Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
c EGE EK M CUMA Şiddetin doğurduğu şiddet K adınların alışılmadık bir şekilde şiddete karşı şiddetle tepki gösterdikleri olaylarda artış yaşanıyor. Rollerin değiştiği şimdilerde, şiddeti seçen kadına, toplumda ister erkek olsun ister kadın bir kesiminden onaylayıcı destek geliyor. yorumu ise dikkat çekiciydi. Kadınlara şiddet uygulayan, bıçaklayan, öldüren erkeklerle ilgili haberler artık neredeyse günün olağan olayları sayılıyor ve bu haberlerin gazetelerdeki boyutları giderek küçülüyor. Oysa kadınların erkeklere uyguladığı şiddet olayları şu aralar oldukça ilgi çekiyor ve gündemin baş sıralarına yerleşiyor. Şu bir gerçek ki, şiddete uğrayan, itilip kakılan, dövülen kadınların erkeklere baş kaldırması, onları alt etmesi ve hatta bir miktar hırpalaması bazılarımızın hoşuna gidiyor. Kadınların baskılara karşı direnişine bir örnek de yakın bir zamanda Suudi Arabistan’da yaşandı; bir alış veriş merkezinde ojesine ve saçının gevşek bağlanmasına karışan ve kendisinden alış veriş merkezini terk etmesini söyleyen ahlak polislerine direnen kadının videosu, internet ortamında epeyce gürültü kopardı. Suudi Arabistan’da kadınlar, bu olaydan sonra alış veriş merkezlerinde giysilerine karışılmaması konusunda özgürlük kazandılar. Yine Suudi Arabistan’da yabancı bir erkekle gezdiği için ahlak polisi tarafından uyarılan genç bir kadın, kendisini uyaran ahlak polisinin kafasını taşla yararak tepkisini gösterdi. Facebook’ta paylaşılan bir habere göre de Hindistan’da kadınların kurduğu Pembe Çete üyesi kadınlar, karısına şiddet uygulayan erkekleri bulup dövüyorlardı. Bu paylaşımın altında yer alan sevinç nidası “Heyooo’’ AKDİR.. Kadınlar alışılmadık bir şekilde şiddete karşı şiddetle tepki gösterdiklerinde toplumun erkek olsun kadın olsun bir kesiminden onaylayıcı destek buluyorlar; tıpkı eşlerini namus yüzünden öldüren erkeklerin toplumun farklı bir kesiminin takdirini kazanması gibi. Kadınlar, artık baskı ve şiddete daha çok karşı çıkıyorlar; bu karşı çıkış onlara yeniden eş veya aile şiddeti olarak geri dönüyor. Pasif olmak, kaçmak, saklanmak pek çoğu için kurtuluş olmuyor; eşler veya eski eşler her zaman onları buluyorlar. Devlet ise şiddet gören kadınları koruyamıyor. Belki de şiddet gören kadın davranışı artık farklı bir mecraya doğru akıyor; “Baskın basanındır’’ diyerek erkeklerden rol çalmaya başlıyorlar ve öfkelerini başka yere değil şiddetin asıl kaynağına yöneltiyorlar hem de aynı yöntemi kullanarak. Hafifletici sebepler konusunda pek sıkıntı çekmedikleri ise ortada. ASUMAN ABACIOĞLU Bir süredir kadına yönelik şiddetin doğurduğu karşı şiddetle ilgili gazete haberlerini merakla takip ediyorum. Belki bu tür haberlere olan ilgimden dolayı bana öyle geliyor ya da gerçekten de durum böyle; kadınların kendilerine şiddet uygulayan erkeklere aynı şekilde şiddetle tepki gösterdiği olaylar bu aralar daha fazla görülüyor. Bunlardan en çarpıcı olanı, ad ve yer belirtmeye gerek yok; kendisine defalarca tecavüz eden adamın başını keserek köy meydanındaki kahvehanede oturan erkeklere doğru fırlatan şiddet mağduru kadının öyküsüydü. Bu kadın, tecavüzcüsünün kesik başını fırlatırken, kelimeler aynı olmasa da şu anlama gelecek şekilde sesleniyordu köy kahvesinde oturan erkeklere; “Namusuma el uzatanlar cezasını bulmuştur.’’ T GÖZDAĞI... Muhtemelen sadece kendisine tecavüz eden adamdan intikam almakla kalmıyor, arkasından namusuyla ilgili kendi dedikodusunu yapan köyün erkeklerine de bir nevi ders veriyordu bu sözlerle. Bu kadına işlediği cinayet davasında nasıl bir ceza verildiğini bilmiyorum; davası hala sürüyor olabilir. Ancak kendisine şiddet uygulayan eşlerini öldüren bazı kadınların mahkemelerdeki yargılanmaları sırasında “Nefsi müdafaa” gerekçesiyle haklarında beraat kararı verildiğini gazetelerde okuyorum. C MY B