17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

c 20 OCAK 2012 CUMA EGE Yeşil konsept dışı ASUMAN ABACIOĞLU Önce sulak alanları kuruttular. Sazlık alanlar, kuşların göç yolları üzerindeki konaklama ve beslenme yerleriydiler. Kent içinde az katlı yapı kümeleri arasında göz okşayan birer küçük vahaydılar. Pelikanları, flamingoları, yalıçapkınını, sakarmekeleri, leylekleri çekiyorlardı yakınlarımıza kadar. Sonra kent içindeki açık hava sinemaları gitti elimizden; yerlerine yüksek geniş apartmanlar yapıldı. Çocukluğumuzun son sayfası kapandı onların gitmesiyle. Deniz kenarındaki mütevazi çay bahçeleri birer birer yok oldular. Kış aylarında ortasına kocaman kömür sobaları kurulan, denizin hemen kıyısında ucuz çay içilebilen, hem kadınlar hem de erkeklerin uğrak yeriydiler. Beşer onar yıllık zaman dilimleri içinde kayboldular. İzmir gözümüzün önünde biçim değiştiriyor, kimliğini kaybediyordu. Bahçeli iki katlı evler ve konaklar çoktan yitip gitmişlerdi. Bazıları yok olan kentlerinin ardından iç geçirse de herkesin daha önemli işleri vardı; kimse sesini çıkarmadı. Şimdi yeşil alanlar üzerinde rant oyunu oynanıyor ve İzmirlilerden yine ses çıkmıyor. Kimliğini kaybetmiş olan İzmir’de elde kalan son yeşil alanlar üzerinde bir süredir rantçılar ve korumacılar arasında kıyasıya bir mücadele var. Basına yansıyan bu mücadeleyi uzaktan ilgisiz gözlerle izleyen İzmir halkı, yeşile, doğaya ve kültür varlıklarına sahip çıkmak ve kendisi için bu mücadeleyi yürüten çevrelere destek olmak yerine olan bitene sessiz kalmayı tercih ediyor; hep olduğu gibi. Mevzu hiç bitmiyor; kentin akciğerleri de olsa, zemin bataklık da olsa birileri eninde sonunda İnciraltı'ndan çok büyük paralar kazanmak istiyor. Oysa başka kurtaracak yeşil alan kalmadı... İzmirliler her ne kadar yeşil alanları korumayı kendilerine bir görev ve sorumluluk olarak görmüyorlarsa da, hafta sonunda kahvaltı edecek yer ararken kentin son yeşil alanlarına arı kovanını andırırcasına hücum ediyorlar. Her zaman gittikleri bir yeşil alanda alış veriş merkezi veya gökdelen inşaatı başladığında ilgisizce omuz silkerek gidecek başka bir yer arıyorlar. Kent merkezinde ve yakın çevresinde sığınacak tek bir ağaç altı bile kalmayana dek devam edecek bu durum anlaşılan. ! GüzelAKUT ile afete hazırlık İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Güzelbahçe'de afet anında devreye girmek üzere GüzelAKUT ekibi oluşturulacak. Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa İnce, ekibin eğitilmesi konusunda AKUT ile işbirliği yapmak istediklerini söyledi. AKUT Yönetim Kurulu Başkanı Nasuh Mahruki'nin kendisini ziyaretinde konuşan İnce, ilçeyi her türlü afete karşı önceden hazırlamak zorunda olduklarını vurguladı. İnce, “Yerel yönetim olarak üzerimize düşen tüm sorumlulukları yerine getirmeye çalışıyoruz. Özellikle binaların depreme dayanıklılığı konusunda kesinlikle taviz vermiyoruz ve vermeyeceğiz. Zaten ilçemizde çok katlı bina yaptırmıyoruz. En fazla 5 kata kadar izin veriyoruz. Binalarımızın büyük çoğunluğu tek veya iki katlı. Yapılarımız bu nedenle çok sağlam. Yapı denetim firmalarının yanı sıra belediye olarak biz de denetliyoruz. Ancak biz yine de her türlü dağal afete hazır olmak için oluşturacağımız GüzelAKUT ekibinin eğitimi için AKUT'tan destek bekliyoruz” dedi. Mahruki de İzmir'in birinci derecede deprem kuşağında bulunduğunu kaydetti. Mahruki, şunları söyledi: “Her bölge kendi kurtarma timini oluşturmalı. Bir süre önce Seferihisar ve Sarıgöl'de AKUT ekibi kuruldu. Bu ekipler, tamamen gönüllülük esasına dayanıyor. Yurttaş olmanın sorumluluğunu yerine getirmenin yolu gönüllülükten geçiyor. Eğitim konusunda destek vermeye hazırız. Şu anda AKUT olarak yurt genelinde 30 ayrı bölgede bin 500'e yakın gönüllü ile çalışıyoruz.” 3 YATIRIMA DOYACAĞIZ! Bir inşaat şirketi yöneticisi İzmir için yeni inşaat projelerini gururla açıklıyor; şu kadar bin metrekare alanda ‘’farklı konsepte sahip’’ alış veriş merkezleri, çok katlı iş merkezleri, rezidanslar, lüks konutlar, oteller, plazalar... ‘’İstanbul bu yatırımlara doydu İzmir’de potansiyel çok büyük’’ diyor. İzmir’in bu haliyle bile potansiyeli çok büyükse doyuma ulaştığında ortaya ne çıkacak kim bilir? Halkapınar, Bayraklı, Turan yeni yatırım alanları; bir de İnciraltı. Şimdi üzerinde en çok mücadele verilen yerlerden biri İnciraltı bölgesi. Yakınındaki Çakalburnu Dalyanı, körfezin son dalyanı olarak tanımlanıyor. Kuşların beslenme ve konaklaması açısından önemli bir sulak alan. Birileri sürekli İnciraltı’nın yapılaşmaya açılması gerektiğini ısıtıp ısıtıp sürüyor önümüze. Mevzu hiç bitmiyor; kentin akciğerleri de olsa, zemin bataklık da olsa birileri eninde sonunda buradan çok büyük paralar kazanmak istiyor. Yüksek apartmanların sıralandığı daracık sokaklarındaki güneş görmeyen evlerinden ve işyerlerinden sıkılıp nefes alabilecekleri yerlere koşan İzmir halkının en çok sevdiği mekanlardan birisi İnciraltı. Ama yine de en çok rantiyecilerin sesi çıkıyor; oysa başka yer kalmadı kentliyi kurtaracak. Çok katlı rezidanslar, alış veriş merkezleri yapıldığında geniş yollar açacaklar yeşilin ortasına; şimdiki iki yanı ağaçlı yol yeterli gelmeyecek. Kahvaltı ettiğiniz yerlere artık gidemeyeceksiniz; fotoğraf çekimi için mükemmel görüntüler, balıkçılar ve kediler olmayacak. Dalyana muhtemelen yat limanı yapacaklar; siz uzaktan bakacaksınız. Pelikanlar, flamingolar uğramayacak yakınınıza. Böyle giderse yakın zamanda evlerinizden çıkmanıza gerek kalmayacak. Çünkü gidecek yeriniz olmayacak. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle