29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

c 4 EGE 18 TEMMUZ 2011 PAZARTES Uzakdoğulu depremzede ve Güneydoğu’nun terör mağduru minikleri, Seferihisar’da bir araya gelecek ‘Mağdur çocuklar’ buluşacak! İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Uzakdoğulu depremzeder ve Güneydoğulu terör mağduru çocuklar, Türkiye’nin en batısına, konuk olarak Seferihisar’a geliyor. Depremde ailelerini kaybetmiş Japon çocuklar ve yaşamlarında ilk kez ilk kez Batman dışına çıkacak çocuklar, Seferihisar Belediyesi’nin öncülüğünde, ilçedeki 45 gönüllü ailenin yanında tatil yapacaklar. 25 Temmuz10 Ağustos 2011 tarihleri arasında gerçekleşecek buluşmada, Seferihisar’dan tüm dünyaya “Farklı kültürlerle bir arada yaşama” mesajı verilecek. Bu adımın “Çocuk Dostu Kent” olmak için hazırlanan Seferihisar'a önemli katkı sağlayacağını söyleyen Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Seferihisarlılarla birlikte büyük bir sosyal sorumluluk projesine imza atıyoruz. Web sayfamızdan, 'ilçemize 45 çocuk gelecek, evinizde misafir etmek ister misiniz?' diye sorduğumuzda yüzlerce başvuruyla karşılaştık. Halkımızın yoğun talebiyle birlikte ne kadar önemli bir işe imza attığımızdan emin olduk. Tarihinin en büyük felaketini yaşayan Japonya’da ailelerini kaybetmiş çocuklar büyük bir travma yaşıyor. Tsunamiyle tanışan çocuklar, annelerini, babalarını, evlerini, okullarını kaybetmenin acısını ne yazık ki hep yaşayacaklar. Ancak şu an henüz yaraları daha tazeyken bir aile şefkatine, bir tabak yemeğe, bir büyüğe, bir kardeşe, kısacası bir aileye özlem duyuyorlar” dedi. Soyer, Batmanlı çocukların da, televizyonlarda gördüğü, ekranın içindeki barış ve refah dünyasını merak ettiklerini anımsattı. Seferihisar Belediyesi öncülüğünde düzenlenen buluşmada mağdur çoçuklar, 45 gönüllü ailenin yanında tatil yapacaklar. Dünyanın sayılı zengin batık hazinelerini barındıran ülkemizde, sualtında arkeolojik araştırma yapacak kapasitede yeterli uzman bulunmuyor Hazineler uzman bekliyor Türkiye Sualtı Vakfı Başkanı Oğuz Aydemir, ülkemiz denizlerinin altındaki batıkların, dünyanın hiçbir yerinde bulunmadığını vurgulayarak, “Böylesine büyük bir zenginliği değerlendirmek için arkeologların sualtı konusunda eğitilmesi gerekiyor” diye konuştu. OZAN YAYMAN Türkiye’nin dünya geneliyle kıyaslandığında zengin batık hazinelerine sahip olmasına karşın, sualtında arkeolojik araştırma yapacak kapasitede yeterli uzman bulunmadığına dikkat çekildi. Urla Limantepe’de sualtı kazılarını da yürüten ekibin başındaki Prof. Dr. Hayat Erkanal, “Biz uzun yıllardan bu yana Urla’da Limantepe kazılarını yürütüyoruz ve sualtı kazısı oldukça maliyetli bir uğraş. Ama yola çıktığımız ilk yıllara göre desteğimiz arttı. Kısa bir süre sonra Urla’daki birimimizi Deniz Arkeolojisi Enstitüsü’ne dönüştürmek istiyoruz” diye konuştu. Sualtında arkeolojik kazı yapacak personel sıkıntısı yaşadıklarını vurgulayan Erkanal, “Türkiye Sualtı Vakfı'yla işbirliğiyle 15 kişi yetiştirdik ve sualtı arkeolojisinin hizmetine sunduk. Bu sayıyı süreç içerisinde arttıracağız. Ama yetişmiş eleman konusunda büyük sıkıntı çekiyoruz” dedi. Türkiye Sualtı Vakfı Başkanı Oğuz Aydemir, ülkemiz denizlerinin altındaki batıkların, dünyanın hiçbir yerinde bulunmadığını vurgulayarak, “Türkiye dünyanın bir numaralı batık alanı. MÖ 14. yüz yıla ait dünyanın en eski batığı Türkiye’de bulundu. Böylesine büyük bir zenginliğimiz var. Vakıf olarak yaptığımız çalışmalarda son 3 yılda 890 batığın yerini tespit ettik. Bunları yüksek sesle seslendiremiyoruz çünkü bazı kötü niyetli kişilere yol göstermek istemiyoruz. Ege Bölgesi ve özellikle Çeşme Yarımadası batık konusunda, ülke genelinde ön plana çıkıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde çok sayıda arkeolog bulunuyor ama denizle barışık değiller. Arkeologların sualtı konusunda eğitimleri şart” diye konuştu. İstanbul Üniversitesi Türk Deniz Araştırmaları Vakfı Başkanı Prof. Dr. Bayram Öztürk de, Türkiye’nin sualtı konusunda Kızıldeniz gibi bir yer olabileceğine dikkat çekti. Hayat Erkanal, bugüne Limantepe Kazı Başkanı Prof. Dr.sunduklarını bildirdi. dek yetiştirdikleri 15 uzmanı, sualtı arkeolojisinin hizmetine Turistlerle anguslar aynı limanda İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)Binlerce turisti taşıyan lüks yolcu gemileriyle, canlı hayvanları (angus) getiren gemilerin İzmir Alsancak Limanı’na aynı anda yanaşması nedeniyle görüntü ve koku kirliliği yaşanıyor. Bunu önlemek amacıyla çeşitli girişimler başlatıldı. İzmir Valiliği tarafından Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na gönderilen yazıda, Alsancak Limanı’na kruvaziyer turizmiyle gelen konukların, kokudan rahatsız olduğu vurgulandı. Valilikten yapılan açıklamada da, “Canlı hayvan ithalinin Nemrut Limanı’ndan yapılması, gümrük işlemlerinin de Aliağa Gümrük Müdürlüğü'nce yerine getirilmesi, gümrük müsteşarlığıyla Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan yazıyla istenmiştir. Canlı hayvan ithalatının Alsancak Limanı’ndan yapılıp yapılmaması konusunda valiliğimizin görev ve yetkisi olmadığı için alınmış bir karar da bulunmamaktadır” denildi. (Fotoğraf: HİCRAN ÖZDAMAR) Karşıyaka ‘yabancıya’ tanıtılıyor İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)Karşıyaka Belediyesi, kruvaziyer gemilerle Alsancak Limanı'na gelen turistlere ilçeyi en iyi tanıtmak amacıyla “Karşıyaka Rehberi” ve “Karşıyaka Ziyaretçi Turu” adlı haritalı broşürler hazırladı. Bu broşürler, Alsancak Limanı’na gelen yolcuların kolaylıkla ulaşabileceği yerlere konuldu. Her gün Karşıyaka Belediyesi’nden bir görevli gelen yolculara broşür ve kitapları dağıtıyor. Yayınlar tükendikçe yenileri konuluyor. İngilizce olarak basılan kitap ve broşürler yakında Almanca, Fransızca ve İtalyanca olarak da basılıp limana gönderilecek. Kitap ve broşürde, Karşıyaka’nın yanı sıra çevresindeki alışveriş merkezleri, restoran ve kafeler, kültür merkezleriyle ilgili de bilgiler bulunuyor. C M Y B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle