaz aylarında çok sayıda yerli ve yabancı turistin beldeye gelmesiyle üç katına kadar ulaşmaktadır. Bölgede turizmin hızla gelişmesiyle birlikte, diğer şehirlerden hatta diğer ülkelerden çalışmaya gelenler de beldede yerleşik durumdadır. Ayrıca bölgenin sakinliği ve doğal güzelliklerinden dolayı emekliliğini burada geçirmek için yerleşen ve yerleşmeye devam eden çok sayıda aile de mevcuttur” görüşlerine yer verdi. Demir, Göcek'i ilçe olmasının yaratacağı getirilerini şöyle sıraladı: “Göcek’in ilçe olması, beldedeki vatandaşlarımızın 'ulaşım, haberleşme, alt ve üst yapı ve benzeri hizmetlere' zamanında ve etkin olarak ulaşımını kolaylaştıracaktır. Artan 'yat turizmi' potansiyeli ile yabancı ülkelerle Türkiye arasında köprü görevi gören beldenin ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmasına ve beldede turizmin gelişmesine katkıda bulunacaktır.” Akyakalılar, belediyelerinin kapatılmaması için 3 bin 800 imza topladı % Sakin şehir, bütünşehire karşı ÖZCAN ÖZGÜR MUĞLA Muğla’nın “bütünşehir” statüsüne alınmasının ardından kapatılması gündeme gelen, Türkiye’nin 5 “sakin şehrinden” biri olan Akyaka’da yurttaşlar ayaklandı. Yeni statüyü kabul etmeyen yurttaşlar, topladıkları 3 bin 800 imzayı milletvekillerine ve Avrupa Birliği Komisyonu üyelerine gönderdi. Akyaka Yerel Yönetim Platformu Sözcüsü Serdar Denktaş, yurttaşların doğrudan etkilendiği ancak karar alma sürecinden dışlandıkları bir dönem yaşandığını vurgulayarak, “Su yasa, hazırlanış biçimiyle bile antidemokratiktir. Kaldı ki insanların evrensel bir hak olan yerinden yönetim hakkını elinden almakta. Akyakalılar olarak yasa tasarısına karşı bir imza kampanyası düzenledik. Milletvekillerine hitaben yazdığımız bir mektup için 3 bin 800 imza topladık. Mektubun İngilizcesini de Avrupa Birliği komisyonu üyelerine eposta olarak gönderdik” dedi. “Büyükşehir Yasasına Hayır” imza kampanyası metninde şu görüşlere yer verildi: “Tasarının aynen yasalaşması durumunda, yasadan etkilenecek illerde birçok küçük belediye örgütü büyük şehirlere bağlanmak yoluyla kaldırılacaktır. Bizler, yasanın doğrudan etkileyeceği bir belde olan Muğla ili, Ula ilçesine bağlı Akyaka’da yaşamaktayız. Akyakalılar olarak bizler bu yasanın evrensel bir hak olan kamu hizmetlerinin verilmesinde yerindenlik ilkesine aykırı olduğunu, bu anlamda vatandaşlık haklarımızı elimizden aldığını düşünüyoruz. Beldemizde sürdürülebilir bir gelişim sağlayabilmek için halkın, sivil toplum örgütlerinin ve belediyenin katılımı ile bir Akyaka Vizyonu belirlenmiş ve bu vizyonu gerçekleştirebilmek yolunda da Uluslararası Yavaş Kentler Birliği’ne (Cittaslow) üye olunmuştur. Çıkartılmak istenen yasa Akyakalıların yıllardır yerinden yönetim anlayışı içinde sürdürülebilirlik kaygıları ile yaptıkları çalışmaların da boşa gitmesi anlamına gelmektedir.” 30 indirim kitap.cumhuriyeti.com.tr C MY B C MY B