29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4 MART 2011 CUMA cEGE PAT KA HALUK IŞIK 3 Levent Köstem’in girişimiyle Urla’ya zeytinyağı müzesi kurulması için çalışma yürütülüyor. Köstem, Zeytin ve Zeytinyağı Teknolojileri Fuarı’nda müzenin ilk ekipmanlarını sergiliyor. Bir Mektup Yazacağız Hasan Ali Yücel’e... Aramızdan ayrılışının 50. yılında “Çağın en güzel gözlü maarif müfettişi”, Tonguç Baba'nın yoldaşı ve cumhuriyet aydınlanmasının eğitim anıtı Hasan Ali Yücel’i, dev bir etkinlikle andık. 2526 Şubat’ta İzmir Ekonomi Üniversitesi salonlarında, Balçova Belediyesi ve Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği imecesiyle gerçekleştirilen “Hasan Ali Yücel’den Günümüze Eğitim Bilim Kültür Politikaları Sempozyumu, “dev” nitelemesini sonuna dek hak etti. Başkan Çalkaya ve ekibinin duyarlı ev sahipliğinde, bir aydınlanma şöleni yaşadık. Ne kadar teşekkür edilse azdır. 90 dolayında bildiriden oluşan sempozyum kitabını, bir yolunu bulup mutlaka edinin, okuyun, okutun. Özellikle gençlere... O bildirilerde, cumhuriyet aydınlanmasının serüvenini, nelerin yapılıp yapılamadığını ve bugünlere nasıl varıldığına dair, birçoğu yeterince anlatılmamış, algılanmamış ya da unutturulmuş bilgi, belge ve düşünceleri okuyacaksınız. “Türk vatanının dağlarında bayırlarında ve kırlarında, hatta en ücra yerlerinde, kendi kendine açıp solan çiçek bırakmayacağız” diyen Hasan Ali Yücel, kuşkusuz bu gücünü, Mustafa Kemal Atatürk’ün kişiliğinde ve savaşımında simgelenen müthiş bir iradeden alıyordu. Bu iradenin ihmali, bireysel ve toplumsal yaşam kalitemizin bugününü belirlemiştir demek, büyük ve bilinmedik bir saptama değildir. “Kırılma Noktası ve Sonrası” adlı alçakgönüllü bildirimizde, Hasan Ali Yücel’de görülenlerle, ondan sonra gelenlerde görülmeyenleri şöyle sıralamışız; “Entelektüel birikim... Derin bir coğrafya, tarih ve halk bilgisi... Yüzünü aydınlanmaya dönmüş, ama kökene de büyük bir saygı duyan bir duruş... Kesintisiz araştırma ve uygulama kararlılığı... Cumhuriyet Türkiyesinin kuruluş ve yürüyüş felsefesine olan inanç ve paylaşım... “Söz değil eylem!” diyen, bunu onca iş güç arasında yayınladığı kitaplarla da kanıtlayan, eylem adamlığı... İnandığı yoldan dönmeme ve bunun için sonuna dek savaşım enerjisi...” Cumhuriyetin sayısız ilki, onun döneminde gerçekleşmişse, kuşkusuz İsmail Hakkı Tonguç başta olmak üzere, bu coşku ve kararlılığı paylaşanlar sayesindedir. Ve yine hiç kuşkusuz, dünya eğitim tarihinin çok özel, Anadolu’dan başka bir yerde görülmeyen, fenomen ve devrimsel yapılanması olan “köy enstitüleri” de, bu eylem kardeşliği ve yoldaşlığı olmaksızın gerçekleşemezdi. Feodalizmin ve emperyalizmin, yaşamasına izin vermediği, kısa sürede boğduğu bu efsaneyi, hamasetten ve kuru bir geçmişe özlem duygusundan sıyrılarak, bugün yeniden okumak zorundayız. Gerçi biz bugün, birçok şeyi yeniden okumalıyız, değil mi? Kim bilir, böylesi bir okuma, bildirimizde “neden kapatıldılar?” sorusuna vermeye çalıştığımız yanıtların içinden, özellikle şunu haklı çıkaracaktır; “Ekmek, kitap, bir de mandolin...” yaklaşımıyla, onurlu, algı ve beğenisi yüksek, yaşamı estetize etmeye yatkın bireyler ve yurttaşlar yetiştirmeye koyuldukları için...” Sempozyumla ilgili bilgiler ve “sonuç bildirisi”, basınımızda artık bizi şaşırtmayan ölçekte yer aldı. Ama kapanış oturumunda, yaşamımız boyunca unutmayacağımız bir resitale tanık olduk. İki köy enstitülü, Kadriye ve İsmihan Hanımlar mandolin çaldı, bütün salon birlikte söyledi “Ziraat Marşı”nı. Etkilenmemek olası değildi. Patikanın başlığı, o marşın en güzel dizesinden esinlenilerek yazılmıştır. Siz bugün bir mektup yazsaydınız, sahi neler anlatırdınız Hasan Ali Yücel’e? Zeytinyağına müze geliyor H CRAN ÖZDAMAR Dr. Levent Köstem'in, zeytin ağaçlarını barındıran bir tarla almasının ardından zeytin ve zeytinyağının tarihçesine ilgi duyması, gelecek kuşaklara aktarılacak müze düşüncesini de ortaya çıkardı. Köstem, 2 yılda tamamlanmasını amaçladığı “Dr. Levent Köstem Zeytinyağı Teknoloji Müzesi”yle bir eğitim yuvası oluşturmak istediğini belirterek, “Zeytin ve zeytinyağının tüketiminin ne kadar önemli olduğundan bahsediyoruz. Bunun eğitimini vermedikten sonra nasıl tüketimi artırabilir ve sağlıklı bireyler yetiştirebiliriz? Özellikle günümüz fast food dünyasında bu tür eğitici müzelere ihtiyacımız var” diye konuştu. Müzede tarih boyunca zeytinyağı elde etmede kullanılan aletler sergilenecek. Köstem, Kültürpark'ta dün açılan Zeytin ve Zeytinyağı Teknolojileri Fuarı kapsamında, müzede yer alacak eserlerden oluşan bir sergiyi izlenime sundu. Dünya genelinde zeytinyağına ilişkin 26 olduğunu, ancak ülkemizde böyle bir müze bulunduğunu belirtti. Köstem, “67 yıl önce zeytin ağaçlarıyla dolu 18 dönümlük bir arazi aldım. Ardından zeytine yönelik araştırma yapmaya başladım. Yüzlerce, binlerce yıl öncesinden gelen, dini kitaplarda yer alan zeytin kültürüne karşın, yeterince veri yok. Vatanı Anadolu olan zeytinyağının üretiminde bugüne dek çok büyük bir değişim yaşanmamış. Zeytini ezme, presleme ve dinlendirme yoluyla yağ elde edilmiş. İnsan gücünün ardından hayvan gücü kullanılmış. Daha sonra su, buhar, mazotla çalışan sistemler geliştirilmiş. En sonunda günümüz teknolojisine ulaşılmış. Müzemizde bütün bu gelişim süreci özgün bir şekilde yer alacak. Bunun yanı sıra bir çok alet müzede bulunacak. Urla Uzunköy'de 4 bin 200 metrekarelik alanda kuruyoruz. Bürokratik işlemleri tamamlamamızın ardından 2 yıl içerisinde müzemiz hayata geçecek. Aynı zamanda modern bir tesis kurarak, üretim yapacağız” dedi. [email protected] C M Y B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle