10 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

C 1 5 Ş U B A T 2 0 1 1 S A L I / Y I L : 7 EGE / S A Y I : 3 7 5 Bölgedeki hazine arazileri ‘kapatılarak’ oluşturulan zeytinlikler, keçilere geçit vermeyince sürüler azaldı Karaburun keçileri kaçırıyor! Y öredeki koşulların zeytincilik için verimli olmadığı, tam tersi makilik bitki örtüsü nedeniyle keçi yetiştiriciliği için en uygun ortamı sağladığı kaydediliyor. Buna karşın hazine arazilerinden devşirilen zeytinlikler artıyor, keçi sürüleri eksiliyor. HAKAN D R K Karaburun Yarımadası'nda devlet destekli zeytincilik projesi ters tepti. Hazine arazileri “kapatılarak” oluşturulan ve tel örgülerle çevrilen zeytinlikler, bölge insanının geçim kaynakları arasında ilk sıralarda yer alan keçi popülasyonunun azalmasına yol açtı. Yöre insanı, uzun yılların deneyimiyle verimli olmadığını görerek Karaburun'da zeytin dikimine yönelmezken, bazı yatırımcılar zeytincilik yapmak için bölgede hazine arazileri kiraladı. Yeni zeytinlikler, tel örgülerle çevrildi. Ancak bu durum, bölge insanının keçi yetiştiriciliğine darbe vurdu. Daha önce yarımadanın makiliklerinde özgürce tırmanan keçiler, önlerine çıkan tel örgüleri geçemez oldu ve dar bir alana hapsoldu. Sürekli setlerle karşılaşan keçi yetiştiricileri de giderek bu işten vazgeçmeye başladı. Yörede yaşayanlardan Dr. Mete Erem, “Karaburun'da Yaşam ve Sorunlar” başlığıyla hazırladığı raporda, bu durumu “Bazıları son derece saf ve iyi niyetli ama çoğunluğu egemen düzenin şirketleri olan bu üreticiler yarımadamıza bir dizi sorun getirmiştir” diye tespit etti. Zeytinlikler için arazilerde yapılan “sıyırma” işleminin makilerle birlikte yörenin “endemik” bitkilerini de alıp götürdüğünü kaydeden Erem, “Zeytinciler nedeniyle yarımadanın neredeyse binlerce yıllık geçim kaynağı, kültür mirası ve belki de ekoturizm açısından en değerli sermayelerinden biri olan keçicilik bitme noktasına gelmiştir” dedi. Erem “Zeytin ekili arazi etrafı dikenli tellerle çevrilmiş, bu yöre insanı, sürüler ve turizm için büyük bir darbe olmuştur. Yüzey sıyırma işiyle beraber, zaten son derece az olan toprağın büyük bölümü, tutucu hiçbir unsur kalmaması nedeniyle yağmur sularıyla derelere akıp denize ulaşmıtır. Yörede yaşayanlar, bu ekilen yerlerin hiçbirinde ağaçların yeterince verimli olmayacağını söylemektedir” diye konuştu. EÇ LER ANLAMADILAR... Türkiye'nin yerli ırk keçilerini koruması gerektiği üzerine yaptığı çalışmalar nedeniyle adı “keçi dostu profesör”e çıkan Prof. Dr. Tuncay Neyişçi de Karaburun'daki coğrafyanın makiye uygun olduğunu, bunun da keçiler için en doğal ortamı hazırladığını kaydetti. Zeytin yetiştiriciliği ve keçiciliğin birbirinin alternatifi olmadığını vurgulayarak, “Birini diğerine tercih etmek söz konusu değildir. Coğrafya ve iklim belirleyici olacaktır. Zaten Türkiye keçileri tam olarak anlayabilmiş değil. Karaburun’daki halkın beslenmesini, maddi gelir kazanmasını sağlayacak en önemli kaynak keçiler. Zeytinden önce SPOR SALONU K Alsancak’ta gecekondu etkisi keçilerin beslenmesini sağlayacak önlemlerin alınması lazım” diye konuştu. Neyişçi, bölgede keçileri dışlayan değil, yörenin coğrafyasına uygun biçimde daha az keçiden daha fazla verim elde edilebilecek yöntemlerin geliştirilmesi gerektiğini söyledi. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Mimarlar Odası İzmir Şube Başkanı Hasan Topal, son günlerde Alsancak Atatürk Spor Salonu binasında yapılan yeni ek inşaat çalışmalarını endişeyle izlediklerini söyledi. Salonun, İzmir Atatürk Stadyumu’nu da tasarlayan Mimar Harbi Hotan’ın eseri olduğunu ve sıradan salonlardan farklı bir mimari ifadesi bulunduğunu belirten Topal, “Özellikle klima tesisat üniteleri ve şaftlarının dış cepheye alınması, arka cephedeki seyirci rampalarının kırılması, görsel etkiyi güçlendiren açılı yan beden duvarlarının bir bölümünün yıkılması ile yapı kimliksiz bir hale getirilmektedir. Yapılan uygulamaların bir gecekondu görüntüsü oluşturması, Atatürk Spor Salonu’nun mimarisine ve müellifine saygısızlık boyutundadır” yorumunu yaptı. Hasan Topal Ekrem Demirtaş CHP ZM R Üretici Ödemiş’te buluşacak C HP’nin düzenlediği tarım mitingi, Kemal Kılıçdaroğlu'nun katılımıyla 26 Şubat’ta gerçekleştirilecek İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)CHP İzmir İl Örgütü, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun katılımıyla 26 Şubat’ta Ödemiş’te gerçekleştirilecek tarım mitingine hazırlanıyor. Ödemiş ve Tire’de, miting hazırlıklarını inceleyen CHP İzmir İl Başkanı Tacettin Bayır, “Bu bölgelerde tarım ve hayvancılıkla uğraşan Ödemiş ve ama yıllardır Tire’de AKP iktidarı incelemelerde tarafından bulunan CHP ezilen, görzmir l Başkanı mezden geliTacettin Bayır, nen insanla‘Üreticilerle tek rımıza hak ses olacağız’ ettikleri dededi. ğerin verileceği bir iktidar için çiftçinin, sütçünün,ziraatçının yani halkın iktidarı için çalışıyoruz” dedi. Kılıçdaroğlu’nun tarım mitingini Ödemiş’te yapma kararı verdiğini anımsatan Bayır, “Ödemiş’te 26 Şubat’ta, Ege’nin ve İzmir’in dört bir yanından gelecek olan, üretmek, paylaşmak ve ülkesine kazandırmak isteyen, ülkenin gerçek sahipleri köylülerimiz, çiftçilerimiz ve üreticilerimizle tek ses olacağız” diye konuştu. ZM R T CARET ODASI Kruvaziyerde hedef büyüdü İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş, kente gelen kruvaziyer yolcu sayısını 1 milyonun üzerine çıkarmayı hedeflediklerini söyledi. Oda yönetiminin son iki yılını değerlendiren Demirtaş, bu dönemde 1 milyon 307 bin liralık ayakbastı ücretini ödedikleri, bu yolla 269 gemide 668 bin turistin İzmir'e geldiğini kaydetti. Her üç turistten birinin kente kruvaziyer yoluyla geldiğini, 2011 için de 550 bin turistin garantilendiğini, yeni kruvaziyer limanı için yaptıkları çalışmalar kapsamında Ulaştırma Bakanlığı'nın ihale çalışmalarını sürdürdüğünü dile getirdi. Demirtaş, “Hedefimiz kruvaziyer turizm yoluyla gelen yolcu sayısının 1.5 yılda 1 milyonu aşmasını sağlamak. Yeni limanla birlikte bu sayıyı 3 milyonun üzerine çıkarabileceğimizi düşünüyoruz” diye konuştu. Yatağan'a bağlı Katrancı Köyü'nde yaklaşık 100 yıldır çam fıstığı üretimi yapılıyor. Bölgede her yıl 3 bin 500 tonu bulan kozalaktan 172 bin ton iç fıstık elde ediliyor. Ancak yörede mülkiyet sorunu yaşanıyor. Katrancı Köyü Muhtarı Hüseyin Kocagöz, köylünün tek geçim kaynağının çam fıstığı olduğunu belirterek bu alanların köylüye devredilmesini istiyor. Kocagöz, “Bu yerler, dedelerimizden, babalarımızdan bize kaldı. Ağaçlara biz bakıyoruz. Mülkiyet sorununun bir an önce çözüme kavuşturulması gerekir. Köylünün bulunduğu, köylünün ekmeğini kazandığı ormanlık alanlarda ormana zarar gelmez” dedi. Kocagöz, çam fıstığının pazarlanması konusunda sıkıntı yaşamadıklarını belirterek, “Zahmetli bir iş olmasına rağmen, emeğin karşılığını köylülerimiz alıyor. İç fıstık kilosu 40 liradan alıcı buluyor. Üretim zamanında 1020 metre yükseklikteki çam ağaçlarına tırmanarak kozalakları toplamak kolay değil. Buna rağmen köylü emeğinin hakkını aldığı için memnun” diye konuştu. (ÖZCAN ÖZGÜR) Kozalaklar toplandı EGE’den SERDAR KIZIK Başka Kapıya! zmir, Türkiye’de en zor iş yapılan yermiş! Vatan gazetesinden Elif Ergu’nun yazısı böyle. Nedenmiş peki? Rönesans Holding’in kurucusu Erman Ilıcak’la konuşmuş, öyle söylüyormuş, kendisi de bir İzmirli olarak buna katılıyormuş. Çünkü, Türkiye’nin uluslararası pazarlarda iş yapan üçüncü büyük müteahhitlik şirketi İzmir’de “engellenmiş.” I Devamı SAYFA 2’de PARAŞÜTÇÜLER ALTINA KARŞI... EMRE DÖKER Bozdağ ve Birgi yöresinde Kök Madencilik tarafından işletilmek istenen altın madenine karşı yürütülen mücadeleye yamaç paraşütçüleri de destek veriyor. Yamaç paraşütçülerinin pazar günü Bozdağ’da gerçekleştireceği eylemde dağcılık kulüpleri de yer alacak. Etkinliğini düzenleyen yamaç paraşütçüsü Erkan Semerci, pazar günü katılımcıların doğayla iç içe bir gün geçireceklerini, Bozdağ ve Birgi bölgesinde siyanürlü altın aranmasına karşı olduklarını göstereceklerini söyledi. Birgi ve Bozdağ belediyelerinden de destek aldıklarını belirten Semerci, “Yürüyüş grupları da bizleri destekleyecekler. Herkesin Bozdağ’a gelerek bu etkinliğe katılmasını istiyoruz. Doğa harikası olan bölgenin siyanürle zehirlenmesi için mücadele ediyoruz” diye konuştu. Hava koşullarına göre etkinliğin 19 Şubat Cumartesi’ne günü de gerçekleştirebileceklerini belirten Semerci, “Küçük Menderes Havzası Platformu’nun maden talancılarına karşı verdiği mücadeleye destek olmak amacıylabu eylemi yapıyoruz. Yamaç paraşütü camiası olarak, uçuş yaparak havada flamamızı açacağız. Ölüler altın takmaz. Aydın’dan, İzmir’den, Manisa’dan çok sayıda katılım olacak. Gözyüzü paraşütlerimizle süslenecek. Yürüyüş grupları bizlere destek verecek. İsteyenler piknik yapacak temiz hava ve doğanın tadını çıkaracak. Hep birlikte zirvede yapacağız basın açıklamasına tüm yurttaşlarımızın kulak vermesini istiyoruz” dedi. C M Y B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle