10 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

21 EKİM 2011 CUMA EGE c 3 T E M E L İ E Y L Ü L’ D E AT I L A N KO N A K T Ü N E L İ ’ N D E YA S A L İ Ş L E M L E R Y E N İ B A Ş L A D I ! İstim arkadan geliyor İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)Temeli 23 Eylül'de tartışmalı bir şekilde atılan Konak Tüneli'nin yasal işlemlerinin yeni başlatıldığı ortaya çıktı. Temel atma töreni düzenlenmesine karşın henüz tek bir kazmanın bile vurulmadığı tünelle ilgili konuşan Karayolları 2. Bölge Müdürü Erol Altun, hazırlanan krokinin İzmir 1 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'na gönderildiğini, onaydan sonra imar planlarına işlenmek üzere büyükşehir belediyesine iletileceğini söyledi. Projenin belediyede 30 gün kalacağını, itiraz olması durumunda ise konunun Ankara'da değerlendirileceğini bildirdi. İnşaata 4550 gün içinde başlanmasının planlandığını belirten Altun, “Temel atıldı, şimdi inşaata hazırlık, ön çalışmalar, zemin iyileştirme çalışmaları yapılıyor” dedi. KP’li bakanlar, ne yerel yönetim, ne de meslek odalarıyla planlarını paylaşmadan Konak tünelinin temelini atmıştı. Temelde Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından atılmıştı. A can derdinde Kadınlar ASUMAN ABACIOĞLU Tecavüz spreyi için 4 saatte 100 kişi başvuruyor, kadın kuruluşları dayaktan daha az zarar görme rehberi yayınlıyor. Haberde, “kadınları bayıltarak tecavüze olanak sağladığı öne sürülen bir spreyi almak için dört saatte 100 kişinin başvurduğu’’ belirtiliyordu. Habere göre böyle bir ürün yoktu; internette dolandırıcılar tarafından bu hayali ürünün satışı amacıyla kurulan siteye erişim, polis tarafından durduruldu ancak ortaya çıkan sonuç dehşet vericiydi; erişimin engellenmesine kadar geçen son dört saatte 100 kişi, bu spreyi almak için sipariş vermişti. Haber, tüyler ürpertici bir soruyu akla getiriyordu; bu kadar çok tecavüz meraklısının yaşadığı toplumumuzda kadına yönelik taciz ve kadın cinayetlerinin sayısındaki artış, buzdağının sadece görünen bölümü müydü acaba? Şimdi gördüklerimiz, toplumumuzun şiddet potansiyelinin sadece bir kısmı mı? Bu şiddetin boyutları daha nereye kadar gidecek? Erkekler acaba bu gerçeği bildikleri için mi karılarını öldürüyorlar? Bu gerçeği kendilerinden bildikleri için mi? Kadınların her yaşta ve hayatın her alanında karşı karşıya kaldıkları tacizi, kendi kafalarının içindeki saldırgan dürtülerden mi biliyorlar? Kendi karılarının ve kızlarının ya da kız kardeşlerinin kendi kafalarında var olan aynı saldırgan cinsel dürtülerden kaynaklanan tacize, toplumun başka erkekleri tarafından maruz bırakıldıklarını bildikleri ve buna tahammül edemedikleri için mi öldürüyorlar? Kadınları dört duvar arasında tutmakta başarısız kaldıkları zaman öldürüyorlar mı? AHRİK İLANI!.. Kadını, kontrol edemediği dürtülerinin suçlusu olarak gören zihniyet, giderek kendini her zamankinden daha özgür hissediyor; hiçbir engel tanımadan zincirlerinden boşanmış gibi hızla yaygınlaşıyor. Bu zihniyetin temsilcileri artık daha cüretkar bir şekilde kadının giyiminden, kuşamından, tavrından “tahrik olduklarını’’ ilan ediyorlar. Çözüm olarak, kadının ‘’yasaklarla’’ kuşatılmasını, göz önünden uzaklaştırılmasını, evlerine kapanmasını gösteriyorlar. Öyle görünüyor ki, toplum ‘’beklenenden ve istenilenden’’ daha hızlı bir şekilde gericileşiyor. Bunun önünü açanlar bile bu şiddeti ve gericileşmeyi kontrol edemiyorlar. Adından “kadın’’ sözü kaldırılan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, kadının yaşamını kolaylaştırmaktan, asgari ücretle çalışan kadınların masraflarının aldıkları ücretin üzerinde olduğundan söz ederken, kadınların artık “hayatta kalma’’ sorununa dönüşen gündemlerinin dışında kalıyor. Kadınlar şimdi can derdindeler. Şimdi kadınla ilgili kuruluşlar, “dayaktan daha az zarar görme’’ rehberi yayınlıyorlar; amaçları şiddetin cinayete dönüşmesine engel olmak. En güzel tespiti CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan yapıyor; Bakan Fatma Şahin’e gönderdiği mektupta, 2010 yılında 1550 kadının cinayete kurban gittiğini anımsatarak, ‘’Sizi, iktidarınız döneminde bu sayının yüzde binlerce artmasının nedenlerini ve iktidarınızın sorumluluğunu sorgulamaya davet ediyorum’’ diyor. Bu noktaya gelinmesinde, kadını sadece bir nesneye indirgeyen anlayışın derinleşmesinin etkisine dikkat çekiyor. Her kadının başına bir polis dikmek yerine ‘’öncelikle zihniyetin değiştirilmesi‘’ gereğini vurguluyor. Sonra da şu can alıcı soruları soruyor: “Kendisi gibi olmadığını düşündüğü kişilere ancak tahammül ettiğini söyleyen, açık giyinen kadınların taciz ve tecavüzü meşru kıldığı yolundaki cümleleri kurabilen üniversite hocalarının sürecin artık bir facia haline dönüşmesinde hiç mi payları yoktur? Kendisini protesto eden okullu kızları terörist ilan eden, kadın bedenini en az üç çocuğa yükümlü kılan, bitaraf işkadınını bertaraf etmeyi marifet sayan, bütün olan bitene rağmen rol modeli olduğu kitlelere uyarıcı bir mesaj vermeyi aklından bile geçirmeyen, dışarıya öfkeli karşı çıkışlar yapıp içerdeki yangına ses çıkarmayan bir zihniyeti nasıl değiştirmeyi düşünüyorsunuz?" T İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Türk Anneler Derneği Kurucu Şeref Başkanı Şenel Aksu, 1. ölüm yıldönümünde adının verildiği parkta ailesi, sevenleri, dernek üyeleri ve Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan’ın katılımıyla anıldı. Şenel Aksu’nun eşi Avni Aksu, kızı Serfinaz Altun, Türk Anneler Derneği İzmir Şube Başkanı Sabriye Saltuk, Konak Belediyesi Meclis üyeleri ve on üç mahalle muhtarı İzmir’in annesine vefa için bir araya geldi. Törende Tartan’a “Vizyon Sahibi Belediye Başkanı” ödülü verildi. İzmir’in annesine vefa C M Y B C MY B ‘ edemediği dürtülerinin suçlusu olarak gören zihniyet, giderek kendini her zamankinden daha özgür hissediyor. Hiçbir engel tanımadan zincirlerinden boşanmış gibi hızla yaygınlaşıyor ‘ Kadını, kontrol
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle