02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

2 Özelleştirme politika ve programlarının kent mekanına ve yaşam çevrelerimize yansıyan olumsuzluklarına, eğitim alanlarının ve eğitim binalarının satılması girişimleriyle bir yenisi daha ekleniyor. Genel olarak küresel, neoliberal politikaların bir dayatması olan özelleştirme uygulamaları kamunun elindeki değerlerin satılmasıyla sermayeye rant transferi yaratmanın bir aracı olmaktadır. Politikalar, şimdi de kent merkezinde kalmış olan temel eğitim ve orta öğretim alan ve binalarının satılarak yerlerine iş merkezi, rezidans, otel vb rant tesisleri yapılmasını gündeme getirmektedir. Kentler, kent planlarının öngörüsü doğrultusunda yaşayanların gereksinim duydukları, eğitim alanı, sağlık alanı, kültür alanı, yeşil alanlar, resmi tesis alanları gibi kentsel donatılarla gelişmişlerdir. Kentte süreç içinde oluşan ticaret, üretim vb. sektörel alanların mekansal yer değişiklikleri nedeniyle kamu mülkiyetindeki bazı alanlar işlevsiz kalabilmektedir. Ülkemizde bütün büyük kentler için yapılmış olan analiz çalışmalarında bu kentlerin tamamının, kentsel teknik ve sosyal altyapı alanları ve kentsel donatılar açısından ortalama standartlara göre son derece yetersiz oldukları ortaya çıkmaktadır. Kentin merkezinde bulunan ve işlevsiz kalmış kamu mülkiyetindeki alanların cEGE hangi işleve dönüşeceği kent dışında daha uyKO N UK özelleştirme politikaları gun okullar yapılacağı kapsamında değil, kent beyan edilmektedir. HASAN TOPAL planları kapsamında ele Bilindiği gibi bir kentin alınması gereken konukimliği, topoğrafyası, talar olmalıdır. rihi, yapıları, meydan, Kamunun elinde bulucadde ve bulvarları, yenan arsa, arazi ve binaşil ve açık alanları vb ların özelleştirme aracılımekansal değerleri ile ğıyla satılması yerine, bir birlikte o kentte yaşaplan bütünlüğü içinde yan insan etkinliklerinin kentlerin ihtiyacı olan bütününden oluşur. Bu mekansal gereksinimler bütün, aynı zamanda için kullanılması daha akılcı ve şehircikentin kültürünü de oluşturur. lik bilimine uygun bir tutum olacaktır. Çocuk evinden sokağa, sokaktan Çünkü kentlerimizde yaşayanlar için mahalleye, mahalleden kente ve topgerekli olan standartlarda yeni eğitim, luma ulaşarak gelişir, kültürlenen ve sağlık, kültür, yeşil alan vb. kentsel sosyalleşen bir yaşamla yurttaş ve bidonatı alanlarının kent merkezlerinde rey olur. Taşımalı eğitim sistemiyle bu elde edilebilmesinin kamuya ve toplusüreçten ve gelişimden, sokaktan, ma maliyeti özelleştirme ile elde edilemahalleden koparılan çocuk kentin cek bedelden çok çok fazla olacaktır. kimliğinden ve kültüründen de kopaDiğer yandan yine ülkemizde son rılmaktadır. Böyle bir süreçle gelişen yıllarda çeşitli gerekçelerle taşımalı bireylerin gelecekte yaşayacakları eğitim uygulamaları başlamıştır. Eğikentlerin kimliği ve kültürü ile barışık tim alanları ve binalarının merkezde bir yaşamlarının olması beklenemez. kalmış olmaları, öğrenci sayılarının Tarihi değeri olan (tescilli) ya da olazlığı vb gerekçelerle bu okulların mayan okul yapılarının bulundukları öğrencileri için de taşımalı eğitim yaçevrede ve kentte bir referans noktapılacağı ve boşalacak binaların satısı, kent belleğinde de bir değer oluşlacağı ifade edilmektedir. Okulların turdukları bilinmektedir. Çeşitli gemerkezi iş alanlarında kaldığı, öğrenrekçelerle ve aşama aşama kentin cisinin az olduğu, bu nedenle çok kimliğinin ve kültürünün, belleğinin gelir getirecekleri ve yerlerine iş meryok edilmesi, gelecekte kimliksiz, kezleri, rezidans, otel vb rant tesisleri yozlaşmış, tükenmiş ve değersizleşyapılacakları, elde edilecek parayla tirilmiş kentler ve yaşam alanları yaratacaktır. Yaşayanları mutlu edemeyen kentlerde ise başta güvenlik olmak üzere her türlü sorunun ortaya çıkması kaçınılmazdır. Yine ülkemiz kentlerinde, planlı kentleşme politikalarına uygun olmayan gelişmeler sonunda giderek kentsel işlevler keskin ayrımlara zorlanmış, sonuç olarak geceleri terk edilen ticaret bölgeleri ve kentsel dokular ortaya çıkmıştır. Bütün büyük kentlerimizin en önemli planlama problemlerinden biri de kentlerin bu geceleri terk edilen, bir anlamdaki çöküntü bölgeleri olan alanlarını sürekli yaşanan kent bölgeleri haline getirme arayışlarıdır. Kentin sorunlu bölgelerinin ticaret, turizm, konut gibi karma (çok işlevli) işlevli hale getirerek, kentin bu bölgelerine yaşamı katarak sorunlara çözüm önerilmektedir. İşte böylesi gelişmelerde en çok ihtiyaç duyulacak kentsel donatılardan biri de eğitim alanları ve binalarıdır. Özetle sayılan tespit ve gerekçeler bağlamında, kent merkezinde yer alan eğitim alanları ve yapılarının özelleştirme yoluyla satılması ve yerlerine rant tesisleri yapılması kentleri geliştiren değil kültürel ve sosyal açıdan çökerten, kentin kimliğini yok eden uygulamalar olacaktır. Uygar bir kent, kimlikli, mekansal standartları yeterli, teknik altyapısı gelişmiş ve yaşayanların mutlu olduğu kenttir. 3 AĞUSTOS 2010 SALI EGE’den SERDAR KIZIK ¦ Baştarafı 1. Sayfa’da Eğitim Alanlarını Satmak... Çok uğraştılar, çok çabaladılar ama olmadı. Başta İzmir Barosu ve mimarlar odası dava açtı. Duyarlı çevreler kentlilik bilinciyle destek verdi. Kordon’un tarihsel kimliğini yok edecek, kenti, kentliyi denizden koparacak Kordonyolu’nu yapamadılar. O zaman kentlinin “kazıklı” yol diye nitelendirdiği proje, engellendi. Büyük bir kazıktan bu yolla kurtulduk. Ama yine de faturası kamuya çıkan bir kazık var ortada: “Yapım ve yıkım masrafları...” Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, geçen hafta İzmir’de, 48 viyadük ayağından bazılarının yıkılacağını, bazılarının da Alsancak Limanı’na bağlanacağını söyledi. Yıkımlar bir ay içinde başlayacak. Yıllar sonra olsa da sevindirici bir gelişme. Bakan Yıldırım şunları söyledi: “Malum, Alsancak’tan Kordonboyu, İnciraltı’na doğru geçmişte başlanan bir kazıklı yol projesi var. Burada daha sonra bir sürü hukuki süreç yaşandı. Biz Ulaştırma Bakanlığı ve Karayolları Genel Müdürlüğü olarak bu projeyi iptal ettik. O viyadüklü yolu oradan geçirmenin İzmir’e yapılacak en büyük kötülük olacağını biliyordum. O yüzden bu projeyi durdurdum...” Ancak devlette süreklilik esas olduğuna göre bu durumda ne yapacağız? Viyadük ayaklarının yıkımı için 5 milyon lira gerekiyor. İyi güzel de boşa giden o kadar paranın hesabını kim verecek? Eski Baro Başkanı Noyan Özkan ve Mimarlar Odası Başkanı Hasan Topal, kamu zararına yol açanların bedel ödemesi gerektiğini söylüyor. Yasalara göre, dönemin yöneticileri sorumlu. Bu kişilerden hesap sorulacağını sanıyor musunuz? Harcanan paraların onlardan tahsil edileceğini düşünüyor musunuz? Gerçek bir hukuk devleti olsaydık, evet. Yine de umuyoruz. Niçin? Bundan böyle zorlama ve dayatmalarla olmayacak projeleri üretecek, paraları boş yere harcamayı göze alacak kamu yöneticilerinin, bu sonuçtan ders çıkarmaları adına... cEGE İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ORHAN ERİNÇ Genel Yayın Yönetmeni: İBRAHİM YILDIZ Ege Bölge Temsilcisi: SERDAR KIZIK Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: MİYASE İLKNUR Editör: HAKAN DİRİK Görsel Yönetmen: SERDAR AĞIR İlan: ZUHAL ALTUNGÜNEŞ YAYIMLAYAN: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş, Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2. 34381 Şişli/İstanbul İSTANBUL: Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 İZMİR: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Pasaport/İzmir Tel: 0 232 441 12 20 (10) hat Faks: 0 232 441 87 45 BASKI: DPC İzmir Tesisleri Ege Caddesi No: 36 SarnıçGaziemir DAĞITIM: YAYSAT Ege Caddesi No:36 SarnıçGaziemir eposta: [email protected] Cumhuriyet Gazetesi’nin parasız ekidir. Salı ve Cuma günleri yayınlanır. [email protected] ÇELENK VE ÖZEL GÜN BAĞIŞLARINIZ İÇİN ÇAĞDAŞ YAŞAMI DESTEKLEME DERNEĞİ KALBİNİZİ KORUYUN TÜRK KALP VAKFI Tel: (212) 212 07 07 C M Y B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle