16 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

21 MAYIS2010CUMA CumhuriyefEGE PÂTİKi HALUKIŞIK Liıııaııa 'eşgüdüm' lazıııı 'Geçmişte liman ve trenlerin birbirleriyle yakın bağları vardı. Günümüzde de başta trafik sıkışıklığı olmak üzere pek çok sorunun üstesinden geçmişte yapılanların ışığında gelinebilir.1 ASUMAN ABACIOĞLU Alsancak Limanı'nm taşınması gerektiği görüşünü içeren bir haberin yanmda İzmir'den Ankara, Bandırma, Balıkesir ve Uşak'a yapılan tren seferlerinin kalkış ve vanş merkezinin Basmane Garı'ndan Alsancak Garı'na taşmdığı haberi yer alıyordu. İlgisiz bir şekilde verilen bu iki haber, liman ve tren garlarmm birbirleriyle çok sıkı olan tarihi bağlarım ve geçmişten günümüze uzanan ekonomik önemini yeniden vurgulamak gerektiğini düşündürdü bana. Her gün önünden geçtiğimiz, eski fotoğraflardan günümüze kalan çok az yapıdan biri olan Alsancak Garı'mn, Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk demiryolu hattınm başlangıç noktası olduğunu kaç kişi hatırlıyor? İzmir'in ilk saat kulesinin Konak'taki değil Alsancak Garı yanmdaki saat kulesi olduğunu kaç kişi biliyor? Alsancak Garı'ndan o dönemdeki liman olan Pasaport Limam'na Kordonboyu'ndaki demiryolu hattmdan trenle yük taşmdığım gözünüzde canlandırabiliyor musunuz? Bu yapılara ve limana tarihin derinliğinden bakmak belki günümüzün sorunlarma daha iyi çözümler üretilmesini sağlayabilir. Alsancak Garı, Anadolu'daki ilk demiryolu hattı olan İzmirAydm demiryolu hattınm başlangıç amacıyla Pasaport limanmdan Alsancak Garı'na kadar Kordonboyu'nca tramvay hattı yapıldı. Gündüzleri atlı tramvaylarm çalıştığı bu hat, geceleri gardan limana yük taşıyan trenlere hizmet ediyordu. Ana hat trenleri ile tramvaylar birbirleriyle koordineli olarak çalışıyordu. Kent dışmdan ya da banliyöden gelen biri, trenden indikten sonra tramvaya binerek sahil boyunca Konak Alam'na kadar gidebiliyordu. • Bir Basmane, Bin Basmane... 17 Mayıs'ta Altınpark Tarihi Kıraathanesindeydim. Sancar Maruflu, Mustafa Olpak, Yaşar Ürük, Kemal Ustaoğlu, Mehmet Gülaylar'la birlikte, Orhan Beşikçi'nin yürütücülüğünde, Basmane'den söz ettik. Bu kadar kent sevdalısı ve araştırmacısı içinde, açık söyleyeyim, başlangıçta neyi nasıl anlatacağıma dair epey telaşlandım. Ama öyle hoş kapılar açıp, bir kentin neden ve nasıl sevileceğini, sevilmesi gerektiğini, öyle güzel gösterdiler ki, dostlarımla bir daha gurur ve onur duydum. Dinleyicilerimizin coşkulu katılımı, izmirlilerin bu tür etkinliklere ne kadar aç ve özlemli olduğunu, hepimize bir daha kanıtladı. "Basmane Günleri" dolayısıyla birlikteydik. Sohbetler, sergiler, buluşmalarla dolu bir hafta yaşandı. Bence, bu örnek etkinlik basında yeterince anılmadı, anlatılmadı. Oysa kentlilik ve kent kültürü açısmdan, çok önemliydi. Öyle ya, sen izmir'i tanımazsan, tanıtmazsan; elin oğlu izmir'i nereden tanısın, niye tanıtsın? 17 Mayıs'adöneyim... Öteki arkadaşlarım gibi, Basmane'den söz ettim ve Beşikçi'nin "tarih bilinci"ne dair sorusuna yanıt vermeye çalıştım. Benim Basmane'mde, üniversiteyi okurken, o sokaklarda pazarlamacılıkyapan, ütü, saç kurutma makinası falan satan bir delikanlı vardır. Sabahçı kahvelerinde, yalnızlığı ve kimsesizliği yaşayanlarla kurulan arkadaşlıklar, son çay parasını paylaşmalar vardır. Babaannesinin aldığı Cincibir gazozuyla bindiği, Fuardaki minyatür trenle dünyaları dolaşan bir çocuk vardır. Benim Basmane'mde, gara, otobüs şirketlerinin yazıhanelerine sinmiş hasretlere, gurbet şaşkınlıklarına tanık olmalar, bizzat yaşamaklar vardır. Benim Basmane'm, "Beni ne zaman yazacaksın?" diyen, şiirli bir hüzün biriktirmiştir, o çocukta yedi yaşından bugüne. Anlatmakla bitmez. Özetle, semt olarak bir tane Basmane vardır, ama herkesin bir de kendi Basmane'si vardır. Keşke gelebilseydiniz de, dostlarımın Basmane'lerini de dinleseydiniz. Mutlaka kitaplaştırılmalıdır. Sözlü tarihten, yazılı tarihe ne güzel bir aktarmaolurdu... Tarihe dair, şöyle bir tanım vardır; insan yapıyor olduklarıyla şimdide, anmasıyla geçmişte, umut etmesiyle gelecekte yaşar. Bir başka deyişle tarih bilinci, bu tanıma uygun bir algı zenginliğine ve olgunluğuna bağlıdır. Geçmişi sislere, söylentilere ya da bilinmezliğe emanet etmek, sistemli ve gerici politikaların birey ve toplumdaki sonucudur. Bu politikayla biçimlenmiş bugünü yaşayan insan, geçmişi merak etmez. Merak, çağdaşlık ölçütüdür ki; dünü merak edip, bugünü değerlendirir ve geleceği tasarlamaya, düşlemeye ve buna uygun duruşlar oluşturmaya çalışır. O nedenle çağdaş toplumlarda müzeler, belgelikler, geçmişten kalan yapıtlar çok önemlidir. Böylesi toplumlarda, ören yerleri "mutlaka altın vardır" diye mahvedilmez, 10 bin yıl öncesinden kalan yapıtların üstüne, "Osman, Fadime'yi istiyor" yazılmaz, lahitler tuvalet olarak kullanılmaz. "Bizdetaş çok" denip, kaçırılmalarına kayıtsız kalınmaz. "Müzelik", "Antika" sözcükleri de, herhalde hakaret olarak kullanılmaz. O toplumlarda geçmiş de merak edilir, gelecek de. Elbette, gençlerini de bu bilinçle yetiştirir o toplumlar. izmir'de son dönemlerde gözlemlenen olumlu çalışmaların önsözünü; kentimize müzecilik anlayışını getiren Aziz Ogan, ilk müze müdürümüz Selahattin Kantar ve unutulmaz valimiz Kazım Dirik yazmıştır. Saygıyla analım, unutturmayalım. "Basmane Sohbetleri"nde bunlardan söz ederken; Sevgilim izmir'e bir daha aşık oldum... noktasıydı. 1858'de hizmete giren demiryolu, İzmir hinterlandmdan tarım ürünlerini o dönemde şimdiki adı Pasaport olan limana ulaştırmayı amaçlıyordu. Bu amaçla oluşturulan ulaşım ağınm tam ortasmdaydı; Ege'nin tarımsal ürünleri Alsancak Garı'nı getiriliyor, oradan limana yine demiryolu ile taşımyordu. Anadolu'nun ilk istasyonu ise Alsancak değil, 1857'de yapılan Kemer istasyonuydu; yani deve kervanlarıyla gelen ticari ürünlerin kente giriş yaptığı, şimdi ne yazık ki yıkılmış olan Kervan Köprüsü'nün bulunduğu yer. Kısaca her şey ticaretin kapasitesini artıracak daha hızlı bir ulaşım ağınm oluşturulması içindi. Alsancak Garı'mn yeri özellikle deniz kenarma yakm seçilmişti. 1869 yılmda Pasaport doldurularak liman inşaatma başlandı. 1876 yılmda tamamlanan liman, 1877'de işletmeye açıldı. Bugünkü adıyla Konak Piere ve gümrük karakol binaları bu liman için yapılan binalardı. Pasaport'taki limanm tamamlanmasıyla tarifeli yük ve yolcu seferlerinin sayısı artmıştı. Bu yoğun trafik, hem garın var olan binasım zorluyor hem de kent içindeki ulaşımı etkiliyordu. Bu size günümüzde Alsancak Limanı'nm trafiğin tıkanmasma yol açtığı yakmmalarım hatırlatmıyor mu? Kent trafiğini rahatlatmak TRAFİK... 1954 yılmda inşa edilen şimdiki Alsancak Limanı'nm iş hacmi ve ihracat açısmdan Türkiye'nin en büyük limanlarmdan biri olduğu belirtiliyor. Ancak özelleştirme gerekçesiyle hiçbir yatırım yapılmadığı için yetersiz kalıyor. Limanm ticari kısmınm Çandarlı'ya taşınması, bugünkü yerin sadece turizm amaçlı kullamlması öneriliyor. Ancak limanı İzmir'den uzaklaştırmak kentin gelişimini engellemez mi? Geçmişte liman ve trenler birbirleriyle yakm bağları olan tesislerdi; günümüzde de başta trafik sıkışıklığı olmak üzere pek çok sorunun üstesinden "geçmişte yapılanların ışığmda" yani "raylı sistem'' ve limanm eşgüdümü sayesinde gelinebilir. Bunun için biraz tarihe bakmak yeterli. İŞ HACMİ [email protected] DoğumGünün Kutlu Olsun Atam! BAYRAKLI BELEDİYESİ s Seni özlüyoruz, seviyoruz. 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, GençlikveSpor Bayramı Kutlu Olsun Dr. HakanTartan Konak Belediye Başkanı KONAK BELEDİYESİ Osmangazi Hizmet Binası www.bayrakli.bel.tr C M B BAYDEMTel:341 31 21 m o
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle