22 Temmuz 2025 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
gorus@cumhuriyet.com.tr 21 TEMMUZ 2025 PAZARTESİ 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Cumhuriyet dönemi Zeytine de kelepçe! lkemizin yeşilini, su kaynaklarını yeterince koruyamazken içinde bulunduğumuz çıraklık ve MESEM Übu tehlikeli virajda yine akıl almaz bir hız eşliğinde vites yükseltildi. Yaşam savunucularının, bölge insanının, planlamasına ilişkin pozitif bir yetiştirilmiştir. Bu tür etkinler çocuklar, işyerlerinde meslek ÖZGÜR HÜSEYIN AKIŞ muhalefetin tüm uyarılarına, protestolarına deneyim geride kalmıştır. arasında ilgili kuruluşların öğrenmekten çok yetişkinlerle karşın iktidar zeytinlikleri madene açmayı ARAŞTIRMACI, YAZAR yasalaştırdı. Ne için? Sakın modern, teknolojik işbirliği ile yürütüleni Küçük birlikte tam iş günü çalışıp daha çağda enerjisiz olmaz vs. gibi bildik cümlelere Eğitim ve uygulama Sanayi Pilot Bölge Eğitim Projesi az ücret alarak sömürünün konusu ünümüzde nitelikli eleman yenilmeyin! Elbette enerjisiz olmayacağını konusu olmuştur. Söz konusu proje, olmaktadırlar. yetişmediğine ilişkin hepimiz biliyoruz ama bunun akılcı, Milli Eğitim Bakanlığı, Sanayi ve Cumhuriyet döneminde Bugün çıraklık eğitimi yerini sürdürülebilir olmasının, doğanın döngüsü, Gserzenişlerle karşılaşıyoruz. Teknoloji Bakanlığı, Türkiye Halk dengesinin korunmasının da ne kadar önemli mesleki eğitimin önemi iyice MESEM’e (Mesleki Eğitim Bizdeki usta çırak ilişkisi ahilik olduğunun farkındayız. Bankası, Esnaf ve Sanatkârlar kavranmış, mesleki ve teknik Merkezleri)’e bıraktı. Öğrenci geleneğinin geçmişi eskilere İktidarın pek çok konuda olduğu gibi Konfederasyonu’nun işbirliği ile eğitimi geliştirmek amacıyla 1924- olarak tarif edilseler de bu dayanıyor. Eğitim ile meslek “Yaptım oldu” diyerek geçirdiği yasa, “vahşi oluşturulan bir komite tarafından 1934 yılları arasında Türkiye’ye merkezlere giden çocuklar bir madenciliğe” daha da yol açacak türden. ilişkisinin kurulmasının merkezi yürütülmüştür. 1963 yılında iki yabancı uzmanlar getirilmiş ve gün okula dört günde işyerlerine Neymiş maden yapılacak alandan sökülecek bir politika olarak planlanmaması ilimizde başlanılarak, özellikle zeytin ağaçları yeni yerlere taşınacakmış, komisyonlar kurularak çalışmalar gitmektedirler. Bir gün teori eğitimi nedeniyle iş, işyerinde öğrenilir yenileri dikilecekmiş. Hep merak etmişimdir, endüstriyel mesleklerde çırak, yapılmıştır. Cumhuriyetle diğer dört gün ise işletmelerde anlayışı yerleşiklik kazanmış maden sahaları için kesilen ağaçların sayısı, kalfa ve ustalar için programlı birlikte mesleki ve teknik okula pratik eğitimi aldıkları iddia durumda. nereye, ne kadar dikildiği, bunların tutup kurslar açılmıştır. dayalı bir yapı da ele alınmaya ediliyor. Üçüncü sınıftan sonra tutmadığı, denetimin nasıl yapıldığı konusundaki Cumhuriyet döneminde, 1977 yılında “Çırak, Kalfa ve başlanmış ve 1926 yılında Milli girecekleri sınavdan başarılı uygulamalarda tablo nedir diye. Çünkü bu kadar 1920’li ve 1930’lu yıllar mesleki Ustalık Kanunu” olarak kabul yeni ağaç dikildiyse, madencilikteki “hızımızı” Eğitim Bakanlığı bu okullarla olanlar kalfa olurken dört yılın ve teknik eğitimin, bir devlet da düşünürsek ülkede çoktan bir Amazon edilmiştir. 2089 Sayılı bu kanun ilgili görevlendirilmiştir. Bakanlık sonunda başarılı olan öğrenciler politikasına bağlanması, tüm ormanları yaratmış olmalıydık sanki! 5.7.1997 gün ve 15987 sayılı merkez teşkilatında 1933 yılında usta olmaktadır. Çocuklar ilk üç yıl Maden yasasına karşı geçen hafta Ankara’da eğitim sistemi içerisinde Resmi Gazete’de yayımlanarak Mesleki ve Teknik Öğretim asgari ücretin üçte biri kadar ücret yaşam savunucuları, köylüler nöbet tuttu, açlık örgütlenmesi, temel kavram ve yürürlüğe girmiştir. Genel Müdürlüğü, 1941 yılında almaktadır. Kalfa olduklarında grevi yaptı. Direnişi haberleştiren Emirhan ilkelerin oluşturulması çabaları 3308 sayılı Mesleki Eğitim Çoban, eylemcilerden birinin şu sözlerini aktardı: ise Mesleki ve Teknik Öğretim ise asgari ücretin yüzde 50’sini ile geçmiştir (Özgüven, 1987). “Biz köylüyüz. Balığı marketten alamayız. Balığı Kanunu’nun 3. maddesinde Müsteşarlığı kurulmuştur. alıyorlar. Mustafa Kemal Atatürk, mesleki derede tutardık. Yazın dereye girerdik. Benim “çırak” kavramı şu şekilde Böylece mesleki ve teknik öğretim Nitelikli eleman gereksinimini balık tuttuğum derenin suyu şimdi simsiyah. ve teknik eğitimin kurulması tanımlanmıştır: “Çırak, çıraklık hizmet ve destek birimleri karşılamak için iktidarın Madendeki kömür tozlarıyla dolu, balıklar öldü. ve yaygınlaştırılması için özel sözleşmesi esaslarına göre oluşturulmuştur. 1940-1950’li uygulamaya çalıştığı bu programın Zeytin bir yıllık bir bitki değil. Üç yüz, beş yüz ilgi göstermiştir. Atatürk, 1923- bir meslek alanında mesleğin yıllık ağaçlar var. Bunları taşırsan aynı verimi yıllarda mesleki ve teknik eğitimin Cumhuriyetin kuruluşundaki kamu 1925 yılları arasında o güne gerektirdiği bilgi, beceri ve iş alman imkânsız. Bahane ettikleri kamu yararına hızla geliştiği bu dönemde eğitim kurumları ve eğitimin öncüleriyle karşın şunu söylüyorum: Zeytinin yemekte yağı kadar çok az yönetici ve eğiticinin alışkanlıklarını iş içerisinde sistemi yasalar çıkarılarak birlikte çalışılarak ortaya konan kullanılıyor, sabah yiyorsunuz, çekirdeğinden dikkatini çeken ve eğitim sitemi geliştiren kişidir.” Çıraklığın desteklenmiştir. çıraklık eğitimiyle benzer yanları ısınıyorsunuz, kirlendiğinizde sabunuyla içinde düşünülmeyen meslek eğitimle bağının kurulma çabaları İlk çırak okulları, 1942’de Devlet bulunmuyor. Özel sektörün anlık yıkanıyorsunuz. Dostluk ve barış simgesi olarak ile kamu kurumlarının kendi okullarına özel ziyaretler yaparak kullanıyorsunuz. Yapılan büyük bir hata.” Demir Yolları Genel Müdürlüğü’nce ucuz işgücü ihtiyacını karşılarken bünyesinde çıraklık eğitimi Ülkemizin içindeki tabloya bakınca nereden mesleki eğitimin önemini Eskişehir ve Sivas’ta açılmıştır. çocukların mesleki eğitimine bir tutsak da düzeltsek şaşkınlığı yaşıyoruz. vermesi geliştirilebilir bir eğitim vurgulamıştır. Ayrıca yürütülen Daha sonra Makine ve Kimya katkısı bulunmuyor. MESEM ile Bu rant hırsının, doymazlığın, hoyratlığın programı olabilir. çalışmalar sadece yabancı Endüstrisi Kurumu (Kırıkkale) çocuk iş cinayetlerinde de bir nedenini sorguluyoruz. Dünya markası olarak uzman görüş ve önerileri ile Kayseri Uçak Fabrikası, Karabük artışın olması burada çocukların devleşebileceğimiz zeytin sektöründe bile Çocuklar sömürülüyor sınırlandırılmamış, eğitimin gölgelerde bırakılıyoruz. Zeytin memleketinde Demir Çelik Fabrikaları, İzmit tehlikeli işlerde herhangi bir önlem Bugüne gelirsek 2 milyona zeytinyağının fiyatına bakmak yeterli. Böyle yeniden düzenlenmesinde Türk Selüloz ve Kâğıt Fabrikası çırak alınmaksızın çalıştırıldıklarını yakın çocuk işçinin olduğu tahmin durumlarda Tevfik Fikret’in ünlü dizelerinden, bilimadamlarının da şüphesiz okulları açmışlardır. gösteriyor. edilen ülkemizde ebeveynlerin “Yiyin, efendiler yiyin, bu doyumsuz sofra sizin/ önemli etkileri olmuştur. Mustafa Devlet Demiryolları, Makine çocuklarını meslek okullarına Kamucu planlı bir eğitim Doyuncaya, tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar Kemal Atatürk, Ziya Gökalp, ve Kimya Endüstrisi Kurumu, yiyin!” aklımıza gelmesin de ne olsun? yönlendirmediği iması yanıltıcıdır. politikasının nitelikli işgücü İsmail Hakkı Baltacıoğlu, İsmail Uçak Fabrikası, Demir ve Çelik Aileler yoksulluktan kaynaklı gereksinimini karşılayacak geçmiş LGS skandalı Hakkı Tonguç ve Rüştü Uzel Fabrikaları, Azot Sanayii, Etibank, olarak çocuklarını çalıştırmak deneyimleri mevcut. Eğer gerçekten Geçen haftanın dikkat çeken gündem ilk akla gelen isimlerdir. Köy Sümerbank gibi çeşitli kuruluşlar zorunda kalıyor. Yalnızca bu sorunun çözümü isteniyorsa başlıklarından biri de geleceklerine yönelik Enstitüleri de bu bakış açısıyla kaygılarla boğuşan gençlerimizin eğitimlerine tarafından çeşitli zamanlarda çocukların mesleki eğitimle bağı çocukların işçileştirilmesi değil, yönelikti. İlk olarak Haber Merkezi Müdürümüz yaşama geçirilmiş Cumhuriyet yapılan eğitimle endüstriyel kurulsa dahi nitelikli işgücü çocukların yeteneklerine göre bir Can Uğur’un gündeme getirdiği, LGS sınavının döneminin eğitim ve öğretim alanlarda çırak, kalfa ve ustalar açığı kapatılabilir. Ancak bugün eğitim alması sağlanabilir. ilk oturumu bitmeden soruların sosyal medyada paylaşıldığı haberinin yankıları sürüyor. Sınav güvenliğine yönelik tartışmalara ilişkin Bakan Tekin, “Bir öğretmen soruları çekip sınavdan sonra yayımlamış, güvenlik sorunu yok” savunmasını yaptı yapmasına ama MEB bilgi işlem yöneticisinin görevden alındığı, konuya Tarım, toprak, vatan! ilişkin 29 kişi hakkında soruşturma başlatıldığı da duyuruldu. İmamları okula sokan zihniyetin Medeni ERENDIZ ATASÜ Hangi birini düşünelim Kanun’la arasının nasıl olacağı geçen hafta diyorsunuz; AKP’nin yeminli gündeme yansıyan “aile çalıştayı”yla bir kez YAZAR daha gözler önüne serildi. Atatürk Üniversitesi yandaşlarının dışında kimseyi ve Erzurum Büyükşehir Belediyesi’nin katkısı, ikna edemeyen, vicdanları u yazı, 78 yaşında bir Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’ın da katılımıyla yaralayan hukuksuzluk yazarın feryadıdır; yazarken yapılan çalıştayda laik hukukun hedef alındığı süreçlerinde acı çekenleri belirtildi. Bildirgede aile yapısını korumak için Bgözyaşlarını tutamadığı... gerekirse yasaların değiştirilerek İslama ve fıtrata mi, eğitimin sefaletini mi, Vücuduma güvenseydim, göre düzenlenmesi mesajı verildiği aktarıldı. karnımızı doyurmayan emekli ne ağlardım ne yazardım; Ne tuhaf ki kendi ayağına sıkmak deyiminin maaşlarımızı mı, ülkeden günlerdir TBMM önünde aç sahnelendiği dönemlerdeyiz. Reçete akıl, ümidini kesmiş, küsmüş giden biilaç didinen, yağmurda, selde bilimden, Aydınlanmadan yana yol izlemekken ümmetçi, dini-etnik-mezhepsel bölünmeleri nitelikli gençlerimizi mi, yoksa nöbet tutan ve hepimiz adına kışkırtacak, toplumsal uzlaşıyı dinamitleyecek “barış” gibi çekici bir isimle mücadele verdikleri halde sesler yükseldikçe yükseliyor. Onlara alan adlandırılmış, ancak niteliği seslerini duymadığımız köylü açanlara hayretle, ülkenin geleceği için şüpheyle ve koşulları biz yurttaşlara kardeşlerimizin yanında olurdum. bakmak ve samimiyetle sormak gerek; bir açıklanmayan esrarengiz iktidar uğruna, Atatürk liderliğinde zorlu Sevgili okur, zannediyor mücadelelerle kurulmuş demokratik, laik, hukuk süreçleri mi? Haklısınız ama... musunuz ki “İklim Yasası, Maden Yasası tıkır tıkır geçiyor! bilincindeler! Bizim sanayi devleti modelini aşındıracak bu cesareti nereden Bugün Filistin’deki soykırım Yasası” diye anılan mevzuat buluyorlar? Biz bir tarım ülkesiyiz. Yakın Devrimi’ni tam olarak için hepimizin yüreği kan ağlıyor değişikliği ülkenin sadece küçük zamanlara kadar kendini yakalayabildiğimiz bile tartışmalı. Altan ağabey... ama kaçımız bu acı maceranın bir bölümünü ilgilendiriyor? besleyebilen birkaç ülkeden Cumhuriyet kuşağının önde gelen sembol en başında toprak meselesinin Hayır. Öyleyse niye bu insanlar Öz yurdunda kiracı… biriydik; şimdi halimize bakın! isimlerinden Altan Öymen’i yitirdik, çok olduğunu biliyoruz ya da yalnız bırakıldı? Denilecek ki Atatürk boşuna mı “Köylü üzgünüz. Türk basınının usta ismiydi Altan Tarım ürünlerinin niteliksizliği ve hatırlıyoruz? Filistinlilerin 20. “muhalefet” kaç parça olsun? ağabey. Gazeteciliğinin yanında yazar, milletin efendisidir” demişti? dudak uçuklatan fiyatları, nereye siyasetçi... Cumhuriyet ilkelerinin savunucusu. yüzyıl başlarından, 2. Dünya Doğru, parlamenter muhalefet, Atatürkçü dernekler neredesiniz, gittiğimizi göstermiyor mu? Daha Memleket meseleleri üzerine görüşlerini Savaşı’nın sonunda İsrail yani CHP, TİP, ve adı muhalife niçin köylünün yanında da mı yok edeceğiz tarımımızı! geçmişten bugüne tarihsel dönemeçlerden devleti kurulasıya kadar Yahudi çıkmış partilerden birkaç değerli değilsiniz! Tarım emekçileri İklimleri tarımda çeşitliliğe örnekleriyle bizlerle, değerli okuyucuyla paylaştı. yerleşimcilere sattığı vatan milletvekili canla başla uğraşıyor, sokakta eylem yapıyor, Gazetemizde “Dünden bugüne” köşesindeki uygun olmayan ama Sanayi parçalarıydı! Topraktı! Âşık son yazısı da gündemin sıcak maddelerinden, elbette görüyoruz; yürekli, sosyalistler, haberiniz yok mu, Devrimi’ni ta başında yakalamış, anayasa tartışmalarına ilişkindi. Bilgi birimi, Veysel’in “sadık yarim” dediği, kararlı, iradeli bir mücadele neredesiniz? Meslek odaları, sanayi ürünleriyle dünya tecrübesi aynı zamanda mütevazılığı, zarifliği, insanın hamurundaki ve varacağı yürüten CHP yönetimine ve piyasasını tutmuş, zenginleşmiş ya siz neredesiniz? Tarım hayata esprili bakışıyla genci, yaşıtı herkesi keyifli son mekân olan toprak! mitinglere katılan on binlerce ülkeler, yürütebildikleri kadar yapamaz duruma düşen köylüye, sohbetlerin içine katardı. En zorlu anlarda bile yurttaşımıza teşekkür borçluyuz Çok uluslu şirketlere toprağını gülümseyen yüzüyle bizlere iyimserliğin direncini tarımı asla ihmal etmezler; yüzbinlerce insanımıza ne olanak de gösterirdi. Türk basınında, siyasetinde önemli fakat ne yazık ki yetmiyor; canını tahsis eden, öz yurdunda kiracıya Almanya’ya, Hollanda’ya, sağlayacak işsizliğe batmış bu izler bıraktı, ilklere imza attı, duruşuyla örnek döner ve er geç bir gün, mal dişine takmış tarım erbabını İngiltere’ye bakın! Zira işin ülke, sayın beyler, hanımlar, hiç oldu. Görüşleri, eserleriyle her zaman yaşayacak. destekleyemiyoruz ve Maden sonunun açlık olduğunun düşündünüz mü? sahibi ona yolu gösterir! “Uzun zamandır bırakın gülmeyi, Kendi de bir öykücü olan Hürriyet Işıl Özgentürk’ün 50 yıllık tanıklıkların- gülümsemeyi bile unuttuk. Bunun Yaşar’ın son çalışması çağdaş yazınımı- dan damıttığı insan hikâyeleri… birkaç nedeni: Mesela gülmek ayıp. Direnenlerin, dövüşenlerin, ezilenlerin, zın kurucularından Memduh Şevket Mesela bu pahalılıkta gülecek halimiz Esendal’ın kadın kişilerinden oluşan bir en çok da kadınların; aşağılanan ama yok. Mesela bu baskı ve yasaklar yılmayan, yok sayılan ama olanca öykü seçkisi. Öykü okurunun M.Ş.E. ortamı insanı gülmekten caydırıyor. kısaltmasıyla da tanıdığı Esendal bu gücüyle haykıran kadınların öyküleri… Daha pek çok şey sayabiliriz…” derlemedeki öykülerinde bizi, erkeğini Anadolu’nun kadim uygarlıklarına selam verip Moskova sokaklarında gezintiye kendi seçen, “o güzel yuva”yı kurup ocağı tüttüren, olmadığını gördüğünde bozup çıkan röportajlar, anılar, toplumsal Kitap okuduğunuzu biliyoruz. bellekte yer eden yaşanmışlıklar… yeniden kurabilen kadınlarla tanıştırıyor. 13,5x20,5- 117 sayfa- Gülmece 12,5x19,5- 377 sayfa- Anı 12,5x19,5- 256 sayfa- Öykü Seçkisi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle