Katalog

2 Yunanistan’daki kızlarakadınlara örgü örmesini, kumaş dokumasını tanrıça Atena öğretmişti. O yüzden de onlar bu sanatlarıyla övünürlerdi hep... Ne var ki İzmirli Arahne de, örgü işlerindeki dillere destan becerisini, kendi kendine öğrenip geliştirmişti. Arahne’yi seven peri kızları da, o örgü örerken sık sık yanına gelirler, onu hayranlıkla izlerlerdi. Bir gün peri kızları, bunca güzel örgü örmesini tanrıça Atena’dan öğrenip öğrenmediğini sordular hınzır hınzır. Sırf Arahne’yi kızdırmak için.... Bunun üzerine; “ Ne Atena’sı Matenası canım!” diye gürledi Arahne. “Hepsini ben kendi kendime öğrendim. İsterse onunla yarışa bile girerim!..”. Bu sözü hemen tanrıça Atena’nın cEGE kulağına yetiştirdiler. örgü yarışı önerdi KO N UK Böylesi bir meydan Arahne’ye. Ve okumayı duyan hemen ellerine YAŞAR ATAN Atena da, hemen bir aldıkları iğne, kocakarı kılığına girip kumaşla örgü doğruca Arahne’nin yarışına başladılar. evinde aldı soluğu!.. Atena; Olimpos’ta Arahne büyük bir oturan yedi kadın, sevecenlikle yaşlı yedi erkek tanrının kadını buyur etti gamsız ve mutlu evine. Biraz yaşamlarından bazı hoşbeşten sonra, kesitler nakışladı “Bak kızım” diye kumaşın üstüne. öğüt vermeye Arahne de tanrıların başladı yaşlı kadın: “Sen bencil yaşamlarına örnek olarak sanatında çok ilerlemiş, güzel bir Baştanrı Zeus’un bir boğaya kızsın. Ama bir tanrıçayla boy dönüşüp Evropa’yı kaçırdığı ölçüşemezsin! Söylediklerin için sahneyi ördü iğnesiyle. Onun Atena’dan özür dile!” yanına da tarlalarında, işliklerinde Arahne de, “Ben kötü birşey çalışıp üreten ve ürettiklerini demedim ki!.. ‘İsterse Atena’yla kardeşçe bölüşen çiftçilerin, yarışırım, dedim” diye yanıt verdi. zanaatçıların ve dünyayı Bunun üzerine tanrıça Atena, bir gönüllerince şekillendirmek isteyen şen şakrak gençlerin düşlerini yansıtan sahneler nakışladı. Güzel Arahne’nin işlemelerinin kendisininkinden üstün olduğunu gören tanrıça Atena; bir ölümlünün işlediği gergefte bile, yukarıdaki tanrıların işlerine karışmış olmasının verdiği öfkeyle genç kıza saldırdı, gergefini kafasına çaldı! Bu saldırıya çok içerleyen Arahne de gidip yan odadaki tavana astı kendini!.. Ama öfkesi dinen Atena, bu güzel kızı bir örümceğe dönüştürüverdi hemen! Ne var ki Arahne de, o güzel örgülerini bir örümcek olarak örmeyi gene de sürdürdü...O yüzden de “Arahne” adı, batı dillerinin çoğunda, artık hep “örümcek” anlamına gelecekti... 24 AĞUSTOS 2010 SALI EGE’den SERDAR KIZIK ¦ Baştarafı 1. Sayfa’da İzmirli Güzel Arahne’nin İsyanı MİMARİ PROJE YARIŞMASI SONUÇLANDI Opera, binasına kavuşuyor... İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Karşıyaka Mavişehir'de yaşama geçirilecek opera binası için İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen “Ulusal Mimari Proje Yarışması” sonuçlandı. Jüri Başkanı Mimar Doç. Dr. Celal Abdi Güzer, birincilik ödülü kazanan eseri, “İzmir'le birlikte anılacak, İzmir’i temsil edecek bir yapı” sözleriyle nitelendirdi. OYBİRLİĞİYLE... 117 eserin katıldığı yarışmada ilk eleme haziran ayında yapılmış ve 12 projenin değerlendirilmesi uygun görülmüştü. Seçici kurul, geçen günlerde yaptığı toplantıda, sıralamaya giren ilk üç eseri belirledi. Buna göre yarışmada Yüksek Mimar Mehmet Kütükçüoğlu başkanlığındaki Yüksek Mimar Ertuğ Uçar, Mimar Mert Üçer ve Mimar Onur Akın’dan oluşan ekibin projesi birincilik ödülünü kazandı. İkincilik ödülünü Mimar Hakkı Can Özkan ve Mimar Dilek Topuz Derman’ın projesi, üçüncülük ödülünü ise Mimar Erhan Vural ve Mimar Ozan Soya’nın projesi kazandı. Seçici kurul toplantısına katılan Kocaoğlu, “Kente metro ne kadar gerekliyse, opera binası da o kadar gerekli” dedi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, sonuçların açıklandığı toplantıda yaptığı konuşmada, “Binanın, İzmir'in kültür sanat kenti olması yolunda çok büyük bir değer katacağına inanarak bu kararı verdik. Önce arsayı bulduk. Sonra sizlerle birlikte bir proje yarışmasıyla yola çıktık. Bizim kente bakışımız belli, ‘Kente metro ne kadar gerekliyse opera binası da o kadar gerekli!’ dedi. Seçici Kurul Başkanı Mimar Doç. Dr. Celal Abdi Güzer de, oy birliğiyle karar verdiklerini belirterek, birinci seçilen projeye ilişkin şu bilgileri verdi: “25 bin metrekare bir arsada 30 bin metrekare civarında bir program. İçinde büyük bir opera salonu var. Uzmanlaşmış bir yapı. Sahnesi, yan sahneleri, servis alanlarıyla birlikte bir ‘kültür yapısı’ diye düşünebiliriz. İçinde operayı da destekleyecek ve ondan beslenen başka işlevler var. Bin 200 kişilik ana salon, 400 kişilik bir küçük salon yer alıyor. Bale ve onunla ilgili atölyeler var. Konumu itibariyle de, kentin belli bir bölgesinde yeniden bir çekim ve canlanma yaratacağını düşünüyoruz.” Turizm, balıkçılık, tarım tehlikede. Doğal güzelliklerine karşın 1980 sonrası sanayi bölgesi ilan edilen ilçede, özellikle demir çelik sanayisinin atıkları, cüruflar doğal yaşamı tehdit ediyor. Atıklar için düzenli bir depolama alanı bulunmuyor. Cüruf dağları yükseliyor. Alt yapısı yetersiz, teknolojisi eski sanayi tesisleri, hangi ölçüde denetleniyor, belirsiz. Aliağa muhabirimiz Şahap Avcı, bu kirlilik yetmezmiş gibi, kurulması planlanan yeni termik santrallerle sorunların büyüyeceğini söylüyor. İthal kömürle çalışacak santral, kuşkusuz bölgedeki kirliliği artıracak. Çevreciler termik santrale karşı, “yürütmenin durdurulması” istemiyle ikinci davayı açtı. Çakmaklı Köyü’ne planlanan santrale ilişkin Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından verilen ÇED olumlu raporunun iptali isteniyor. Daha önce ENKA tarafından kurulması planlanan termik santralin yapımına karşı çıkarak dava açan, Bakırçay Çevre Platformu’yla (BAÇEP) Foça Çevre Platformu (FOÇEP) öncülüğündeki örgüt ve yurttaşlar, bu kez İzmir Demirçelik A.Ş. firmasına verilen iznin büyük sorunlara yol açacağını vurguluyor. Ayrıca 86 belediyenin üye olduğu Kıyı Ege Belediyeler Birliği, Foça ve Menemen belediyeleri, Petrolİş Sendikası, İzmir Barosu, Menemen ticaret ve ziraat odaları, Menemen Sulama Birlikleri de davaya katılıyor. Avukat Hasan Namak, Aliağa’nın mevcut sanayi kuruluşları nedeniyle bu noktada kapasitesini doldurmuş olduğunu belirtiyor. Planlanan santralin İzmir’i de kapsayan 80 kilometre çapındaki yaşam alanlarını olumsuz etkileyeceğini savunuyor. Bu, haklı bir yakınma. Çünkü Aliağa’daki kirlilik körfezi aşıp, Bakırçay’da, Menemen’de, Çeşme Yarımadası’ndaki tarımsal üretimi de olumsuz etkiliyor. Özellikle üzümcüler dertli. Oysa Aliağa’da alternatif kaynaklara yönelmek olası. Örneğin rüzgar enerjisi açısından bölge önemli olanaklar sağlıyor. Jeotermal de dikkat çekici bir kaynak. Aliağa bugünkü kirliliği kaldıramazken, yeni kirleticiler eklemek hangi akla sığıyor? cEGE İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ORHAN ERİNÇ Genel Yayın Yönetmeni: İBRAHİM YILDIZ Ege Bölge Temsilcisi: SERDAR KIZIK Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: MİYASE İLKNUR Editör: HAKAN DİRİK Görsel Yönetmen: SERDAR AĞIR İlan: ZUHAL ALTUNGÜNEŞ YAYIMLAYAN: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş, Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2. 34381 Şişli/İstanbul İSTANBUL: Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 İZMİR: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Pasaport/İzmir Tel: 0 232 441 12 20 (10) hat Faks: 0 232 441 87 45 BASKI: DPC İzmir Tesisleri Ege Caddesi No: 36 SarnıçGaziemir DAĞITIM: YAYSAT Ege Caddesi No:36 SarnıçGaziemir eposta: [email protected] Cumhuriyet Gazetesi’nin parasız ekidir. Salı ve Cuma günleri yayınlanır. ‘BU OKUL BİTMEMELİ!..’ seslendirdiler. Sesi güzel olanlar da solo şarkılarla yeteneklerini ortaya koydular. Gitar, piyano resitallerinin ardından çocuklar hep birlikte söyledikleri ve oynadıkları İngilizce şarkılarla yaz aylarını nasıl değerlendirdiklerini gösterdiler. Çocukların rap, latin dansları gösterileri de izleyenlerden alkış aldı. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Soyer Kültür Sanat Fabrikası (SKSF) bünyesinde açılan yaz okulu, olağan dönemi sona ermesine karşın öğrencilerin yoğun isteği üzerine 2 hafta daha uzatıldı. Dönemin son günü eğlencesinde velileriyle bir araya gelen çocuklar, oluşturdukları koro ile şarkılar [email protected] C M Y B C MY B