16 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

2 Siz de yapar mısınız bunu arada sırada? Kitaplığınıza girip geçmişten kalma ve unutulmanın girdabına yelken açtırıp salıverdiğimiz herhangi bir roman, hikaye ya da bir şiir kitabını alır ve kimi kez ağır solumalarla, kimi kez de gözlerinizin önünde küçük küçük kelebekçiklerin dolaşmasına izin verip eski zaman şiir tadlarını aranır mısınız? Külebi’nin kitabı “Sıkıntı ve Umut” geçti elime o aranışlarımın birinde. 1936 ile 1946 yıllarını “Adamın Biri” ile başlayıp uzun süreli bir yıllar toplamını bu son kitabıyla veriyordu okuruna. “Adamın Biri”ni ne zaman okududum, şimdi bilemeyeceğim, çok olmuştur. Yeni baştan ilk kez okuyormuşum gibi okuduğumda bir çok şiirle tanış çıktım. Onun “Evvel zaman içinde yazdığım şiirler / Bergüzar olsun / Aç kapıyı bezirgan başı / Bezirgan başı” dediği şiirleri yeni kuşaklara, hele kavga şiirine, slogancı şiire koşullandırılmış o kuşaklara “bergüzar” olur muydu ya da olmuş muydu? Geçmiş zamanda işte, hatırlamıyorum şimdi. Ama yine şiirleri özellikle “Adamın Biri” c zel öğütmüş ve biçimlenndeki şiirleri, yüksek sesALAFORTANFONİ dirmiştir. “İğrendim senin li şiirler olmak yerine yagidişinden / İğrendim / vaş ve usuldan usula TARIK DURSUN K. Günlerin kepaze birbirinkonuşan ve “bağırgan” den / Kışların soğuk yazolmayan şiirlerdir. ların sıcak / İnsan nerİçeriksiz, toplumsallıktan deyse / Öyle güzel günleöte şiirlerdir denemez. rin var olduğuna inana“Çifte koştuğun öküzler cak” türünden büyük bir senin kadar yorgun değil soluklanmaktan yoksun, kardaş / Sen ki kış ve yaz ince, her şeyin dışında / Sen ki kış ve yaz yalınşairaneliği elde bırakmaayak.” yan bir şiirin şairidir o. Bunlar için Külebi’nin “Hikayenin şiirini söyler” kendi dışındaki insana dedim, doğrudur. yakınlığı bu kadardır. Külebi’nin başlangıcından Gücü bu kadarına yetgünümüze bütün şiirlerini mektedir. Bunu aşmak devşirip sunan “Sıkıntı ve Umut”u bir baister mi? Belki “ister” diyelim, fakat şiirişından öbürüne okuyun hak vereceksiniz ni bu denli yenileyemez. Bir yerden sonbana, hiç kuşkum yok bundan. ra şu da düşünülebilir. Külebi, kendine özEvet, Külebi kişisel yaşantısının her tür gü bir “Külebi şiiri”nin ustasıdır. Oldum bitsıkıntısınını (genele gitmeye ramak kaltinin, hikâyenin şiirini söylemiştir, şiirini bumışken) şiirleştirmiş, başından geçen her na göre özgünleştirmiştir. Küçük dertleolayın acı, tatlı, umutlu umarsız, değerli derine, küçük avuntuların yeterliliğine boyun ğersiz olsun ya da olmasın, geçerliğine eğmiş, içinde bulunduğu bürokrasi çarkbakmaksızın şiirine sokmuştur. ları dişleri arasına alıp onu ve şiirini bir güKülebi bununla da yetinmez Yanı sıra özgün, geçmişine de Oktay Akbal gibi sıkı sıkıya (gelecek yüzünden) bağlıdır. Gelecek için beleyip saptanmış bir umudu da yoktur. Genelde karamsardır. Ne var ki, geçmiş ve geçmiş (geçmişte kalan o güzel geçmiş) günlerini bir türlü şiirinin yakasından tuttuğu gibi silkip bir çırpıda atamaz. “Ben de türküsünü söylemek istedim / O ele geçmez saadetin / Döndüm dolaştım / BulamadımKahpe felek bu mu adaletin?” Külebi benim kuşağımın şairiydi. Uzun süre sustu, uzun süre ayrı kaldı şiire. Umarsız (ve tartışmaya açık kişiler) bir yitikliğin sürdürücüsüydü. Belki bir değişim çabasındaydı, belki bir yenilenmenin, yeni bir aşamanın zorunluluğunu duyuyordu. Belki yıllar yılı benimsediği, özümlediği Külebi şiirini şairlere verdiği bir gözüpeklikle bir çırpıda savurup atacak; yeni ve daha etkin ve daha güçlü, daha yaygın ve daha köklü bir şiire yönelecekti. Felek yar olmadı. 2 KASIM 2010 SALI EGE’den SERDAR KIZIK I Baştarafı 1. Sayfa’da Hikâyenin Şirini Söyleyen Şair KONUK ZEKİ ARIKAN Mezar Taşları 4 nolu salonda Mezar taşları, ölüp giden insanların bu dünya ile ilişkilerini gösteren çok önemli tarihsel belgelerdir. Tarih boyunca çeşitli toplumlarda değişik biçimlerde ortaya çıkan bu taşlar, Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı dünyasında ince bir sanat değeri kazanmış, bunların dikildiği mezarlıklar birer açık hava müzesine dönüşmüş ve buraları gören Kubilay ay Sosyal S osyal A Ağ ğ 11:00 1 1:00 13:30 Ye, Y e, D Dua ua E Et, t, Sev Sev 16:00 19:00 21:30 6RV\DO 6 RV\DO $ $ù ù Mahpeyker M ahpeyker Kösem m Sultan Nene N ene Hatun Hatun Ye, Y e, D Dua ua E Et, t, S Sev ev 0DKSH\NHU 0 DKSH\NHU Kö K sem sem Sultan Sultan 11:00 1 1:00 14:00 16:30 19:00 21:30 11:45 1 1:45 13:45 15:45 17:45 19:45 21:45 seyyahların eserleri için çok değerli görsel malzeme oluşturmuştur. Bu önemli belgelerin gün ışığına çıkarılması, çözülmesi, anlamlandırılması için Cumhuriyet döneminin gösterdiği çabalar her türlü takdirin üstündedir. Günümüzde Cumhuriyet’e saldıranlar şunu bilmelidir ki Osmanlı'nın arşivinden, müzesine, sicillerine, yazma eserlerine kadar sahip çıkan hep Türkiye Cumhuriyeti oldu. 1930’lu yıllardaki Halkevleri, özellikle bunların binbir zorlukla çıkardıkları dergiler, yerel tarih ve malzemeyi en sağlıklı yolla değerlendirdiler. Isparta’nın Ün, Manisa’nın Gediz, Balıkesir’in Kaynak, Bursa’nın Uludağ vb. dergileri bu tür kaynak ve malzemeyle yüklüdür. Ama bugün sürekli olarak Cumhuriyet'le hesaplaşma içinde olanlar, Osmanlı'nın kültürel mirasının yok olup gitmesine nedense ses çıkarmıyorlar. Tarih boyunca oluşan mezar taşlarının bütün olarak günümüze kadar geldiğini söylemeye olanak yok. Kentlerin büyümesi, yol, cadde, meydan açılması ve daha birçok nedenlerle mezarlıkların, mezar taşlarının yok olduğu bir ger çektir. Kentlerin sit alanlarının yok edildiği günümüzde hiç değilse elde bulunan mezarlıklara sahip çıkılması ve korunması gerekir. İzmir’in Çeşme ilçesinde, kalenin arka tarafına düşen mezarlık, bu çevrenin en önemli tarihsel belleği idi. Burada yüzyıllarca işlenmiş mezar taşları, ölüm karşısında çaresizliğin zamana direnen tanıklarıdır. Taşlardaki süslemeler, yazılar büyük bir sanat değeri taşır. Bunların üretilmesi geniş ve pahalı ekonomik etkinliklerin de bir verimidir. Taşlarda, insanın dünyadaki yaşamı özetlenir ve hatta ölüm nedeni de belirtilir. Kimi zaman taşa işlenmiş dinsel öğeler, şiirler, kazınan tarihler büyük bir anlam taşır. Titizlikle korunması, geleceğe taşınması gereken bu mezarlardaki tahribat içler acısıdır; tarihe saygısızlığın, bilinçsizliğin ilginç göstergeleridir. Geçen gün Çeşme kalesini gezerken burada yüzlerce mezar taşının sıralandığına tanık oldum. Sonra mezarlığa gittim. O da ne? Eski mezarlık, asri mezarlığa dönüşmüş,sekiz on taştan başka bir şey kalmamıştı. Yıllar önce Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü’nden kimi öğretim üyelerinin yaptığı çalışmalar, olumlu sonuçlar vermiş fakat iş daha ileri götürülememişti. Dr. Ertan Daş,bu taşları sanat tarihi açısından değerlendirirken, öğr. gör. Aydoğan Demir de mezarlığı ve mezar taşla rını bir bütün halinde tarihsel süreç içinde ele aldı ve yerli yerine oturttu. Kırım Hanı I. Kaplan Giray (öl.1150 =1737)’ın mezar taşını buldu ve yayımladı. Böylece öteden beri Çeşme’de dolaşan bir rivayet kesinlik kazandı. Bu önemli buluş ve yayın, bütün Tatar dünyasını ayağa kaldıran bir olay oldu. Bu taşlarda kim bilir daha hangi bilinmezler saklıdır? Şimdi anlaşıldığına göre, yok olmaya yüz tutmuş mezarlığın taşları kaleye taşınmıştır. Bunların burada yani kalede durması, kaybolup gitmesinden daha iyidir, denebilir. Ama bu görüş yanlıştır. Çünkü taş yerinde ağırdır. Önemli olan mezar taşlarının bulundukları yerlerde, tarihsel sit alanları içinde kalması ve korunmasıdır. Kökünden koparılan bitki nasıl solarsa, yerlerinden çıkarılan mezar taşları da işlevini yitirir, anlamı kalmaz. Çünkü o taş, ait olduğu mezarla bütünleştiği zaman anlam kazanır. Bu bağlamda yerel yönetimlere ve müzelere büyük sorumluluk ve görev düşmektedir. Burasının çok önceden sit alanı ilan edilerek, açık hava müzesine dönüştürülmesi ve elbette yeni gömüye kapatılması gerekirdi. Ne yazık ki bu yapılmamış, bu tarihsel mezarlığın yok edilmesine ses çıkarılmamıştır. Mezar taşları ülkenin tapu senetleridir. Başka tapu senedi aramaya da gerek yoktur. Kubilay K ubilay Winx W inx Club Sihirli hirli Macera Sih Macera 11:00 1 1:00 13:15 15:30 17:45 20:00 22:15 11:15 1 1:15 13:15 15:15 17:15 19:15 Ye, Y e, Dua Et, Sev 21:15 Paranormal P aranormal Activity Activity 2 Sammy’nin S ammy ’nin M Maceraları aceraları 11:30 1 1:30 13:30 15:30 17:30 19:30 21:30 11:00 1 1:00 13:00 15:00 17:00 17:00 19:15 21:30 R.E.D Başbakan’ın yaptığı pazarlık sonucu 5 yılda tamamlanacak otoyol, Gebze’den başlayacak, İzmit Körfezi’ni köprüyle aşıp, Bursa üzerinden Balıkesir’e geçerek İzmir’e ulaşacak. 421 kilometre uzunluğunda olacak. İstanbulİzmir arası yolculuk üç buçuk saate inecek. Projeyle yolun uzunluğu 140 kilometre kısalacak. Gelecek aylarda otoyolun diğer ucu İzmir’den de çalışmalar başlatılacak. Otoyollar konusu Türkiye’de yeterince tartışılmadı. Yararları zararları nedir, ayrıntılı bilinmiyor. Dünyadaki gelişmeler da pek izlenmiyor. Örneğin geçenlerde Rusya’da çevreye büyük yıkım getirecek otoyol yatırımından vazgeçildi. Çevrecilerin şiddetli protestolarına neden olan Khimki Ormanı’ndan otoyol geçirme projesinin dondurulması için Devlet Başkanı Dimitry Medvedev’e yapılan çağrılır sonuç verdi. Üç yılda yüzlerce gösteri düzenleyen halkın, gözaltına alınan çevrecilerin istemleri haklı bulundu. ??? İzmir’de de otoyolun destekçileri çok. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin girişimleriyle oluşturulan Ekonomik Kalkınma Koordinasyon Kurulu’nun kent için öncelikli projeleri arasında da otoyol yer alıyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, İzmirli iş adamları ve örgütleri, “kanaat önderleri”, projenin önemli bir gelir sağlayacağını düşünüyor. Ben tersini düşünüyorum. Bu yatırım, uzun dönemde her açıdan katkı değil, zarar getirecektir. Bir çeşit dinozorluk! Neden? Birincisi otoyollar büyük bir çevre tahribatına yol açıyor. Özellikle gelişmiş ülkeler otoyol yatırımlarını terk etti. Hatta ABD de dahil bir çok ülkede kent çeperlerindeki katlı otoyollar yıkılıyor. Söz konusu güzergahta doğal dokunun, tarım alanlarının bıçak gibi bölünmesi ve canlı yaşamın, ekolojik dengenin tümden bozulmasını da dikkate almak gerekiyor. İkincisi aynı güzergahta iyileştirmelere gitmek varken bu yüksek maliyet neden? Çift yönlü yolun neresi eksikti? Gelelim enerji konusuna... Otoyolla birlikte petrol kullanımı artacak. Bu alanda dışa bağlı ülkemizin giderleri büyüyecek. Artan enerji kullanımıyla güzergahtaki çevre kirliliği de tırmanacak. Taşımacılığa yeni yükler binecek. Avrupa'nın toplamından daha büyük olan kamyon sayısı önemli ölçüde artacak. Yine çoğu yurt dışından dövizle sağlanan araç, yedek parça giderleri yükselecek. Kısacası otoyol ülke kaynaklarını dışa aktaran bir araç kimliğine bürünecek. Peki, ne yapılabilirdi? Demiryolu... Birleşik Taşımacılık Sendikası’nın (BTS) yaptığı çalışmaya göre demiryolları, karayollarına göre 47 kat daha güvenli. Avrupa Demiryolları Birliği’nin yaptığı araştırmaya göre de yolcu taşımada karayolu, demiryoluna göre 448 kat daha fazla maliyet oluşturuyor. Yük taşımada ise maliyet 410 kat yüksek... Hızlı bir sistemle demiryolu taşımacılığı, hem otoyola göre düşük maliyetleri açısından hem de çevreyi daha olumsuz etkilemesi bakımından bir seçenek olabilirdi. Özellikle Avrupa'daki gelişmiş ülkeler ve ekonominin büyüyen devi Çin, Japonya, demiryollarına büyük önem veriyor. Avrupa'da hava taşımacılığı azalırken demiryolu öne çıkıyor. Bu gerçek karşısında bizim politikacılarımız, yerel yöneticilerimiz, iş adamlarımız bir türlü demir yolunu benimsemiyor. Neden dersiniz? “Komünist işi” olduğu yalanından mı? Yıllardır sömürgecilerle işbirliği yapanlar, ulusal çıkarları değil, küresel buyrukları esas alıyor da ondan. Ne de olsa, araba satılacak, kamyon satılacak, yedek parça, lastik, benzin satılacak... Türkiye küresel bir pazar ya, üretemeyecek, satın alacak... R.E.D. R.E .D. S on A yin Son Ayin cEGE 11:45 1 1 45 1:45 13:45 15:4 15:45 5 17:45 19:45 21:45 11:15 1 1 15 1:15 13:30 $üND $ üND ) )×UVDW ×UVDW 9 9HU HU R.E.D R .E.D İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ORHAN ERİNÇ Genel Yayın Yönetmeni: İBRAHİM YILDIZ Ege Bölge Temsilcisi: SERDAR KIZIK Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: MİYASE İLKNUR Editör: HAKAN DİRİK Görsel Yönetmen: OĞUZ YILDIZ İlan: ZUHAL ALTUNGÜNEŞ YAYIMLAYAN: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş, Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2. 34381 Şişli/İstanbul İSTANBUL: Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 İZMİR: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Pasaport/İzmir Tel: 0 232 441 12 20 (10) hat Faks: 0 232 441 87 45 BASKI: DPC İzmir Tesisleri Ege Caddesi No: 36 SarnıçGaziemir DAĞITIM: YAYSAT Ege Caddesi No:36 SarnıçGaziemir 15:45 17:45 19:45 21:45 eposta: [email protected] Cumhuriyet Gazetesi’nin parasız ekidir. Salı ve Cuma günleri yayınlanır. C M Y B C MY B +DIWD éoL +DIWD éoL 7 7DP DP    7 7/ / +DIWD + DIWD éoL éoL g gèU èU ( (PN PN   7 7/ / +DIWD 6RQX 6RQX 7 DP   7 / +DIWD 7DP  7/ +DIWD 6RQX 6RQX g èU ( PN   7 / +DIWD gèU (PN  7/ +DIWD +DIWD L LoL oL L LON ON V VHDQVODU HDQVODU dDUëDPED dDUëDPED J JQOHUL QOHUL WP V HDQVODU K HUNHVH  7 / WP VHDQVODU KHUNHVH 7/ [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle