17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

15 HAZİRAN 2010 SALI cEGE Kurt Kapanı sömürü kokan nefesinin nin tarafına kayarsa, asıl Türkiye’ye salınmasıyla tehlike işte o zaman kabirlikte, sorunlar yumağı pıya dayandı demektir. denizciliğimizin üstüne Çünkü günümüz iktidarı örülmeye başlanmıştır. “sosyal devlet” anlayışıDenizcilik sektörümüz nı terk ederek “düzenleküresel sermaye öncesi yici devlet” anlayışının kendi içinde oluşturduyapılanmasını istemekğu ekonomik ve sosyal te ve bu doğrultudaki yapılanmanın kuralları çalışmalarına devam DE N İZC İ çerçevesinde, yabancı ÜNAL BENLİALPER etmektedir. Dolayısıyla sermayeyle ilişkilerini devletin bütün önemli yine sürdürmekteydi. sosyal ve ekonomik Ama bu ilişkiler kesinlikle ulusal fonksiyonlarının ortadan kaldırılması devlet anlayışı içinde oluyordu. veya pasifize edilmesi hedeflenEğer küresel tabanlı sermayenin mektedir. Bu yapılanma içinde devgücü devlet kurumlarının kontrolünlet hiçbir ürün, amacı ne olursa olden çıkarak hassas dengelerin bosun hizmet ve finans işlerinde görev zulmasına neden olursa ve dengeüstlenmeyecektir. Gelişmesi beklenin göstergesi çok uluslu sermayenen olayları bu açılımdan [email protected] 3 SPOR GÜNDEMİ NÜVİT TOKDEMİR Denizciliğimizin temel yönetim anlayışının teorik alt yapısındaki oluşumu ve gelişimi belirleyen unsurların, devletin düzenleyici fonksiyon özelliklerinin otoritesi ve desteği altında hazırlanabilmesi, ancak sosyal devlet anlayışındaki yapılanmada olasıdır. Eğer bu konuda ciddi bir boşluk doğarsa denizciliğimiz yalnızlığa itilmiş olur. Yönetimin bütünüyle sermayeye devredilmesinin doğuracağı sonuçlar ve gelişecek olan aksaklıkların çözümünde devletin varlığı yok kabul edilirse, denizciliğimizin henüz yeni çekirdek oluşumundaki gelişmeleri darbe alır ve tehlikeli bir rotaya girer. Federal yönetim anlayışındaki uygulamalar ile bizim denizciliğimizin yönetilmesini düşünmek çok yanlış ve tehlikeli bir yaklaşımdır.Dünyayı emperyalist dikenli çelik ağları ile saran küresel sermayenin dığımızda, devlet, sahip olduğu bütün ulusal denizcilik kaynaklarını, iktidar eliyle, çok uluslu sermaye güçlerine yok pahasına teslim etmiş olacaktır. Günümüzde bunların örneklerini bütün çıplaklığı ile zaten yaşamaktayız. Devletin otoritesinin ve sosyoekonomik gücünün zayıflatılması veya tamamen yok edilmesi sonucunda denizcilik sektörümüzün sahip olduğu sermaye birikiminde gerçekleşecek olan kırılmalar önemli kayıplara neden olacaktır. Küresel sermaye bununla da yetinmeyerek siyasal baskı kurarak yönetimde söz sahibi olmak isteyecektir. Denizcilik sektörümüz, küresel sermaye ile iş staretejilerini belirlerken analizlerini çok iyi yapmalıdırlar. Çünkü çok uluslu sermaye kurt kapanı gibidir. Sermayeni ve kaynaklarını kaptırdın mı, yandın demektir. Belediye Spor Yaptırır... Yaklaşık on gündür İzmir kulüplerinin genel kurullarına tanıklık ediyoruz... Geçmişten gelen bir anlayış olsa gerek, hemen tümünden aynı yakınmayı duyuyoruz: "Bu sezon bir takım yerlerden bütçemize katkı sağlayacak rakamları göremedik; Özellikle de yerel yönetimlerden..." Hani o geçmişleri 100 yıla varan kulüplere yerel yönetimler maddi olanak sağlamak için zorunluymuş ve bu uğurda da kendileri yalnız bırakılmışlar gibi konuşuyorlar, eleştiriyorlar ve hedef gösteriyorlar... Oysa ne İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin, ne de diğer ilçe belediyelerinin böyle bir zorunluluğu yok. Çok uzağa gitmeye gerek yok, daha geçtiğimiz sezona değin, hem büyükşehir belediyesinin, hem de ilçe belediyelerinin İzmir kulüplerine yaptıkları yardımlar maddi ve manevi olarak yadsınamayacak değerdedir. Kaldı ki, son playoff mücadelesinde bile otobüs, yiyecekiçecek yardımlarının unutulmaması gerekiyor. Ne yazik ki, belediyeler İzmir kulüplerine yaranamıyor! Kimbilir belki de, kentin en değerli alanlarının yönetiminin kendilerine verilmesini istiyorlar; Belki de, yerel yöneticilerin her zaman peşlerinde olması ve her gereksinimde, borçların ödenmesi dahil, ellerinden tutması beklentisindeler!.. Gerçeğin çok uzağında kalmış kulüp yöneticiliği bilinciyle ancak bunlar düşünülür... Belediyelerin birincil görevi, yerel halkın gereksinimlerini karşılamak; temizliğinden başlayarak bir kentte yaşama bilincini oluşturmak; Kentin kültür varlığını geçmişten bugüne taşımak, halkına o kentin tarihini anımsatmak; yöre halkıyla bütünleşmek, ulaşımdan suya gereksinimlerinin giderilmesini sağlamak; Ve herşeyden önemlisi kentin genç nüfusunun sokaktan kurtulması, eğitim bilincinin yükselmesi ve spor yapma olanaklarının çoğaltılmasıdır... İzmir kulüpleri yöneticilerinin düşünce ve görüşlerinin tam tersine, yapılacak en kuçük araştırmada bile, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerinin kent halkına, çocuklarına spor yaptırabilmek için inanılmaz çalışmalar içerisinde oldukları öne çıkacaktır... Bakınız İzmir'in metropol alanına, köyler, büyükşehir alanına girmesin ilçelerine çok amaçlı salonlar, yanlarına çim sahalar yapılıyor. Ve yakından izleyiniz ki, o yörelerde inanılmaz sayıda öğrencinin yanında velilerin de salt spor değil, ne denli kültürel, sanatsal çalışmalar içerisinde olduklarını göreceksiniz! "Bırakın, belediye bu kentte onca spor bütçesiyle ne yapıyor ki?" diye soranlarınız olacaktır. Birincisi, yukarıda belirttiğim gibi, İzmir Büyükşehir Belediyesi ile birlikte ilçe belediyeleri, binlerce sporcularıyla; tesisleriyle; tamamen amatör ödeneklerle hizmet veren antrenörleri (burada birçok semt antrenörünün haksız ödenek aldığı yolundaki yakınmalara katılıyorum) ile bu kentin insanlarına ve çocuklarına hizmet götürüyor. İnanılmaz çalışmaların da temeli atılmış ve tamamlanmak üzere. Bir örnek vereyim: Bornova Erzene Mahallesi Aşık Veysel Rekreasyon alanında 245 dönümlük arazide hummalı bir çalışma var ve önümüzdeki eylül ayı sonunda tamamlanması bekleniyor. Bu alanda 2 bin 500 kişilik buz pateni ve buz hokeyi salonu var; 3 basketbol sahası, bir mini futbol sahası; 2 çocuk oyun alanı; 1.5 km.'lik bisiklet yolu; Yürüyüş yolları, spor parkuru, seyir terasları, dinlenme alanları... Üç katlı buz pateni salonuna ek olarak 5 bin kişilik çok amaçlı anfitiyatro, suni gölet, kafeterya ve otoparkı da olan bu alandan kim yararlanacak? Kuşkusuz İzmirliler. Bu ve benzeri örnekleri; Çalışmaları çoğaltabiliriz; Yaz spor okullarını ekleyebiliriz... O halde, vurgulamalıyız ki, belediyelerin birincil görevi profesyonel kulüpleri desteklemek değil, kent halkına spor yaptırmaktır... CHP İzmir İl Başkanı Ekrem Bulgun, milletvekili seçimleri için uyardı ‘İthal aday istemiyoruz’ İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) CHP İzmir İl Başkanı Ekrem Bulgun, Kemal Kılıçdaroğlu'nun genel başkan seçilmesiyle partinin iyi bir rüzgâr yakaladığını, milletvekili seçimlerinde listeler belirlenirken bu rüzgârın etkisini azaltacak uygulamalar yapılmaması gerektiğini söyledi. laşan kesimlerin dönüşünün kendilerine güç kazandırdığını belirten Bulgun, “İlçelerde kayıtlar son sürat devam ediyor. Hiç ummadığımız kişiler bile partiye koşuyor” diye konuştu. SIKINTI... Yeni dönemde partiye oy veren kesimlerin CHP yönetimlerinde daha fazla söz sahibi olması gerektiğinin altını çizen Bulgun, milletvekili seçimlerinde yapılacak listelerde de dikkatli olunmasını istedi. İthal isimlerin örgütte her zaman sıkıntı yarattığını, partinin oy oranına da çok fazla katkısı olmadığını kaydetti. KÜSKÜNLER Gazetemiz İzmir Bürosu'nu ziyaret eden Bulgun ve CHP İzmir İl Yönetim Kurulu üyeleri, partiye üye olanların sayısının her geçen gün arttığını dile getirdi. Özellikle “küskünler” diye adlandırılan ve geçmişte dönemde partiden uzak Partililerin dışarıdan gelen adaya sıcak bakmadığını vurgulayan Ekrem Bulgun, yönetim kurulu üyeleriyle gazetemiz İzmir bürosunu ziyaret etti. Bulgun, genel seçimlerde aday listeleri belirlenirken yerel dinamiklerin gözetilmesi gerektiğini söyledi. [email protected] C M Y B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle