02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

c 16 OCAK 2012 PAZARTESİ EGE Bir Anma, İki Açılış, Bir Kapanış Urla’da bir şenlikti HALUK IŞIK Necati Cumalı’yı anmak. Anı Evinde [email protected] başlayan etkinlikler, eski Tamirhane Binasında sürdü. Taririn azaldığı, kitaplıkların giderek he ve kente saygının ürünü olan ıssızlaştığı, bir şeyler yapmaya mekanlarda, şiirleriyle, anılarıyla, çalışanların kısa sürede pişmansesini yitirmeyecek yapıtları ve lığa sürüklendiği ve önüne geledüşünceleriyle “Büyük Urlalı” binin ikide bir dil uzatmaya çalıştızimleydi. Aynı zamanda “Çalığı bir coğrafyada, Demirtaş şan Gazeteciler” günüydü. ÇalıCeyhun Kültür Merkezinin ve şan, çalışamayan, çalışması enTAKSAV İzmir’in açılması çok gellenen, vahşi kıyımlarla bizden sevindiricidir. TOBAV, Soyer ve koparılan ve Mustafa Kemal benzeri kültür ve sanat merkezAtatürk’ün “Basın bir ulusun orlerine eklenen bu iki oluşum, tak sesidir” şiarına denk düşekuşkusuz İzmir’e birer armağancek biçimde, inadına direnen dır. Müthiş bir özveri ve cesaret basın emekçilerimizi de unutma ürünü olan merkezlerimiz, hepidık. Hepsine, bir de buradan semizin ilgisi, katkısı ve paylaşılam olsun. mıyla yaşayacaktır. Yeterince Cumalı'yı oyun yazarlığı bağdurum saptaması yapılmış ve lamında anlatırken, onun neden yakınılmıştır. İş artık, yapılanların "kasaba"ya odaklandığını açıkfarkına varmaya ve parçası ollamaya çalıştım. Kuşkusuz bir maya gelmiştir. Yeni bir dünya rastlantı değildi bu seçim. Olanmümkünse, yüz çiçek açmalı, ca sıcaklığı ve sevimliliği yanınbin düşünce ve “iş” yarışmalıdır. da, “kasaba” ne köy ne kent Hepsi İzmir’in, ülkemizin ve yerolamamayı anlatmak için bireyüzünün kazancı olacak, verimbirdi. Politikadan kültürel sanatlerden ve sonuçlarından onur sal seçimlerimize, bireysel ve duyacağız. toplumsal algılarımızdan davraToplumbilimciler ve ruhbilimnış biçimlerimizdeki yüzergezerciler açısından, giderek bir laboliğe, kasaba hepimizin fotoğraratuvar ve ören yöresine dönüfıydı. “Kasaba” yüzyıllık arafımız şen bir coğrafyaya sahibiz. Bu dı. Cumalı’yı ve yapıtlarını canlı günlerden ileriye ne kalacak bitutan, bu temel izlek ve öngörülinmez, ama geleceğin bilim dür; bir de bu gözle okumanındünyasına epey doçent, profeizlemenin tam zamanıdır. sör kazandıracağımız aşikar. Bu Söylemeden duramayacağım, bir kehanet değildir. Herhangi kimse kusura bakmasın. Yazınbir gazeteyi okumak ve kanallar dan sahne ve görüntü sanatlarıarasında “zap”lamak yeter. Tam na, hepsine dair kuruma, derneiçiniz ferahladı sanırken, bir hağe, temsilciliğe sahip bir kentte berle kararıp kalmak, neredeyse Necati Cumalı anılıyorsa, öncedoğallaşmıştır. Örneğin, likle onların varlıklarını hissetmeİFOD’un fotoğraf sergisinin bamiz gerekmez miydi? Hiç olşına gelenleri ve gelişmeleri nasıl mazsa bir ileti göndermek, zor irdeler ve açıklarsınız? mudur? Gördüğüm ve işittiğim Sanatın tek değerlendirme ölkadarıyla, CumalıSeferis Gökçütü yine sanattır desek, yeter yüzü Kültür ve Sanat Derneği dı mi? Sansür ve oto sansür, yalşında temsil edilen bir yapılannızca sanatın değil, gelişmenin ma yoktu. Bir de özeleştiri, Urla önündeki en büyük engeldir deKent Oyuncularını izleyemedim. sek, işe yarar mı? Fotoğrafla ilişİlk fırsatta izleyip, düşüncelerimi kisi “vesikalıktan” öteye geçmepaylaşacağım. Emeği geçenleri yen bir coğrafyada bu sorular, kutlayarak, gelecek yıl daha teserginin adı gibi, çok mu “Aykımatik ve daha katılımcı bir anma rı”? etkinliğinde buluşmayı dileyerek, “Keşke yaşanmasaydı” debu bahsi kapatalım. mek, bir daha yaşanmamasını İzmir, iki kültür ve sanat mersağlayabilir mi? Bunu da yaşakezine birden kavuştu. Galerileyarak göreceğiz... 3 PATİKA Demir tesisinin zararları şimdiden hissedilirken Bakan Bayraktar’a göre olumsuzluk yaşanmıyor Karaayıt’ta yaman çelişki OYA UĞRAL AYVALIK Karaayıt’ta faaliyet gösteren demir cevheri zenginleştirme tesisinin çevreye verdiği zararı Meclis gündemine taşıyan CHP Balıkesir Milletvekili Nedret Akova’nın soru önergesine Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’dan yanıt geldi. Bayraktar, Su Kirliliği Kontrolu Yönetmeliği gereği Karaayıt’taki demir cevheri zenginleştirme tesisinin Madra Barajı uzun mesafeli koruma alanında kaldığını, herhangi bir tarım alanının bozulmasının söz konusu olmadığını savundu. Proje sona erdikten sonra alanın mera sahası olarak geri verileceğini, 20 yıl sonra da bölgenin tarım yapmaya elverişli olacağının öngörüldüğünü kaydeden A yvalık Belediye Başkanı Türközen, 'Tarım ve hayvancılıkla yaşayan Karaayıt halkı, geçim kaynakları yok edilerek madende çalışmak zorunda bırakıldı' dedi. içme suları heba olmuş, darmadağınık bir çevre bırakıp gidecek. Bölgede 10 bin ağaç kesim izni verildi. Hayvancılık ise bitme noktasına geldi. Ekonomisi tarım ve turizme dayanan yöremizde madenciliğin zararı yararından çoktur. Kazdağı’nı milli park ilan edeceksin, sonra da siyanürlü madene izin vereceksin. Bu ne yaman bir çelişki. Bizler çevreyi koruduğumuz için madene karşı gibi lanse edilip, istenilen yere izin veriliyor. Geçimini tarım ve hayvancılıktan sağlayan Karaayıt halkı madende çalışmak zorunda Bayraktar, “Madra Barajı’nın su kalitesi DSİ 25. Bölge Müdürlüğü’nce geçmiş yıllarda da takip edilmiş ve herhangi bir olumsuzluğa rastlanmamıştır. Projenin incelenmesinde sadece göle giden dereler değil, tüm yeraltı ve yerüstü suları dikkate alınmıştır” dedi. Ayvalık Belediye Başkanı Hasan Bülent Türközen ise, yanıta göre bakanın tesis için en fazla 20 yıl öngördüğünü anımsatarak, “Madenci, işini bitirdikten sonra bırakıldı. Çevre ise kaç yüzyıl sonra ancak kendine gelebilecek” dedi. Altınova Belediye Başkanı Asım Sürer, tesis atıklarının, yağmur sularıyla dere yataklarından Madra Barajı'na ulaştığını söyledi. Güney Marmara Çevre Derneği (GÜMÇED) Şube Başkanı Akif Öznal da, bakanın yanıtının Karaayıt’taki gerçeği yansıtmadığını belirterek, “Bölgede 10 bin ağaç kesiliyor, köylerde toz ve gürültüden yaşam çekilmez olmuş, bunlardan söz eden yok. Madene her türlü kolaylığı gösteren hükümet, ne yazık ki, yıllardır köyün su sorununun çözümünde ayak sürüdü. Yöreyi yakın zamanda Balya haline getirecekler” diye konuştu. BALYA GİBİ... KAÇ YÜZYIL?.. Marmaris’in Söğüt Köyü’nde hayvanların muhtarlıktan kiralanan merada otlatılması engellendi Hayvanlara otlama yasağı! Köylülere, yasaklanan alanda hayvan otlatmaları durumunda Kabahatler Kanunu'na göre ceza kesileceği bildirildi ÖZCAN ÖZGÜR MUĞLA Marmaris'e bağlı Söğüt Köyü'nde, büyük ve küçükbaş hayvanların ormanla hazineye ait arazilerde otlatılması yasaklandı. Geçimlerini hayvancılıkla sağlayan köylüler ise mağdur olduklarını belirterek duruma tepki gösterdi. İlçe merkezine 50 kilometre uzaklıkta, bir tarafı deniz, üç tarafı ise makilik ve fundalık alanla çevrili Söğüt'teki otlama yasağına ilişkin gelişmeler geçen ağustos ayında başladı. Köy muhtarlığı, ihaleye çıkarak, aralarında Hazine ve Orman Genel Müdürlüğü'ne ait arazilerin de bulunduğu meraları köylüye kiraya verdi. Muhtar Kemal Karaca'ya muhalif oldukları belirtilen bazı köylüler, kamu arazilerinin, muhtarlıkça ihaleye çıkarılamayacağını gerekçe göstererek, Orman Bölge Müdürlüğü'ne şikayet, savcılığa da suç duyurusunda bulundu. Bunun üzerine arazilerinde tarım ve hayvancılık faaliyetlerinde bulunulamayacağını kaydeden Marmaris Orman İşletme Müdürlüğü geçen aralık ayında, muhtarlığa gönderdiği yazıyla, ihalenin iptal edilmesini, hayvan otlatılmasının durdurulması istedi. Aksi takdirde, yasal yollara başvurulacağını, hayvan otlatanlara da Kabahatler Kanunu uyarınca ceza kesileceği belirtti. Muhtarlık, ihaleyi iptal etti, köylüye de otlatma yasağını duyurdu. OMİSYON İNCELEMESİ Köylüler de Muğla İl Genel Meclisi'ne dilekçeyle başvurarak yardım istedi. Meclis'in “Tarım ve Hayvancılık”, “'Köy Hizmetleri” ile “Plan ve Bütçe” komisyonlarının üyelerinden oluşan heyet Söğüt'e giderek incelemelerde bulundu. Muhtar Kemal Karaca, köylüler ve çobanları dinleyen heyet, yasağın kaldırılması ya da yumuşatılması, köylülerin eski haklarına kavuşmasını sağlamak için gerekli girişimleri yapacaklarının sözünü verdi. B AK AY R LI K Semtlerde 16. merkez İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)Bayraklı'da belediye tarafından oluşturulan semt merkezlerinin 16.'sı Adalet Mahallesi'nde muhtarlık binasının yanında açıldı. Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ, merkezlere dört ayda yaklaşık 21 bin kişinin başvurduğunu söyledi. Karabağ, “Semt Merkezleri belediyemizin önemli projelerinden biri. Başvuranların yüzde 90’ı kadın. Onların daha rahat hareket etmeleri için merkezlere kızlarımızı görevlendirdik. Buralarda çalışan görevli kızlarımız vatandaşlarımızın sorunlarını dinliyor. Bu merkezlerde diş hekimlerimiz, doktorlarımız ve psikologumuz periyodik olarak vatandaşa hizmet veriyor. Belediyenin açtığı kurslara kayıtlar buralarda yapılıyor. Yardıma ihtiyacı olan ailelerin tespiti ve yapılacak yardımlar da yine bu merkezlerden yapılıyor. Van depreminde açtığımız kampanyada bu ofisleri kullandık. Ayrıca belediye ile ilgili şikâyet, istek ve önerileri bu merkezlerde alıyoruz. Neredeyse her mahalleye belediye gelmiş oldu” diye konuştu. İzmir’in atıkları tehlikeli İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü’nde görevli Çevre Mühendisi Hasan Seçgin, 2009 yılının verilerine göre Türkiye’de en fazla tehlikeli atığın İzmir’de üretildiğini söyledi. Seçgin’in verdiği bilgilere göre tehlikeli atık üretiminde Türkiye ortalaması 1 ile 10 bin ton arasındayken İzmir’de100 bin ile 161 bin ton arasında tehlikeli atık çıkıyor. Bornova Belediyesi ve KALDER tarafından düzenlenen “Tehlikeli ve Özel Atıkların Yönetimi” konulu panelde konuşan Seçgin, “Ülkemize atıkların getirilmesi yasak, ancak tebliğler çerçevesinde ülkemize gelir getirecek bazı atıkların girmesine izin veriyoruz. Bakanlık olarak birinci hedefimiz atık yağların ülkemize kazandırılması. 2011 sonu itibariyle 80 bin ton lastiği bertaraf ederek geri kazandık” diye konuştu. Günde 17 ton tıbbi atık topladıklarını vurgulayan İzmir Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma Kontrol Daire Başkanı Yıldız Yılmaz da şöyle konuştu: “Ancak bu atıkları kendimiz bertaraf edemiyoruz. Bertaraf edecek tesislere gönderiyoruz. Katı atıkla ilgili İzmir’de yer bulmamız olası değil. Transfer istasyonu kurulması konusunda 2004 yılından beri çalışıyoruz. Ancak transfer tesisini bile kimse yakınında istemiyor. Çünkü insanlar vahşi depolamanın yarattığı çevresel sorunlara geçmişten bugüne çok fazla maruz kaldılar. Biz transfer istasyonu gibi bu tür modern tesisleri yaparak çöpün sorun olmadığının herkes tarafından görülmesini sağlayacağız.” RAYDA KÖRFEZ TURU İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, İzmir Karayolu ve Raylı Körfez Geçiş Projesi (İZKARAY) ile bir tam turu 60 dakika sürecek olan raylı çevre yolu yapacaklarını söyledi. Anadolu Ajansı'nın haberine göre, Yıldırım, körfez çevresini dolaşan raylı çevre yolu inşa edeceklerini belirtti. Yıldırım, İZKARAY projesinin, İzmir Körfez Geçişi ile entegre olacağını belirterek, ''İZKARAY projesi İzmir Körfez Geçişi'nin tamamlanması sonrası Mavişehir'den İzmir Çevre Yolu'na bağlanarak, sırasıyla Bornova, Otogar, Buca ve Balçova'yı takiben tekrar İzmir Körfez Geçişi'ne bağlanan bir daire çizecek. İZKARAY projesiyle İzmir'e bir tam tur süresi yaklaşık 60 dakika olacak raylı çevre yolu yapıyoruz'' dedi. Yıldırım, yerleşimin yoğun olduğu BornovaOtogar, ÜçkuyularNarlıdere ve Urla raylı sistem bağlantılarının da tamamlanacağını dile getirdi. BERTARAF SORUNU C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle