Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7 K A S I M 2 0 0 8 C U M A / Y I L : 5 / S A Y I : 2 1 4 İmzada rücu dönemi Danıştay, kamu görevlilerinin yarattığı zararın imza sahiplerine rücu ettirilmesini hükme bağladı, ancak Ege'nin dört bir yanında hukuka aykırı yatırımların arkası kesilmiyor. OZAN YAYMAN Mücadeleleri Türkiye’ye örnek olan Bergamalı köylüleri, AİHM de haklı bulmuştu. Devlet görevlilerinin, kamuda yarattıkları zararı ceplerinden karşılaması hükmüne rağmen, aleyhte yargı kararlarına karşın pek çok proje sürdürülüyor Danıştay 5. Dairesi’nin, devlet memurlarının kusuru sonucu idarenin zarara uğratılması durumunda, söz konusu zararın devlet memuru tarafından ödenmesini kesin hükme bağlamasının ardından gözler, yargı aşamasında olan ve halen süren yatırımlara yöneldi. Türkiye’nin bugüne dek bürokratların kusuru nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden çıkar kararlar doğrultusunda 36 milyon dolar para ödemeye mahkum olduğu vurgulanıyor. Danıştay’ın kararın ardından bu parayı, kusuru olan idari yetkililerin ödemesi gerekecek. Türkiye genelinde çok sayıda proje, yargı kararlarına karşın yürütülüyor. Bugüne dek 4.2 milyar dolar harcanan 542 kilometrelik Karadeniz Sahil Yolu’na engel olacak nitelikte yargı kararı var, ancak yapımı halen sürüyor. Antik dönemin sağlık merkezi Allianoi’nin Yortanlı Barajı suları altında kalmasına engel olacak mahkeme kararları yok sayılıyor. Uşak, Artvin ve Sivrihisar’daki altın madenleri hakkında olumsuz yönde görüş bildiren mahkeme kararları güncelliğini hala koruyor. Turgutlu’daki nikel madenine karşı çıkarılan mahkeme kararlarını dikkate alan idareci yok. Kazdağları’nda işletilmek istenen altın madenlerine karşı yargı süreci başlatıldı ancak madenciler ve hükümet geri adım atmış değil. Sürdürülebilir kalkınma, kültürel ve tarihi değerleri sahiplenme, sağlıklı bir çevrede yaşam hakkı gibi olguları savunanlar, mahkeme kararlarını yok sayarak yapımında ısrar edilen projelere ya da işletmede tutulan endüstriyel tesislere karşı açacakları tazminat davalarını bundan böyle, kusuru bulunan idarecilere rücu ettirebilecekler. Süreç, Bergama Ovacık Altın Made ni'nin, kesinleşen yargı kararlarına karşın siyasi iradenin verdiği yeni izinlerle işletmede tutulmasıyla başladı. Bu durumu dava konusu yapan eski Bergama Belediye Başkanı Sefa Taşkın ve 9 Bergama köylüsü mahkemeden tazminat almaya hak kazandılar. Kişi başına 3 bin avro tutarında para hazine bütçesinden ödendi. Ardından 287 Bergama köylüsü daha mahkemeden aynı tutarda tazminat alma kararı çıkarttı. Bu para da hazine tarafından ödendi. Köylüler, devletin parasının halkın cebinden çıktığını vurgulayarak, paraları kusuru bulunan yöneticilerin ödemesi gerektiğini savundular. 1997 yılında Danıştay 6. Dairesi tarafından kapatılan madenin o tarihten bu yana açık kalmasını sağlayan ve bu yönde kararlar alan Baş bakan, bakanlar, Çevre Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Orman Bakanlığı müsteşarları ve yardımcıları, daire müdürleri ve yardımcıları ve ilgisi olan diğer bürokratların söz konusu tazminatları kendi ceplerinden ödemelerini istediler. Bu yönde de yargı süreci başlatan Bergama köylüler,i Danıştay 5. Dairesi’nden emsal niteliğinde karar aldılar. Yüksek mahkeme, devlet memurunun kasıt ve tedbirsizliği nedeniyle idarenin zarara uğratılması halinde söz konusu zararın ilgili memur tarafından ödenmesi gerektiğinin altını çizdi. Kararda, bu olgunun hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü ilkesinin bir gereği olduğu kaydedildi. Ayrıca, zararın ödenmesini idarenin istememesi halinde yurttaşlar, bu istemde bulunabileceğinin altı çizildi. BİR DAHA DÜŞÜNECEKLER Bergama köylülerinin avukatı Senih Özay, “Bundan böyle başbakanlar, bakanlar ve ilgili tüm bürokratlar alacakları her türlü kararda bin kez düşünmeliler” dedi. Özay, Türkiye'nin bugüne kadar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden, 36 milyon dolar tutarında tazminat davası ödemeye mahkum olduğunu anımsatarak, “Danıştay 5. Dairesi milat niteliğinde bir karar verdi. Bundan böyle 'ben yaptım, oldu bitti' mantığı değişmeli. Artık, 'nasıl olsa hazine bütçesinden ödenir' denilemeyecek. Olayda ihmali, kusuru, tedbirsizliği olan idareci, söz konusu tazminatı kendi cebinden ödeyecek” dedi. Solun Özgüven sınavı... Dikili Belediye SHP'li Osman Özgüven, CHP çatısı altında yer almak için 'solun ortak adayı' koşulunu ileri sürerken, CHP İl Başkanı Karataş, ilçe yönetiminin istifa ettiği örgütteki rahatsızlığı bitirmenin yolunu arıyor. Kafaları karıştıran konu ise büyükşehir adaylığı. I SAYFA 3’te Sosyalleşme kursları! Kadınlar, halk eğitimi merkezlerinde hem üretmenin mutluluğunu yaşıyor, hem de sosyalleşmenin... El becerilerini geliştirmeye yönelik kurslar, pek çok kadın için eve kapanmak, gün boyu televizyon izlemek, yalnızlık ve işe yaramama duygularından uzaklaşmak için çok fırsat yaratıyor. I SAYFA 5’te Kordon’da ‘sarı’ zaman... İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir'den söz edilirken, her zaman “güzel” sözcüğü sıfat olarak kentin isminin önüne getirilir. Yıllardır bilinir ki İzmir hep güzelliklerin kentidir. Binlerce yılın kentin üzerinde bıraktığı kültürel miras, ilk adıyla Smyrna'yı Doğu'nun batısındaki cazibe merkezi haline getirdi. “Bilinen tarih” içinde yaşayagelmiş uygarlıkların, bu bölgeyi neden tercih ettiklerini anlamak aslında o kadar da zor değil. İnciraltı'nda güneşin doğuşu, Çeşme Yarımadası'nda alabildiğine uzanan mavilikler, Güzelbahçe ve Urla'daki balığın lezzeti, Karşıyaka'da kentin “farklı” görünen silüeti ve Küçükyalı'da uçuşan martılar İzmir'in bugün de tercih edilme nedenlerinden yalnızca bir kaçı... Bu güzelliklere Kordon'da batan güneş de eklenince vazgeçilmez olduğu anlaşılıyor bu kentin. Güneş kenti kızıla boyarken, 1. Kordon'da yaya olmak da ayrı bir keyif veriyor İzmir'dekilere... Turistler için de kenti çekici kılan özelliklerin başında geliyor bu renk, binlerce yıllık tarihi birikiminin yanında. “Günbatımı” İzmir'e o kadar yakışıyor ki gençler de bu “renk cümbüşü”ne giysileriyle eşlik ediyor. İzmirliler, işlerinden, okullarından çıkmış evlerinin yolunu tutuyor, ya da temiz havayı solumak için kendini dışarı atıyor. Kordon'daki banklarda mola verip, Balçova'nın arkasından gözden kaybolan güneşin denizin üzerinde çizdiği o sarı yansımayı izlemek, günün yorgunluğunu azaltıyor. (Fotoğraf: EMRE DÖKER) Otel insanları.. Emin Aydoğan, Kemeraltı Şükran Otel'de bugün açacağı sergiyle 'otel insanlarına' ayna tutuyor. ''Otel ve Diğerleri' adlı sergide, fotoğraflara yansıyan kareler, öyküyü izleyicisine bırakıyor. I SAYFA 2’de EGE’DEN Yalnızlık!.. SERDAR KIZIK Geçen hafta İzmir CHP’de olan bitenlerin, görünen yanını değil, perde arkasını anlatacağımızı söylemiştik. Ama memleketle ilgili daha önemli gelişmeler var... Yalnızlık konusu... I Devamı SAYFA 3’te C M Y B C MY B