09 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4 KONUK / EFDAL SEVİNÇLİ 7 AĞUSTOS 2009 CUMA İzmirli Bir Sözlük... Herşey birden bire oldu. İnanın, seçerek, bilerek, isteyerek değil. Belleğimin bir köşesinde uyuklayan kitap kurtlarım uyandılar. Ben, “Yâ Kebikeç” dedikçe, beynimde, kanımda çoğaldılar, sinirlerimi sardılar. Söylencelerde yaşayan bir kuşun adını taşıyan sahafın kapısından içeriye adımımı attığımda, hangi kitaplarla yüzyüze geleceğimi, hangi yazarlarla karşılaşacağımı bilmiyordum. Çok sık yaptığım bir ayak alışkanlığıydı bu yöneliş. Tiyatro tarihinden edebiyata, İzmir incelemelerinden kültür tarihimizin unutulmaya yüz tutmuş, çoğu Osmanlıca, nice kitabıyla sık sık selamlaşan ben, onunla, duvarın köşesine dayanmış yorgun bir rafın en altında, saklandığı köşede, birden bire karşılaştık! Adını duyduğum, ancak bugüne değin yüzünü görmediğim, koyu yeşil cildiyle, küçük boyuyla, dimdik, karşımda duruyordu. Gözlerime inanamadım. Önce biraz korkuyla, biraz da ilk kez karşılaşmanın heyecanıyla, çekine çekine, ürkek ürkek bakıştık, selamlaştık. Sağıma soluma bakındım. Kimse yoktu. Ellerimi uzattım, avucuma aldım. Önce saklamaya çalıştım. Avucumun içindeki sıcaklığı anlatamam. Doğrusu, bence, nicedir tanışıyorduk. Sadece yüzyüze gelmemiştik! Çevreme bir daha baktım. Genç sahaf, bilgisayarıyla mutlu, sanalağda yüzüyordu. Sanki, “size bir kitap göstereceğim hocam” seslenişini duyar gibi oldum. Boğazım düğümlendi. “Ben, seni 1978’den beri tanıyorum. Adını ilk kez, kimden duydum? Şimdi anımsamıyorum”diye mırıldandım. Parmaklarımla sıkıca kavradım. Heyecanımdan avucumun ıslandığını farkettim. Terli ellerimi gömleğimde sildim. Kapağına, sırt derisine gülümseyerek baktım.Sırttaki yazıları, hiç kimseye duyurmadan, içimden okudum, okudum: “N. Mallouf / Dictionnaire FrançaisTurc”. “Ben, seni tanıyorum...” Yaşını düşündüm. Sağlam bedeniyle karşımda dimdik duran, ellerimle sıkı sıkıya kavradığım, bugüne değin karşılaşamadığımız İzmirli bir sözlüktü bu!.. Evet, İzmir’de, katoliklerin açtığı Propoganda Koleji’nin Doğu Dilleri öğretmeni, Nassif Mallouf’un, 1849’da, İzmir’de, İzmir’in kitap tarihinin, latin harfleriyle Türkçe basılan (?) ilk kitabı olmalıydı elimde tuttuğum FransızcaTürkçe Sözlük. Kapağı açtım, küçücük, pembe bir etiket, yorgun görünüşüyle alt köşede duruyordu : “S.H.Weiss / Librairie / CONSTANTİNOPLE / grand rue de Pera visavis / le consulat de Russie”. Istanbul’da, İstiklâl Caddesinde, Rusya Konsolosluğu'nun karşısındaki S.H.Weiss’ın kitabevinden satın alınıp İzmir’e gelmişti... İç kapağı nasıl açtım, anımsamıyorum. Sol sayfada, N. Mallouf’un (18231868) yapıtları, sıralanmıştı. Şaşkınlığım daha bir arttı. 14 tane kitap adı. Türkçe’yi yabancılara öğretmek için yazılmış, Osmanlı alfabesinden Nasreddin Hoca öykülerine, Osmanlı coğrafyasından Türkçe’nin dilbilgisi kurallarına, FransızcaTürkçe konuşma örneklerine...“Ben seni tanıyorum...N.Mallouf” dedim yine. Siz de sorabilirsiniz, kim bu N.Mallouf diye. Elbette çoğunuzun, yapıtlarını okuduğunuz için çağrışımla anımsadığı, Afrikalı Leo, Semerkant, Tanios Kayası, Doğunun Limanları, Yolların Başlangıcı vb. romanlarının yazarı Amin Maalouf’un büyük dedelerinden biri. Levantın yıldızı İzmir’e gelen tüccarlara, Türkçe’yi öğretmek için didinen, çırpınan, Istanbul’da, İzmir’de, Fransız ve İngiliz konsolosluklarının çevirmeni olarak çalışan, Lazaristlerin İzmir’deki kolejinde, Türkçe, Arapça, Farsça öğretmenliği yapan, Katolik bir Arap... Bir Osmanlı yurttaşı... Lübnan topraklarından İzmir’e, Istanbul’a savrulan ve 45 yıla sığan bir yaşam. N. Mallouf’un, bu kısacık yaşama sığdırdığı yapıtlarını öğrendikçe, tembelliğime öfkeleniyorum. Gözüm, sağ sayfaya kayıyor. Sözcükleri yutarcasına okuyorum, sanki yüzüm okuduğum sözcüklerin ateşinden yanıyor: “Fransevî ve Türkî Lugatnâmesi / Dictionnaire FrançaisTurc... N.Mallouf’u tanıtan fransızca bir paragrafın tümcelerini okuyup anlamaya çalışıyorum. “Asya Araştırmaları Derneği üyesi. Bilimler İmparatorluk Akademisi'nce takdir edilen... Mecidiye nişanıyla onurlandırılan...” Birden bire elim ayağım kesiliyor. Paris, 1856. Bu, 1849’da, İzmir’de basılan sözlük değil!.. Genişletilmiş ikinci basımı, 1856’da, Paris... Olsun... Hemen toparlanıyorum... 153 yıl öncesinin bir sözlüğü bu, ilk basımın üstünden yedi yıl geçmiş. Türkçemin önemli bir tanığı. Yıllardır dillerimizden düşmeyen Türkçenin Tarihsel Sözlüğü’nün bence en önemli kaynakları bu sözlükler. Sahafta oyalanmanın anlamı yok deyip eski bir müşteri olmanın “imtiyazı”nın bedelini ödeyip koşar adım eve dönüyorum. Büyük bir hızla, sözlüğün hemen hiç eldeğmemiş sayfalarında başlayan heyecanlı bir yolculuğa girişiyorum. Türkçemin anlambilgisi açısından inanılmaz güzel örnekleri karşımda duruyor. Örneğin, abajur’un 1856’da, “pencere kafesi” olduğunu öğreniyorum. Sayfalar, sayfaları izliyor. Sözlüğün son yaprağının içinde soluk bir imza bana bakıyor: “sermed”. Son yaprağı çeviriyorum, Osmanlıca bir “exlibris” örneği. Osmanlıca kitaplarda gördüğüm nice mühür ve imzanın yanında ilk kez gördüğüm, kandile benzetilen bir exlibris’te, “Mehmed Sermed” yazısı is Baykal’ın talimatıyla hazırlanan projelerin bir bölümü, önümüzdeki eğitim yılında yaşama geçiyor CHP’DEN YURT ATAĞI Bazı bölgelerde temeli atılan, bazılarında da yer belirleme çalışmaları süren projelerin tamamlanmasıyla, özellikle kız öğrencilerin tarikatların, cemaatlerin kıskacından kurtarılması hedefleniyor. HİCRAN ÖZDAMAR CHP’li belediye başkanları, Genel Başkan Deniz Baykal’ın geçen yıl “öğrenci yurtları yapın” telkininin ardından harekete geçti. İzmir’in bir çok noktasında, maddi durumları yetersiz kız öğrencilerin barınmasını ve çağdaş gençler olarak yetişmelerini sağlayacak yurtlar yapılıyor. Bazı bölgelerde temeli atılan, bazılarında da yer belirleme çalışmaları süren projelerin tamamlanmasıyla, kız öğrencilerin tarikatların, cemaatlerin kıskacından kurtarılması hedefleniyor. Konak Belediyesi’nce Eşrefpaşa semtinde geçen mart ayında temelleri atılan kız öğrenci yurduna yönelik çalışmalar sürerken, binada 75 kişinin kalacağı belirtildi. Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan, kız öğrenciler için her türlü konforun düşünüldüğünü anlatarak, sığınakla birlikte dokuz kat olarak planlanan binada sosyal donatılara da önem verdiklerini söyledi. Tartan, “Yurt tamamlandığında Atatürk ilkeleri ışığında kız öğrencilerimize hizmet verecek. Eylül ayıyla birlikte 75 kız öğrencimiz, son derece modern ve güzel kız yurdumuzda Atatürkçü Düşünce Derneği’yle organize edeceğimiz çalışmada rahat huzurlu bir ortam bulmuş olacaklar” dedi. Karşıyaka Belediyesi’nce yapılan yurda Türkan Saylan’ın adı verildi. İlçe sınırları içinde Dokuz Eylül Üniversitesi’nin tıp ve güzel sanatlar fakülteleriyle İzmir Ekonomi Üniversitesi’ni barındıran Balçova’da, geçen yıl aralık ayında temelleri atılan yurdun çalışmaları sürüyor. Balçova Belediyesi’nce Korutürk Mahallesi’nde yapımı süren 384 yataklı yurtta kız öğrencilerin barınma sıkıntısı çözümlenecek. 6 milyon TL’ye mal olacak 8 katlı yapının kaba inşaatı tamamlanırken, binada 56 iki, 68 de dört kişilik oda bulunuyor. Balçova Belediye Başkanı Mehmet Ali Çalkaya, özellikle kız öğrencilerin tarikatların ve kötü emeli olan kişilerin pençesine düşmelerinin en önemli sebebinin barınma sorunu olduğuna inandıklarını belirtti. Çalkaya, “Yurdumuzda barınacak öğrencilerimizin bir bölümü ücretli olarak kalacak. Bu gelirle yurtta kalan diğer öğrencileri SAYLAN'IN ADI VERİLDİ mizin masraflarını biz karşılayacağız. Yurdu işletirken hiçbir kazanç elde etmeyeceğiz. Amacımız çağdaş, aydınlık yüzlü, Atatürk'ün ilkelerine ve Cumhuriyetimizin değerlerine özünde bağlı öğrencilerimize iyi bir gelecek hazırlamak” diye konuştu. Karşıyaka Belediyesi’nce Zübeyde Hanım Mahallesi’ndeki kız öğrenci yurdunun kaba inşaatı tamamlandı. Beş katlı olarak tasarlanan bina, 20092010 eğitim öğretim yılında açılacak. 104 kişinin kalacağı yurda yaşamını yitiren ÇYDD Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan’ın adı verildi. Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak, “Belediye meclisimizde oybirliği ile bu önemli kararı aldık. Prof. Dr Türkan Saylan, kızlarımızın okuması için hayatını bu yola adamış değerli bir bilim kadınıdır. Bundan sonra Saylan’ın adı kız yurdumuzda yaşayacak. Buradan kardelenler açmaya devam edecek” dedi. Gaziemir Belediyesi de uygun arsaları bulunmadığı için ilçede plan değişikliğine giderek yurt alanı oluşturacak. Gaziemir Belediye Başkanı Halil İbrahim Şenol, “İlçemizde Türkiye’nin ilk havacılık yüksekokulu açılacak. Bunun barınma ayağı da olacak. Bir yıl içinde plan değişikliği yaparak temel atmayı amaçlıyoruz” diye konuştu. Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ, öğrenci yurdu projesinin seçim bildirgelerinde yer aldığını anımsatarak, “Osmangazi Mahallesi’nde yurt yapımını planlıyoruz” derken, Karabağlar Belediye Başkanı Sıtkı Kürüm de, Prof. Dr. Türkan Saylan’ın adını taşıyan kız yurdu yapmayı plandıklarını söyledi. OKULLARA KAYIT Bağışlar belgeye girdi!.. tiflenmiş. Ben de sözlüğün iç kapağına, ilk boş yaprağına, Ali Ufkî ‘nin ( 16101675 ) şu dizelerini yazmaktan kendimi alamıyorum: “Ömrümün hâsılı oğlum gibidir işbu kitâb / Korkarım ben ölünce câhil ü nâdâna düşe / İzzetin hakkı için senden bunu umarım yâ Rabb / Hayr ile yâd eden sâhibi yârâna düşe...” Punta’da, Gül Sokak’ta gezen N. Mallouf’u düşünüyorum. Münif Paşa’nın bir akademi olarak düşünüp kurduğu, “Cemiyyeti İlmiyyei Osmaniyye”nin, Türkçemin “Hizmetkârı” olarak çalışmalarını takdir ettiğini biliyorum. Bir film için ne denli güzel bir yaşamı var diye söyleniyorum. Siz, bu yaşamda, aşk yok diyebilirsiniz! Yine de N. Mallouf’un adını, yaşadığı sokaklardan birine, Alsancak’taki bir sokağa neden vermedik diye sormadan edemiyorum.Ben, sayın Aziz Kocaoğlu ile sayın Hakan Tartan’ın, N. Mallouf’u tanıdıklarını düşünüyorum. N.Mallouf’un sözlüğünü, kitaplığımda sözlüklerin yanına hâlâ koyamadım. Çünkü, bugünlerde Türkçemize ilişkin yaptığım bir araştırma için hemen hepsi elimin altında duruyorlar. Bugünlerde, sözlüklerden yana şanslı olduğumu söylemeliyim.Daha yeni bir kaç sözlük satın aldım. Bir tanesi, yine N.Mallouf’un sözlüğü. Hem de Sadrazam Mustafa Reşit Paşa’nın yaptıklarına teşekkür ettiği, 20 Ekim 1849 günlü özel bir sunuyu içeren, İzmir’de, A. Damino’nun Basımevi’nde basılan, 1978’den beri tanıdığım ilk sözlük!.. Yasal olmamasına karşın okullara kayıtta velilerden alınan 'bağışlar', artık kayıt için istenen belgeler arasına girdi. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Yeni eğitimöğretim dönemi öncesinde çocuklarını okula yazdırmak isteyen velileri zorlu bir süreç bekliyor. AKP hükümeti, devlet okullarına kaynak aktarmazken, velilerden yine bağış adı altında kayıt paraları toplanıyor. İzmir’de geçen günlerde iki lisenin internet sitesinde kayıt için gerekli belgeler bölümünde okul aile birliği aidatı olarak 200 ile 300 TL’nin banka hesaplarına yatırılması istenmişti. Olayın basına yansımasının ardından okul müdürleri yaptıkları açıklamalarda maddi sıkıntı içinde olduklarını, okul aile birliği kararıyla paraların toplandığını kaydetmişlerdi. Eğitim Sen 1 No’lu Şube Örgütlenme Sekreteri Barış Çam, okullarda kayıt parasının toplanmasının yasal olmadığını belirterek, “Kayıt parasının istenmemesi gerekir. Çünkü devlet okullarında kayıt parası diye birşey yoktur. Okul aile birlikleri de dernek statüsünde olmadığı için aidat toplama haklarının bulunmamaktadır. Okul müdürleri aile birliklerini etki altına alarak işlem yapıyor” dedi. Bağış adı altında kayıt parası alındığı, bir okulda aile birliğine 10 TL bağış yapan veliye okul müdürünün “sadaka vermeyin, bağış yapın” dediğini kaydeden Çam, öğrencilerin parasız bilimsel eğitim haklarının elinden alınmak istendiğini söyledi. Çam, “Eğitim anayasal bir haktır. Devlet okullarında bazı idareciler tarafından para alınarak kayıt yapılması anayasal suçtur. Okullarımıza ödenek ayrılmıyor. Yıllardır okullarımızın özelleştirilmesine yönelik çabalar gösteriliyor. Eğitimin paralı hale getirilmesine yönelik adımlar atılıyor” diye konuştu. C M Y B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle