22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

1 AĞUSTOS 2008 CUMA 5 D E N İ Z C İ Yargı, son yıllarda uyarılara karşın yapılan imar değişikliklerini ardı ardına iptal ediyor Güneşin Denizi... ÜNAL BENLİALPER Omuzlarımızda bütün kederlerimiz, sorunlarımız ve hüzünlerimizi sırtlanmış gidiyoruz. Umutsuzluğun ruhumuzda yarattığı yalnızlık, boşlukla el ele. Ufkun derinliklerine doğru serilirken ayrılıkların acı hatıraları, Ege Denizi'nin mitolojik sularından yükselen bir ses içimizi ferahlatır. Kabaran denizlerin, şakası olmayan dalgaların, kurşun gibi esen rüzgarların yelken tellerindeki ıslık sesi... Ve ardından gelen sessiz yalnızlığın dingin Ege sularındaki nostaljik esintileri. Hep ayrılık, uzaklık, hasret değildir deniz. Kör karanlığın denizinde esen sert rüzgarların havayı boğduğu bir anda, çakan can dostumuz fenerin ışıkları, umut dolu yüreklerimizi bir anda rahatlatır. Denizleri birbirine karıştıran, ruhundaki evrenselliktir. İnsanoğluna olan tutkuları ve cömertliği de ayrı bir kültürün yüzyıllardır süregelen tortusu. Ege Denizinin aysız, o zifiri karanlık gecelerinde, ışıl ışıl parlayan gökyüzündeki ateş böceklerinin ışıklarıyla güvertende uzanmış yalnızlığı paylaşırken, Kleopatra Batık Hamam Koyu, günün ilk ışıklarıyla herkese merhaba diyor. Denizlerin haylaz maskotları daha erken saatlerde çığlık çığlığa yiyecek bulma telaşında. Çam ağaçları sımsıkı birbirine sarılmış, kimileri de sarkmışlar mavi suların üstüne kucaklarcasına. Çoğu zaman anlamsız saydığımız yaşamımızın, umuda dönüşüp bize güç ve moral verdiği yerdir Ege'nin bu cennet koyları. Tarif edemediğimiz endişe ve korkularımızdan uzaklaşıp yaşamımızı yeniden sorgulayabileceğimiz birer terapi merkezi gibi huzur verir. Zaman tünelinde, Ege güneşinin sımsıcak ışıklarına elveda demeye hazırlanırken, bir an aklınıza geliverir Tersane Adası'ndaki antik düşlerin izleri. Gün, çam ağaçlarının tepelerinden çökerken ufka, Göcek koylarında gölgeler uzamaya başlar, denize kurulmuş kayalar ise serinleme peşinde. Gürültücü , yaygaracı ağustos böceklerinin sıcak yaz günlerini şenlendirdiği büyüleyici bir ortam. İlkel ve doğal bir yaşamı kesintisiz uygulama olanağı bulacağınız tertemiz koylar. Deniz tuzu kokan enfes bir şiirsel anlatım. Güneşin denizinde varolabilmenin verdiği haz ve mutluluk. Kendinizi ve ailenizi düşünüyorsanız, Ege Denizi'yle birlikte olabilmek için mutlaka zaman ayırmalısınız. Günlük yaşantımızın panikçi ve huzur kaçırıcı yapısından kurtulup bütün bu olumsuz düşüncelerden arınmak için Ege ile kucaklaşalım. Sizler de yepyeni bir ruh ve yeni bir bakış açısıyla farklı bir yaşama merhaba diyebilmenin huzurunu tadın. Çünkü hepimizin buna gerçekten çok ihtiyacı var. Hukuk Kuşadası’na döndü LAT F SANSÜR KUŞADASIKuşadası’nda özellikle son beş yılda yaşanan hukuksuzluklar, AKP’li belediye yönetiminin aldığı rant kararları, tek tek mahkemelerden dönmeye başladı. Yargı, limandaki işyerleri, Fransız Tatil Köyü, Uydukent, KİPA ve özel hastaneler için yapılan imar plan değişikliklerini ardı ardına iptal etti. AKP’li belediye başkanı ve meclis üyelerine, DYP’den ayrılan üç bağımsız meclis üyesinin destek vermesi, başta dönemin kaymakamı ve yöneticileri olmak üzere kamu görevlilerinin de olanlara göz yummasıyla bir dizi karar alınmıştı. Kuşadası kamuoyunun, sivil toplum örgütleri, turizmciler, çevrecilerin tepki eylemlerine, yargı kararlarına karşın, dava konusu işlemler sürdü, inşaatlar tamamlandı. Hukuku, yasaları uygulamakla yükümlü yetkililer, gözleri önünde yaşananlara suskun kaldı. Mahkemelerin verdiği sayısız yürütmeyi durdurma, karar iptali görmezden gelindi. Limana 56 işyeri yapıldı ve hizmete sokuldu, Özel hastane inşaatını bitirildi, Fransız Tatil Köyü arazileri üzerinde inşaat çalışmaları başlatıldı. Uydukent’de 7 yıldır durdurulan inşaatlar harekete geçirildi. Kipa Alışveriş Merkezi hizmete girdi. Plajlar parsellendi. SİT alanlarında eğlence mekanları açıldı. Ancak mahkemeler ardı ardına hukuksuzları belirlemeyi sürdürdü. Mahkemelerin aldığı kararların tümünde ortak sözcük “kamu yararı, şehircilik ilkeleri ve yasalara aykırılık” oldu. Şimdi ilçede bu kararların kim tarafından ve nasıl uygulanacağı sorgulanıyor. Fransız Tatil Köyü, KİPA arazisi, limandaki işyerleri, özel hastane girişimi, Uydukent gibi projelerle ilgili plan değişiklikleri, uyarılara karşın meclisten geçirilmişti. lara karşın belediye meclisi imar planını değiştirdi.Yargı hastane konusunda iki kez yürütmeyi durdurma kararı verdi. FRANSIZ TATİL KÖYÜ Mülkiyeti Emekli Sandığı'na ait olan ve Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nca ihaleye çıkarılan eski Fransız Tatil Köyü(nün 326 dönümlük arazisi 34 Milyon 500 bin dolarlık teklifiyle OferKutman ortaklığı olarak bilinen GlobalBoğaziçi’nin oldu. İhale şartnamesi ve özelleştirme idaresi duyurularında arazi için “yüzde 20, iki kat yükseklik, tatil köyü imarlı” denilmesine karşın OferKutman ortaklığı arazi üzerine 30 katlı 2 blok, 15 katlı 4 blok ve iki katlı binalar yapmak istediğini açıkladı. Sert tepkiler üzerine öneri geri çekildi. Aradan bir süre geçtikten sonra bu kez firma 500 yataklı bir tesis ve etrafında apart adı altında yüzlerce konuta yüzde 85 imar istemiyle Kuşadası kamuoyunun karşısına çıktı.. Sürekli tepki çeken firma bir kez daha önerisini değiştirme yoluna gitti. Ve Kuşadası belediyesine başvurarak yüzde 65 imar talebinde bulundu. 7.7.2006 tarihli meclis toplantısında sözkonusu alana yüzde 53 imar, 12 kat yükseklik izni verildi. Ortaklık itirazlar ve mahkemelerin verdiği yürütmeyi durdurmalara karşın işlemlerini sürdürdü. İtirazlar üzerine Aydın İdare Mahkemesi, belediyenin verdiği inşaat ruhsatlarını iptal etti. Ancak inşaatlar sürerken, Eski CHP İlçe Sekreteri Özer Kayalı’nın geçen yıl Aydın 1.İdare Mahkemesi'ne açtığı dava sonuçlandı. Mahkeme, atadığı bilirkişinin hazırladığı raporu aynen kabul ederek, yüzde 20 olan imar yüksekliğinin yüzde 53’e çıkarılmasını kamu yararı ve şehircilik ilkelerine aykırı buldu. fay hattına 25 metre uzaklıkta başlayan toplu konut projesinin yasadığı oğlduğu ortaya çıktı ve bunun üzerine imar planı değiştirildi. Yapılan başvuru üzerine Danıştay 6.Dairesi Çevre ve Orman Bakanlığı'nın 18.5.2004 tarihli 1/25 binlik Kuşadası Çevre Düzeni Plan değişikliğinin iptaline karar verdi. LİMANDAKİ İŞYERLERİ Kuşadası Limanı 02.07.2003 tarihinde özelleştirildi. Özelleştirmeyi alan OferKutman ortaklığı, burada işyerlerini yapmaya başladı. Kente sert tepkiler, eylemler olurken, ortaklığın sözcüsü Mehmet Kutman, “gerekirse kanun çıkarırız” dedi. Kısa bir süre sonra yasa çıktı. Danıştay 6.Dairesi 05.10.2004 ve 05.04.2005 tarihlerinde iki ayrı yürütmeyi durdurma kararı verdi. İşyerleri tamamlandı, kiraya verildi ve hizmete girdi. Belediye işyerlerine ruhsat verdi. Aydın 1.İdare Mahkemesi Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararlarını dayanak göstererek ruhsatları iptal etti. Ancak işyerleri ruhsatsız çalışmayı sürdürdü. 56 işyerinin yasallaştırılması için 1 Haziran 2006 tarihinde Bayındırlık ve İskan Bakanlığı imar planı nı onayladı. İmar planına itiraz eden bağımsız belediye meclis üyeleri Nilgün Öğünçlü ile Ahmet Altınsoy Danıştay Altıncı İdare Mahkemesi'ne başvurarak planın iptalini istedi. Mahkemenin atadığı üç kişilik bilirkişi heyeti geçen günlerde incelemesini tamamlayıp raporunu mahkemeye sundu. Uzmanlar, yapılaşmaların hiç bir teknik hesap ve öngörüye dayanmadığını, tesadüfi biçimde belirlendiği izlenimi edindiklerini raporladılar. DYP’den belediye meclis üyesi seçidikten sonra bağımsız kalan, AKP’li yönetimin tüm uygulamalarına destek veren Faik Dülger ve kardeşlerine ait arazi (KİPA arazisi) için imar plan değişikliği yapıldı. Buna göre halka terk edilmesi gereken yollar araziye katıldı. CHP ve bağımsız meclis üyelerininin itirazını değerlendiren Aydın 1.İdare Mahkemesi, her şeyden önce imar planının değiştirilme yönteminin yasalara aykırı olduğunu vurgulayarak, iptal kararı verdi. unalkaptan@hotmail.com UYDUKENT 1995 yılında ÇED raporu alınmadan, imar planı bulunmayan ve ÖZEL HASTANE Kuşadası şehir merkezinde bulunan Viking Otel’in özel hastaneye çevrilmesiyle ilgili tartışma MUĞLA ÖZEL İDARESİ TARAFINDAN 16 BİN YTL PARA CEZASI KESİLDİ Tarihi değirmen dalgaya direniyor Taş ocağı isyanı MEHMET EM N BERBER DATÇA Datça Karaköy’de, satın aldığı 2 bin 400 yıllık tarihi yel değirmeninin önüne, dalgalardan zarar görmemesi için için koruma duvarı yapan Azeri asıllı İngiliz vatandaşı Arkeolog Prof. Dr. Oric Basirov’a, Muğla Özel İdaresi tarafından 16 bin YTL para cezası kesildi. Ayrıca tarihi değirmenin dalgalara karşı korunması amacıyla yapılan 80 santimetre yüksekliğindeki duvarının da yıkılmasına karar verildi. Basirov, 32 yıl uğraş verdiği tarihi değirmeni, deniz dalgalarına karşı korumayı başarırken bürokrasiye yenik düştüğünü söylüyor. Duvarın yıkım kararına ve kesilen 16 bin YTL para cezasına itiraz eden Basirov, “Duvar ve diktiğim ağaçlar önemli değil. Bu duvar yıkı lırsa, dalgalar değirmeni yok eder” diye konuşuyor. Datça, Karaköy’deki (Körmen) değirmenin öyküsü 32 yıl öncesine dayanıyor. Knidos’taki arkeolojik kazılara da katılan İngiliz bilim adamı Arkeolog Prof. Dr. Oric Basirov, 1979 yı lında değirmene müşteri olarak gelmiş. Karaköy Muhtarı M. Halil Kaya’nın tanımına göre değirmen, o dönemde harap durumdaymış. Kaya süreci şöyle anlatıyor: “Değirmen, Erik (Oric) almadan yıkık vaziyetteydi. Üstü yoktu. Duvarlar perişan olmuştu. Üstünün bir kısmı göçmüştü. Hatta bunun önünde, tarihi, 2 bin küsur yıllık kuyusu, küçük bir evi de vardı. Onların hepsi perişan vaziyetteydi. Bu adam tadilat yaparak bu hale getirdi. Hepsini kurtardı ve de turizme açıldı. Kendi ev olarak kullanıyor ama gelen giden yüzlercebinlerce turistin akın ettiği bir yer oldu burası. Bu da bizim köyümüzü, Datçamızı tanıtma açısından çök güzel bir şey oldu.” Basirov da denize sıfır değirmenin, dalgalara karşı korunması gerektiğini söylüyor. Ayrıca cezaya itiraz ettiğini de belirtiyor. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Urla 'nın Gülbahçe körfezini seyreden Torasan ve Özbek mahalleleri arasına taş ocağı açılması girişimi yurttaşların tepkisiyle karşılaştı. Taş ocaklarının bölgeye kalıcı zararlar vereceğini belirten Torasan Mahallesi Muhtarı Murat Çağlar ve Özbek Köyü Muhtarı Ahmet İnceoğlu, yörelerinden 250 kişinin imzaladığı dilekçeleri ilgili kurumlara verdiler. Muhtarlar, “Buraya taş ve mıcır ocağı açılırsa bu bölge biter. Sadece doğal yaşam değil, insanlar da zarar görür. Köylüler haklı olarak tepkili. Biz de bu sıkıntıyı ilgili kurumlara verdiğimiz dilekçede di le getiriyoruz” dediler. Yıllardır yörelerindeki taş ocaklarına karşı mücadele eden Urla’nın Yağcılar köylüleri, Çevre ve Orman Bakanlığı’nın firmalara verdiği “ÇED gerekli değildir” kararının iptalini sağlamışlardı. Yağcılar Köyü Muhtarlığı ve köy yurttaşlar İzmir 3. İdare Mahkemesi’ne başvurarak, “ÇED gerekli değildir” kararlarının iptalini istemişlerdi. Mahkeme de istemi haklı bularak, büyük taş ocağı ve eleme kırma tesislerinin küçük bir saha gibi gösterilerek, yasanın ardına dolanıldığını karara bağlamıştı. Mahkeme, ÇED süreciyle ilgili yürütmeyi durdurmuştu. C M Y B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle