06 Ekim 2025 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
gorus@cumhuriyet.com.tr 13 EYLÜL 2025 CUMARTESİ 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Bu durumda bu illerin su yönetimleri kriz yö- kabul edilmelidir. Bu durumda su yönetimi ya- şamsal bir kaynak oluşu risk analizi yapma- daha da riske girmesine neden olacaktır. DURSUN YILDIZ netimine geçerek, suyu tasarruflu kullanın açık - ğışlı dönemi bekleyip barajların dolacağını um- yan yönetimleri hızla acil çözümlere yönlen- Bu nedenle Türkiye, hazırladığı Ulusal Su Planı ve SU POLITIKALARI DERNEĞI BAŞKANI lamaları yapmaya, başka sektörlere tahsis edi- mak yerine yenilikçi anlayışla ilave su kaynak- dirmektedir. Bu da ekonomik, ekolojik ve sos- Ulusal Havza Yönetim Stratejileri doğrultusunda len sulardan geçici olarak su talep etmeye, su ları geliştirmek, atıksuları arıtıp kullanmak, ka- yal olarak en optimum projelerden uzaklaşıl- çalışmalarını hızla tamamlamalıdır. Bu kapsamda ürkiye’nin su altyapısı ,su yönetimi an- kesinti programları uygulamaya ve yeraltından yıp ve kaçak oranını azaltmak, su yönetiminde ması sonucunu doğurabilir. Öncelikli olarak raflarda bekleyen nehir havzası yönetim ,havza ko- layışı ve su kullanım alışkanlıklarındaki acil su temini için kuyular açmaya başlamıştır. verimliliği arttırmak, katılımcılığı teşvik etmek, alınması gereken birçok tedbir varken havza- ruma, havza su tahsisi gibi birçok planın uygulana- Tyetersizlikler 2 yıl üst üste gelen kurak- Aslında bu dönemde acil olarak yapılabilecekler daha şeffaf olmak gibi tedbirleri almalıdır. Bu lararası acil su transferleri, deniz suyu arıtma bilmesi için, havza ölçeğinde etkin, dinamik bir ku- lığı kaldıramıyor. Bugünlerde birçok ilimizde bunlardır. Bu kapsamda ;Ankara Kızılırmak, Ke- tedbirlerin su’da risk yönetimi kapsamında ve tesisi projeleri bu kapsamda gündeme ge- rumsal yapı hızla oluşturulmalıdır. ve ilçelerimizde planlı su kesinti programları sikköprü barajından çektiği suyu arttırarak,Bursa krize girmeden önce alınması gerekir. Su krizin- tirilir. Planlama rafa kalkar. su yönetimi an- Ülkemiz önümüzdeki su yılına bölgesel kuraklık uygulanmasına neden olan bu durumu gele- Çınarcık Barajından bypass yaparak, Tekirdağ de alınacak tedbirler ise susuzluğun en iyi şe- layışında revizyon ihtiyacı kenara itilir, ta- yaşayan yörelerde boşalan baraj depolarıyla ceğimiz için iyi analiz etmek zorundayız. ve Uşak yeni kuyular açarak,İzmir yeni kuyular kilde yönetilmesidir. Çünkü krizin artması du- lep yönetimi unutulur . acil olarak su temini girecektir. Bu bölgelerde kuraklığın sürmesi, etkin Birçok ilimizin içme kullanma suyu ba- açıp su kesintisi programı uygulayarak bu dö- rumunda halk sağlığı riske girebilir. sağlayacak projeler için tüm imkanlar sefer- bir risk yönetimi yapılmazsa, su krizini derinleştirir. rajlarındaki ortalama doluluk oranları ge- nemi atlatmaya çalışıyor. Su yönetimi su bitince, doğal olarak en kı- ber olur. Ancak bu acil durum çözümleri kriz Bu krizin sosyal ve ekonomik maliyetleri yüksek çen seneki değerlerin yarısına inmiştir. Tekir- sa yoldan ilave su temin etmeye çalışır. Bu da sonrası için genellikle yetersiz kalır. olur. Su yönetimi bu yılın deneyimi ile yönetim dağ, ,Elazığ gibi bazı illerin barajlarında ise su yönetimini dönemsel, pahalı ,ekonomik anlayışında radikal değişiklikler yapmalıdır. Su Yeni normaller geçerli hiç su kalmamıştır.Barajların ölü hacim dedi- ve ekolojik olarak sürdürülebilir olmayan çö- yönetiminin amacı esas olarak oluşacak riskin Bölgesel kuraklıklar yerleşiyor ğimiz rezervuarın en dip bölgesindeki su hac- Mevsim normallerinin altındaki yağışlar ve zümlere yönlendirebilir. Su kesintisi yapmak yönetimi olup su krizinin yaşanmasını önlemek mi dikkate alınmazsa, Ankara’nın 80 günlük kuraklık  su kaynaklarımızı kritik seviyelere dü- Bu yıl örneklerini daha belirgin yaşadığımız durumunda olan illerimizden yapılan açık- olmalıdır. Su yönetimi susuzluğu değil suyu ,Uşak ilimizin 40 günlük, Bursa’nın 35 gün- şürüyor klişesi artık geçerliliğini yitirmiştir. Çün- gibi gelecek yıllarda su üzerindeki baskılar ar- lamalar, daha iyi bir su yönetimi planı yerine yönetmek için çaba göstermelidir. Bunun için lük ,Tekirdağ’ın 30 günlük Elazığ’ın 20 günlük, kü uzmanlara göre, yağışlarda azalma, sıcak- tacaktır. Bu da çok başlı,çok parçalı ve koor- hızla yeraltından daha fazla su teminine yö- yenilikçi bir su yönetimi anlayışı ve merkezi İstanbul’un ise 120 günlük su potansiyeli ol- lıklarda artış ve bölgesel kuraklıklarının daha dinasyon eksikliği içindeki su yönetimimizin neliktir. Suyun talebinin sürekli oluşu ve ya- hükümet ile yerel yönetimlerin işbirliği şarttır. duğu yetkili ağızlardan açıklanmaktadır. sık ve şiddetli oluşması, yeni normaller olarak hatalı kararlar almasına ve su güvenliğimizin Neme lazım! DR. YALÇIN ÖZKÜTÜK (E) TUĞAMIRAL u yazıda ülkenin içerisinde bulunduğu “Ortaçağ B- Ortadoğu karanlığı”nın nedenlerine dair tes- pit yapmaktan ziyade çözüm çabasındaki bir eksik- liğe değineceğiz. Çünkü çoğunlukla tespit yapıyo- ruz, çözümü konuşmaktan kaçınıyoruz. “Geçmiş- te olanı/yapılanı” esas alan tespit yapmak kolay ve popülerken, “geleceğe yönelik olanı/yapılması gere- keni” esas alan çözüm önermek ise; entelektüel bi- rikim, düşünme sistematiği, analiz kabiliyeti vb. ça- balar ile cesaret isteyen, mevcut ortamda “riskli” bir eylemdir. Ancak en kısa sürede “sonuca giden” çö- zümü belirlemez ve devamında uygulamaya yönelik somut adımlar atmazsak, birkaç yıla kadar üzerine çözüm üretmemiz gereken bir ülkemiz olmayacağı olduğunu vurguluyor. da bir gerçekliktir. Bu arada “Zaten siyasi partiler var, yeni bir par- ti ve/veya çözüm aramaya gerek var mı?” şeklinde bir soru akla gelebilir. Yeni bir partiye gerek yok an- cak çözüm aramaya gerek var. Çünkü sistem içinde- ki siyasal partiler, ülkenin içinde bulunduğu durum- dan rahatsız olan toplumun çoğunluğunu çeşitli ne- bağımsızlığı koruyarak kavuşturmuştur. denlerle bir araya getiremediğinden, ülkeyi bu duru- ma getirmesine rağmen iktidarın, iktidar blokunun uzun yıllardır hükümeti oluşturduğunu olduğunu ve son anketlerde dahi birleşik puanlarını koruduğunu görmekteyiz. Aynı zamanda bahse konu anketlere göre ülkenin en büyük partisi “kararsızlar partisi”dir. Örgütlü toplum ve ‘bitaraf’ olan Herhangi bir siyasi görüşten bağımsız olarak 13,5x21 / İnceleme / 208 sayfa çözümün olmazsa olmaz temel koşulunun “ör- gütlü toplum” olduğu, geldiğimiz nokta itibariy- le anlaşılmıştır. Örgütlü toplumun nasıl oluşturu- lacağına dair çabaların bir araya getirileceği loko- motifte; hali hazırda çaba içerisinde olan kesim- le birlikte yer aldığı takdirde etkileşim yaratacağı- nı değerlendirdiğim, ama halihazırda kendilerini “sisin arkasında görünmez kılmış” ve böylece göz- lerden uzakta kalmayı başarmış bir kesime ilişkin görüşlerimi paylaşmak istiyorum. Bu kesim; ülkenin içinde bulunduğu duruma ve geleceğine yönelik “farkındalık” seviyesi yüksek olmakla birlikte herhangi bir siyasi oluşumda yer almayan, siyasi görüşünden bağımsız olarak “bitaraf” ve/veya “ürkek muhalif” olarak tanımlanabilecek, hem sayısal açıdan hem de sahip olduğu nitelikler (devletin sağladığı olanaklar sonucunda yüksek seviyeli bürokrat olmuş, ekonomik açıdan ortanın üstü gelir grubunda yer almış, mürekkep yalamış, görmüş geçirmiş, çocukları kendi yaşamlarını kurabilmiş, hali hazırda sağlığı yerinde olan vb.) açısından örgütlü toplum oluşturma çabasına kayda değer bir katkı sunma potansiyeline sahip kesimdir. Devletin sonu Rivayet olunur ki Osmanlı’nın gücünün zirvesin- de olduğu dönemde, Kanuni Sultan Süleyman dev- letin bu gücünün nasıl devam ettirilebileceğini sor- gulamaya başlar ve “Ne olursa/yapılırsa devlet çö- ker?” sorusunun yanıtını bulmaya odaklanır. Nite- kim ünlü müderris Yahya Efendi’ye, kendi el yazı- sıyla sorusunu yazarak gönderir ve Yahya Efendi de yazılı olarak yanıtını verir: “Neme lâzım (Bana ne) be Sultanım!”. Bu yanıta bir anlam veremeyen ve sinirlenen padişah, kendisi Yahya Efendi’nin yanı- na gider ve sitemli bir şekilde sorusunu tekrar so- 13,5x21 / İnceleme / 208 sayfa 13,5x21 / İnceleme / 168 sayfa 12,5x19 / Öykü / 112 sayfa rar. Yahya Efendi “Sorunuzun üzerine iyice düşün- düm ve kanaatimi de açıkça arz etmiştim.” der. Pa- dişah “Bu yanıttan bir şey anlamadım. Sanki ‘be- ni böyle işlere karıştırma’ türünden bir anlam çıka- rıyorum.” der. Bunun üzerine Yahya Efendi yanıtı- nın açıklamasını yapar: “Sultanım! Aradığın yanıt oydu. Bir yerde zulüm yayılırsa, haksızlıklar ayyu- ka çıkarsa, koyunları kurtlar değil çobanlar yerse, fakirlerin, yoksulların, kimsesizlerin feryadı gök- lere yükselirse, bunları da taşlardan başka kimse işitmez, görüp işitenler, bilenler ise bunu dillendir- meyip susarsa, herkes yalnızca ‘ben’ derse, ‘Neme lâzım’ derse devletin sonu gelir…” Bu hikâyeyi anılan kesim düşünmelidir. Ve unutul- mamalıdır; n Eller taşın altına koyulmazsa bencillikten kur- tulunmaz, n Siyah ve beyaz arasında bir seçim yapma zama- nının geldiği bugünlerde, grinin tonları arasında ay- nı anda hem bugünü hem de yarını garanti altına al- ma lüksünün olmadığı anlaşılmazsa, n Çaba içerisinde olanlar Kassandra Sendromu* ile baş başa bırakılırsa, n Yalnızca sosyal medyada yorum yapmayı aşa- rak örgütlü toplum için çabalayan girişimlere somut destek verilmezse, Bu ülkenin uçuruma yuvarlanmasında -en az Cumhuriyet karşıtları kadar- tarih önünde ve so- rumlu olunacağı bilinmelidir. “Peki bu mücadelede sen ne yapıyorsun” diyenle- re “En azından bu yazıyı kaleme alma aldım” diye- biliyorum. n Kassandra Sendromu: Geleceği doğru şekilde görebilmek ama kimseyi inandıramamak. Ve çaba- lanmasına rağmen bu kötü geleceği değiştireme- mek. Çaresizlik, yalnızlık ve sonunda haklı çıkma- nın acısı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle